molla_zehra
Well-known member
1.Hocam ben dövüş sporu olan kik boksla uğraşıyorum dinimizce bir sakıncası var mı acaba?
**Eğer karşınızdakine zarar veriyorsanız veya size zarar veriliyorsa mahzurludur. Bu zararın ölçüsü her hangi bir spor veya tehlikeli işteki zarar yüzdesiyle orantılıdır
2.'Şefaatim büyük günah işleyenler içindir.' sözü sahih hadis midir? Yahut anlaşılması gereken ne olabilir?
**"Şefaatim büyük günah işleyenleredir" hadisi senet olarak bazı imamlar tarafından sahih sayılmıştır ve bu hadis "Büyük günah işleyenler de Allah'ın rahmetini ummalıdırlar" anlamına gelir. Bu da doğrudur; hangi günahı işlerse işlesin kişi Allah'ın rahmetinden umut kesmemelidir.
3.Neden huzura durduğumuza kendi madenimizin lisanıyla yani yaratıcının lisanıyla ve onun bize lütfu olan meali namazda okumuyoruz neden okuyup düşünüp anlayıp anlayıncada o anladığımızı yaşamamıyoruz .Çünkü insan dediğimiz maden anladığını yaşamak ister ama biz namazda okuduğumuzu anlamıyor anlamayıp düşünemiyor düşünemediğimiz için de aklımızdan başka şeyler geçiyor ve namazı bitirdiğimizde yaratıcımızın bize emrettiklerini bizim de ona verdiğimiz sözleride aklımızda kalmıyor çünkü ne dediğimizi bir kaç sefer aklımızda tutsak bile yine de sürekli anladığız şekilde okumadığız için aklımızda kalmıyor halbuki insanın aklında kalsa namazdan sonra kendisini sorguya çekecek diyecek ki ben az önce yaratıcıya söz verdim bunu sizden biraz düşünmenizi istiyorum .Ayrıca biz yaratıcının sınırsız lisanlarından birini konuşmıyormuyuz ve inen dört kitapta indirildiği toplumların anladığı lisandaydı bunu Kur'an söylüyor.
**Namaz sadece entellektüel bir eylem değil, aynı zamanda bir ibadettir.
İbadetin dili vahyin dilidir. Bu bir.
Hiçbir tercüme asıl metnin yerini tutamaz. Bunu tercüme işini yapanlar bilir. Hele ilahi hitabın eksiksiz tercümesi adeta imkansıza yakındır. Bu iki.
Zaten hep namazda okuduklarının anlamını da öğrenmelerini, bir yandan metnini okurken bir yandan da anlamını düşünmelerini söylüyoruz müminlere.
İyi niyetli olana bu yeter. Piyasada "Türkçe Kur'an" zırvalamaları yapan güruhun dinle diyanetle, namazla cemaatle hiçbir ilgisinin olmaması üzerinde düşünülmelidir. Bu da üç.
Sözün özü: Namazda kıraat farzdır. Kıraat ilahi vahyi asli ifadesiyle okumaktır. Yanında manasını da tefekkür etmek gerekir. Namazın dua mahallerinde duanızın diline zaten kimse karışmıyor. Dua kıraat değil, kalbin Allah'la konuşması olduğu için dil serbestisi vardır. İmam Ebu hanife ve iki büyük öğrencisi olan İmam Ebu Yusuf ve Muhammed de böyle bakmışlardır meseleye. Fakat bu Kıraat için geçerli değildir.
(Cevaplar M.İslamoğlu'na Ait)
**Eğer karşınızdakine zarar veriyorsanız veya size zarar veriliyorsa mahzurludur. Bu zararın ölçüsü her hangi bir spor veya tehlikeli işteki zarar yüzdesiyle orantılıdır
2.'Şefaatim büyük günah işleyenler içindir.' sözü sahih hadis midir? Yahut anlaşılması gereken ne olabilir?
**"Şefaatim büyük günah işleyenleredir" hadisi senet olarak bazı imamlar tarafından sahih sayılmıştır ve bu hadis "Büyük günah işleyenler de Allah'ın rahmetini ummalıdırlar" anlamına gelir. Bu da doğrudur; hangi günahı işlerse işlesin kişi Allah'ın rahmetinden umut kesmemelidir.
3.Neden huzura durduğumuza kendi madenimizin lisanıyla yani yaratıcının lisanıyla ve onun bize lütfu olan meali namazda okumuyoruz neden okuyup düşünüp anlayıp anlayıncada o anladığımızı yaşamamıyoruz .Çünkü insan dediğimiz maden anladığını yaşamak ister ama biz namazda okuduğumuzu anlamıyor anlamayıp düşünemiyor düşünemediğimiz için de aklımızdan başka şeyler geçiyor ve namazı bitirdiğimizde yaratıcımızın bize emrettiklerini bizim de ona verdiğimiz sözleride aklımızda kalmıyor çünkü ne dediğimizi bir kaç sefer aklımızda tutsak bile yine de sürekli anladığız şekilde okumadığız için aklımızda kalmıyor halbuki insanın aklında kalsa namazdan sonra kendisini sorguya çekecek diyecek ki ben az önce yaratıcıya söz verdim bunu sizden biraz düşünmenizi istiyorum .Ayrıca biz yaratıcının sınırsız lisanlarından birini konuşmıyormuyuz ve inen dört kitapta indirildiği toplumların anladığı lisandaydı bunu Kur'an söylüyor.
**Namaz sadece entellektüel bir eylem değil, aynı zamanda bir ibadettir.
İbadetin dili vahyin dilidir. Bu bir.
Hiçbir tercüme asıl metnin yerini tutamaz. Bunu tercüme işini yapanlar bilir. Hele ilahi hitabın eksiksiz tercümesi adeta imkansıza yakındır. Bu iki.
Zaten hep namazda okuduklarının anlamını da öğrenmelerini, bir yandan metnini okurken bir yandan da anlamını düşünmelerini söylüyoruz müminlere.
İyi niyetli olana bu yeter. Piyasada "Türkçe Kur'an" zırvalamaları yapan güruhun dinle diyanetle, namazla cemaatle hiçbir ilgisinin olmaması üzerinde düşünülmelidir. Bu da üç.
Sözün özü: Namazda kıraat farzdır. Kıraat ilahi vahyi asli ifadesiyle okumaktır. Yanında manasını da tefekkür etmek gerekir. Namazın dua mahallerinde duanızın diline zaten kimse karışmıyor. Dua kıraat değil, kalbin Allah'la konuşması olduğu için dil serbestisi vardır. İmam Ebu hanife ve iki büyük öğrencisi olan İmam Ebu Yusuf ve Muhammed de böyle bakmışlardır meseleye. Fakat bu Kıraat için geçerli değildir.
(Cevaplar M.İslamoğlu'na Ait)