Cem Olayı'nun Keyfiyeti&Recm

molla_zehra

Well-known member
1.Benim sorum namazlardaki cem olayının keyfiyeti hakkında olacak... sünni ekolüne göre malum çok dar bir alandayken, bazı şia arkadaşların uygulamalarından öğrendiğim kadarıyla oldukça fazla yapılan namazdaki cem olayının aslında nasıl yapılması gerektiği hususunda görüşlerinizi rica ediyorum hocam..örnek olması hasebiyle istanbul trafiğinde dışarı çıkan birinin belki namazı geçmeyecektir ama bir bayan olarak dışarda abdest alma zorluğunu göze alarak cem rahatça yapılabilirmi?

**Hanifi ekolünün cem kolaylığına yaklaşımı gerçekten kabul edilemez. Ortada bunca kapı gibi delil varken. Şia'nın cemi mutad hale getirmesi de kabul edilemez. O zaman 5 namaz üç vakitte olmuş olur ki bu doğru değil. O halde diğer sünni ekollerin ceme yaklaşımı dengelidir ve delillere uygundur. Evet mesela karşıdan karşıya geçiş cem sebebidir, kadınların abdest zorluğu cem sebebidir... Efendimiz hicazın öğlen sıcağını cem sebebi saymıştır desem anlaşılmaz mı?

2.
A-Asr-ı saadette uygulanan recm cezalarının şer'u men kablena türünden olduğu size ait bir yorum mudur yoksa kaynaklarda bu türde bir açıklamaya rastladınız mı?
B- Nur 2'den sonra recm cezasının uygulanmadığını öne sürüyorsunuz. Fakat biz biliyoruz ki sayıları iki elin parmaklarını geçmese bile İslam Tarihi süresince uygulanmış recm cezaları var. Bunları nasıl açıklayacağız? Ayrıca Hz. Peygamber döneminde uygulanan recm cezalarının Nur 2'den önce olduğunu nasıl tespit edeceğiz?

**A- Efendimizin hayatında uygulanan recm cezası Yahudi çifti saymazsak bir yada ikidir. Maiz el-Eslemi ve Ğamidli kadın (el-Ğamidiyye). Bu iki olayın aynı zinanın iki tarafı olma ihtimali ciddi olarak araştırılmalıdır. Bu kuvvetle mümkündür. Fakat Efendimiz'in ilk recm hükmü bir yahudi çift içindir. Bunun kaynakları iin bkz: Buhari, Tevhid, 51; Müslim, Hudud, 28; Tirmizi, Hudud 10; İbn Mace, Hudud, 10; İbn Hişam, 2/193-194 (Daru't-turas baskısı). En ayrıntılısı bu sonuncusu. Bu örnek olayda Rasulullah'ın hükmüne neyi, niçin mesnet kıldığını ifade eden şu cümle anahtardır: "Ben Allah'ın emrini, kitabını ve onunla amel etmeyi uygulayan kimselerin ilki olacağım" (fe-ene evvelu men ahya...) Müslum ve İbn Hişam, bu çiftin mescidin kapısında taşlandığını ifade ediyorlar. Hatta Müslim'in rivayetinde Maide 44,46,47. ayetlerin bu olay üzerine indiği kayıtlıdır. Tevrat'ta bu ceza Tesniye 22/22-24 ve Levililer 19/2, 20/10-14, 21/9da yer almakta.

Tesbitler: a) Rasulullah ilk recm cezasında Tevrat'a dayanmıştır. Bu açık. İkincisinde (eğer varsa üçüncüsünde) başka bir yere dayandığına ilişkin hiçbir delil yoktur. Eldeki sahih verilerden yola çıkarak bunlarda da önceki hükme dayandığı sonucuna varabiliriz. Ben bu sonuca varıyor ve diyorum ki, efendimizin recm gibi sonu ölümle biten ve dolayısıyla tazir alanına değil hudud alanına girmesi gereken bir cezada "şer'u men kablena" ile hükmetmiş olmasından başka bir izah gözükmüyor. Bu benim delilleri istikrai bir yeniden okuma sonucunda vardığım noktadır. Bu meselede Medine Sözleşmesi'nin psikolojik istinat teşkil etmesi ve katkısı tamamen göz ardı edilmiştir. Bizce bu çok mühimdir ve araştırılmayı bekleyen bakir bir konudur.

B-Bu soru aslında meseleyi çözecek düğümlerden biridir. Ve elimizde şöyle güzel bir rivayet vardır önümüzü aydınlatacak: Tabiinden Süleyman eş-Şeybani

(Ebu İshak), sahabeden Abdullah b. Ebi Evfa'ya sorar:

-Rasulullah recme hükm etti mi?

-Evet.

-Nur suresi indirildikten sonra mı, yoksa önce mi verdi?

uzun bir düşünmeden sonra:

-Bilmiyorum.

Bence Müslim, Hudud, 6/29 ve Buhari, Hudud, 21,37'de kayıtlı bu rivayet:

a)Uzun ömürlü sahabilerden biri olan bu zata muhtemelen irtihal-i nebiden çok sonra sorulan bu soru, bu meselenin ilk iki neslin hayatında hala tartışma konusu olduğunu gösterir.
b) Bizim tartıştığımız konuyu ve recm hakkında sorduğumuz soruyu sahabe ve tabiinin de sorduğunu gösterir,
c) sahabenin "bilmiyorum" demesi bu konuda en azından ihtiyat ve tereddütle hareket edilmesi gerektiğini gösterir. Bu da recm uygulamasını "şüpheli" hale getirir.
d) Bu konudaki şüphe ise "idreu'l-hudude bi'ş/şübehat" emri nebevisi uyarınca bu cezanın uygulanmamasını gerektirir
en azından


(cevaplar m.islamoğlu'na aittir)
 
Üst