RÜYADA PEYGAMBER EFENDİMİZİ GÖRMESİ

lafzadi

Active member
--------------------------------------------------------------------------------

Daha çok küçük yaşlardan itibaren Peygamberimizi rüyalarında gören genç Said, bir gece rüyasında kıyametin koptuğunu görmüştü. Bu esnada Efendimizi ziyaret etmeyi arzu eder. Aleyhissalatü Vesselam Efendimizi nasıl ziyaret edebileceğini düşünürken, gidip sırat köprüsünün başında beklemek hatırına gelir. Bütün insanların oraya geleceğini düşünür. Peygamberimizde oradan geçerken ziyaret edip, ellerini öperim düşüncesiyle oraya gider. Köprünün başına da beklerken, bütün peygamberlerle görüşür ve onların ellerini öper ve dualarını alır. Nihayet son Peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın ellerine kapanır ve iki cihan serverinden ilim ister. Bu talep üzerine Efendimiz buyurur ki:

“Benim ümmetimden sual sormamak şartıyla, sana Kur’an ilmi verilecektir.“

Bu rüyadan heyecan ve sevinç içinde uyanan genç Said’in ruhunda ve gönlünde bir neşe, huzur ve sevinç, çağlayanlar halinde gürlemeye başlar.

Molla Said’in küçük yaştaki ilim hayatı İsparit nahiyesinin Tağ köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinde başladı. Bundan sonra büyük biraderi Molla Abdullah başta olmak üzere birçok alimden ders aldı. Sonra Siirtte daha önce görüşmüş olduğu Molla Fethullah Efendi’nin medresesine gider. Molla Fethullah Molla Said’e:

-Geçen sene “Suyuti” okuyordunuz, bu sene “Molla Cami yi” mi okuyorsunuz ?

-Bediüzzaman:

-Evet “Cami”yi bitirdim.

-Molla Fethullah hangi kitabı sordu ise “bitirdim” cevabını alınca, hayretini gizleyemedi. Bu kadar kitabı bitirdiğini hem de az zamanda bitirdiğini aklına sığıştıramadı ve dedi:

-Geçen sene deli idin bu sene de deli misin?

-Bediüzzaman :

-“Emrederseniz beni söylediğim kitaplardan imtihan ediniz” der.

-Molla Fethullah hangi kitaptan sordu ise güzelce cevabını verir.

Molla Fethullah:

Pekâlâ zekada harikasınız, hıfzınız nasıldır? Makamat-ı Haririyeden (dili çok ağır bir kitap) bir kaç satırı, iki defa okumakla hıfzedilebilir misiniz? diyerek kitabı uzattı.

Molla Said alarak, bir yaprağını bir defa okumakla hıfzetti ve okudu.

Molla Fethullah “Zeka ve hıfzın ifrat derecede bir kimsede bulunması nadirdir“ diyerek hayrette kaldı. Ve ona “Zamanın güzeli, çağın eşsizi“ manasına gelen “Bediüzzaman “ unvanını verdi.

Bu ilimlerin birbirinden hiç farkı yoktur. Ben bunları birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum, ya hiç birini bilemiyorum. Diyen Bediüzzaman pek kısa zamanda Tarih, Matematik, Fizik, Kimya, Astronomi, Felsefe gibi ilimlerin esaslarını elde etmiştir. Mesela 24 saat içerisinde eline geçirdiği bir coğrafya kitabını hıfzetmek suretiyle ertesi gün Van Valisi Tahir paşanın konağında bir coğrafya öğretmenini ilzam eder ve yine aynı surette beş gün zarfında inorganik kimya ile ilgili kitabı hıfzederek Kimya muallimini ilzam eder. Hatta Matematikte “Olasılık” ile ilgili yazmış olduğu harikulade eser Van‘da bir yangında yanmıştır.

Van Valisi Tahir Paşanın, Sultan Abdulhamid Han‘a yazdığı bir mektubunda şunları okumaktayız. “Harikalar harikası bir zeka ve hafızaya sahip Bediüzzaman bütün Doğu Anadolu’da bir ilim ve irfan merkezi şeklinde bir insandır. Bütün ilmi müşkillere cevap vermektedir. Kendisi hakikaten Padişahımıza canı gönülden bağlıdır. İstanbul’da kendisine gösterilecek yakın alaka buralardaki bütün ilim talebelerini de minnettar edecektir.

Bediüzzaman İstanbul’a geldiğinde Fatihte ki İslambol sokağında bulunan Şekerci Hanın da kalmaya başlamıştı. Adını Said-i kürdi olarak ilan eden Bediüzzaman, 1926 yılına kadar bu ünvanı kullanmıştı. Bulunduğu hana şöyle bir levha astı:

“ Burada her suale cevap verilir! Her müşkil halledilir, fakat sual sorulmaz!”

Bediüzzaman‘ın bu müthiş ilanı İstanbul’da dalga dalga yayılmıştı. Birçok talebeler, yüksek alimler gelerek, çeşitli sorular sormuşlardı. Hepsi de suallerine cevaplarını almışlardı.

Evet Said Nursi bütün şark ve garp ulemasının sorularına cevap vererek müstesna bir şahsiyet olduğunu göstermiş ve ona haklı olarak Bediüzzaman denilmiştir.

Asrın müceddidi Bediüzzaman bu harika ilmi ile dine hizmet ederek dinsizliğe karşı mücadele vermiştir.
 

su*fi

New member
İşte bir hikmet tecellisi.

Daha 10 yaşlarında ilken Bediüzzaman-->asrın güneşi,lakabını aldı.

Ve onca eziyetle Rabbinin onda halk etmiş olduğu nimetle Risaleleri yazdı...

Rabbim okuyup amel edebilmeyi nasip etsin.

Konu için teşekürler

Selametle.
 
Evet Said Nursi bütün şark ve garp ulemasının sorula rına cevap verere k müstesna bir şahsiyet olduğunu göstermiş ve ona haklı olarak Bediüzzaman denilm iştir.

Asrın müceddidi Bediüzzaman bu harika ilmi ile dine hizmet ederek dinsiz liğe karşı mücadele vermiştir
ALLAH RAZI OLSUN
 
Üst