Vecize Analizi 25: Emir olunmazsa...

kenz-i mahfi

Sorumlu
Madem Ramazan ayındayız öyle ise Ramazan ayındaki orucun mühim bir hikmetini beyan eden güzel bir vecizeyi tahlil edelim.
İşte Ramazan-ı Şerifte en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki:

[BILGI]Kendisi mâlik değil, memlûktür; hür değil abddir. Emir olunmazsa en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye mevhum Rububiyeti kırılır, ubûdiyeti takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.[/BILGI]

Mektubat, Yirmidokuzuncu Mektub, İkinci Risale Olan İkinci Kısım (Ramazaniye Risalesi)
 

pendüender

Well-known member
Ramazan-ı Şerif âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî

hasılât için, gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünema-i a'mal için, bahardaki mâh-i

Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlahiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resm-i geçit

yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan, yemek-içmek

gibi nefsin gafletle hayvanî hacatına ve malayani ve hevaperestane müştehiyata girmemek

için oruçla mükellef olmuş.


 

pendüender

Well-known member
Ramazan-ı Şerifteki oruç onbeş saat, sahursuz ise yirmi dört saat devam eden bir

müddet-i açlığa

sabır ve tahammül ve bir riyazettir ve bir idmandır. Demek, beşerin musibetini ikileştiren

sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da

oruçtur.
 
Son düzenleme:

kenz-i mahfi

Sorumlu
İnsan her ne kadar cüz'İ iradesini kullanmakta serbest ise de amel ve hareketinde yine bir abddir ve emir dairesinde hareket etmesi gerekir. Ramazan ayı sanki askeri bir disiplin ayı gibi insanı bir intizam altına alır. İstediği zaman yiyip içen, gezen, uyuyan bir insan Ramazan ayında aynen askerlikdeki gibi yatış kalkış zamanı belli, yeme içme zamanı belli, talim zamanı belli bir düzene girer. İnsanı en çok gaflete sürükleyen sebeplerden birisi keyfe-mayeşa yani gönlünün istediği gibi hareket etmektir. Evet meşru dairede insan gönlünün istediğini yapabilir. Fakat insan bu noktada bazen gaflete düşüp meşru olmayan şeylerde de keyfe-mayeşa hareket etmeye başlayabiliyor. Bu noktada Ramazan orucu nefsin zayıf noktası olan bu hatasını en güzel şekilde tamir edip abdi bir intizam altına alır. O zaman gücü kuvveti ve iktidarı yerinde olan bir insan "emir olunmazsa elini suya dahi uzatamayacağını" derkedip nihayet derecede aciz olduğunu anlıyor. Zaten ramazan orucunun mühim bir hikmeti insana "aczini" ve "fakrını" anlatmaktır. En meşru hareketimiz olan su içmek dahi belli bir zamandan önce yani iftardan önce olamıyor. İsterse iftardan önce elini uzatsın, cezası keffarettir. Bir kardeşimiz demişti: "İftar olsun, kana kana soğuk su içeceğim, bu gün çok susadım."
 
Üst