insanın diş gorunusu dini dusuncesini belli etmelimi ?

molla_zehra

Well-known member
Allah (c.c)'ın: "Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur" (en-Nisa, 4/80) âyet mealinde buyurduklarından hareket ederek, Rasulullah (s.a.s)'a itaatin her şeyden önce farz hükmünü taşıdığını göz önüne alırsak, onun sünnetine sarılmanın önem ve ciddiyeti kendiliğinden ortaya çıkar.

Rasûlullah (s.a.s) ümmetini, kılık kıyafet ve dış görünüşleri bakımından müşriklere benzemekten alıkoymuş; "Kim bir kavme benzerse, onlardandır" (Ebu Davud, Libas, 4) hadisiyle de müslümanları uyarmıştır. Özellikle sakal bırakmaları hususunda mü'minlere tavsiyelerde bulunmuş, çeşitli hadisleriyle de sakalın müslüman için taşıdığı önemi belirtmiştir.

Hz. Aişe (r.anha)'den rivayet edilen bir hadislerinde "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek; sakalı salıvermek; misvak ile ağzı, dişleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; tırnakları kesmek; kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak; koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuşlardır. Diğer hadislerinde ise, "Bıyıkları Çok kısaltın, sakalları ise bırakın"; "Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın"; "Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin " (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuşlar ve mü'minleri sakal bırakmaya teşvik etmişlerdir.

Sakal, hadiste de buyurulduğu gibi, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir kılıktır. Müteaddid hadislerde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Kısaltılması konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asırlardır her devirdeki İslâm âlimleri ile bütün mü'minler bu tabii hali benimsemişler ve kendilerinde uygulamışlardır.

Bu hadislerden anlaşıldığına göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem de sakalını bırakmış ve sakal bırakmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber ve ashabının sakallarını traş ettiklerine dair hiç bir kayıt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s) sakalının ucundan ve yanlarından alırdı (Tirmizi, Edeb, 17). İmam Malik, "Müslüman, çoğunluk sakalını ne şekilde bırakıyorsa o kadar bırakmalı, fazlasını kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalığın kesilmemesi, çirkin görünmeye sebeb olur. Sakalı kısaltmanın bir sınırı yoktur. En uygunu, şekli güzelleştirecek biçimde kısaltmaktır" der. İmam Bâcî Abdullah İbn Ömer ve Ebu Hureyre'den nakledilen tatbikata dayanılarak bir tutamdan fazlasının kesilebileceğini söylemiştir.

Dürrül-Muhtar'da sakalın bir tutam boyunda olmasının sünnet olduğu ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ekseriyetin görüşüne göre bir tutamdan fazlasını kesmek de sünnettir.

Sakal bırakmak ve buna bağlı olarak sakalı traş etmek konusunda âlimler değişik kanaatlere varmışlardır. Bu alimlerin bir kısmına göre sakal bırakmak farz, kesmek haram; bazılarına göre sakal bırakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptır. Bunların görüş ve delillerine gelince: Sakal bırakmak farz, traş etmek ise haramdır şeklinde olan birinci görüş, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarıyla şöyledir:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde sakal bırakmayı emretmiştir. Emirler mendup veya mübah olduğunu ifade ettiğine dair bir delil bulunmadıkça vucub için olurlar. "Sakalları bırakın " emri de sakal bırakmanın farz olmasını gerektirir.

b) Aynı şekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müşrik veya mecusilere benzememeyi emretmiştir. Sakalı traş etmek onlara benzemektir. Bu da haramdır.

c) Sakal traşı, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah'ın yarattığı şeyi değiştirmek demektir. Şeytana uyularak yapılân bu hareket de yasaktır.

d) Sakal, erkekleri kadınlardan ayıran bir özelliktir. Sakalını traş eden erkekler kadınlara benzemektedirler. Erkeklerin kadınlara benzemesi de dinen yasaklanmıştır.

Ancak sakalı kesmenin haram olduğunu söyleyen bazı alimlerimiz, sakalın bırakıldıktan sonra kesilmesinin haram olduğunu kasdetmişlerdir. Yoksa sakalı bırakmadan tıraş olmak haram olmaz.

Sakal bırakmak sünnet, traş etmekse mekruhtur görüşünde olanlar Şafiî mezhebinden İmam Nevevi, Râzi, Gazzalî, Şeyh Zekeriyya el-Ensari, İbn-i Hacer, Remli, Hatib, Şirbini gibi zatlardır. Bu görüşü savunanlar şöyle demişlerdir.

a) Hadis-i şerifteki emir, sakal bırakmanın farz olmasını gerektirmez. Zira aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s), Yahudi ve Hıristiyanlara benzememek için saçların boyanmasını emretmiş, fakat Sahabeden bazı kimseler saçlarını boyamamışlardır. Bu olay bu gibi emirlerin vücub için olmadığını gösterir.

b) Müşriklere din ve imanla ilgili konularda benzemek haramdır. Örf ve âdetlerle ilgili hususlarda ise haram değildir. Zira Rasûlüllah (s.a.s)'de rahiplerinkine benzer bir takunya giymiştir. Şayet bu gibi hususlarda benzemek kesin olarak yasak olsaydı, Hz. Peygamber bunu yapmazdı.

c) Örf ve âdetlerde bile olsa konu sadece müşriklere benzeme noktasından ele alındığı zaman aksine sakal bırakmanın haram olması gerektiği hükmüne varılır. Zira bugün birçok rahip ve gayr-i müslimler de sakal bırakmaktadırlar.

d) Peygamberlerin sünnetlerinden sayılan on şey alimlerin çoğunluğu tarafından sünnet veya müstehap olarak değerlendirilmektedir. Sakal da bunlardan biri olduğuna göre bu da öyle değerlendirilmelidir. Çünkü bunların hepsi temizlik ve iyi görünüşlü olmak gibi güzel âdetlerdir. Rasûlüllah (s.a.s) ümmetine en güzel âdetleri tavsiye etmiştir.

Sakal bırakmak müstehap, (sünnet-i zevaid) traş etmek ise mübahtır görüşünü savunanlar şöyle derler: Sakal bırakmak, yemek, içmek, oturmak, giyinmek gibi Hz. Peygamber'in insan olduğu için tabii olarak yapmış olduğu âdetleridir. Bu itibarla sakal bırakmak ibadetle ilgili sünnet değil, Hz. Peygamber (s.a.s)'in gelenek kasdiyle yapmış olduğu sünnetidir. Buna sünnet-i zevaid de denir. Mahmud Şeltut ve Muhammed Ebu Zehra gibi zamanımızın bazı âlimlerinin görüşü bu şekildedir. Buna göre sakal bırakmak faziletli olmakla birlikte, sakal traşı mübahtır. Sakal bırakılmadığı veya traş edildiği takdirde aleyhte bir hüküm terettüp etmez. İçinde bulunulan çevreye göre hareket etmek yerinde olur.

Sakalın adeta bir parçası olan bıyığa gelince; Hz. Peygamber (s.a.s)'den üst dudağının kenarları görünecek şekilde bıyığı kısaltmak veya tamamen kesmek şeklinde rivayetler vardır. Asıl alınan görüşe göre bıyığı kısaltmak da tamamen traş etmek de sünnettir: Mükellef dilediği şekilde hareket etmekte serbesttir.

Ancak bıyıkların yan taraflarından alıp ortada az birşey bırakmak caiz görülmemiştir. Şir'a şerhinde Hz. Ömer'in bıyıklarının iki ucunu uzattığından söz edilerek bunun bir sakıncası olmadığı açıklanmıştır.

(Sakal ve bıyığın hükümleri ve bu konudaki görüş ve ictihadlar için bk. İbn-i Abidin, II, 113, V, 261; el-Mehhel, I,183-189; Şevkânî, Neylül-Evtar, I, 137-138; el-Mezahibül-Erbea, II, 44-46; Şerhu'n-Nevevî (İrşadüşşarinin kenarında), II, 261-265; İânetü't-Tâlıbin, II, 340; Fethü'r-Rabbânî, XVII, 313-314;ş Mahmut Şeltut, el-Fetâvâ, 227-229; İslâmda Helal ve Haram, Yusuf el-Kardâvî, (Terc. Mustafa Varlı), 107-109; Muhammed Ebu Zehra, İslâm Hukuku Metedolojisi (Terc. Abdülkadir Şener), 51-52; Zekeriyya Kandehlevi, Vucübu ı'fail-Iihye).
(SORULARLAİSLAMİYET)

AYAKLI KURANDIR ALLAH RASULÜ.BEN MÜSLÜMAN OLAN HER ERKEĞİN -CEMAATLİ OLSUN OLMASIN- ALLAH RASULÜNÜ ÖRNEK ALARAK BIYIKLARINI KISALTIP SAKALLARINI UZATMALIDIR. ÇÜNKÜ O BİZE GÖNDERİLEN EN GÜZEL"ÖRNEK"TİR.FİEMANİLLAH...
 

Tarihci

Marmara Tarih
efendimiz Allah ın helal etmediğini helal, haram etmediğini haram diye bildirmemiştir, gerisi O nun sünnetidir, Allah nerede sakalı farz kılmış? bu gibi şeyleri konjokturel düşünmek lazım, amaç ne? yahudilere benzememek, o zamanlar yahudiler traş oluyorlar efendimiz olmamış, onlara benzememiş peki yahudiler sakal bıraksaydı efendimiz yine bırakırmıydı? hayır, onlara benzememk maksadıyla traş olur sakallarını keserdi.. günümüz ahir zamandır, tüm din mensupları bütünlük arz etmemektedir, yahudilerinde sakallısı sakalsızı var hıristiyanlarında var? yani biz kessekte bıraksakta her halükarda birileriyle aynı yapmış olacağız,, işte bu zaman bu yüzden ahir zaman,, 7 kebairden uzak durup feraiz i islamı yerine getirmekte bile zorlanan ahir zaman muslumanlarını detaylara boğmamak bazı şeyleri takva sahiplerine kişilerin vicdanına bırakmak suretiyle, sakallısıyla sakalısızıyla daha kapsayıcı kucaklayıcı olmak birlik ve beraberlik açısından daha iyi olacağı kanatindeyim, fatihe gidiyoruz bazen insanlar bize üstten aşağı bakıyor sanki biz müslüman değilmişiz gibi, neden? çünkü sakalımız yok.. nedir bu ayrılığın hasedin ötekiliğin sebebi? amacı ne faydası ne?
 
Üst