"Benim kalbim temiz!" demek yeterli mi?

molla_zehra

Well-known member
Bazıları, kalp temizliğini sadece, insanlar hakkında bir kötülük düşünmemek, yahut yardımsever olmak gibi çok basit bir mânâda anlıyorlar.
Bununla da kalmayıp, insanlara iyi davranmakla, Allah’a ibadet mükellefiyetinden kurtulduklarını zannediyorlar. Bu, şeytanın bir desisesi, nefsin bir oyunudur.

Bu kişiler namaz kılan, ibadet eden bir mü’minin günlük hayatında İslâm’ın ruhuna ters düşen ve diğer insanlara zarar veren bir takım noktalar tespit ediyorlar. Bunları öne sürüyor ve “Bu adam namaz kılıyor ama, şu hataları da işliyor, ben ise, onun düştüğü hatalara düşmüyorum. çünkü benim kalbim temiz!” diyerek kendi ibadetsizliklerine, onun kusurlarında bir özür kapısı bulmaya çalışıyorlar.

Bu tip yanlış değerlendirmeler sadece namaz kılmayanlara mahsus değil. Namaz kılan bir mü’min de İslâm’ın diğer emirlerini kendisinden daha iyi yerine getiren bir kardeşi hakkında benzer şeyler söyleyebiliyor.

Hidayet rehberimiz, Peygamber Efendimiz’den (asm) bir Hadis-i Şerif:

“İlk kez bir günah işlendiği zaman kalpte bir kara leke hâsıl olur. Eğer sahibi pişman olur tövbe, istiğfar ederse kalp yine parlar.”

Bu Hadis-i Şerif’den temiz ve selim kalbin, ancak günahlardan salim olan ve isyanlarla kararmamış bir kalp olabileceğini öğreniyoruz.

Farzlar te’vil kaldırmaz. Onlarda yanlış yorum yapmaya ve hakikatı saptırmaya kimsenin hakkı yoktur. Allah emretmiş, Resulûllah (asm) da bu emrin nasıl yerine getirileceğini bir ömür boyu mü’minlere öğretmiş, tâlim etmiş. Asr-ı Saadeti takip eden bütün asırlarda bu emirler aynen tatbik edilmiş. Her taraf câmilerle, mescidlerle, medreselerle, tekkelerle dolup taşmış. Derken âhirzamana gelinmiş. Dünyaya dalma, dinden uzaklaşma, sefahatta boğulma, menfaat peşinde koşma devri gelip çatmış. İbadet terkedilmiş, ilim bir yana atılmış, irfandan uzaklaşılmış. Bu bozuk atmosferde, nasıl olmuşsa olmuş, yeni bir grup çıkmış ortaya: Kalbi Temizler Ekolü.



Bunlar ondört asrın bütün mü’minlerine ters bir caddede yürümeye başlamışlar. Bu ekolün mensupları, kendi haklarında, tevbe kapısını âdetâ kapamışlar. Ben senin kalbine nasıl bakayım? Kalp manevî olduğu gibi, onun hassaları, lâtifeleri de manevî. Bunlar tezahür olmadan, açığa vurulmadan nasıl bilinebilir!?

Karşınızda açlıktan inleyen bir zavallı. Ve yanıbaşında para küpü denecek kadar zengin biri. Niçin bu adama yardım etmiyorsun diyecek oluyorsunuz:

“Yardım etmediğime bakma, benim kalbim şefkat dolu, merhamet dolu...” diye karşılık veriyor size.

Şefkat ve merhamet, kalbe ait güzellikler. Ama onlar, fukaraya serilen sofrada, yahut verilen sadakada kendini gösterir.

Takva, kalbe ait bir başka güzellik, bir başka kemâl. O da, günahlardan uzak kalmakla ortaya çıkar, bilinir.

İmanın da bir tezahürü vardır. Kişinin kalbindeki imanını diliyle de ifade etmesi gerekir. İman ancak böylece sahih olur. Dilden şehadet olarak dökülmeyen bir imanın varlığına nasıl hükmedilebilir?

Kalbin, Allah’ın emirlerine karşı itaatkâr olması da bir başka güzelliktir. Bu güzelliğin tezahürü, belirtisi, nişanesi, ispatı ise ibadettir.

Bir insan, namaz kıldığı halde nefsini yenememişse, işlerini Rabbinin emirlerine göre tanzim etmiyorsa, bu adam namazın hakikatına erememiştir. Ama o kul, bu hatasını namazı terkederek tedavi edecek değildir. Bunun yolu yine namazdan geçer.

Mizanda, zerre kadar iyilik de kötülük de tartılacak. Biz, “kalbimiz temiz” diyerek nefsimizi baş köşeye oturtup başkalarının günahlarına bakacağımıza, kendi noksanlarımızla ilgilensek ve onları tamamlamaya gayret göstersek o gün daha kârlı çıkarız. Biz o âlemde, başkalarının hatası nispetinde değil, kendi sevabımız miktarınca derece alacağız. Başkasının noksanlığı bizi yükseltmeyecek. Bu dünyada bile onun misâllerini yaşamıyor muyuz!?.. Bir meyveye elimiz erişmediği zaman, ayağımızın altına birşeyler koyuyor ve ona ulaşıyoruz. Yoksa, boyu bizden daha kısa olanlara bakmakla midemize birşeyler gitmiyor.


NOT: Bu yazı, Alaaddin Başar’ın Nurdan Cümleler-3 adlı kitabından derlenmiştir.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ben ic organlarımı ace ile yıkıyorum haftada bir 1 litre ace ile temizlik oh ne rahat hem farzlardan kurtuluyorum hemde yaşadığım gibi inanıyorum yeri geldiğinde kanunları kendime uyduruyorum; ben bunu ayşe teyzeye ve onun süper buluşu bir litre aceye borcluyum :/
 
T

Tarihci19

Misafir
Lemalar ' Alıntı:
Ben ic organlarımı ace ile yıkıyorum haftada bir 1 litre ace ile temizlik oh ne rahat hem farzlardan kurtuluyorum hemde yaşadığım gibi inanıyorum yeri geldiğinde kanunları kendime uyduruyorum; ben bunu ayşe teyzeye ve onun süper buluşu bir litre aceye borcluyum :/

;) evet abi ne güzel değilmi çokta kestirmeden :)

bide beyin yıkama meselesi var :) valla bende yıkattım çok memnunum gunahlardan haramlardan pislikten temizlediler yıkadılar Allah yıkayanlardan razı olsun..
 

TESBIHAT

Active member
kalbı efendımız sav den daha temıs olan cıksın meydana
yiğit olan secde ızıyle cıkar meydana
heyyy
rabbım bızı ıcı dışı pürnurr eyleye
hatta içimizi dışımızdan daha guzel eyleye
amin
 
T

Tarihci19

Misafir
TESBIHAT ' Alıntı:
kalbı efendımız sav den daha temıs olan cıksın meydana
yiğit olan secde ızıyle cıkar meydana
heyyy
rabbım bızı ıcı dışı pürnurr eyleye
hatta içimizi dışımızdan daha guzel eyleye
amin

amin ... zaten efendimizde daha çocukken göğsü açılıp içi zemzemle yıkanmıştır.. yani yıkama meselesinin doğruluk payı da yok değil hani..
 
H

hadim

Misafir
evet ona rağmen EFENDİMİZ topukları şişene kadar namaz kılmış değilmi.kalbi temiz olupta ibadet etmeyenlere :embarrassed:
 
T

Tarihci19

Misafir
hadim ' Alıntı:
evet ona rağmen EFENDİMİZ topukları şişene kadar namaz kılmış değilmi.kalbi temiz olupta ibadet etmeyenlere :embarrassed:

evet çok güzel bir tespit Allah razı olsun,, ama benim kalbim temiski ;D :p
 
Üst