LÜTFEN ACELE EDELİM

imported_eFTaL

Active member
BİRAZ ACELE EDELİM LÜTFEN

Bir yolculuğa çıkılacaktır. Saatler, hatta günler öncesinde evin içini bir telaş alır. Bavullar hazırlanır, alınacak eşyalar gözden geçirilir, herkes birbirine " aman bir unutma" diye tembih eder. Hareket saati geldiğinde apar topar evden çıkılır. Ya yolda, veya da gidilecek yere varınca bir çok önemli bazı şeylerin unutulduğu anlaşılır. Günler öncesinde hazırlanan ve kapının arkasına konulan bir valiz unutulmuştur, ya da evden acele ile çıkarken cüzdanınız veya kredi kartınız çalışma masanızın üzerinde kalmıştır. Yani son anda acele ile hareket etmek size pahalıya mal olmuştur. Onun için yolculuğa çıkarken son anda çok acele etmek çok yanlış bir davranıştır.
Özellikle sürücülerin hızlı araç kullanması, gidilecek yere bir an önce varmak için kuralları ihlal ederek acele hareket etmesi, telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebebiyet verebilir. "Acele giden ecele gider" diye boşuna söylenmemiştir.
Yine acele ile yaptığımız bir işlerde yanlışlar ve hatalar yapar, daha sonra da onu telafi etmek için uzun bir zaman ayırmak zorunda kalırız.
Hayatın bir çok alanında acele etmek bize çok pahalıya mal olabilir. Vahim yanlışlara büyük zarar ve ziyanlara yol açabilir.
Dünyevi işlerde acele etmek doğru olmadığı gibi, bazen hüsrana da sebep olabilir. Ama öyle bir vazifemiz daha var ki, kurtuluşumuz acele etmemizdedir. Bir an için bile o vazifeyi aksatmak, geciktirmek, savsaklamak, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açar.
İnsanın dünyadaki en önemli vazifesi, Yaradan'ını tanıyıp O'na kulluk etmektir. Her an O'nun gözetimi altında oluğunun bilincinde olmaktır.
Küçük yaşta ibadete teşvik edilip kulluk bilinci aşılanmayan çocuklar, önce " biz daha çocuğuz, büyüyünce namaz kılmaya başlarız" derler. Daha doğrusu gafil büyüklerin bu telkinleri ile böyle düşünürler. Biraz büyüyünce, "şimdi genciz, hayatın tadını çıkartalım, ilerde kılarız" diye ertelemeye devam ederler. Bir işe girince, "şimdi vazifeliyiz, vaktimiz olmuyor, emekli olunca bol bol namaz da kılar, oruç da tutarız" derler. Emekli olacak kadar yaşamaya şansına sahip olanlar ise, " yaşlandık artık, soğukta sıcakta abdest alıp namaz kılmak kolay değil, Allah affetsin" diyerek bir kenara çekilip ölümü beklemeye başlarlar. Zaten o yaştan sonra da insanın bedeni kadar nefsi de kartlaşır ve katılaşır. Onu eyip bükmek, şekil vermek hiç kolay olmaz.
Ever dostlar, acele etmeliyiz. “ Ömür sermayesi çok az, lüzumlu işler ise pek çoktur”. Onun için acele etmeliyiz. Öyle bir yolda ilerliyoruz ki,bizim için her an yolun sonu gelebilir. Bindiğimiz dünya treninde hiç beklemediğimiz bir istasyonda “ sizinki buraya kadar, haydi iniyorsunuz” diyebilirler.
Hayırlı işlerde acele etmeliyiz. Ta ki, bir şer gelip onu bozmasın. (Hadis-i şerif) Namazı vaktinde kılmak onun için çok önemsenmiştir. Her namazı “son namazım” diye düşünerek kılmak, onun için tavsiye edilmiştir.
“Acele işe şeytan karışır” sözü de doğrudur ama, bu söz dünya işleri için söylenmiştir. Allah için yapılan işlerde ve ibadetlerde acele etmenin mahsuru olmadığı gibi faydası vardır. Zira hayırlı işlere şeytan burnunu sokamaz. Oralarda şeytanın işi olmaz. Böyle işlerde ne kadar acele edersen o kadar kârlı çıkarız.

Haydi bayanlar beyler, ömür sermayesi tükeniyor, lütfen acele edelim!​
 
Üst