Hayali ve hakiki Ziyaeddin.

hasret

Well-known member
Bundan kırk elli sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (rahmetullahi aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum.

O merhum kardeşim, evliya-i azimeden olan Hazret-i Ziyaeddin’nin (k.s.) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane muhabbet ve hüsn-ü zan etse de makbul gördükleri için, o merhum kardeşim dedi ki:

“Hazret-i Ziyaeddin bütün ulûmu biliyor. Kâinatta, kutb-u âzam gibi herşeye ıttılâı var.” Beni onunla raptetmek için çok harika makamlarını beyan etti.

Ben de o kardeşime dedim ki: “Sen mübalâğa ediyorsun. Ben onu görsem, çok meselelerde ilzam edebilirim. Hem sen benim kadar onu hakikî sevmiyorsun. Çünkü kâinattaki ulûmları bilir bir kutb-u âzam suretinde tahayyül ettiğin bir Ziyaeddin’i seversin. Yani o ünvanla bağlısın, muhabbet edersin. Eğer perde-i gayb açılsa, hakikati görünse, senin muhabbetin ya zâil olur veyahut dörtten birisine iner. Fakat ben, o zât-ı mübâreki senin gibi pek ciddî severim, takdir ederim. Çünkü, Sünnet-i Seniye dairesinde, hakikat mesleğinde, ehl-i imana hâlis ve tesirli ve ehemmiyetli bir rehberdir. Şahsî makamı ne olursa olsun, bu hizmeti için ruhumu ona feda ederim. Perde açılsa ve hakikî makamı görünse, değil geri çekilmek, vazgeçmek, muhabbette noksan olmak, bilâkis daha ziyade hürmet ve takdirle bağlanacağım. Demek ben hakikî bir Ziyaeddin’i, sen de hayalî bir Ziyaeddin’i seversin.

Benim o kardeşim insaflı ve müdakkik bir âlim olduğu için, benim nokta-i nazarımı kabul edip takdir etti.






_________________________________________________Kardeşler burasıda bir cok noktaya dikkati cekiyor, bana deli diyeceksiniz belki ama ben burayı okuyunca hep aklıma su geliyor;
İnternette tanışan birbirleirne hayran olanlar varya işte onlar ;D Hayali birine hayran oluyorlar,zzahire hukmediyorlar,hakikat perdesi aralanıncaaaa.... ;D
 

yunus44

Active member
kardeş hemderdi hemde dermanı yazmışsın sağol. bu konuya bir hadisle devam edecek olursak
.................................................
Bir gün, Peygamberimiz Hazreti Muhammed -Sallallahu aleyhi ve sellem, Eshabın büyükleriyle -Radiyallahu anhüm- bir yerde otururken yanlarına edepsiz biri gelip hakaret etti.
- Efendimize mi hakaret etti?
- Evet. “Senin kadar kötü, senin kadar çirkin birini görmedim”dedi Efendimize.
- Eshab-ı kiram ne yaptılar peki?
- Efendimize baktılar. Bir işaret etse, parçalayacaklardı adamı.

“Doğru söylüyorsun!”
Sordular yine:
- Efendimiz bir şey buyurdular mı?
- Evet, “Doğru söylüyorsun”buyurdular.
Ve devam etti anlatmaya:
O edepsiz adam gitti. Az sonra hazret-i Ebu Bekir -Radiyallahu anh- geldi oraya. Efendimizi görünce,
- “Yâ Resulallah! Ömrümde senin kadar güzel, senin kadar sevimli bir kimse görmedim”dedi.
- Efendimiz ne buyurdular peki?
- Yine “Doğru söylüyorsun”, buyurdular.
- Çok şaşırdık efendim, ikisine de “Doğru söylüyorsun” buyurmuşlar.
- Evet. Eshab-ı kiram da şaşırdılar ve “Yâ Resulallah! O adama da doğru söylüyorsun dediniz, Ebu Bekir’e de. Hikmeti nedir?” diye sordular.
- Efendimiz ne buyurdu peki?
- “Ben aynayım”, buyurdular. “Bana bakan, kendini görür. İkisi de kendilerini görüp, gördüklerini söylediler”.
 
Üst