Yirmi Dördüncü Söz Beşinci Dal:Üçüncü Meyve

hasret

Well-known member
“ ÜÇÜNCÜ MEYVE: Ey nefis! Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen ve herbir dakika-i ömrünü bir ömür kadar faydalı görmek istersen ve âdetini ibadete ve gafletini huzura kalb etmeyi seversen, Sünnet-i Seniyyeye ittibâ et. Çünkü bir muamele-i şer'iyeye tatbik-i amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor, bir nevi ibadet oluyor, uhrevî çok meyveler veriyor.
Meselâ birşeyi satın aldın. icab ve kabul-ü şer'îyi tatbik ettiğin dakikada, o âdi alışverişin bir ibadet hükmünü alır. O tahattur-u hükm-ü şer’i, bir tasavvur-u vahiy verir. O dahi, Şârii düşünmekle, bir teveccüh-ü İlâhî verir. O dahi bir huzur verir. Demek, Sünnet-i Seniyyeye tatbik-i amel etmekle, bu fâni ömür, bâki meyveler verecek bir hayat-ı ebediyeye medar olacak olan faydalar elde edilir.”
_________________________________________________“Şu derslerin iki kerameti vardır. Dostlarını çekerek bağlar, düşmanlarını iterek uzaklaştırır.”

“Bu asırda sünnete riayet etmek en zorudur. Ne müşteri buna riayet eder, ne satıcı, çok zor. Fakat o anda şeriata göre alış veriş yaparsan, o muamele-i şer’i yeden dolayı para kazanmakla beraber Cenab-ı Hak o ticareti ibadet sayar.
Besmeleyle başlar, pazarlığını düzgün yapar. Harama girmez, faize girmez, borçlandığı zaman her şey yazılı, kayıtlı görülecek. Bu şartlara haiz olmak şartıyla o alış veriş bir ibadet olur.
Pazarlık yapmadan alınan mal şer’i- şerife muhaliftir. Onun için alış verişte adab-ı şer’i ye alış verişte riayet etmek o cüz-i muameleyi ibadete çevirir. Akşamleyin yatarsın, herkes yatar ya ibadet olur ya gaflet olur.Abdes aldın mümkünse iki rekat namaz kıldın, yada kılmadan otuz üç defa Allahu Ekber dedin, otuz üç defa Subhanallah dedin, otuz üç defa Elhamdülillah dedin, yatağına uzandın, sağ elini yanağının altına koyup uzandın-yorulduysan hemen dönebilirsin-İki dakika öyle durmak sünnettir. Ondan sonra bu hal üzerine yattıysan, senin bu yatman ibadettir. Gece ölürsen şehitsin. Her hali karımız böyle olursa şehitlik mertebesi var.





Sabahleyin kalktın. Abdes aldın, abdesli evden çıktın. Senin o günkü gezmelerin ibadet hükmündedir. O anda ölsen şehit hükmündesin. Mesela yemek yersin, besmele ile başladın, önünden yedin, başkasının lokmasını hususi bilerek takip etmedin(bazen insanın gözü kayabilir.) O anda bu nimeti kimin verdiğini düşündün, beni bununla besleyen kimdir? Sonunda elhamdülillah dedin, ağzını çalkalayıp-temizlemek bunlar hep adabı şeriattır. Bak hem yemeği yersin, hem de ibadet yapmış olursun. O yemek üzerine ölsen yine şehitlik mertebesi var. Bir cemaate gittin. Cemaatin büyüğü var- küçüğü var-adabı var. Sünnet olduğu için ona riayet edin. O sünnet olduğu için o da ibadettir.
Evden giderken hanımın harçlık istedi, para verdin. O sadaka olur. Yani “Yarabbi bu senin malındır, emanettir. Çoluk çocuğuma, kendime sadaka niyetiyle sarf eyledim.” Dersin. Cenabı Allah bire on yazıyor. Cenabı hakkın yanında en makbul sadaka budur. Bu niyetle vermeyi kendimize adet edelim. Sabah evden çıkarken sarf ettiğin şeylerin hepsi sadakadır. Dükkâna gittin, halis bir niyette yemek verdin. “Bu Allah’ın maldır. Ben dağıtıyorum.” Bu sadakadır.
Aşçı halis bir niyetle “Bu mal benim değildir, ama Allah’ındır. Bende bunları sadaka niyetiyle dağıtırım.” Bu aşçının sadakası olur.
Mesela devlet memurudur. Veya senin dükkânındır. Aybaşında maaşı dağıtırken sadaka niyetiyle dağıtırsa hepsi sadaka olur, sevabı sana yazılır.
Demek ki cenabı hak şöyle geniş bir rahmet kapısını kullarına açmış. “Kulum her halini ibadet haline getirip kurtulsun.” Allah’ımız biz kullarının kurtulması için bunları bahane yapıyor. Fakat bununla beraber şeytanı da musallat eylemiş.
Halis bir niyetle yapılan bütün haller ibadete dönüyor. İttiba-ı sünnet yoksa,yani adam işçi çalıştırıyor. “Ücretini veriyorum.” O kadar. Uhrevi cezayı düşünmüyor., Allah’ın emrini düşünmüyor, tek dünyayı düşünüyor. Veya yerken Allah’ı düşünmüyor. Veya yatarken Allah’ı düşünmüyor. Yaptığı işler boşa gider. Başına bela alır.
Bütün örf ve adetlerini ibadete çevirme kabiliyetini Cenab-ı Hak şu ümmete ihsan eylemiş. Bu ihsanları elde etmek için bu halde yaşamamız vazifemizdir.


ALINTIDIR...
 
Üst