CENNETTEN GELİYORUM

CENNETTEN GELİYORUM


Geç olmuş yatıyordum
Fakat uyku tutmadı
Ve kalkıp
Yakıverdim şamdanı
Gecenin zülüfleri
Seccademin püskülleri
Yatıverdim pusuya
Vakit gelmiş tavına
Tecelliyet avına
Kur’an dinliyordum Davut A.S.’dan
Canım nasılda istiyordu zaten
Zerrelerimin ihtiyacı kulaklarımı deliyordu
İşte sesler geliyor
Hani birde ağlamasam
Ağlama canım ağlama
Ne kaldı o bayrama dedim de durdum
Kur’ an sesi gel diyordu peşinden
Ben de gittim
Seyyah oldum o alemi gezerim
Ve peşpeşe neler neler sezerim
Ufkum gitti yücelerin katına
Ne güzelmiş binmek hayal atına
Sanki canım kuş idi
Seyahatin başlangıcı birazcık yokuş idi
Öyle bir yol ,yeşillikler rahiyalar peşpeşe
Mızrak boyu yakıncaydı selam verdim güneşe
Çayır çimen kilim sermiş geçiyorken piyade
Ilık rüzgar,bülbül sesi, Kur’an daha ziyade
Duygularım şahlanıyor kalben inlemek gibi
“olmaya cihanda devlet” Kur’an dinlemek gibi

_________________________________________________
Şimdi ise nideyim
Düşündüm ki cennetlere gideyim
Gittim de gittim
Yaklaşınca nihayet
Kulağımda şu ayet
“have mevla küm”
Bekçilerle karşılaştık “essalamü aleyküm “
“Ebedi kalıcılar olarak girin cennete” dediler
Tevhid çekip ilerledim bakınıp şaşkın şaşkın
Dünyanın hiç tadı yokmuş ,ne leyla’nın ne aşkın
Anlatması mümkün değil,cennete ayak izim
Tarifinden acizim
Her taraf ışıl ışıl
Cam göbeği ve yeşil
Saf,şeffaf
Aman ya Rab ne tuhaf
Aklımdan Belkıs geçti
Gezdiği saray hiçti
Binler kere yüzbinleri misli misli kar
Her bireri ayrı renkte yıldız var
Bu ne güzel bir koku
Her şey var yoktur “yok”u
Geziniyor müminler
Selamı yayıyor
Göğüslerde yetmiş kokulu güller
Sinelerde zahir olmuş,görünmeyen gönüller
Kullar mesrur,her taraf nur her köşe şehr-i ayin
Hurilerin terennümü köpüklerden mulayim

_________________________________________________
[color=#0027ff]İşte gelen bir dilber
Üstünde tüller
Yaklaştı durdu
Hatırımı sordu
Elinde kadeh var –sunuyor
Hem içirdi hem içti
Ne kadar gençti
Ceylan gözlü derler ya
Evet öyle
Hem iri iri
Hem kuzgunu
Hem meftun
Yürüdükçe ince mercan döküyor
İliği gözüküyor
Endam akıyor
Boyun büküyor
Yürek söküyor
Yürüdükçe etrafına inci mercan döküyor
Sanki düşmüş gökkuşağı kipriğine takılmış
Yanağında gamzeleri şu’le şu’le yakılmış
Hele ki tebessümü
Unutturur ölümü
Azel takmış zeberceden ışıldar
Çevresinde pırlanta var ,zümrütte var,elmas var,
Gönül ya bu,sevdalandı
Aklım dolandı
Arzum sevgim koşuştu
Müşterekte buluştu
Arzu ev se sevgi ona tavandır
Sevgi yoksa arzu zaten yavandır
Dedim ona:Tutalım mı elele?
Dedi bana:cenneti bir gez hele
Dedi ve gitti
Oradan seyretti
Yürüyordum ileri
Görecektim neleri
Ayağım çıplak
Kadife toprak
İşte irem bağları
İşte güller bülbüller
Lal kesiliyor diller
Ağaçlar meyva yüklü
Tarü taze her yemiş
[/
color]


_________________________________________________
Kat’iyyen beklememiş
Tanışıklık veriyordu dünyadan
Fakat çok farklı
Tatlı mı tatlı
Mayhoş mu mayhoş
Anlatamam boş
Güneş vardı,gölge vardı,birbirinden hoş
Ağaçların sesi
Kuşların sesi
Ve yolun cazibesi yürütüyordu beni
Ayak izleri çoktu
Ne güzel tozda yoktu

_________________________________________________


[color=#ff0000][color=#00ff1d[color=#ff9300]]Selsebilden su içtim
Sonra bir yere geçtim
Üç baş arşın aralıklı nehirler
Kenarında sedirler
Şarap akar,su akar
Süt akar
Biri bal
İstediğin kadar al
Ne bıktırır ne yakar
Hep akar
Birisine NİL dediler
Birisi Seyhun
Bir diğeri Fırat imiş öbürü ceyhun
Etrafında müminler
Hüdhüdleri dinler
Uzanınca eller
Çekirdeksiz meyveler iner
Bir meltem üfül üfül
Rengarenk gül
Süslü süslü koltuklar var iskeleti altun
Bir güzel ki yaşayışı cennetteki halkın
Kimi şarkı okuyor kimi gergef dokuyor
Kimi çelenk takıyor
Kına kokuyor
Biri dalmış bakıyor o da ben,
[/color][/[/color]color]



_________________________________________________
Soğuk ta yok sıcak ta
Uçar gibi ayakta yürüyordum
Ve köşkler görüyordum çevrede,
Hem ne kadar muazzam
Dedim şimdi nideyim?
Tefe’ül en birisine gideyim
Bahçesinde ilerledim
Haşmetinden terledim
Yaklaşınca merak ettim acep kimedir nasip?
Kapısında yazıyordu” Ya Hz. Culeybib”
Altın kapı açılınca geriye
Destur geldi “giriniz içeriye”
Merdivenler kırmızı tüylü halı
Kimbilir ne pahalı
Duvarların yüzeyleri pür ışık
Gözlerim kamaşık
Ayaklarım dolaşık
Yeşil ışık kırmızı ışık lamiane birbirine karışık
Pencereler gümüş camlı sırça
Bir ayet yazılı her yere bakınca
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - -- - - - - - - - - - -


Yükselmiş döşekler var ,çevresi
İncilerle müzeyyendi perdesi
Süslü süslü koltuklar
İhtişamlı tahtı var
Hemen gittim Cüleybinin yanına
Huriler var ta girecek canına
Gözlerini yalnız ona hasretmiş
Sayılar,iki fazlası yetmiş
Bir elinde kitap
Hurilere hitap
Hikmet söz ediyordu

Allah diyordu
O yüzümün ziyasını güneş görse kıskanır
Kamer görse kendini üvey evlatmış sanır
Bir elinde yetmiş kokulu güldü
Bana da güldü
Dedim ona:Ya Cüleybib ne kadar güzel
Dedi bana:İhlas varsa cennetlerden de güzeldir
Dedim ona: Ya Cüleybib bu köşk ne kadar güzel
Dedi bana:Sohbet varsa köşkten daha da güzeldir
Dedim ona:Ya Cüleybib sen ne kadar güzelsin
Dedi bana:Hamza var ya benden daha güzeldir
Dedim ona:Hamza nerde? Hangi köşkte yaşıyor?
Dedi bana:Burda değil.Afgan’da savaşıyor
Ne zaman gelir?
Allah bilir
Canım ister ki görsün
Dedim ona:Ammar nerde?Çok isterim göreyim
Dedi ki:Söyleyeyim,
Annesi ve babasıyla nasıl karşılaştılar
Geldiği gün sarıldılar hala ayrılmadılar
Ne yüzünü gören oldu ne duyuldu sesi
Cennetlerden tatlıcaymış ebeveynin sinesi
öyleyse söyler misin İbn-i Erkam nerde?
Sohbet varmış”gidiyorum” demişti şakirtlerde
Nerelerde bulunur
Her sohbette bulunur,çayın şekeri olur
Ne zaman gelir?
Allah bilir
Ya Ebuzer?
Ha o mu:O hala yalnız gezer
Görmem nasıl olacak ?
Meydan da bulunacak
Peki dedim;Üstad nerde? hani o piri fani,
Gördüğünde şaşırırsın niye öyledir hani
Yaa niye?
Rabbi onu öyle seviyor diye
Dedim:Görmek istiyorum nerde Ebu Kureyre
O da gitti bir yere
Oaralarda işi ne
Kedilerden biri kayıp gitti onun peşine
Acep şimdi ne yanda
Görüşürsün meydanda

Meydan dediğin nedir?
Şu yoldan ötededir
Bir meydan ki yemyeşil
Nasıl anlatasın dik
Ortasında Ruhullahtan bir ağaç;
Çevresinde ağaçları nur sırraç;
Hafif ak yamaç
Bir agaç ki namelerin ahengi;
En güzel ağaç ne ki
Bam teline geliyor sine deliyor;
Etrafını dolanmaya ne zaman ki başlanır;
Devenin yavrusu olsa bitiremez yaşlanır.
Etrafında sahabeler
Musiki dinler
Mest olur başlar
Gezinir kuşlar
Kim olsa yavaşlar
Sende yavaşla
Huriler dolaşır elinde bade

Aklından geçene geçmiyor vade
Sen şimdi yürürsün
Gidince görürsün
Kimler vardı.Lütfen yine der misin ya Cüleybib?
Herkes orda hatta Rabbi ona demişti “Habib”
Ne diyorsun?
Daha mı duruyorsun
Selamün Aleyküm
Aleyküm selam.Görüşürüz orda
Huşu içinde seyrederek her yeri
İlerledim ileri
Bir şehra ki kenarları çiçeklerle müzeyyen
Geçene selam diyen
Ayağım çıplak
Kadife toprak
İnciden çakıl taşları
Ne tümsek var ne yokuşlar
Ağaçlardan birisiydi eğildi
Yedim de ilerledim
Hafifi güneşti
Bir meltem esti
Sarığım düştü
Kuşlar gülüştü
Kokuyordu buram buram zencefil
Yürüdükçe gelincikler laleler
Bana yüzünü döner
Aynısıyla nilüfer
_________________________________________________

Sağ cenahtan bir güvercin “gu” dedi
Yaklaşınca “su” dedi
Verdim içti “hu” dedi
İsteseydim su gelirdi.istediğim bu dedi

O sırada bir zat gördüm nurani
Sanki tanıdım hani
Yolun sağında
Ağacın yanında
Fakat özgün ve süzgün
Ağaca yaslanmış
Kirpikleri ıslanmış
Dedim:Nedir kaygınız?
Fakat o durgun
Dedim:ey dost burada ağlamak var mı?
O yine suskun
Hemi de yorgun
Anladım ki bu nurani gönülden vurgun
Ben sustum o sustu
Sonra kendi konuştu
Dedi: Neyana?
Gidiyorum meydana
İlk defa mı?
Evet
Ne mutlu sana
Sen de gel
Yine sustu sonra konuştu
Bu kaçıncı buraya dek gelişim
Fakat gidemeyişim
Sayısını unuttum
Hevesimi hep yuttum
Cesaretim olmadı geldiğim yolu tuttum

İçimden çok şeyler duyarım
Çok heyecanlanırım
Fakat içimdeki bu heyecanları dile getirmeye muktedir değilim
Ben o nağmeden mütebeyyicim ki
Yoktur ihtimali terennümüm
Ağlarım ağlatamam
Söylerim dinleyemem
Dili bağlı kalbimin bundan pek bizarım
Şehidim yok gömleğini hediyelik sarayım
Hizmetim hangi yüzle huzuruna varayım
Ben bir bahtı karayım
Sine hanem şerha şerha ezfirak
Ta be güyem şerhi derdi iştiyak
Parça parça olmuş sine isterim
(isterim ki) esas derdimi anlasın
Esas derdi dertli olan anlar
Serha serha sine isterim.
İsterim ki anlasın
Ah Rabbim
Üç asırdan beri köşede bucakta
Hür yol ayrımında san küfürler savruldu
Seni temsil eden maarif çoktan hak ile
Yeksan oldu yerle bir edildi
Ah rabbim biz sana zahiren sahip çıkıyor gibi
Olduk ama sövüldüğün yerde ürpermedik
Hakaret edildiğin yerde kükremedik ayaklanmadık
Verdiğimiz şeyleri sadece zekat ölçüsü içerisinde
Verdik,şahlanamadık,küheylanlar gibi şahlanamadık


_________________________________________________
Rabbim dedi ağladı
Sözü böyle bağladı
Çömeldi yere yine ağladı
Çok bekledim bitmedi
Eliyle “sen git”dedi


Söz dinlemem gerekti
Bu yolculuk benim için erek’ti
Başladım yürümeye
Muradımı görmeye
Kadife toprak
Ayağım çıplak
Bu yol ne kadar güzel
Bir kamçı kadar yeri dünyaya bedel
Sümbül açmış iki cenah ,hu çekiyor goncalar
Ritm tutmuş sallanıyor hep yapraklı yoncalar
Uhuvveti var güneşle meltemin
Huzur veriyor,(g)surur veriyor
Misk-i amber kokuyor her yan
Acaba çok mu uzaktı meydan
İlerlerken ileri
Neler sezdim neleri
Bütün sahabeleri
Zübeyr’i görecektim,Huzeyfe’yi,Bilal’i
Asım bin Hilal’i
Hanzala’yı,Talha’yı,Ebu Derda’yı
Sad bin Ebi Vakkas’ı,İbn-i Abbas’ı
Muaz bin Cebel’i
Enes’i,Cendel’i


Abdurrahman bin Avf’ı görecektim
Ve Kaab’ı,Musab’ı
Selamn-ı Farisin’i,ve cümlesini (R.anhüm)
Terenümle anmak bile yadigar adlarını
Çok merak ediyorum Cafer’in kanatlarını
_________________________________________________[/color
]

Bir tahayyül geçiyor ki gözlerimin önünden
Göz kapalı seyretmesi gönülden
Aynı birlik,aynı dirlik
Mübarek beşibirlik
Ebubekir,ÖmerOsman ve Ali’nin
Aman Allah’ım aman,aralarında ki kim
O’na denmiş”habibim”
Ne güzelmiş “nasibim”
Ki onu göreceğim
Ve şöyle diyeceğim
Elfu elfu salatin ve elfu elfu selamin aleyka ya Resulallah


Anam babam sana feda olsun
Seni
Gördüğün şu cennetten
Boşa koşan devletten
Yığın yığın servetten
Kesrat ile hürmetten,
İzzetten lezzetten
Ve en güzel suretten
Ve en güzel siretten,daha daha güzelsin ya Resulallah
_________________________________________________
Canım sana feda olsun
Sen
Size püryan sevkatten
İnsan üstü kuvvetten
Müjdeli son nefesten
Borcumu ödemekten
Arzı tutan melekten
Yanındaki yemekten
Yemekten,içmekten
“oğlum oldu”demekten daha güzelsin


Ciğerparem sana feda olsun
Sen
Kerdeşiniz Yusuf’tan
Kucak dolu yakuttan
Memleketim Bayburt’tan
Nağriften makripten
içi dolu beşikten
Ağladığı geceden
Daha daha niceden,daha daha güzelsin ya Resulallah



Gelecek zürriyetim sana feda olsun
Diyeceğim
Evet öyle diyeceğim
Ne kaldı ki işte şurada görüşeceğim
O sırada önüm gözüm biraz daha aklaştı
Anladım ki yaklaştım


Anladım ki gelecekti o meydan
Ne müthiş bir heyecan
Zemin henüz gözükmemişti ama
Üzerindeki sema
Tasviri gayri Cabil
Fakat yine bu cahil
Birkaç soru ediversin
Atmosfer tamamen nur
Büyük mü büyük
Nur dolu büyük sanki
Oralar da solunum nur mu olsa gerektir?akıl göremiyecektir


_________________________________________________
Ne talihli bir kulum
Var mıyım,yok muyum düşünüyorum
Melekler sema da sema ediyor
Halka halka dönüyor
Ne kallavi halkalar
Yan yana,dizi dizi ve saf saf
Sevgilileri tavaf
Pırıl pırıl parlıyorlar,sevinç yıldızı gibi
Demek ki şimdi onlar görüyorlar Habibi
Üstlerinde bir taç var
Meleklerin üstünde
Ve semanın üstünde
Nur üstünde nur
Direksiz bir sur sanki
Bu gördüğüm bir ayet
Okuyordum nihayet
[/
color]_________________________________________________

[color=#1300ff]Geçtiğim yerleri unuttum
Ceylan gözlü hurileri unuttum
Cennetleri unuttum,
Fakat;
Unutmadığım bir şey var
Nedir içimdeki bu nükte
Sevincim büyüklükte
Neden baştan beri bu yarı sevinç
Aklımdan çıkmadı ki hiç
Niçin üzülüyordum?
Sorumun cevabını ben biliyordum
Her sözünü hatırladım heyhat!
ne demişti o nurani zat?
Parça parça olmuş sine isterim
İsterim ki esas derdimi anlasın
Ah Rabbim!ayaklanamadık
Küheylanlar gibi şahlanamadık
Hizmetim hangi yüzle o huzura varayım
Demişti
Evet öyle demişti
Peki ya ben?ya ben ne yapmıştım ki?
Ve şimdi ne yapıyordum
Birden durdum
Vuruldum sanki
Ne kadar akılsızmışım
Parmaklarım ağzımda
Çoktandır böyle ağlamamıştım
Ne yapayım şimdi
Karşımda cennetin en güzel yeri

[color=#6bff00]Nasıl döneyim geri
Nasıl döneyim
Bırakıp Peygamberi,sahabeleri
“ama yol bu,erkan bu”
Eli boş gidilmez ki
Yakıştıramam kendime
O kadar yüzsüz değilim Kani
Ah beni gidi beni
Ne yapsınlar seni
Boyunduruk yerde
Düşmanlar içerde
Yiğitler seferde
Sen şimdi nerde
“aç gözümü Allah’ım”
Aç gözlerimizi Allah’ım
Görelim hakikati
Şeytan çarptığı zaman hemen aklımızı başımıza alalım
Yooo diyelim
Olmaz bu iş böyle
Bizim yerimiz cephedir ve mevzidir.

Anladım dönmelidir
Daha durmakta nedir
Ve döndüm
Başladım seyirtmeye
Attan hızlı gitmeye
Hızlı hızlı büyük büyük adımlar atıyordum
Yetişeyim diyordum
Gitmemişse o zaten

_________________________________________________
Geldim ki ağaç yalnız
Ve dönmüş kırık dökük gariban
Arkasından seyrettim
Yani boşuna gittim
Eteğini tuttum
Gittiği yolu tuttum
[/color][/
color]
22.04/22.05 1988 / ramazan
saat:04-05
şehit namzedi Bayburt’lu
 
Ah beni gidi beni
Ne yapsınlar seni
Boyunduruk yerde
Düşmanlar içerde
Yiğitler seferde
Sen şimdi nerde
“aç gözümü Allah’ım”
Aç gözlerimizi Allah’ım


RAbbim senden razı olmuş,Senin de kendilerinden razı olduğun kullarından eyle!!!!
 

hulusi

Well-known member
Ah beni gidi beni
Ne yapsınlar seni
Boyund uruk yerde
Düşmanlar içerde
Yiğitler seferd e
Sen şimdi nerde
“aç gözümü Allah’ım”
Aç gözlerimizi Allah’ım:(((((((((
bu şiirden sonra dönülürüm dünyaya Afet sultanım Afet...ötelerde mahsun.mahcub,MAHRUM bırakma..binlerce kez özür....
 

hasret

Well-known member
Duygul arım şahlanıyor kalben inleme k gibi
“olmaya cihand a devlet” Kur’an dinlemek gibi


Allah razı olsun kardeşim...
 
Üst