Kalbe gelen düşünceler...

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Allahû teâlâ herkesin kalbine bir melek vazifelendirmiştir. Bu melek insana iyi düşünceler ilhâm eder. Şeytân da, insanın kalbine kötü düşünceler, vesveseler getirir. Helâl yiyen kimse, ilhâm ile vesveseyi birbirinden ayırır. Haram yiyenler ayıramaz. İnsanın nefsi de, kalbine kötü düşünceler getirir.
İlhâm ve vesvese devâmlı olmaz. Nefsin kalbe verdiği kötü düşünceler ise, devâmlıdır, gittikçe artar. Vesvese, duâ edilirse, dine uygun yaşanırsa azalır ve zamanla yok olur.

NÂFİLEYLE MEŞGUL EDER!..
Nefsin arzuları, ancak kuvvetli mücâdele ile azalır, yok olur. Şeytân, köpek gibidir. Köpek kovalayınca kaçar. Başka taraftan yine gelir. Bu defâ da aldatamaz ise vazgeçer. Nefis ise kaplan gibidir. Hedefine ulaşamadıkça vazgeçmez. Saldırması, ancak öldürmekle biter.
İnsan, şeytanın vesvesesine uymazsa, bundan vazgeçer. Başka vesvese başlar. Bazen çok hayırlı işe mani olmak için, az hayırlı olan şeyleri yaptırmak ister. Büyük günâha sürüklemek için, küçük hayır yaptırmaya teşvik eder.
Şeytânın yaptırmak istediği hayırlı iş, insana tatlı gelir ve acele ile yapmak ister. Meselâ nâfile namazlarla meşgul edip, farzları yaptırmaz. Sağa sola çok sadaka verdirip zekât verdirmez. Hadis-i şerifte;
(Acele etmek şeytandandır. Beş şey bundan müstesnâdır: Borcunu ödemek, cenâze hizmetlerini çabuk yapmak, misafiri doyurmak, günâh işleyince hemen tevbe etmek, kızını zamanı gelince evlendirmek) buyuruldu. Yani namazını kılan ve günâh işlemeyen, nafakasını helâlinden kazanan birini bulunca kızını bekletmemelidir.

SALİH KİMSELERE SOR!..
İlhâm olunan şeyler insan için en kıymetli şeylerdir. İslâmiyete uygundur. Şeytandan gelen vesvese ise dinden uzaklaşmaya sebeb olur.
İnsan, ilhâm olunan şeyleri yapmalıdır. Dikkat edilecek husus ilhâmın cinsini anlamaktır. Bu da İslâmiyete uygun olup olmadığına bakılır. Karar vermekte zorlanırsa, salih bir âlime sorulur.
Kalbe gelen düşünceler meleklerden gelen ilhamlar mı, yoksa şeytanlardan gelen vesveseler mi? Buna çok dikkat etmelidir.
Salih olmayan, namazını kılmayan, dine uygun yaşamayan kötü din adamına sorulmaz. Zamanımızda, her yerde çok bulunan cahil tarikatçıları ve yalancı şeyhleri, hakiki rehber sanmamalıdır. Böylelerinin tuzaklarına düşerek dünyada ve ahirette saâdetten mahrum kalmamak için çok uyanık olmalıdır. Kalbe gelen düşünce, nefse acı gelirse, yapmak istemezse hayır olduğu anlaşılır. Tatlı gelir, hemen yapmak isterse, şer olduğu anlaşılır.
İnsanın kalbi yani gönlü madde değildir. Elektrik ve mıknâtıs dalgaları gibidir. Yer kaplamaz. Fakat, göğsümüzün sol tarafında bulunan yürek dediğimiz et parçasında, kuvvetli tesiri meydana gelir.

YOL AYIRIMINDAKİ İNSAN!..
Akıl, nefis ve ruh da kalb gibi birer varlıktır. Bu üçünün de kalb ile bağlantısı vardır. İnsanın, gözü kulağı, burnu, ağzı ve cildi ile hissettiği renk, ses, koku, tat, sıcaklık ve sertlik gibi şeyler duygu sinirleri ile beyne gelir. Beyin de bunları hemen kalbe bildirir.
Meleklerden gelenler ile, şeytanlardan gelenlerin tamamı kalbe girer. İnsanın aklı da hakemlik yapar. Akl-ı selim sahibi meleklerden gelenlere itibar eder, onları beğenir ve yapar. Dünyada da ahirette de mesud olur. Akl-ı selim sahibi olmayan ise bunları beğenmez ve yapmaz iki cihanda da büyük sıkıntılarla karşılaşır.
Yol ayırımında olan her insan bu iki yoldan birini seçmeye mecburdur...
 
Üst