Namazim beni terketme ne olur.....????

siyahzambak

New member
:'( Niyazlım,Namazım ! Niye Terkettin Beni..?

Bekledim Baktım ki geldiğin yok Dedim hele şuna bir mektup yazayım Hâlimi anlatıp, Gel diye yalvarayım De hele, neye gücendin? De hele, niye bıraktın beni?

Hakkını veremedim hiç tamam Bir zamanlar hiç unutmazken buluşacağımız vakti, sonraları unutur oldum Bazen yük geldiğin oldu bana Seni beklerken, eski heyecanım kalmadı Sana aşkla bakamadım Seni ilgisiz bıraktım Ettim bir eşeklik! Ama be canım, ne demeye uydun sen bana! Ne demeye çekip gittin!?
Gerçi, haksız değilsin Ne desen, ne etsen haktır bana Oyalanmazsın elbet ben gibi dökük bir handa Herkes gibi sen de pek, sağlam yerler ararsın Çürükle halvetlikten, elbette hoşlanmazsın De ki mecnûn ararım, beni unutmayacak Benimçün işin gücün bir kenara koyacak Ne diyeyim, doğrudur, gün geldi, işim için seni ihmal ettim.

Bilenler, farzını, sünnetini, hükmünü anlatıyor Edebinden bahsediyor. Seni huşû ile ifâ etmekten, sana dalıp, dünyayı unutmaktan bahsediyor. A canım, ben ne anlarım o işlerden Ben senin az biraz huyunu bilirim o kadar. Ve sanırım, huyuna suyuna gidemedim

Az biraz dedimse, küçümseme!.. Aslında ALLAHım seni Bilirim ne nazlı olduğunu Bilirim incelik beklediğini Şimdi, aramızda yabancı yok, bak, hadi söyle, niye bıraktın beni?

Derdin ki bana, abdestini al Güzel elbiselerini giyin Kokularını sürün El âleme giderken süslenmeyi biliyorsun! Hadi, benimle buluşacağında da şık ol Ama ben, bazen pek güzel geldim sana Bazen pek darmadağın Acep diyorum, bu mu zoruna gitti? Kılığımı kıyafetimi, kokumu mu beğenmedin? Hani suyla, sabunla, miskle gidermeye çalıştım da, yine de o hassas burnun, kalbimdeki necâsetin kokusunu aldı, beni ondan mı terk ettin?

İsterdin ki, buluşacağımız yer tertemiz olsun Ne bileyim, temizdi zannederim Öyle pek sevmem iş yapmayı bilirsin Ama be canım; toz, necâset değil ki Yine de, acep diyorum, ona mı gücendin?

Ört derdin Ört kendini Tek teli görünmesin saçlarınınTopuklarını kapatsın çorapların Bana edeple gel Nizamla gel Ama ben, üşendim bazen, çorap giymeye bile Bazen, özensiz olurdu başörtümYoksa, buna mı içerledin?
Yoksa hiçbiri değil de Sana hakkıyla yönelemeyişim mi üzdü seni? Yönümü, bir silüet olarak sana dönmüşken, aklımın nice başka yönlere koşturması mı zoruna gitti Hani, sana doğruymuş gibi dururken, aslında, nice yerlerde gezinir gelirdim Bedenim seninleyken, kalbim, ruhum, dolaşır dururdu uzaklarda Seninle hemhâl olmuş görüntümün altında, nice keder, nice şüphe, nice vesvese yaşayışım mı mâlûm oldu ki, bırakıp gittin?
Nazlım! Yoksa, dediğin saatte gelmediğim için miydi sitemin? Hani, sana yönelmem gerekirken, işlerimi bitirmeye çalıştığım, hattâ bazen, seni her şeyden sonraya bırakıp mahzun ettiğim zamanların acısını mı çıkartıyorsun? De hele, ne olur! Tâ ezelden verdiğim: Vaktinde gelmek sözünü tutamadığım için mi kırıldın? Tamam haklısın Vakitli olursa güzeldir, her iş Ve elbet sen, vaktinde hazır olunmaya pek lâyıksın
Ya da belki, o firâsetli gözlerinle, kim bilir nasıl derûnuna baktın da, gördün, kalbimin harap vaziyetini Hani, sana niyetlenirken dilimle, kalbimin nasıl da başka başka arzulara dalıp gittiğini fark ettin Ne bileyim, belki, sana niyet ederken, nice gaflet yaşadı da kalbim, riyaya, kibre sürüklendim, bunun için terk ettin
:'(Ah be nazlım! Ne yapayım, kalbimin bir ipi yok, ki tutsam da çeksem, uzağa kaçtığı zaman İşte, sana bunları yazarken bile, sırf gidişinin değil, başka düşlerin kederiyle içi yanmada Ne yapayım ki, sadece sana değil, bu sebeple, kalbim herkese yaban kalmada

:'( :'(AHHH nazlım! Sana niyetlenip de, başkalarına dalışım üzdüyse seni Sende gibi görünüp de, uzaklarda oluşum üzdüyse, ne diyebilirim?

Ama kim bilir, belki de, seninleyken, dünyayı ellerimin arkasında bırakamayışımdan rahatsız olmuşsundur. Başım secdede iken, az mıydı sanki, kaybettiğim bir eşyayı düşünmelerim? İsterdin bilirim Seninleyken, bütün kâr-zarar hesaplarından sıyrılıp, sadece sana bakayım, bakışlarınla sarhoş olayım isterdin Seni seveyim, o kadar ki, sana durmuşken, ne sağımı, ne solumu göreyim Hani, aşkın gözü kördür derler Bilirim sana aşk ile durmamı beklerdin.

Kim bilir ne de çok özlüyorsun, sahabenin kıldığı o namazları Hani, baldırlarına bir ok saplansa, kendilerini unutmak için sana niyetlenir de Okun çıktığını hissetmezlermiş bile Ah be nazlım! Şimdi âhir zaman bilmez misin? Bilmez misin ki, imanımız elimizde kor gibi durmada! Zaten o kor dahî hikâye! Zaten her şeyim şüpheli, her hâlim defolu! Ne olduğum belli değil zaten! Sırası mıydı yani, bir de sen bıraktın gittin!?
Belki de, sadece sendeyken ayakta durup, haksızlıklar karşısında pısmışlığımdır, seni kızdıran Hani, sendeyken, başım, sırtım dimdik kıyama durup, sağda solda ezilmekte olan nicesi için, parmağımı bile kımıldatmayışıma kızmışsındır belki Öyle ya Kıyam, sadece senin bir parçan olarak kalmamalıydı. Tüm hayatıma yayılan ve cesurca, haksızlıklar karşısında da dimdik durabilmemi sağlayan bir idman olmalıydı. Kıyam Evet ya Kıyamı sadece sana mahsus bir basit harekete dönüştürüp, korkaklığa ve yılgınlığa düşüşümden rahatsız olmuşsundur belki Nefsimin azgınlığı ve yersiz istekleri karşısında da Şeytanın fısıltıları karşısında da kıyama geçebilmeliydim Tabi yaa Seni, bütün hayatımı kaplayan bir sevda gibi yaşayamadığıma içerledin!

Ya da, belki sadece dilde kalan duâlarımdı seni üzen Doğru düzgün hissetmekten geçtim, anlamlarından bile gâfil olduğum âyetleri, sadece, ağız alışkanlığıyla, hızlı hızlı okuyup da, bunu da okumadan sayışıma mı bozuldun? Ki dile gelişleri bile yarım yamalak, eksik gedikti Hâlbuki Hakla konuşmak olmalıydı, sende okumak! Bulaşık yıkarken türkü mırıldanmaya benzememeliydi. Ne yalan söyleyeyim, çoğu zaman, sendeyken alamadığım hazzı, bir türkü söylerken hissettim. E tabiî bakmazsın yüzüme! Ben sana âşık olamadım!
EğildimKıyamlarımın beni dik başlı yapmaması için, eğilmemi öğütlerdin çünkü. Yoksa, diyorum, rukûlarda söylediğim o, Sübhâne Rabbiye-Azîmlerin içi mi boştu ki? Hani hem, Onun bütün eksikliklerden münezzeh bir güç olduğunu söyleyip, hem de yine Onun yaptıklarında kusur buluşlarım mıydı seni küstüren? Öyle ya, mademki eksiklikten münezzehti, her yaptığı da mutlaka, bir sebeple, bir hikmetleydi Sabredemeyip, şikâyet ettim. Bel çalıştırmaktan ibaret bir beden hareketinden öteye geçmeyince Ubûdiyete götürmeyince rukûlar beni, dedin ki belki: Boşa kürek sallıyorum, burada vakit kaybetmeyeyim!

:'(Âhh, neler neler geliyor aklımaYoksa diyorum, alnım yere değmişken, aklım havada olduğu için mi darıldın? Kalıbım, sevgilisinin ayaklarına kapanmış, mahcup ve yanık birininkini andırırken, kalbim, ukalaca ve âsice çarptığı için mi? Hani Subhâne Rabbiyel-Alâ! sözleriyle yüceltirken Rabbini, bir yandan, o en Yücenin râzı olmayacağı laflar edişine mi kızdın dilimin? Âhh, o dil var ya, o dil! Kemiği yok işte mübâreğin! Hem canım, sen ne diye takıldın ki, o densize?!

Ya da ona takılmadın da belki, yerinde duramayan, jet hızıyla bir çukura, bir zirveye gidip gelen hâllerimdi seni üzen Ânı yaşayamadım doğru-düzgün, evet Sadece, anlık yaşadım her şeyi Samimiyet ve istikrar bekledin Veremedim

Selamlarım, Kirâmen Kâtibîne idi ama Beş vakit selam verip, yine de onların varlığından gaflete düşüşümdü belki, gidişinin sebebi Her yaptığımı Ve yapmam gerekirken yapmadıklarımı yazan Her söylediğimi Ve söylemem gerekirken sustuklarımı yazan Her kaçtığımı Ve kaçmam gerekirken yakalanıp kaldıklarımı belgeleyen o yazıcılar mı şikâyet etti beni sana? Bilmiyorum ki

???Şimdi söyle! Sıradan bir kumaş parçası, işe yarar bir elbise olana kadar, kaç iğne darbesi alıyor, kaç kez ateş altına yatıyor bilir misin?! Sitem yüklü gidişini, hasret çektirişini, işte buna yoracağım! Zira, sen benimleyken, ben benimleydim. Seni benden ötürü zannederdim. Ben sana sahibim, sen bana tâbîsin sanırdım Meğer ben, başıma bile sahip değilmişim nazlım! Meğer tâbî olmak öyle kolay mesele değilmiş! «Kıldım» demesi kolay da seni «Kılması» zor imiş

Diyorlar ki: O gittiyse gelir Sen ondan gittiysen, seni beklemededir Ben işte burada, eli-kolu kırık, gücü bitik, kendine pek yenik ve ezik bir hâlde, gelişini bekliyorum. Bir yere gitmedim Şimdi, dersin ki belki, ben seni nasıl duyayım, uzaklara gittim, seni terk ettim

İnanmam be güzelim! Hissediyorum, yakınlarımdasın Sana bunca ihtiyaçlıyken, seni bunca dibimde hissederken, Fîzanda olsan ne çıkar?

Bilmem mi seni! Terk etmiş gibi yapıp, beni peşine düşürmek niyetin Ama işte Peşine düşüp de yakalayacağımı ve seni hiç bırakmayacağımı söyleme zamanlarım gerilerde kaldı. Büyük konuşmamayı öğrendim. Anladım ki, sen benim hakkıyla beklemeye ve karşılamaya güç yetiremeyeceğim, ancak, bana lûtfedilen ve şükründen âciz kaldığım bir nimetsin Emirsin Boynumun borcusun Fakat o kadar miskin ve öylesine fakirim ki Vallahi, senden ancak, âmirler âmiri seni bana hediye ederse, istifade edebilirim. Hakkında, Ben namaz kıldım demekle, ancak gafletteymişim. Bütün hayatıma yayılmayan kıyamlar, kıraatlar, secdeler ve rukûlardan ötürü, seni de sahte etmişim.

Şimdi, işte tüm bunlara rağmen, gel!.. Ben böyle çürükken, sen sapasağlam lûtfet, bana kendini Ben böyle hastayken, sen sıhhatle lûtfet seni Ben yaşayan bir ölüyken, sen, dipdiri, capcanlı ve coşkulu bir âşık gibi, bana gel! Hakkını veremeyeceğimi bil, râzıysan gel! Yok, işte ne yapayım, yok, sarhoş olamıyorum! Ben böyle yarı ayık ve kayıkken, sen mest ü hayran ol, bana rağmen bana gel! Ben eksikken, bütün varlığınla sen koş bana Zira Ben sana koştuğunu zannedince, burnu havaya dikiliyor. Burnumu sürtercesine utandır da, tüm pişkinliğime karşın, hadi, gel! Ben i beklersen, işte, dokuz canlı bir nefisle, keçi gibi inat edip, ayak diremede! Yahu ne olur ki, uyma da ona, yola çık, gel!

İşte dedim diyeceğimi! Daha bundan sonra da uğramazsan, senden sorsun hesâbını! A benim nazlım! A benim niyazlım! Sana, Gözümün nûrudur diyenin hatırına, yalnızca beş vakit değil, ah keşke, vakitli vakitsiz, çat kapı çık gel! Yetsin artık, küskün durduğun bana

Hem, beni sakın cehennemle korkutma! Yokluğun zaten yangın! Yokluğun zaten musibet! Cehennemden kurtulayım diye değil! Hem bırak, isteyenine kalsın üstelik cennet!! Çok naz, âşık usandırır derler; Gafil Benin zaten canına minnet Ne olur, uzatma artık hasreti Ne olur, insâf et!

gel! Mâbudun aşkına çık gel! Kucaklaşalım
:'( :'( :'(
 

Eyvàh!

Well-known member
NAMAZIM BENİ TERKETME NE OLUR.....????

Niyazlım,Namazım ! Niye Terket tin Beni..? Mâbudun aşkına çık gel! Kucakl aşalım :angel:

aminnnn amin insallah ...

rabbim kilamayanlari daha fazla hasret birakmasin :angel:
 
H

hadim

Misafir
NAMAZIM BENİ TERKETME NE OLUR.....????

inşallah. ne güzel!insanın bam teline dokunmuş.ahhh ahhh
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: NAMAZIM BENİ TERKETME NE OLUR.....????

A benim nazlım! A benim niyazlım! Sana, Gözümün nûrudur diyenin hatırına, yalnızca beş vakit değil, ah keşke, vakitli vakitsiz, çat kapı çık gel! Yetsin artık, küskün durduğun bana

Hem, beni sakın cehennemle korkutma! Yokluğun zaten yangın! Yokluğun zaten musibet! Cehennemden kurtulayım diye değil! Hem bırak, isteyenine kalsın üstelik cennet!! Çok naz, âşık usandırır derler; Gafil Benin zaten canına minnet Ne olur, uzatma artık hasreti Ne olur, insâf et!

gel! Mâbudun aşkına çık gel! Kucaklaşalım
:'( :'( :'(
 
Üst