Hayata Takılan Sözler

ASHAB-I BEDR

Well-known member
427384_281674075230741_190929624305187_800601_627652315_n.jpg



Söküklerimi dikerken, döküklerimi toplarken kapı çalacak; biliyorum.
***
Apar topar alıp götürecekler beni! Mevsimin dallarında salınırken meyveler,
rüzgar taze bir serinlik yeni bir heves getirmişken...
***
Beklemekten hoşlanmıyor musun? Ama beklemeye geldik buraya; kendimizi...
Nöbetini tutmaya kendimizin; iki nefes arası...
***
Yaşadığının farkındaysan yaşının adını unut; farkında değilsen de...
***

"Çıkmaz Sokak"lardan çık, "dolaşma" sokak sokak; kendini (kendinde) ara!

***

Bir yağmur ol bağlara, bahçelere, (hele) çöllere; niceleri için için
yanarken yanıp tutuştuğun var mı bir can için?

***


394163_289793347752147_190929624305187_820285_747512923_n.jpg


Hangi terazi tartar (benim) sevgimi; beni seven bir gönülden başka...

***
Yaprağı dinle; ne der? Ne diyor bu şehrin bulutları?
***
Duy elinden düşen zamanların sesini!
***
Çoğalan heveslerini gördüğün kadar; azalan nefeslerini de gör!
***
Görmek neymiş; onu gör! O'nu gör!
***
Gözlerinden başka gözlerinin olduğunu gör!

***

Unuttun (mu) bir randevun vardı! Ah, yine geç kaldın... kendine!

***

Aynalarda yok musun yoksa! Eğer öyleyse... ah!
Eyvah, eyvah, eyvah!

***

425770_281674368564045_190929624305187_800609_1890989436_n.jpg


Işığın mı soldu yoksa! Duymak, okumak mevsimlerin sesini rengini... N'oldu?

Bir çekirdekte görmekti koca bir ağacın hevesini... N'oldu ha!

***

Bir yıl dört mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.

Bir gün dört mevsim: sabah/ilkbahar; öğle/yaz; ikindi/sonbahar; gece/kış.

Bir andan ötekine mevsimlerden mevsimlere düşmektesin; telaşelerin gürültüsü
bir sussa duyacaksın adımları/nı; ama ölüm duymayacak telaşelerin/in sesini;
seni ansızın (tam vaktinde yani...) bulacak! Gidecek, gideceksin!
Göreceksin!

***

Ömrüm!

Ne zaman geldi; ah, ne çabuk gider?

Yabancıladığım bu gelecekler
gelmiş de arkadaş olmuşum aklığına saçlarımın! Bedenimin, ruhumun her an
değişen kılığına kıyafetine ayak uydurmaya ç/alışıyorum.

***

Sevgili gül! Sen kimden aldın bu hevesi, bu rengi... ki âşıklar sırılsıklam
sana!

***

Sevgili kalem!

Emellerim bitmiyor, şu ölüm başımdan gitmiyor. Yaz sevgili
kalem! Yaz ölümü ki... Yaz ki...

Ah, yıkılır birdenbire içimde durmadan yükselen (ne)ler...

***

Kalbin/in sızısını, incecik sevincini, sonsuzluk türküsünü dinle!

***

403738_281705345227614_190929624305187_800840_1311675535_n.jpg


Ey arsız ihtiyaçlar! Bir varmış bir yokmuş bu dünyada çoğalıp durmayın!

***

Bir de bilsem; hangi kelimeler çoğalıyor, hangileri azalıyor
dilimde/kalbimde/halimde...

***

Bir de kırsam zincirlerimi, açsam pencereleri/mi sonsuza...

***

O'nsuzluğun beni ondurmadığını bildiğim; kendime geldiğimdir. Güldüğümdür.

***

Öyle bir çığlık atsam ki... adı "hürriyet" olsa, adı "hakikat" olsa...




Ali Hakkoymaz

 

HAYAL ET

Well-known member
Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
(mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur.
Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.

mesnev1.jpg
 

Hak-endiþ

Member
Sayen yere düşmese de , sayende
düşmekten, düşüp ebedi helak
olmaktan kurtulduk..

***

Seni memnun edecek şeylerin,
alemi de memnun edeceğini unutma!

***

Senin halktan beklediğin
muamele,
halkında senden beklediği
muameledir.

***

sukut.jpg

Sükut da bir hikmettir,
ama
hakimi çok az veya yok gibidir.

***

Talebin kıymeti sahibininde
kıymetini yükseltir.

***

Sen hep bir aşk u şevk ustadı oldun,
"Hak" dedin gönülden O'na vuruldun;
Efendimiz rehberindi bu yolda,
O'na intisapla sen ne uluydun..!

***

sabır.jpg

Başlangıcı zehir,neticesi şeker-şerbet
bir şey varsa o da SABIR'dır.

***

Gamı-tasayı bırak, iraden canlı ise!
Ümit kaynağı ol, olabilirsen herkese.

***
 
Üst