Lahika Analizi 50:Asâ-yı Mûsâ’-İkinci Mes'elenin Hülâsası

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.
Bismillahirrahmanirrahim.

Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü ebeden daimen.


Bu haftaki Lahika Analizi dersimize Asâ-yı Mûsâ’ İkinci Mes'elenin Hülâsası,dan devam ediyoruz insallah. Anladiklarinizi paylasarak katilimlarinizi bekliyoruz kardesler.


[BILGI]

İkinci Meselenin Hülâsası

Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberinin güzelce izah ettiği gibi, ölüm o kadar kat’î ve zâhirdir ki, bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane nasıl ki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir; öyle de, bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kàfilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Herbir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var.

İşte bu dehşetli hakikatın muammasını Risale-i Nur hall ve keşfetmiş. Bir kısacak hülâsası şudur:

Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor. Elbette bu ecel cellâdının elinden ve kabir haps-i münferidinden kurtulmak çaresi varsa, insanın en büyük ve herşeyin fevkinde bir endişesi, bir meselesidir. Evet, çaresi var ve Risale-i Nur Kur’ân’ın sırrıyla o çareyi, iki kere iki dört eder derecesinde kat’î ispat etmiş. Kısacık hülâsası şudur ki:

Ölüm ya idam-ı ebedîdir; hem o insanı, hem bütün ahbabını ve akaribini asacak bir darağacıdır. Veyahut başka bir bâki âleme gitmek ve iman vesikasıyla saadet sarayına girmek için bir terhis tezkeresidir. Ve kabir ise, ya karanlıklı bir haps-i münferit ve dipsiz bir kuyudur. Veyahut bu zindan-ı dünyadan bâki ve nuranî bir ziyafetgâh ve bağistana açılan bir kapıdır. Bu hakikati Gençlik Rehberi bir temsil ile ispat etmiş.

Meselâ, bu hapsin bahçesinde asmak için darağaçları konulmuş ve onların dayandıkları duvarın arkasında gayet büyük ve umum dünya iştirak etmiş bir piyango dairesi kurulmuş. Biz bu hapisteki beş yüz kişi, herhalde, hiç müstesnası yok ve kurtulmak mümkün değil, bizi birer birer o meydana çağıracaklar. Ya “Gel, idam ilânını al, darağacına çık” veya “Daimî haps-i münferit pusulasını tut, bu açık kapıya gir” veyahut “Sana müjde! Milyonlar altın bileti sana çıkmış. Gel al” diye her tarafta ilânatlar yapılıyor.

Biz de gözümüzle görüyoruz ki, birbiri arkasında o darağaçlarına çıkıyorlar. Bir kısmın asıldıklarını müşahede ediyoruz. Bir kısmı da, darağaçlarını basamak
[/BILGI]



Bu risaleyle ilgili sorular


[NOT]Darağacı temsilini açar mısınız? Yani ehliiman da darağacına çıkıyor mu, darağacının kimine basamak olması, kimini asmasını nasıl anlamalıyız?

"Birtek muhbirin yalan olabilir haberiyle yüzde birtek ihtimal-i tehlike ve bir ay hapis imkânı bulunan..." cümlesini açar mısınız, bir aydan kasıt nedir?

"İkinci cemaat ve heyet, ellerinde terbiyenameler..." ifadesi geçiyor. Terbiyename ne demektir?

"...ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferid (beka-i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz ihtimalle kat´î haber veren..." Bu konuyu izah eder misiniz?

''Sefahet ve haram ve itikatsızlık ve fıskta devam edenler, tevbe etmemek şartıyla ya idam-ı ebedî veya daimî ve karanlık haps-i münferit ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz ihtimalle katî haber veren..." izah?

"Dünyada insana denilse, şu yol kısa ama tehlikeli, bu yol ise uzun ama tehlikesizdir. İnsan kendini garantiye almak için, uzun ama tehlikesiz yolu seçer. Lakin iş ahiret boyutuna geldiği zaman insan aynı hassasiyeti gösteremiyor." Açıklar mısınız?
[/NOT]
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Darağacı temsilini açar mısınız? Yani ehliiman da darağacına çıkıyor mu, darağacının kimine basamak olması, kimini asmasını nasıl anlamalıyız?


Dar ağacı; burada ölümü temsil ediyor. Ölüm ise; Mümin kafir ayırt etmeksizin herkesi idam ediyor. Bu ölümün görünen yüzü olup, zahirde herkesi asıp yok ediyor.

Yalnız bir de ölümün görünmeyen içyüzü var. Bu içyüzü ölümün hakikatidir, bu hakikat ancak iman nuru ve Kur’an hidayeti ile anlaşılabilir. Yani darağacı hükmünde olan ölüme, iman nuru ile bakılır ise ölüm ebedi bir saadetin başlangıcı ve sonsuz bir hayatın ilk aşamasıdır. Yani ölüm, insanları ebedi olarak yokluğa ve hiçliğe atan bir idam sehpası ya da dar ağacı değildir.

Ama kafirin nazarında ölüm bir hiçlik, ölüm bir yokluk, ölüm bir idamı ebedidir. Bir daha dirilmemek üzere yok olmaktır.

Aynı ölüm vakası, Mümin için ebedi bir diriliş iken, kafir için ebedi bir yok oluştur. İşte ölümün Mümine başka güzel bir aleme geçmek için basamak, kafire ise dar ağacına atılan bir adım olması bu sırdandır. Yani imanlı bakışla küfür bakışının arasındaki farka işaret ediyor.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
"Birtek muhbirin yalan olabilir haberiyle yüzde birtek ihtimal-i tehlike ve bir ay hapis imkânı bulunan..." cümlesini açar mısınız, bir aydan kasıt nedir?



"İki yolun -hadsiz muhbirlerin kat'î ihbarları ile- en kısa ve kolayı ve yüzde yüz Cennet ve saadet-i ebediyeyi kazandıranı bırakıp en dağdağalı ve uzun ve sıkıntılı ve yüzde doksan dokuz Cehennem hapsini ve şekavet-i daimeyi netice veren yolunu ihtiyar ettiği halde, dünyada iki yolun, birtek muhbirin yalan olabilir haberiyle yüzde birtek ihtimal-i tehlike ve bir ay hapis imkânı bulunan kısa yolu bırakıp, menfaatsiz -yalnız zararsız olduğu için- uzun yolu ihtiyar eden bedbaht, sarhoş divaneler gibi, dehşetli ve uzakta görünen ve ona musallat olan ejderhalara ehemmiyet vermez, sineklerle uğraşıyor, yalnız onlara ehemmiyet verir derecede aklını, kalbini, ruhunu, insaniyetini kaybetmiş oluyor."(1)

İnsanın dünya hayatında en küçük bir zarardan korunmak için, bir kişinin bu zarar olabilir demesini dikkate alması ve yolunu değiştirmesini akıl gerektirirken, yüzde yüz ebedi zarar diyen binlerce doğru ve sadık insanların ihtar ve ikazını ciddiye almaması, hakikaten düşündürücü bir durumdur.

Buradaki bir ay hapisten maksat; dünyanın küçük ve basit zararlarına kinayedir. Yani dünya işlerinde birisi bize dese şu işi yaparsan bir ay hapis verirler, biz hemen o işten uzaklaşırız; ama yüz binlerce peygamberler küfür ve fısk yolunda bir ay değil, ebedi hapis riski ve tehlikesi var demelerine rağmen, insanların ekserisi bunu dikkate almıyorlar.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
"İkinci cemaat ve heyet, ellerinde terbiyenameler..." ifadesi geçiyor. Terbiyename ne demektir?


Terbiyename: İnsanı eğiten, olgunlaştıran, doğruya sevkeden, yanlışlardan koruyan sistemli bir eğitim kitabı, şeklinde anlamak daha doğru olur kanaatindeyiz.

Bu açıdan bakıldığında Kur'an bir terbiyenamedir. Sünnet ve hadisler birer terbiyenamedir. Hatta büyük zatların telif ettikleri her bir eser, birer terbiyanamedir, denebilir.

İlgili yerde konu bir temsil ile izah edildiği için, terbiyename ifadesi de sembol olarak kullanılmış.

Sorularla Risale
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
...ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferid (beka-i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz ihtimalle kat´î haber veren..." Bu konuyu izah eder misiniz?

"İşte bu temsil gibi, her vakit gördüğümüz ecel darağacının arkasında, mukadderat-ı nev-i beşer piyangosundan ehl-i iman ve tâat için-hüsn-ü hâtime şartıyla-ebedî ve tükenmez bir hazinenin bileti çıkacağını yüzde yüz ihtimalle; sefahet ve haram ve itikatsızlık ve fıskta devam edenler-tevbe etmemek şartıyla-ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferit (beka-i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz…"(1)


Kabir hayatı ile ondan sonraki süreçler farklı yaşam formları olduğu için, kabirde ebediyet ifadesi diğer yaşam formlarını içine almaz. Yani inandığı halde inandığı gibi yaşamayanlar, hayatlarını haram ve sefahatte harcadıkları için ceza olarak kabir hayatında ebedi olarak, yani kabir hayat sürecinin tamamını ceza ile geçirebilirler demektir. Yoksa cehennemde ebedi kalmazlar. Zira kalbinde zerre kadar iman bulunanlar ebedi cehennem azabından kurtulacağı kati bir Ehl-i sünnet inancıdır.

Üstad Hazretlerinin “şekaveti ebedi” ifadesini, kabir hayatı ile kayıtlamak gerekiyor. Nitekim bazı ayet ve hadislerde genel kaidelerle çelişen ifadeler görüldüğü zaman genel kaidelere uygun bir şekilde tevil ve tabir edilir. Üstad Hazretlerinin bu tabirini de böyle değerlendirmek mümkündür.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
''Sefahet ve haram ve itikatsızlık ve fıskta devam edenler, tevbe etmemek şartıyla ya idam-ı ebedî veya daimî ve karanlık haps-i münferit ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz ihtimalle katî haber veren..." izah?


İdamı ebediyeye gidenler için, ahirete inanmama şartı konurken, daimi ve karanlık hapsi münferide gidenler için ise, bekayı ruh kaydı konmuştur


Bu iki şahıs arasındaki ortak nokta, ikisinin de ebedi cehennemde kalacaklarıdır. Aralarındaki fark ise, birisi idamı ebedide, diğeri ise münferit hapiste kalacağıdır.


İki şahsın itikadına gelince; ikisi de kafir ama aralarında bir fark var; biri ahiretin varlığına, yani bekayı ruha inanıyor. Diğeri ise hiç inanmıyor.


Mesela; bir Hristiyan, Efendimizi (sas) kabul etmediği ve sağlam bir tevhid inancı olmadığı için kafirdir. Ama bu Hristiyan kendi dininin itikadı icabı, ahiretin varlığına inanıyor. Başka bir aleme gideceğini düşünüyor.


Fakat bir ateistin hiçbir itikadı yoktur. Tamamen yok olacağına inanıyor. Bu iki şahıs arasındaki itikat farkı, onların çekeceği azaba da yansımıştır ve Üstadımız da bu azap farkına işaret ediyor. Biri ebedi yok olacağına inandığı için, her an yok olacak gibi azap çekerken, diğeri ebedi hayatın varlığına inandığı için, yok olma azabını çekmiyor, fakat kafir olduğu için de ebedi cehennemde yalnız olarak kalacaktır.
Bu konu On Üçüncü Söz'ün İkinci Makam'ının başında izah edilmektedir.
Yazar: Sorularla Risale
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.

"Dünyada insana denilse, şu yol kısa ama tehlikeli, bu yol ise uzun ama tehlikesizdir. İnsan kendini garantiye almak için, uzun ama tehlikesiz yolu seçer. Lakin iş ahiret boyutuna geldiği zaman insan aynı hassasiyeti gösteremiyor." Açıklar mısınız?



Dünyada insana denilse, şu yol kısa ama tehlikeli, bu yol ise uzun ama tehlikesizdir. İnsan kendini garantiye almak için, uzun ama tehlikesiz yolu seçer. Lakin iş ahiret boyutuna geldiği zaman insan aynı hassasiyeti gösteremiyor. Yani milyonlarca enbiya ve evliya; şu yol cehenneme, şu yol da cennete çıkar demelerine rağmen, insanlar cehenneme giden yolu tercih ediyorlar.

Zararsız ama aynı zamanda menfaatsiz olan yol, temsildeki bir ifadedir. Yoksa, küfür ve günah yolu için sarf edilen bir ifade değildir.

Yani insan dünyada zararsız, ama aynı zamanda menfaatsiz bir yolu, kısa ama zararlı yola tercih etme akıllılığını gösterip de, milyonlarca enbiya ve evliyanın mutlak manada zararlı dediği küfür ve günahlı yolu, mutlak manada menfaatli olan iman ve itaat yoluna tercih etmeleri, hakikaten bir basiretsizlik ve divanelik değil de nedir acaba.
 
Üst