Bediüzzaman'ın Evrad Ve Dua İklimi

Evrad, sık sık ve devamlı okunan dualar demektir. Aynı zamanda, Farsçada vird; talebe, şakird, mürid demek olup ikisi arasındaki ilişkiye de işaret eder.(1) Yani Hak yolcusu bu azıkla canlı ve diri kalır, yoluna devam eder. Ondan koptuğu zaman da, pörsümeye, solmaya, şeytanın ağına takılmaya kendini salıvermiş olur. "Kim Rahman'ın
zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık o, onun yakın arkadaşı olur." (2)

... Asrımızda iman ve Kur'an vadisinde büyük bir çığır açan, Bediüzzaman Hazretleri, evrad u ezkar insanı olarak da bize güzel bir numune olmuş, büyük bir bahtiyardır. Bediüzzaman'ın evrad u ezkar hayatında iki şey dikkat çeker:

1-Evradda devamlılık

Her büyük Hak dostu gibi Üstad Bediüzzaman da, Allah Resulü'nün (sas) "Az; ama devamlı" olma ve "başladığı ibadeti bırakmama" sünnetlerine azami şekilde ittiba etmiştir.

8,5 sene kadar kaldığı Barla'daki komşuları naklediyorlar: "Üstadı, geceleri, Dershane-i Nuriye'nin önündeki bir mübarek çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile ezkar ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstadın böyle sabahlara kadar çalışmasını gördükçe;
ne zaman uyur, ne zaman kalkar bilemezdik. (3)
Kastamonu'nun medar-ı iftiharı olan Mehmed Feyzi Efendi ise şöyle diyor: "Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i aşina ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez. Teheccüd ve münacaat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan'da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki: "Biz sizin üstadınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacaat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine
hayretler içinde kalırdık." (4)

Bediüzzaman'ın yetiştirdikleri insanlar da hep böyle evrad u ezkarla hemdem, teheccüdde berdevam ağzı dualı mana insanları olagelmişlerdir. Onlardan biri olan Zübeyr Gündüzalp tavsiyelerinde "Evrad u ezkara ihtimam.. azami ihtimam" derken, başka bir yerde, "Evrad, hizmetin lezzetini artırır." (5) diyerek bir başka hususa işaret etmektedir.

... Evrad u ezkarın terk edildiği yerde enaniyetler kabarır, gerilim azalır. Ortada bir sürü his insanı kalır. Ama "kalp insanı asla; ama ruh insanı katiyen"... Evet, maneviyatsız, kuru bir okuma ayrı bir bela ve ayrı bir marazdır.

Zikrederken tefekkür etmeli

Bediüzzaman okuduğu evradı, tefekkürle içine sindire sindire okurdu. Hatta birçok hakikatin kalbine evrad okurken tülu ettiğini eserlerinde görüyoruz. Bu tefekkürlere misal olarak 10. Mektup'ta, Şah-ı Nakşibendi'nin Evrad-ı Kudsiye'sini okurken, Tarihçe-i Hayat'ta geçen bir mektubunda namaz tesbihatını okurken kalbine gelen manalara bakılabilir. (6)

Üstad Bediüzzaman, okuduğu virdlerin çoğunu "üstadlarımdan"dediği (7) Nakşi-Halidi Şeyhi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (ks) Hazretleri'nin tertip etmiş olduğu 3 ciltlik Mecmuatü'l-Ahzab isimli dua kitabından seçmiştir.

Bediüzzaman, zikir ve tefekküre önem verirken yaptığı zikirler şöyle:

1-Cevşen

"Kur'an'ın hakiki ve tam bir nevi münacaatı ve Kur'an'dan çıkan bir çeşit hülasası olan Cevşen-i Kebir." (8) dediği bu duayı Türkiye'de meşhur eden Bediüzzaman Hz. olmuştur. Kendisi de Cevşeni her gün okuyarak hayatının son kırk senesi bu adetini terketmemiştir.(9)

Bin hususiyeti bulunan Cevşen-i Kebir (10) dediği Cevşen'in pek çok dünyevi faidesini de hayatında bizzat görmüştür. Mesela Emirdağı'nda bir zehirlenmesi esnasında, "Cevşen-ül Kebir gibi evrad-ı kudsiyelerin feyziyle ölümden muhafaza olunuyorum. Fakat, hastalık, ızdırap çok şiddetlidir." (Tarihçe-i Hayat-461) derken Emirdağ
Lahikası'nda ise, "Düşmanlarımın maddi-manevi zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar." demektedir. (Emirdağ, 1/145)

2- Celcelutiye

Hz. Ali (kv)'ye dayandırılan, İmam Gazali'nin şerh yazdığı bu duayı da sık sık okurdu. Bediüzzaman Hz.nin Şia kaynaklı rivayetlere eğilerek, aralarından ehl-i beytin tertemiz kanalıyla gelenleri seçmesi ve bizlere tanıtması ittihad-i İslam adına çok manidardır.

3- Hizb-i Masun

13. Şua'da gördüğümüze göre, İmam-ı Gazali Hazretleri'nin tertip ettiği bu duayı da okuyordu. Bu dua Fethullah Gülen Hocaefendi'nin tertip ettiği Dua Mecmuası'nda mevcuttur.

4- İmam-ı Şafii'nin bir münacaatı

Bediüzzaman '8-9 senedir duamdır dediği bu münacaat için; "Hatta münacaatın en güzeli ve ciddisi ve en yücesi...olan İmam-ı Şafii'nin meşhur bir münacaatını çok defa okuyordum." ifadesini kullanır.

5- Abdülkadir Geylani'nin bir münacaatı

Üstadın düzenlediği Hizb'ül Hakaik-i Nuriye adlı evrad (dua) kitabının sonlarında yer alan bu münacaat da muhteşem bir duadır. Bediüzzaman Hz. bu duanın başında Arabi ibarelerle bir açıklama düşmüştür ki kısa tercümesi şöyledir: "Allah'ım, günahlarım boynumu büktü. Günahlarımın çokluğu ile utanıyorum. Ve gafletimin şiddeti sesimi kıstı. Senin rahmet kapını çalıyorum. Ve mağfiret kapında seyyidim ve senedim Şeyh Abdülkadir Geylani'nin -Senin kapında makbul olan nidasıyla- nida ediyorum."

6-Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend

Yine üstadın düzenlemiş olduğu dua kitabında var olan bu dua için Bediüzzaman: Hz. "Şah-ı Nakşibendi'nin kudsi bir duasıdır ki, Hazret-i Peygamber (sas)'den manevi alemde ders almış." der

Abdülkadir Badıllı'nın nakline göre Üstad bu evradı da ezbere biliyormuş.
(Bkz. Badıllı a.g.e., 791.)

8- Delaili'n-Nur:

Bediüzzaman Hz.nin düzenlediği Delaili'n-Nur, evliyanın büyüklerinin salavatlarını içine alan çok mükemmel bir salavat kitabıdır.

9- Sekine:

Üstad Hazretleri, İmam-ı Gazali' den aldığı bu duayı kendine daima vird edinerek bütün evradları zamanla değiştiği halde onu hiç bırakmamıştır.

10- Veysel Karani'nin münacaatı:

Tabiinin büyüğü Üveys el Karani'nin bu münacaatı da Bediüzzaman Hz.nin devamlı okuduğu dualardandır.

11-6 ayeti kerime:

Ayrıca Hazreti Bediüzzaman akşam namazından sonra devam ettiği ve Lem'alar'ın başında zikrettiği 6 ayet-i kerimeyi 33'er defa okumuş...
Akşam-yatsı arasını "çok kıymettar dua vakti" olduğunu belirterek, hatta bu zamanı değerlendirmeyen talebelerini ikaz etmiştir..

Son olarak Bediüzzaman'ın evrad okuyuş şeklini nakledelim. Talebelerinden öğrendiğimize göre önce Delaili'n-Nur'daki salavatlardan bir kısmını okur; daha sonra ara vererek diğer evradlarını okur; en sonunda yine Delaili'n-Nur'daki salavatlarla
tamamlardı. "İki salavat arasında okunan dua makbuldür." derdi.


(1) Büyük Lügat-TÜRDAV Yayınları

(2) Zuhruf; 36

(3) Tarihçe-i Hayat, sh. 166, Envar Neşriyat.

(4) Tarihçe-i Hayat, sh. 327

(5) Altın Prensipler, Yeni Asya Neşriyat.

(6) Tarihçe-i Hayat, sh. 298

(7) Bkz. Es'ad Coşan, Güncel Meseleler, Seha Neşriyat.

(8) Sözler, sh. 441, Sözler Yayınevi

(9) Abdülkadir Badıllı, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynakları, sh. 739,
Envar Neşriyat.

(10) Lemalar, sh. 183, Yeni Asya Neşriyat.
 

akna

Well-known member
BEDİÜZZAMAN'ın Evrad ve Dua İklimi

BEDİÜZZAMAN'IN EVRAD ve DUA İKLİMİ


Evrad, sık sık ve devamlı okunan dualar demektir. Aynı zamanda, Farsçada vird; talebe, şakird, mürid demek olup ikisi arasındaki ilişkiye de işaret eder.(1) Yani Hak yolcusu bu azıkla canlı ve diri kalır, yoluna devam eder. Ondan koptuğu zaman da, pörsümeye, solmaya, şeytanın ağına takılmaya kendini salıvermiş olur. "Kim Rahman'ın
zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık o, onun yakın arkadaşı olur." (2)

... Asrımızda iman ve Kur'an vadisinde büyük bir çığır açan, Bediüzzaman Hazretleri, evrad u ezkar insanı olarak da bize güzel bir numune olmuş, büyük bir bahtiyardır. Bediüzzaman'ın evrad u ezkar hayatında iki şey dikkat çeker:

1-Evradda devamlılık

Her büyük Hak dostu gibi Üstad Bediüzzaman da, Allah Resulü'nün (sas) "Az; ama devamlı" olma ve "başladığı ibadeti bırakmama" sünnetlerine azami şekilde ittiba etmiştir.

8,5 sene kadar kaldığı Barla'daki komşuları naklediyorlar: "Üstadı, geceleri, Dershane-i Nuriye'nin önündeki bir mübarek çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile ezkar ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstadın böyle sabahlara kadar çalışmasını gördükçe;
ne zaman uyur, ne zaman kalkar bilemezdik. (3)
Kastamonu'nun medar-ı iftiharı olan Mehmed Feyzi Efendi ise şöyle diyor: "Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i aşina ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez. Teheccüd ve münacaat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan'da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki: "Biz sizin üstadınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacaat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine
hayretler içinde kalırdık." (4)

Bediüzzaman'ın yetiştirdikleri insanlar da hep böyle evrad u ezkarla hemdem, teheccüdde berdevam ağzı dualı mana insanları olagelmişlerdir. Onlardan biri olan Zübeyr Gündüzalp tavsiyelerinde "Evrad u ezkara ihtimam.. azami ihtimam" derken, başka bir yerde, "Evrad, hizmetin lezzetini artırır." (5) diyerek bir başka hususa işaret etmektedir.

... Evrad u ezkarın terk edildiği yerde enaniyetler kabarır, gerilim azalır. Ortada bir sürü his insanı kalır. Ama "kalp insanı asla; ama ruh insanı katiyen"... Evet, maneviyatsız, kuru bir okuma ayrı bir bela ve ayrı bir marazdır.

Zikrederken tefekkür etmeli

Bediüzzaman okuduğu evradı, tefekkürle içine sindire sindire okurdu. Hatta birçok hakikatin kalbine evrad okurken tülu ettiğini eserlerinde görüyoruz. Bu tefekkürlere misal olarak 10. Mektup'ta, Şah-ı Nakşibendi'nin Evrad-ı Kudsiye'sini okurken, Tarihçe-i Hayat'ta geçen bir mektubunda namaz tesbihatını okurken kalbine gelen manalara bakılabilir. (6)

Üstad Bediüzzaman, okuduğu virdlerin çoğunu "üstadlarımdan"dediği (7) Nakşi-Halidi Şeyhi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (ks) Hazretleri'nin tertip etmiş olduğu 3 ciltlik Mecmuatü'l-Ahzab isimli dua kitabından seçmiştir.
Bediüzzaman, zikir ve tefekküre önem verirken yaptığı zikirler şöyle:

1-Cevşen

"Kur'an'ın hakiki ve tam bir nevi münacaatı ve Kur'an'dan çıkan bir çeşit hülasası olan Cevşen-i Kebir." (8) dediği bu duayı Türkiye'de meşhur eden Bediüzzaman Hz. olmuştur. Kendisi de Cevşeni her gün okuyarak hayatının son kırk senesi bu adetini terketmemiştir.(9)

Bin hususiyeti bulunan Cevşen-i Kebir (10) dediği Cevşen'in pek çok dünyevi faidesini de hayatında bizzat görmüştür. Mesela Emirdağı'nda bir zehirlenmesi esnasında, "Cevşen-ül Kebir gibi evrad-ı kudsiyelerin feyziyle ölümden muhafaza olunuyorum. Fakat, hastalık, ızdırap çok şiddetlidir." (Tarihçe-i Hayat-461) derken Emirdağ
Lahikası'nda ise, "Düşmanlarımın maddi-manevi zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar." demektedir. (Emirdağ, 1/145)

2- Celcelutiye

Hz. Ali (kv)'ye dayandırılan, İmam Gazali'nin şerh yazdığı bu duayı da sık sık okurdu. Bediüzzaman Hz.nin Şia kaynaklı rivayetlere eğilerek, aralarından ehl-i beytin tertemiz kanalıyla gelenleri seçmesi ve bizlere tanıtması ittihad-i İslam adına çok manidardır.

3- Hizb-i Masun

13. Şua'da gördüğümüze göre, İmam-ı Gazali Hazretleri'nin tertip ettiği bu duayı da okuyordu. Bu dua Fethullah Gülen Hocaefendi'nin tertip ettiği Dua Mecmuası'nda mevcuttur.

4- İmam-ı Şafii'nin bir münacaatı

Bediüzzaman '8-9 senedir duamdır dediği bu münacaat için; "Hatta münacaatın en güzeli ve ciddisi ve en yücesi...olan İmam-ı Şafii'nin meşhur bir münacaatını çok defa okuyordum." ifadesini kullanır.

5- Abdülkadir Geylani'nin bir münacaatı

Üstadın düzenlediği Hizb'ül Hakaik-i Nuriye adlı evrad(dua) kitabının sonlarında yer alan bu münacaat da muhteşem bir duadır. Bediüzzaman Hz. bu duanın başında Arabi ibarelerle bir açıklama düşmüştür ki kısa tercümesi şöyledir: "Allah'ım, günahlarım boynumu büktü. Günahlarımın çokluğu ile utanıyorum. Ve gafletimin şiddeti sesimi kıstı. Senin rahmet kapını çalıyorum. Ve mağfiret kapında seyyidim ve senedim Şeyh Abdülkadir Geylani'nin -Senin kapında makbul olan nidasıyla- nida ediyorum."

6-Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend

Yine üstadın düzenlemiş olduğu dua kitabında var olan bu dua için Bediüzzaman: Hz. "Şah-ı Nakşibendi'nin kudsi bir duasıdır ki, Hazret-i Peygamber (sas)'den manevi alemde ders almış." der

Abdülkadir Badıllı'nın nakline göre Üstad bu evradı da ezbere biliyormuş. (Bkz. Badıllı a.g.e., 791.)

8- Delaili'n-Nur:

Bediüzzaman Hz.nin düzenlediği Delaili'n-Nur, evliyanın büyüklerinin salavatlarını içine alan çok mükemmel bir salavat kitabıdır.

9- Sekine:

Üstad Hazretleri, İmam-ı Gazali' den aldığı bu duayı kendine daima vird edinerek bütün evradları zamanla değiştiği halde onu hiç bırakmamıştır.

10- Veysel Karani'nin münacaatı:

Tabiinin büyüğü Üveys el Karani'nin bu münacaatı da Bediüzzaman Hz.nin devamlı okuduğu dualardandır.

11-6 ayeti kerime:

Ayrıca Hazreti Bediüzzaman akşam namazından sonra devam ettiği ve Lem'alar'ın başında zikrettiği 6 ayet-i kerimeyi 33'er defa okumuş...
Akşam-yatsı arasını "çok kıymetdar dua vakti" olduğunu belirterek, hatta bu zamanı değerlendirmeyen talebelerini ikaz etmiştir..

Son olarak Bediüzzaman'ın evrad okuyuş şeklini nakledelim. Talebelerinden öğrendiğimize göre önce Delaili'n-Nur'daki salavatlardan bir kısmını okur; daha sonra ara vererek diğer evradlarını okur; en sonunda yine Delaili'n-Nur'daki salavatlarla
tamamlardı. "İki salavat arasında okunan dua makbuldür." derdi.



alıntı
 
Üst