Zamanımızda Görülen İtikadi Sapmalar

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Zamanımızda Görülen İtikadi Sapmalar


İslamın getirmiş olduğu temel inanç esaslarındaki birtakım bilgisizlik, şüphe ve tereddütler insanların çeşitli itikadî sapmalar, hatalar ve günahlara düşmesine sebep olmaktadır. Evet, günümüzde bazı itikadî bid'atler vardır ki insanın tevhid inancından sapması ve dalalet ehlinden olmasına neden olmaktadır. Hatta bazı bid'atler de vardır ki insanı küfre ve şirke sokmaktadır. İşte bu tür bid'atler çok tehlikeli olup bu bid'atlerden mutlaka sakınılması ve bunların terk edilmesi gerekir.

Günümüzde yaygın bir hal alan ve insanı küfre ve şirke götürme tehlikesi olan bid'atlerden biri, sihir ve büyü yapmak diğeri de kendilerini falcı, medyum, sihirbaz, astrolog diye tanıtan gelecekten haber verdiğini iddia eden bazı kişilerin söylediklerini dinlemek ve onları tasdik etmektir.

Ne yazık ki, günümüzde sağlam inanç sahibi olmayan bazı saf insanlar, bu kişileri dinlemekte ve onlara inanmaktadır. Hâlbuki İslama göre gelecekten haber verme yetkisi sadece Allah'a aittir. Peygamber bile kendi başına gayptan haber verme yetkisine sahip değildir.

Nitekim Hz. Peygamber (sav), bir hadis-i şeriflerinde: "Her kim bir müneccim veya kâhine gelecekten haber verdiğini söyleyen kişi müracaat ederse Muhammed'e indirileni inkâr etmiş olur ." Başka bir rivayette de "Her kim arrafe (çalınan bir şeyin veya yitiğin bulunduğu yeri haber verdiğine inanılan kimseye) gelip ondan bir şey sorar da, ondan aldığı bilgiyi doğrularsa, o kimsenin kırk gün namazı kabul edilmez ." buyurmaktadır.

Yine insanları şirke sokan bid'atlerin bazıları da şunlardır: Fala bakmak, kabirlere kurban adanması, nazar için göz boncuğu takılması, bazı şeylerde uğur veya uğursuzluk olduğuna inanmak… Nitekim Allah'ın Elçisi (sav): "Efsun yapmak, nazar boncuğu takmak, kadınların kocalarına kendilerini sevdirmek için sihir yapmak, Şirk (Allah'a ortak koşmak) tir." demiştir.

Bugün insanımızın benimsediği batıl ve hurafe düşünceler içinde akla mantığa uymayan, İslam dininin inanç esaslarıyla hiç bağdaşmayan öyle saçma fikirler vardır ki, insan bunlara inananlara hem hayret ediyor, hem de üzülüyor.

Onlardan bazılarını burada şöyle ifade edebiliriz: Kabirlerde ve türbelerde mum yakmak, çaput bağlamak, kurban kesmek, adak adamak, cenazeye çelenk göndermek, tabutun üzerine çiçek ve önüne ölen kimsenin resmini koymak, cenazeyi alkışlamak, bir kısım hastalıkların çarelerini dede ve tekkelerde aramak, yine bazı hastalıkların tedavisi için hastaya muska yazdırmak veya hoca geçinen, aslında ilmi olmayan ve gönül dünyası da kapalı bulunan kimselere okutmak, iki bayram arası nikâh kıydırmamak, düğün yapmamak, salı günü yola çıkmamak, cincilik, büyücülük ve falcılık yapmak, fincan falına bakarak gaipten haber vermek, ruh çağırmak, yıldızlara bakarak kehanette bulunmak, burçlarla insan karakterini okumaya ve yönlendirmeye çalışmak, bazı kuşların ötmesini ve köpek havlamalarını uğursuzluk saymak… gibi. Bu örnekleri daha da çoğaltmamız mümkündür.

Toplumumuzda yaygın olan hurafelerin temelinde derin bir cehalet bulunmaktadır. Hurafelerin devam etmesi; halkın çoğunluğunun İslam dininin emir ve yasaklarını iyi bilmeyişinden, sağlıklı dinî bilgiye sahip olmayışından, inanç boşluğu içinde bulunmasından ve halkımıza dinin iyi öğretilemeyişinden kaynaklanmaktadır. Dinimizin inanç esasları, ibadet ve ahlâk ilkeleri konusunda yeterli bilgiye sahip olanların, İslam'ı aslına uygun bir şekilde bilenlerin; bid'atçıların tuzağına düşmesi, hurafe ve safsatalara kanması düşünülemez.

Bid'atler ve batıl inançlardan kurtulabilmenin en emin yolu; ihlâs ile Kur'an ve Sünnete sarılmaktır. Müslümanlar; dinin emirlerini doğru öğrenip, hayatlarında tatbik ettikçe hem yücelmişler hem de huzur içerisinde yaşamışlardır. İlâhî gerçeklerden kaçtıkça, hurafelere ve bid'atlere saptıkça hem gerilemişler, hem de bin bir felakete uğramışlardır. Tarih bütün gerçekleriyle birlikte buna şahittir.

Artık aklımızı başımıza alalım, hurafelerden arınalım. Dinimizi, temel iki kaynak olan Kur'an ve Sünnetten doğru bir şekilde öğrenerek hayatımızda uygulamaya çalışalım.

Gülistan Dergisi
 
Üst