Gerçeksevgi!..

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Sevgi nedir? Sevgi, iyi olan bir şeye karşı kendiğinden hâsıl olan bir meyildir. Bu meyil kuvvetli olursa aşk denir. Düşmanlık da iyi olmayan bir şeye karşı kendiliğinden hâsıl olan nefrettir. İyilik ve kötülüğün olmadığı yerde, sevgi ve düşmanlık da bulunmaz. Allahü teâlâdan başkasının sevilmesi ancak O’nunla olan münâsebeti sebebiyle uygun olabilir... Allahü teâlâyı sevmek, makâmların en yükseğidir. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı kerîmde buyurdu ki: (Allah mü’minleri sever, mü’minler de Allahı sever.)
Hadîs-i şerîfte de şöyle buyuruldu:
(Allahü teâlâyı ve Resûlünü her şeyden çok sevmeyenin îmânı sağlam değildir.)
Bir kimse, Resûlullah efendimize “Seni seviyorum” deyince, (Fakirliğe sabırlı ol) buyurdu. “Allahü teâlâyı seviyorum” deyince, (Belâlara sabırlı ol) buyurdu.
Bir köylü gelip, “Yâ Resûlallah, kıyâmet ne zaman kopar?” diye sordu. (O gün için ne hazırladın?) buyurdu. “Namaz ve oruçlarımı edâ ediyorum. Fakat fazla yapamıyorum. Ama Allahü teâlâyı ve Resûlünü çok seviyorum” deyince, (Kıyâmette herkes sevdiği ile beraber olur) buyurdu.
SALİHA BİR KADIN
Abdullah bin Muhammed hazretleri anlatır:
“Gözyaşları sel olan sâliha bir kadının “İlâhî, hayattan usandım. Eğer ölümü satsalar, sana ulaşmak için, ölümü hemen satın alırdım” dediğini duydum. Bunun üzerine kadıncağıza dedim ki:
- Ameline güvenerek mi, böyle konuşuyorsun?
- Hayır, amelime değil, Allahü teâlâya olan sevgime ve hüsn-i zannıma güveniyorum. Ben O’nu sevdiğim hâlde acaba O, bana azâb eder mi, dersin?
- Allahü teâlâyı hüsn-i zannın gibi bulursun, dedim.”
Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri buyurdu ki:
“Yûnus aleyhisselâm gözleri görmeyinceye kadar ağladı. Beli bükülünceye kadar kıyâm etti. Kuvvetsiz kalıncaya kadar namaza devam etti. Sonra (Yâ Rabbî, eğer seninle aramızda ateşten deniz olsa da onu aşar ve sana gelmeye çalışırım) dedi. İşte gerçek sevgi böyle olur.”
Allahü teâlâyı sevmek çok kıymetli bir cevherdir. Gerçek sevgi iyilikle artmaz, kötülükle eksilmez. Bunun için sevgiliden gelen her şeyi gülerek, sevinerek karşılamak lâzımdır. Ondan gelenlerin hepsi tatlı gelmelidir. Sevgilinin sert davranması aşağılaması, ikrâm, ihsân ve yükseltmek gibi olmalıdır. Hattâ kendi nefsinin böyle isteklerinden daha tatlı olmalıdır. Seven böyle olmazsa, sevgisi tam olmaz. Hattâ seviyorum demesi, yalancılık olur.
Allahü teâlânın, bir kulunun kalbine, kendi sevgisini yerleştirmesi, kendi hicrânı, ayrılığı ile onu yakması ne büyük ni’mettir. Bu ni’metin kıymetini bilip şükrünü yapmak lâzımdır. Durmayıp, bunun artmasına çalışarak aşkı ilâhînin, en son derecesine yükselmesini beklemelidir. Bunun için de hakîkî matlûbdan başka, hiçbir şeye gönül bağlamamalı, fâidesi olmayan şeylerle uğraşmamalıdır! Yâni Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, İslâm âlimlerinin kitaplarında yazılı olduğu gibi îmân etmeli ve bütün sözleri, işleri onların bildirdiklerine uydurmalı, sünneti seniyyeye yapışmalı ve bid’atlerden sakınmalıdır! Çünkü, Allahü teâlânın sevgisine ulaştıran yolun esası budur...


“Asil bir kız köleye verilir mi?”
Ebû Huzeyfe hazretleri, kız kardeşini, azatlı kölesi Sâlim ile evlendirdiği zaman Kureyşliler, kendisine hakaret edip ağır söz söylediler. Dediler ki:
- Asil bir kız köleye verilir mi hiç?
- Siz ne söylüyorsunuz? Kız kardeşimle evlenmeyi kabûl etmeyecek diye ne kadar korktuğumu bir bilseniz!..
Kureyşliler, bu söze daha fazla kızıp âdeta çılgına döndüler. Dediler ki:
- O nasıl söz?
- Siz benim bildiğimi bilseydiniz böyle söylemezdiniz.
- Bildiğin neyse söyle!
- Resûl-i Ekremden işittim ki, (Allahı bütün kalbi ile seveni görmek isteyen Sâlim’e baksın) buyurdu.
Bunu işiten Kureyşliler Ebû Huzeyfe hazretlerinden özür dileyip onu tebrik ettiler...
 
Üst