Güzel Bir Dua...

molla_zehra

Well-known member
Rabbim!
Bu bir itiraftır,bildiğini sana bildirmekten sığınırım yine sana. Dünya karıştı. Şerefsizlik arttı,yalakalık diz boyu. Bazı şeyleri ciddiye almadığımız için ciddiye almıyor hayat bizi. Hep kayıtlardan düşülüyoruz. Gidenler gidiyor,kalan biz oluyoruz her seferinde. Hayatın ciddiye almadığını ölümde ciddiye almıyor. Ne kadar arzularsak ölümü,o kadar uzak oluyor ve ne kadar kaçarsak o kadar yakın. “gücüne gitmesin” demeyeceğim anam gibi ama gücüme gidiyor yaşamak. Ben ne Ebu Zer’im,ne Bilal ne Selman. Bir gün çekip gitmekten korkuyorum. Ve korkuyorum gidilecek bir yerin olmamasından. İçime dalıyorum ve sayısız kuyular buluyorum orada. Yusuf değilim,kervancıdan umudum yok. Gömleğimin sağlamlığıyla gönenemem,çünkü beni çağıran bir Züleyha yok.
Rabbim!
Yaşamak cidden zor. Şaşırıyoruz,bocalıyoruz,günah deryalarına girip çıkıyoruz ama biliyorsun seviyoruz seni. Seni seviyorum. Korkuyorum,seni sevdiklerimden daha çok sevmiş olmamaktan. Korkuyorum geç kalmış olmaktan.
Rabbim!
Biz hiç birimiz babamız Adem gibi olamayız. O en güzel dilde tevbe etmeyi bilirdi. En güzel kelimelerle konuşurdu seninle,en güzel dualarla yakarırdı. Bizim duaya açılacak avuçlarımız yüzsüz,dilimiz utanç dolu. Sen bilirsin babamızı. Bizi de öyle kabul et. Biz kelimeler çoğaltırız durmadan. Ben sancılanmak derim buna,başkası şiir.
Rabbim!
Şair kullarını affet,bir de beni. Bir de babamdan kalan yarayı çığlıklayanları yani türkü yakıcıları,türkü çığırıcıları;onları da affet. Biz babamızdan öğrendik derde bulanmayı. O,ağaca yaklaştığı an,içimizde bir şey kımıldadı hepimizin. O sevmek nedir bildiği gün biz aşka battık. Sen ki onu affettin,yürekte iz bırakan bütün gözleri için sevgililerimizin,bizi de affet. Babam sana kelimeler sundu. Bense tükettim bütün kelimeleri. Ben de kalan,muzaffer çıktığım bütün savaşlardaki mağduriyetimdir. Kanayan bir yürektir bana kalan. Benim kelimelerim yok,kanayan yaralarımı sunuyorum;tüm davalarımı sana havale ediyorum,yenilmişliklerimi sunuyorum utanarak. Ve eğer varsa bir muzaffariyet senin adına ve senin adınladır,biliyorum.
Rabbim!
Yeryüzünün hakemleri taraf tutuyor her zaman. Ağlamak hep çocuklara düşüyor bu yüzden. Bu yüzden her gün şehirlerin göbeğinde intihar ediyor kimsesizler,yalnız bırakılmışlar,kanadı kırılmışlıklar. Merhamet darağacına çekiliyor,yürekler çarmıha geriliyor. Her gün yeni bir usulle linç ediliyor insanlık onuru. Ağlamak yasak deniyor. Hatırlamak yasak. Unutuşun kuyularında boğulmaya zorlanıyor aşklar. Giderek azalıyor Adem soylu insanlar. Yavaş yavaş acı çektiriyorlar,çabuk çabuk yok ediliyorlar.




Rabbim!
Gurbetler dünyasında gurbetliğimiz,hasretliğimiz,kavuşmaklığımız sen ol. Sen ol,adımlarımızın yönelişi,dilimizin zikri,gece ve gündüzlerimizin fikri.
Rabbim! Anlayışımıza genişlik,dilimize kuvvet ver.
Rabbim! Azımızı çoğalt. Korkumuz ve sevgimiz sen ol.
Rabbim! Sevmekten korkmasın hiçbir kimse. İhanet bulaşmasın dostluklara. Hiçbir aşk karşılıksız kalmasın. Çocuklar ağlamasın. Umut olsun,mutluluk olsun gözlerinde ihtiyarların. Kediler bile minnet etmesin çöplüklere. Saklı saklı ağlamak zorunda kalmasın hiçbir kadın. Hiçbir anne evladından sonraya kalmasın,ellerinden tutabilsin bütün babalar çocuklarının.
Rabbim! Bize yardımını çağıracak yüzler ver. Aşkı tanıyacaklar kalpler,merhamet dolu yürekler ver. Yaşamak için sebepler ver bize,ölmek için vesileler. Arıt bizi,üstümüze sabır yağmurları boşalt.
Rabbim!
İnsan kalmak için didinen,yaşamak için direnen,itilip kakılan,sövülen,dövülen,hor ve hakir görülen insanlara yardım et.
Rabbim! Bizi bize bırakma. Sars yüreğimizi ve tut ellerimizden.

Muhammed VAROL
( Yolcu Dergisi’nden )
AMİN..AMİN..AMİN...
 
Üst