ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
Bismillahirrahmanirrahim.
Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü ebeden daimen.
Bu haftaki Lahika Analizi dersimize Kastamonu Lahikasi 11.Mektup,dan devam ediyoruz insallah. Anladiklarinizi paylasarak katilimlarinizi bekliyoruz kardesler. Derse katilin kardeslerimize özel dua edilecektir...
Vesselam...
[BILGI]Aziz kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim,
Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.
Sabri kardeş, senin rüyan mübarektir ve manidardır. İnşaallah zaman onu tabir edecek.
Kardeşlerim, sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hâdisât-ı zamana baktım, kalbime böyle geldi:
Menfî esasata bina edilen ve Karun gibi [SUP]1[/SUP] اِنَّمَاۤ اُوتِيتُهُ عَلٰى عِلْمٍ deyip, ihsân-ı Rabbânî olduğunu bilmeyip şükretmeyen ve maddiyun fikriyle şirke düşen ve seyyiatı hasenatına galip gelen şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semavî tokat yedi ki, yüzer senelik terakkîsinin mahsulünü yaktı, tahrip edip yangına verdi.
Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i İslâma ve merkez-i Hilâfete ettikleri ihanete mukabil öyle bir mağlûbiyet tokadını yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çıkamıyorlar, azapta çırpınıyorlar.
Evet, bu mağlûbiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zâtlar kat’iyen hükmediyorlar ki, Risaletü’n-Nur’un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilâyetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü’n-Nur’un verdiği iman-ı tahkikî ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfatlar, za’f-ı imandan neşet eden hatâların neticesidir. Hadisçe, sadaka belâyı def ettiği gibi, [SUP]2[/SUP] o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor.
• • •Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :
[SUP]1[/SUP] : “Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir.” Kasas Sûresi, 28:78.
[SUP]2[/SUP] : Muhammed Adfiş el-Mağribî, Câmiü’ş-Şeml, 1:464, hadis no:1741.
• • •[/BILGI]
[NOT]
"Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor." izah eder misiniz.?[/NOT]
Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü ebeden daimen.
Bu haftaki Lahika Analizi dersimize Kastamonu Lahikasi 11.Mektup,dan devam ediyoruz insallah. Anladiklarinizi paylasarak katilimlarinizi bekliyoruz kardesler. Derse katilin kardeslerimize özel dua edilecektir...
Vesselam...
[BILGI]Aziz kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim,
Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.
Sabri kardeş, senin rüyan mübarektir ve manidardır. İnşaallah zaman onu tabir edecek.
Kardeşlerim, sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hâdisât-ı zamana baktım, kalbime böyle geldi:
Menfî esasata bina edilen ve Karun gibi [SUP]1[/SUP] اِنَّمَاۤ اُوتِيتُهُ عَلٰى عِلْمٍ deyip, ihsân-ı Rabbânî olduğunu bilmeyip şükretmeyen ve maddiyun fikriyle şirke düşen ve seyyiatı hasenatına galip gelen şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semavî tokat yedi ki, yüzer senelik terakkîsinin mahsulünü yaktı, tahrip edip yangına verdi.
Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, Sevr Muahedesiyle âlem-i İslâma ve merkez-i Hilâfete ettikleri ihanete mukabil öyle bir mağlûbiyet tokadını yediler ki; dünyada dahi bir cehenneme girip çıkamıyorlar, azapta çırpınıyorlar.
Evet, bu mağlûbiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zâtlar kat’iyen hükmediyorlar ki, Risaletü’n-Nur’un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilâyetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü’n-Nur’un verdiği iman-ı tahkikî ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfatlar, za’f-ı imandan neşet eden hatâların neticesidir. Hadisçe, sadaka belâyı def ettiği gibi, [SUP]2[/SUP] o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor.
• • •Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :
[SUP]1[/SUP] : “Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir.” Kasas Sûresi, 28:78.
[SUP]2[/SUP] : Muhammed Adfiş el-Mağribî, Câmiü’ş-Şeml, 1:464, hadis no:1741.
• • •[/BILGI]
[NOT]
"Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor." izah eder misiniz.?[/NOT]