HİCAB SİYASİ BİR SİMGEMİDİR?

Günümüz cahiliye insanları, Nemrutları ve Firavunları için mü’mine bir kadının örtüsü tahammül edilemeyen bertaraf edilmesi gereken bir bayraktır. Bu bayrak onların zulum düzenlerini tehdit ettiği ve İslamın yücelmesinde bir isyan simgesi olduğundan onlar için daima korku nedeni olmuştur. Peki biz Müslümanların örtüye bakışı nasıl olmalıdır?

Öncelikle cahiliyenin nedir onu gözden geçirelim? Cahiliye Allah ın koyduğu nizam ve hükümler dışında hayat yaşayan bütün topluluklardır. Bu düzen ister bir ülke olsun ister bir parti ya da topluluk. Bir Müslüman cahiliye toplumunun örtüye baktığı açıdan bakarsa ki o zaman inanan herkes için savunulması gereken onurlu bir savaş ortaya çıkmıştır. Bir Müslüman ın şunu haykıra haykıra söylemesi gerekmektedir. Evet örtü sizin gördüğünüz gibi bir bayraktır. Hicab bir tarafı simgeler, Müslüman kadınların tağutun değil Allah ın hizb(taraftar,yandaş) olduğunun bariz göstergesidir ve iman eden bayanların bunu hal durumuyla ifade etmesidir. Yani Müslüman bir kadının toplumla ilişkide bulunduğu durumlarda onun kesinlikle Allah ın hizbi olduğu ve tağutlara kesinlikle iman etmeyeceğin göstergesidir örtüsü.

Bir Müslüman örtündüğünde Allah la arasında şu ahdi gerçekleştirmiş olur. Ey bizleri bir alaktan meydana getiren Allah ım sen yerde ve gökte tek hüküm koyucusun. Şüphesiz ben senin Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nur-31) ve “Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.(Azhab-59) dediğini işittim ve itaat ettim. Benim Sen ve Resulun(sav) den başka ne bir ilahım nede bir yol göstericim var. Şüphesiz ben sana uyan ve cehennem ateşinden sana sığınanlardanım.

Müslüman bu ahdi yaptıktan sonra eğilmeden ve devrin Nemrutlarına boyun eğmeden dümdüz olmalıdır. Allah la arasında olan bu ahdi ve bir gün gelip hesap vereceğini unutmamalıdır. Kurtuluş ve ferahın ancak Allah ve Hz. Muhammed(SAV) in emirlerine uymakta olduğunu ve Allah ınBununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.(Azhab-36) hükmünü asla unutmamalıdır.

Örtünme, namaz, oruç ve diğer emirler hiçbir beşerin emri değildir. Bunlar Allah tarafından kesin ayetlerle emredilmiştir. Öyleyse Müslüman bir kimliğin emirler noktasında, çıkış yolu araması ve tağutla mukayese amaçlı emirleri çağa uydurması mümkün değildir. O na düşen şeksiz ve şüphesiz emirlere itaattir ve bu noktada tevhidinin sürekli tehlikede olduğunu sürekli zikir ve emri bin maruf nehyi anil münker yapması gerektiğini unutmamalıdır. Nitekim Resulullah (sav) Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki: “Şüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar, fakat Kur’an’ın feyzi onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır.) Nitekim onlar okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir. İşte bütün insanların ve hayvanların en kötüsü bunlardır.” (Müslim: 1067) buyurmaktadır.

Müslüman bir kadın Allah ın ayetlerini az bir pahaya satmamalıdır. Şeytanın sağdan yaklaşmasına onun türlü vaadlerle ( diploma, rızık, makam ve gerekse İslamı yeniden yüceltme) kendisini kandırmasına asla izin vermemelidir. Gevşemeyin, üzülmeyin; inanıyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz”(Ali İmran-139) ayeti gereği sıratı mustakim üzere iman etmeli ve Allah ın yardımını beklemelidir. Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve bir günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildir. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affına güvendirerek aldatmasın. (Lokman-33) ayeti gereği dünya hayatına dalmamalı ve emirlerden dışarı çıkmamalıdır. Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.(Azhab-36) ayeti gereği çıkış yollarının tamamını Allah ve Resulu (SAV) ne bağlamalıdır. Unutulmamalıdır ki Müslüman öldüğünde neden tağutla muhabbetini arttırmadın? Neden az bir pahaya örtünü ayaklar altına alıp dini yüceltme savaşına girmedin? Neden diplomanı en iyi okuldan alıp en güzel kariyeri yapmadın? diye sorulmayacak. Neden gereği gibi iman etmedin? Neden Allah ve Resulu(SAV) e isyan ettin? Neden Allah tan başka hüküm koyucular(RAB ler) edindin biye sorulacak.

Son olarak şunu aklımıza çıkmamacasına kazımalıyız ki kendi değerlerine saygısı olmayan ve onu az pahaya ayaklar altına alanların, başkalarından değerlerine saygı göstermesini beklemesi tutarsız ve yanlış olur.[/size]

Allah hepimize rahmet etsin yolumuz İslam olsun


akardeşlerim yazı kendime aittir. bütün yanlışlar bana doğrular ancak Allah a aittir.

selamun aleykum
 
Üst