Müslüman neden ibadet etmek istemez?

Nevzatt

Well-known member
'Gecenin sonunda olmazsa sabah
Bil ki ufukları tutmuştur günah'

İbadet, insanı terk etmez. Haramlar, insanla ibadetin arasına girer, keser yolu. Ve insan ibadeti göremez olur. O insan ibadete ulaşamaz. İstese de ulaşamaz.

Her haram havada dolaşan toz lekeleri gibidir. Nasıl ki lekeler lambanın camına yapışır da o ışık dışarı sızamazsa, kalp fanusu da böyledir. Haramlar kalp fanusunu karartır, insan ibadet etmek istemez. Çünkü kalpteki iman dışarı tesir edemez, dışarıdaki ilim de kalbe ulaşmaz. İşte insanla ibadetin uzak kalmasının sebebi budur.

Haramlarla ibadetin yan yana yürüdüğü görülmemiştir.

Hem haram işleyen hem ibadet eden insan İslam'ın hukukuna tecavüz ediyor demektir. Hem haram işleyip hem ibadet edenleri görenler; "İşte Müslümanlar böyle!" demektedirler. Allah, böyle kullarına hesap soracaktır: "Sen öyle hareket ettin ki, Müslümanlığı lekeledin!"

İslamiyet'e böyle lekelerin gelmemesi için haram işleyen Müslümanlardan Allah, ibadeti uzaklaştırır.

Allah muhafaza, zaten haramlarda ısrar etmek, Müslüman'ı Allah'tan tamamen ayırabilir.

Her günah vücut şehrine giren bir casus gibidir. Kendini günahlardan koruyanın ibadet etmesi kolaylaşır.

Ben televizyon seyretmekte çok sakıncalar görüyorum. Adam filmleri izlerken, şarkıcılarla şarkı söylerken o kadar lezzet alıyor ki, namazdan lezzet alamaz oluyor.

"Elli tane şarkı biliyorum ezbere!" diyor. Bu adam hangi ibadeti yapmak ister ki? Hafıza bandını doldurmuş. Zevki başka şeylerde bulmuş. Canı ibadet istemiyor haliyle... Namazdan zevk alabilir mi bu insan?

Treni kaçırmış!..

Şarkıları, türküleri unutacak, hafızasını temizleyecek, onların yerine zikrullahı yerleştirecek. Yoksa canı ibadet etmek istemez tabii... Benim böyle arkadaşlarım vardı hakikaten. Adam haramlardan uzak durmaya çalışıyor; fakat derse gelmiyor! Alimlere yaklaşmıyor!

Dikkat etmek lazım ki, bir tane öğretmen yetiştirmek için ilkokul, ortaokul, lise, üniversite okunacak. Neymiş? Bir tane öğretmen yetişecekmiş.

Ben dindarım diyen!.. Beş vakit namazını kılan!..

Ne kadar tahsil yaptın dinin üzerine? Kimleri örnek aldın? Kimlere bağlandın? Sünnet-i seniyyeyi ne kadar taşıdın hayatına?

Allah'ın dinini, kitabını, peygamberini öğrendik. Hâlâ bir çocuk gibi ne sevk edilmek istiyorsun? İraden var, kullan.



Hekimoğlu İsmail
 

Sergerdan

Well-known member
İbadet, insanı terk etmez. Haraml ar, insanl a ibadet in arasına girer, keser yolu.

Ve insan ibadet i göremez olur. O insan ibadet e ulaşamaz.

Çünkü kalpte ki iman dışarı tesir edemez, dışarıdaki ilim de kalbe ulaşmaz

Ben dindarım diyen!.. Beş vakit namazını kılan!..

Ne kadar tahsil yaptın dinin üzerine? Kimler i örnek aldın? Kimler e bağlandın? Sünnet-i seniyy eyi ne kadar taşıdın hayatına?

 
H

hatve

Misafir
Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u îmânı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.
[size=14pt] Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
Meselâ: Utandıracak bir günâhı gizli işliyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman, melâike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.
Hem meselâ: Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işliyen bir adam, Cehennem'in tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennem'in ademini arzu ettiğinden, küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennem'in inkârına cesaret veriyor.
Hem meselâ: Farz namazını kılmayan ve vazîfe-i ubûdiyeti yerine getirmiyen bir adamın küçük bir âmirinden küçük bir vazîfesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam, Sultan-ı Ezel ve Ebed'in mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tenbellik, büyük bir sıkıntı veriyor ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki: "Keşki o vazîfe-i ubûdiyeti bulunmasa idi." Ve bu arzudan bir mânevî adâvet-i İlâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır. Bir şübhe, vücûd-u İlâhiyeye dair kalbe gelse, kat'î bir delil gibi ona yapışmaya meyleder. Büyük bir helâket kapısı ona açılır.
O bedbaht bilmiyor ki: İnkâr vasıtasiyle, gâyet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubûdiyetten gelmeye mukabil, inkârda milyonlar ile o sıkıntıdan daha müdhiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder. Sineğin ısırmasından kaçıp, yılanın ısırmasını kabul eder. Ve hâkeza.. bu üç misâle kıyas edilsin ki بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ sırrı anlaşılsın.
 

Sergerdan

Well-known member
orta2gg4.jpg


Allah razı olsun birçok kimsenin bu zamanda sıkıntısı bu husus
 
Üst