çocuklarla Ilgili Mucizeler

þualar

Active member
Birincisi: İbni Ebî Şeybe (muhakkik-i kâmil ve muhaddis-i meşhur) haber veriyor ki:
Bir kadın, bir çocuğu Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına getirdi. O çocukta bir belâ vardı; konuşmuyordu, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir su ile mazmaza etti, elini yıkadı, o suyu kadına verdi, "Çocuğa içirsin" ferman etti. Çocuk o suyu içtikten sonra, hastalığından ve belâsından birşey kalmadı. Öyle bir akıl ve kemal sahibi oldu ki, ukalâ-yı nâsın fevkine çıktı.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma mecnun bir çocuk getirildi. Mübarek elini onun göğsüne koydu. Birden çocuk istifrâ etti. İçinden, küçük hıyar kadar siyah birşey çıktı; çocuk şifa bulup gitti.
Üçüncüsü: İmam-ı Beyhakî ve Nesâî nakl-i sahihle haber veriyorlar ki:
Muhammed ibni Hâtib isminde bir çocuğun koluna kaynayan tencere dökülmüş, bütün kolunu yakmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm meshedip tükürüğünü sürdü; dakikasında şifa buldu.
Dördüncüsü: Büyümüş, fakat lisanı yok, büyükçe bir çocuk Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına geldi. Çocuğa ferman etmiş: "Ben kimim?" Hiç konuşmayan dilsiz çocuk
b371.gif
- deyip tekellüme başlamış.

Beşinci çocuk: Âlem-i yakazada Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile mükerrer surette müşerref olan Celâleddin Süyutî ve asrın imamı, tahriç ve tashihle Mübarekü’l-Yemâme ismiyle meşhur bir zâtı, daha yeni dünyaya geldiği vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına getirmişler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona müteveccih olmuş. Çocuk tekellüme başlamış,
b372.gif
- demiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "Bârekâllah" demiş. Çocuk ondan sonra büyüyünceye kadar daha konuşmamış. O çocuk, bu mucize-i Ahmediyeye ve "Bârekâllah" dua-yı Nebevîsine mazhar olduğundan, "Mübarekü’l-Yemâme" ismiyle şöhret bulmuş.

Altıncı çocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
b373.gif
demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.

Yedinci çocuk: Çocuk tabiatında hayâsız bir kadın, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yemek yerken lokma istemiş, vermiş. Demiş: "Yok, senin ağzındakini istiyorum." Onu da vermiş. O gayet hayâsız kadın, o lokmayı yedikten sonra, en hayâlı kadın ve Medine kadınlarının fevkinde bir hayâ sahibi oldu.
 

turkuaz

Active member

Altıncı çocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
b373.gif
demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.

[/quote]

...Bu bölüm beni hep düşündürmüştür;peygamber efendimiz kendisine eziyet werenler için hiçbir bedduada dahi bulunmamışken,neden böyle birşey yapmış olsun anlamıyorum...torunlarına karşı ne kadar müsamahakar olduğunu bildiğimiz bir peygamber bunu neden yapmış olsun:confused:...

...Paylaşım için Allah razı olsun...
 

GuLSerbeti

Well-known member
Büyümüş, fakat lisanı yok, büyükçe bir çocuk Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına geldi. Çocuğa ferman etmiş: "Ben kimim?" Hiç konuşmayan dilsiz çocuk
b371.gif
- deyip tekellüme başlamış.



Subhanallah...

sualar tesekkurler bu paylasimlarin icin kardesim, lakin alinti lar nereden yahut hangi kaynaktan, onuda belirtsen daha guzel olacak... :) emeklerine saglik..
Allah razi olsun...
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Altıncı çocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
b373.gif
demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.

...Bu bölüm beni hep düşündürmüştür;peygamber efendimiz kendisine eziyet werenler için hiçbir bedduada dahi bulunmamışken,neden böyle birşey yapmış olsun anlamıyorum...torunlarına karşı ne kadar müsamahakar olduğunu bildiğimiz bir peygamber bunu neden yapmış olsun:confused:...

...Paylaşım için Allah razı olsun...[/quote]

Değerli Kardeşimiz;

«Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk, namazını kat'edip geçtiğinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "Ey Allah'ım! Sen de onun yürüyüşünü kes" demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.»

Risalede yeri: Mektubat sh: 142

Me'hazler: Şerh-üs Sünne - Begavî 11/274; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/243; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/328; Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/137; yine Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/663; Mecma-uz Zevaid 3/137; Cem'-ül Fevaid 1/228; Kenz-ül Ummal 12/440

Zabıt şekli: Bu hâdiseyle birlikte, aynı durumda başka bir rivayetin da me'hazlerini verilmiştir. Birisi, Resulullah'ın namazını geçip kesen mezkûr çocuk; ikincisi de, Tebûk'te merkebiyle beraber Peygamber'in namazını kat'edip geçen adam.. ve ikisinin de kötürüm olarak kaldıklarını kaydetmişlerdir.

Bu konu hakkında Mehmet Paksu hocamızın verdiği cevabı yazıyoruz.

Bediüzzaman Said Nursî Mektubat'ta şu şekilde bir mucize naklediyor: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselam namaz kılarken hırçın bir çocuk namazını kat'edip geçtiğinden Resıd-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam, 'Allah'ım onun izini (ayağını) kes' demiş. Ondan sonra çocuk daha yürüyememiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş. 1

"Peygamberimiz bedduayı sevmezdi. Çocuğa neden beddua etmiştir? Sebebi nedir?
Mektubat' ta zikredilen bu mucize aynı zamanda Sü-nen-i Ebıl Dâvud' da ve Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif inde de rivayet edilmektedir.

Ebû Dâvud' taki rivayet şu şekildedir:

Said bin Gazvan hac dönüşü Tebük'e gelmişti. Bir de ne görsün. Yere oturtulmuş sakat bir adam duruyor. Yanına yaklaştı, niçin bu hâle düştüğünü sordu. Sakat adam şöyle dedi: "Sana bir hadis haber vereceğim, fakat ben sağ oldukça benden duyduğunu kimseye söylemeyeceksin. Hâdise şöyle: Resulullah Tebük'e geldiğinde bir hurma ağacının önüne inmişti. 'Şu ağaç bizim kıblemizdir' buyurdu. Ve hurma ağacına dönerek namaza durdu. Ben daha o zaman çocuktum. Koşarak geldim. Sütre olarak duran hurma ağacı ile onun arasından geçtim. Bunun üzerine Resulullah: 'O bizim namazımızı kesti, Allah da onun ayağını kessin' dedi. O günden bugüne kadar ayağa kalkamaz oldum."2

İbni Hibban'ın rivayetinde bu çocuğun Büsr bin Râî el-Amr adında birisi olduğu belirtilmektedir. Mektubat'ta geçen hadisin Arapça metni İbni Hibban'ın rivayetinden alınmıştır."3

Hadis âlimlerinin bu husustaki açıklamaları şu şekildedir: "Önce şöyle bir sual akla gelmektedir: Namaz kılanın önünden bir insanın geçmesiyle namaz bozulmaz, öyleyse Peygamberimiz neden beddua etmiştir? Diğer taraftan, çocuğun henüz mükellef sayılacak bir yaşta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çocuk, niçin böyle bir cezayı hak etmiştir?"

Bu sualleri sıralayan âlimler şu ihtimalleri zikrederek izahlarda bulunmaktadırlar: Her şeyden önce, bu çocuğun bir müşrik çocuğu olduğu kuvvetle muhtemeldir. Peygamberimizin namaza durduğunu gören müşrikler, Resul-i Ekrem Efendimizin namazını ifsat etmek maksa-dıyla çocuklarından birisini tahrik edip Peygamberimizin önünden geçmesini tembih etmişlerdir. Onların bu haince planlarını fark edip gören Peygamberimiz, İslâ-mın izzetini göstermek ve onların kötü niyetlerini defetmek için çocuğun o hale gelmesini bir mucize olarak göstermiştir.

Diğer bir ihtimal, bu çocuk her ne kadar çocuk görünüşlü ise de, buluğ çağına gelmiş olduğundan, Peygamberimiz, çocuğun önünden kasdî olarak geçtiğini anlamış ve böyle bir bedduada bulunmuştur.

Yine bu hadisin izahında İmam-ı Suyûtî Hazretleri, Peygamberimizin bu çocukla olan hadisesini, Hz. Hızır'la başka bir çocuk arasında geçen hadiseye benzetmekte ve hikmet tarafının sadece Peygamberimizce bilindiğine işaret etmektedir. Bilindiği gibi, Hz. Hızır, Hz. Musa ile yolculuğu esnasında yolda toplu halde oynayan bir grup çocuğa rastgeldi.

İçlerinden bir çocuğu yakaladı ve öldürdü. 4 Hz. Musa'nın, "Bir can karşılığında kısas olmaksızın suçsuz bir kimseyi mi öldürdün. Doğrusu sen pek kötü bir iş yaptin!" (Kehf Sûresi, 74.) şeklindeki bir itirazına ise Hz. Hızır, yolculuğunun sonunda çocuğu öldürmesinin hikmetini şöyle açıklar:

"Öldürdüğüm çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi; bu kâfir tabiatlı çocuğun ileride anne ve babasını isyan ve inkâra sevketmesinden korktuk. Ve istedik ki, Rableri onlara huy temizliği bakımından daha hayırlı ve merhamet yönünden daha yakın bir evlat versin." (Kehf Sûresi, 80-81.) Tefsirlerde yer aldığına göre, bu anne ve babanın daha sonra bir kız çocukları dünyaya gelir ve bu kız da bir peygamberle evlenerek oaşka bir peygambere anne olur.

İşte Peygamberimiz de bu çocuğun ileride yapabileceği kötülüklere mâni olmak için, istikbali görerek çocuğa böyle bir bedduada bulunmuştur. Yine de burada, Peygamberimizin başka bir cihetten şefkatini görmek mümkündür. Çünkü ona acıdığından, onu muhtemel kötülükten alıkoymayı niyet etmiştir.

1. Mektubat, s. 130.
2. Ebû Dâvud, Salât: 110.
3. Solıîlıu İbni Hibban , 8:152.
3. eş-Şifâ , 1:632.
4. Peygamberler Tarihi, , s. 445-447.

Mehmed Paksu (Meseleler ve Çözümleri - 1)


Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
 

þualar

Active member
Subhanallah...

sualar tesekkurler bu paylasimlarin icin kardesim, lakin alinti lar nereden yahut hangi kaynaktan, onuda belirtsen daha guzel olacak... :) emeklerine saglik..
Allah razi olsun...
Mucizatı ahmediyede, hani bu sayfa altın ile yazılsa liyakatı var diyorya onun yan sayfasında...Senin envar olsaydı sayfa sayısını söylerdim.

Gecenlerde bu kısmı bizim kücüklere okuyordum,tam bu kısım geldi.Benim de kafam karıştı cocuklara bu kısmı acıklıyamadım.Bi abime sordum.Dedim sefkat peygamberi neden beddua etmiş acaba? Aynen mehmet paksu hocanın dediği bu kısmı söyledi;


İşte Peygamberimiz de bu çocuğun ileride yapabileceği kötülüklere mâni olmak için, istikbali görerek çocuğa böyle bir bedduada bulunmuştur. Yine de burada, Peygamberimizin başka bir cihetten şefkatini görmek mümkündür. Çünkü ona acıdığından, onu muhtemel kötülükten alıkoymayı niyet etmiştir.
Zira rasulullah bir cok hadiseyi gaybaşina nazarı ile haber vermiştir nitekim böyle olmasıda muhetemeldir.
 
Üst