Sikke Turra Hatem

þualar

Active member
Sikke, “Para üstüne vurulan ve paranın basıldığı yeri gösteren damga.” demektir.

Hatem, “Üzerinde sahibine ait yazı olup mühür yerine kullanılan yüzük.” manasına gelir.

Turra (Tuğra), “padişah imzasına” denir.

Mühür ise, “İmza yerine basılan yazılı damga.”dır.
Nur Külliyatında bu dört kelime tevhidin ispatında kullanılır.
Hatem ve mühür yakın mânâlar taşırlar, ama sikke ile turra bizleri ayrı mânâ iklimlerine götürürler. Sikke, “paranın üstüne vurulan damga” demektir. Bu damgada, paranın basıldığı sikkehane, yani matbaa da yazılıdır. Bir sikkehanede çok değişik paralar basılabilir, ama hepsinin üstünde aynı sikke vardır. Hangisine bakılsa, paranın basıldığı yer açıkça okunur. Paraların bir yüzünde basıldığı yer (sikke), diğerinde padişahın ismi (turra) vardır. “Sikke” kelimesi, bizi her biri diğerinden değerli olan mahlukat âleminde gezdirir. Bir tek çiçekte bile şu sikkeyi okuyabiliriz:
“Bu eser kâinat fabrikasında yapılmıştır.”

Dünya dönmese, güneş ısı ve ışık vermese, hava bu çiçeği her yönüyle kaplamasa, toprak ona saksılık etmese, su onun bünyesine girmese bu çiçek meydana gelemez. İşte bütün bu ve benzeri mânâlar o çiçekte saklıdır.
Turra, bir başka ifadesiyle tuğra, “padişahın imzası” demektir. Buna göre, bu varlık âleminde her bir ilâhî eser, Allah’ın isimlerine ayna olması, onları göstermesi, okutturması yönüyle bir ilâhî turradır. Yediğimiz meyvede Hâlık, Rezzak, Musavvir, Müzeyyin gibi nice isimler okuyabiliriz. Böylece o meyve, Allah’ın bir turrası gibi, bize O’nun isimlerini okutmuş olur
İşte, Kur’ân’ın ilk emri olan “oku,” öncelikle bu sikkeleri, bu turraları okumamızı emreder.

Mühür üzerinde de kısaca duralım. Mühür denilince hatırımıza bir resmî yazı, dilekçe, yahut mektup gelir. Mühür bu yazının sonuna vurulur. Yazıyı yazan kim ise mührü vuran da odur. Kâinatta en son, insan yaratılmış. İnsan bu yönüyle, bir hatem, bir mühürdür ki, şu gerçeği bütün akıl sahiplerine açıkça ders verir:
““Kâinatı kim yaratmışsa, insanı O’nun sonuna bir mühür gibi vuran da odur.”
Bu mânâ, küçük çapta, her varlıkta okunur. Meselâ, meyve, ağaç mektubunun sonuna vurulmuş bir mühür gibidir. Ağacı yazan kim ise meyveyi yapan da O’dur.
 
Üst