"EY iMAN EDENLER, İMAN EDİN... ?" ("YA EYYÜHELLEZİYNE ÂMENU, ÂMİNU BİLLAHİ...")

berraksu

Member
"EY iMAN EDENLER, İMAN EDİN... ?" ("YA EYYÜHELLEZİYNE ÂMENU, ÂMİNU BİLLAHİ...")

Nisa Sûresi 136. âyetin başı:

"YA EYYÜHELLEZİYNE ÂMENU, ÂMİNU BİLLAHİ..."

"EY iMAN EDENLER, İMAN EDİN... ?"


İmanın anlamı iyi bilinir. Yanlış olan onun, insanların yaşadığı hayatın dışında kalmasıdır.Bunun pek çok sebebi vardır.İman doğuştan gelen bir hak olarak kabul edilir olmuştur.
Müslüman olmak size aileniz tarafından bırakılmış ve ömür boyu sizde kalacak birşey değildir. Müslüman bir çevrede doğmak, müslüman isimleri almak, müslüman gibi giyinip, kendinizi Müslüman olarak adlandırmak sizi müslüman yapmaya yetmez.
Hiç kimse sadece isminden dolayı kafir yada müslüman olmaz. Fark sarık giymekle yada kravat takmakla ilgili değildir. Sadece altı yedi kelime söylemekle ne kafir müslüman olur nede bu bir kaç söz insanı cehennem yerine cennete götürür.
Kafirler kur'an okumaz ve içinde ne yazdığını bilmezler.Eğer sözde müslümanlarda aynı derecede cahillerse niçin onlara müslüman deniyor?Kafirler Hz. Muhammed'in (s.a.v.) öğrettiklerini ve Allah'a ulaşmak içingösterdiği doğru yolu bilmezler. Eğer müslümanlarda aynı derecede cahillerse nasıl müslüman olabilirler? Kafirler Allah'ın emirleri yerine kendi isteklerinin peşinden giderler.Eğer Müslümanlarda onlar gibi söz anlamaz ve disiplinsiz iseler, kendi fikirlerini üstün görüp Allah'a karşı kayıtsız kalıyor ve nefislerinin esiri oluyorlarsa kendilerine Müslüman demeye ne hakları var?


"...Kafirlerle aramızdaki farkın neredeyse isimlerimizde kaldığınai ikna oluyorum..."
"Neredeyse" diyorum , çünkü Kur'an'ı değerlendirişimiz kafirlerinkiyle aynı olsa bile biz Kur'an'ın Allah'ın kitabı olduğunu biliyoruz... Ama onun hayatımızda ki yeri kafirlerinkinden farklı değil. ve bu hepimizin cezayı daha çok haketmesine yol açıyor.Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Allah'ın peygamberi olduğunu biliyoruz ama onu izlemeye gelince bir kafir kadar isteksiziz.

Duvardaki saate bakın : birbirine bağlanmış pek çok küçük parça vardır... Eğer kurmazsanız zamanı göstermez.Eğer gerekli şekilde kurmazsanız ya durur ya da zamanı yanlış gösterir. bazı parçalarını çıkarmanız veya onları bir dikiş makinasinin parçalarıyla değiştirmeniz hiöç bir işe yaramaz; bu defa ne zamanı gösterir ne dikiş diker.Eğer saatin bütün parçalarını içine atar fakat bağlantılarını sağlamazsanız kurduğunuz halde hiç bir parçası çalışmaz...
İslam'ın da bu saat gibi olduğunu farzedin...Ahlaki değerler ve inanaçlar;günlük yaşamdaki kurallar; Allah'ın, kullarve bu dünya gözünüzle görebildiğinizin herşeyin hakları, para harcamanın ve kullanmanın kuralları ; savaş ve barış kanunları ;devlet düzeni ilkeleri ve devlete itaatin sınırları - bütün bunlar İslam'ın parçalarıdır.
(Fakat şimdi)... siz saatin pek çok parçasını çıkararak yerine aklınıza gelen herşeyi yerleştirdiniz- bir dikiş makinasından, belki bir fabrikadan ya da bir araba motorundan aldığınız yedek parçalara varıncaya kadar. Sadık bir şekilde küfüre hizmet ettiğiniz halde, faiz aldığınız halde ,kendinizi müğslüman sayıyorsunuz... İslam saatinin içine atmadığınız, İslama'a uygun olmayan tek bir vida bile kalmamış. buna rağmen kurduğunuz zaman saatinin çalışmasını bekliyorsunuz!
İslam nedir? kendinizi tamamen Allh'a vermektir.Kesi bir bağımsızlığa ulaşmak ve Allah yoluna izlemek için bütün iddialardan vazgeçmektir...Hayatımızı Alllah'In gösterdiği biçimde yaşamak demekO'nun kitabıyla ve Peygamberleriyle gösterdiği yolu kayıtsız şartsız kabul etmektir.Buna karşın Sünneti ve Kur'an'ı izlemek yerinekendi istek ve düşüncelerine boyun eğenler, büyüklerin yolundan gidip toplumda ki olayları olduğu gibi kabul eden ve davranışlarını Kur'an'a ve Sünnet'e göre düzeltmek zahmetine girmeyenler ya da "benim aklıma yatmıyor, büyüklerimin gittiği yola aykırı, dünya bunun aksi yönde ilerliyor" diyerek Sünnet'in ve Kur'an'ın bilgilerini rededenler kesinlikle Müslüman değildirlerBöyle insanlar kendilerine Müslüman diyorlarsa yalancıdırlar.
Allah'ın dışında itaat ettiğiniz herşey birer tanrıdır: nefis, toplum, aile ya da millet, insanalar, özellikle yöneticiler, zenginler ve yanlış fikirleri olanlar.
Bu yanlışın esiri olmak put perestliktir.tuğladan ve harçtan yapılmış olan tapınakları yıkmış, içindeki taş putları kırmış olabilirsiniz ama kalbinizdeki tapınaklarla çok az ilgileniyorsunuz. Müslüman olmak için ön koşul asıl bu putları yıkmaktır.
Gerçek iman,insanın hayatına ve kalbine yerleştikten sonra hayırlı işlerle yeşeren muazzam bir ağaç gibi yeşermelidir.
Kelime-i Tevhid kalbimizde kök salmalı , zıt görüşleri etkisiz kılmalı, karşı davranışları engellemelidir.
Sadece, namaz kılıp zekat verenler gerçek inanalar olarak kabul edilebilir. bu iki temel ibadeti göz ardı edenlerin inançları tam değildir.

bir hizmetkar efendisinin kendisi tarafından istenen görevleri yerine getirmek yerine ellerini kavuşturup sürekli ismini tekrar ediyorsa onun için ne dersiniz?Mesela " Efendisi ona hırsızın elini kesmesini emrediyor, fakat hizmetkar verilen emri yerine getirmeye çalışmak yerine hala olduğu yerde durup'hırsızın elini kes , hırsızın elini kes' diyerek neredeyse şarkılar söylüyor... PEki sabahtan akşama kadar Kur'an'daki ilahi emirleri okuyan, fakat onları uygulamak için kendini yormayan, tesbih çekerek sürekli Allah'ın adını anan , hiç durmadan namaz kılıp güzel sesiyle Kur'an okuyan biri hakkında ne düşünürsünüz. Böyle birini gördünüzde" Ne kadar imanlı ve dindar bir insan" dersiniz ve yanılırsınız; çünkü ibadetin gerçek anlamını kavrayamamışsınız.
Fakat şimdi size söylüyorum, Cihad'ı üslenme niyetinden yoksun bir kalp için ibadetlerin hiç bir anlamı yoktur. Ve hiç bir ibadet sizi Allah'a cihattan daha fazla yakınlaştıramaz. Çünkü İslam'ın gerçekliğine inanıyorsanız , onun dünyada hakim güç olması için elinizden gelen çabayı harcamaktan başka seçeneğiniz yoktur: ya bu düzeni kurarsınız yada onun yolunda ölürsünüz.
Hem Müslümansınız hem, hem düşkün. Hem Müslümansınız, Hem köle. Bu durum bir nesnenin hem siyah hemde beyaz olması gibidir.
Allah'In kelamını anlayan bir toplum utanç ve yenilgi içinde olmasına, itilip kakılmasına , boynunda bir halkayla hayvan gibi yönetilmesine imkan yoktur.
O zaman durum niçin böyle? "eğer Allah'ın adaletsiz olmadığına ve O'na itaat etmenin utançla sonuçlanmayacağını söylüyorsanız, İslam'ı algılayışınızda Bİr hata olduğunu itiraf etmek zorundayım""Eğer bir toplum Allah'ın kitabına sahipse ve hala utanç ve yenilgi içinde yaşıyorsa mutlaka Allah'ın sözlerinie karşı haksızlık ettiği için cezalandırılıyordur.Kendimizi Allah'ın öfkesinden kurtarmanın tek yolu bu büyük günahtan dönüp O'nun kitabına hak ettiği değeri vermeye çalışmaktır.


BU YAZI MEVDUDİNİN GELİN MÜSLÜMAN OLALIM ADLI KİTABINDAn ALINTIDIR
 
Üst