Risale-i Nurdan Önce ve Risale-i Nurdan Sonra

Değerli kardeşlerim benim adım Rıdvan. 21 yaşındayım ve doğma büyüme İzmirliyim. Her ne kadar maneviyattan yoksun bir şehirde dünyaya geldiysem de benim ailem olsun, akrabalarım olsun müsbet insanlardı. İlk namaz kıldığım zaman 12 yaşımdaydım. Fakat taklidi bir imana sahip olduğum için namazı bırakmam fazla uzun sürmedi. Fakat ilk kılınan namazın tadı gerçekten çok farklı. Ayrı tad, ayrı bir feyz alıyor insan ilk kıldığı namazda. Birde çocuk olmandan dolayı günahsızsın ve daha bir samimi Rabbine yönelmenden de kaynaklanıyor. Peygamberler Tarihi adlı kitap okurdum o zamanlar ve Peygamberlerin hayatları etkilerdi beni. Bir gün şöyle bir dua ettim Rabbim'e ''Allah'ım benim de İslamı yaymayı, insanların hidayetine vesile olmayı nasip et'' dedim. Peygamberlerin hayatlarından etkilenmem ve Allah'a daha yakın olmak için içten bir şekilde edilmiş bir duaydı.
Her neyse namaz hakikatini bilmediğimden dolayı namazı bırakmıştım. İzmir'in, ahir zamanın gafletine dalıp gitmiştik resmen. Dünyevi arkadaşlarda dolu olunca çevremde ve uyaran, hakikati anlatan çıkmayınca insanın karşısına, yolundan sapı veriyor böyle. Her ne kadar gaflete daldıysam da içimde azıcık olsada kırıntı vardı. Ne kadar dünyevi olsam da dini yermeye çalışan bir yerde dinimi savunur, zındıklara buğz ederdim. Dünyevi olmama rağmen içki ağzıma sürmemiştim. Dedim ya ne kadar gaflette de olsak içimdeki o kırıntı hürmetine Rabbim büyük günahlara girmemi engelliyordu resmen. Taklidi imana sahip olmak ne kadar kötü bir durum olduğunu Risale-i Nur'dan hakikatleri öğrenince çok iyi anladım.
12 yıldır arkadaş kaldığım birinin babası İslam'a içten içe cephe almış fakat bunu diliyle söylemiyor sadece bana muhalefet ediyordu. Tartışıyordum o bilgiden yoksun olduğum halimle. Arkadaşımın amcası Allah'a, Peygamber'e, dini değerlere küfür eden bir kafir, öteki amcası ise de aynı düşüncede olan biri, babası incili savunan fakat dinimizi yeren bir adam, dayısı ise dine inanmayan biri, annesi'de taklidi imana sahip biriydi. Böyle ortama girdiğim bir zaman arkadaşın babasıyla tartışırken tekrar beni sorularıyla falan köşeye sıkıştırıyordu. Bir gün cevap veremeyince ''Allah'tan iyi mi bilecen'' dedim. Adamda zaten inanç eksikliği var benim dediğim laf çok komik duruyordu bu cevap karşısında. Risale-i Nurda ki hakikatlerle tanıştıktan sonra gülüyorum daha önceki cahilce verdiğim cevaplarıma ve cevap veremediğim sorulara.
Namaza tekrar başlamam ise çok garip. Bir gün tekrar boş boş vakit öldürdüğüm zamanlar da aniden ''ben neden namaz kılmıyorum'' cümlesi döküldü ağzımdan. Namazla ilgili ne bir video, ne bir sohbet, ne tebliğ eden biri olmadı. Aniden birden bire bu cümleler döküldü ağzımdan ve beş vakit namaza başladım. Namaza başlamam ile nur hizmetiyle tanışmam aynı ana tevafuk etti. Kuzenim anlattı bana hizmetle ilgili usülleri ve hizmete girdim çok geçmeden. Risale-i Nur'u deli gibi okuduğum zamanlarda manevi bir lezzet almaya başladım. İzmir gibi bir yerde zındıkanın dehşetli sorularının bütün cevaplarını Risale-i Nur külliyatında görünce çok ilgi mi çekti ve harıl harıl okumaya başladım. Cemaat halinde okuma kampımı dersin, evde tek başıma okumak mı dersin ful okumaya ve sohbetlere gitmeye başladım. Anlıyacağınız yenilendim. O eski Rıdvan yoktu artık. Çevremin tepkilerine neden oldu namaza başlayıp cemaat'e gitmem ama o hakikatleri duyduktan sonra hiç bir şekilde ehemmiyet vermiyordum. Karşıma çıkan inançsız insanlarla münazaralara başladım, vesveseye kapılıp Allah'tan şüphe edenlerle konuşmaya Risale-i Nurdan aldığım hakikatleri anlatmaya başladım. İzmir gibi bir yerde genç nurcularla beraber hakikati yayma çabasına girmeye başladım ve 12 yaşında ettiğim dua'nın sekiz sene sonra kabul olduğunu anladım. ''Allah'ım benim de İslamı yaymayı, insanların hidayetine vesile olmayı nasip et'' diye ettiğim dua'nın hürmetine belkide Rabbim o an aniden namaza başlama ve hizmete girme şerefine nail etti beni. Ne kadar şükretsem az gerçekten.
Bu hatıramı yazma amacım Risale-i Nur öyle bir sırdır ki benim gibi bir avamı bile etkileyip tahkiki imanı elde ettirmeye vesile olduysa diğer insanlara kim bilir neleri kazandırır. Rabbimize binlerce şükür olsun ki bu hakikatleri öğretiyor bize. Allah inşaAllah bu hakikatleri daha çok öğrenip insanlığa duyurmayı nasip etsin. Hizmetimizi kabul ve daim etsin. Selam ve dua ile...
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Tebrik ederim kardeşim, Allah yolunu açık etsin.
Geçen gün risaleleri geçen sene tanımış ve külliyatı henüz yeni bitirmiş bir abimizle sohbet ediyordum. Bana dedi ki: Önceki halime bakıyorum ve gülüyorum. Ne kadar gülünç halimiz varmış, çevredeki insanlara bakıyorum ve gülüyorum, onların da hali gülünecek."
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Tebrik ederim kardeşim, Allah yolunu açık etsin.
Geçen gün risaleleri geçen sene tanımış ve külliyatı henüz yeni bitirmiş bir abimizle sohbet ediyordum. Bana dedi ki: Önceki halime bakıyorum ve gülüyorum. Ne kadar gülünç halimiz varmış, çevredeki insanlara bakıyorum ve gülüyorum, onların da hali gülünecek."

Maşallah

ne geçmiş ne hali hazır vakit mesele gelecek.. Ve son nefes.

Müminin hayatı havf ve reca arasında olmalı. Risale-i Nurları okumak kurtuluşa vesiledir ama okuyan kurtulacaktır diye bir kaide yoktur. Okuduğun şeyi anlamak cevapın yarısıdır derler ya diğer yarısıda yaşamak..

Rabbim kur'an istikametinden ayırmasın..
 
Üst