kenz-i mahfi
Sorumlu
MÜCAZEFE (Arapça) (مجازفه)
Söz ile karşısındakinin hakkını örtmek, aldatmak. Fıkıhta: tartıp ölçmeden göz kararı ile yapılan tahmini satış, götürü almak, toptan satmak manalarına gelmektedir.
Mücazefe kelimesi Arapça'da "rastgele, gelişine, kör dövüşü davranmak" manalarına gelen "cezefe" جزف kelimesinden türetilmiştir.
Cüzâf جزاف kelimesi fıkhi bir terim olarak götürü usulle satışı ifade etmektedir. Bu kelime Farsça'da "boş konuşma, faydasız söz, hadsiz, hesapsız" manalarına gelen güzâf كزاف kelimesinin Arapçalaşmış şeklidir.
İslam Hukuku açısından mücazefe usulü yani götürü usulüne baktığımızda satılan malın miktarının belirlenmesi esas olmakla birlikte ihtiyaç sebebiyle bu kurala bir istisna getirilmiş ve ölçülüp tartılmak veya sayılmak suretiyle miktarları belirlenmemiş malların muayyen şartlar çerçevesinde tahminle yani götürü usul ile satışına izin verilmiştir. Şafiilerde mekruh olduğuna dair bir görüş bulunmakla birlikte bu usulle yapılan satışı hukukçular genel olarak geçerli kabul etmektedirler.
Götürü usul ile satışta malın satış anında hazır bulunması, miktarının ise taraflarca bilinmeyip tahminen belirlenmesi gerekir. Taraflardan birinin miktarı bilip gizlemesi durumunda bu malın götürü usulle satışı Maliki ve Hanbeliler'e göre mümkün değildir. Çünkü genel kurala aykırı olan bu satış zaruret sebebiyle geçerli sayılmıştır. Taraflardan birinin miktarı bilmesi halinde zaruret ortadan kalkmaktadır. Hem bu durumda miktarı bilmeyen kişinin aldanma ihtimali vardır. Hanefiler ve Şafiiler'de ise hakim görüşe göre taraflardan birinin miktarı bilmesi götürü satışın geçerliliğini ortadan kaldırmaz.
Satılan malın tane, ölçek veya tartı ile belirlenebilir olması, akdin gerçekleşmesine mani teşkil etmez. Ancak faize konu olan ribevi malların, kendi cinsleriyle götürü olarak değişimi caiz değildir. Zira bu tür malların kendi cinsleriyle değişiminde eşit ve peşin olarak mübadelesi gerekir, fazlalık faiz olarak kabul edilir. Götürü usulle satışta malın tahmin edilen miktardan az veya fazla olması ihtimali bulunduğundan, bu malların götürüsatımı caiz değildir. Bu nedenle altının altın ile, gümüşün gümüş ile götürü usulle değişimi caiz değildir.
Meyl-ül mücazefe ibaresi gerçek maksadı gizleyerek iyi yönlerini göstermekle karşısındakini kandırma meyli demektir.
Mücazefe kelimesi ile mübalağa kelimeleri arasında şöyle bir fark vardır. Mübalağada hem iyi yönlerini hem de kötü yönlerini göstermek yani çok eksik veya çok fazla göstermek olduğu halde mücazefede ise sadece iyi yönü gösterip aldatmak vardır.
Söz ile karşısındakinin hakkını örtmek, aldatmak. Fıkıhta: tartıp ölçmeden göz kararı ile yapılan tahmini satış, götürü almak, toptan satmak manalarına gelmektedir.
Mücazefe kelimesi Arapça'da "rastgele, gelişine, kör dövüşü davranmak" manalarına gelen "cezefe" جزف kelimesinden türetilmiştir.
Cüzâf جزاف kelimesi fıkhi bir terim olarak götürü usulle satışı ifade etmektedir. Bu kelime Farsça'da "boş konuşma, faydasız söz, hadsiz, hesapsız" manalarına gelen güzâf كزاف kelimesinin Arapçalaşmış şeklidir.
İslam Hukuku açısından mücazefe usulü yani götürü usulüne baktığımızda satılan malın miktarının belirlenmesi esas olmakla birlikte ihtiyaç sebebiyle bu kurala bir istisna getirilmiş ve ölçülüp tartılmak veya sayılmak suretiyle miktarları belirlenmemiş malların muayyen şartlar çerçevesinde tahminle yani götürü usul ile satışına izin verilmiştir. Şafiilerde mekruh olduğuna dair bir görüş bulunmakla birlikte bu usulle yapılan satışı hukukçular genel olarak geçerli kabul etmektedirler.
Götürü usul ile satışta malın satış anında hazır bulunması, miktarının ise taraflarca bilinmeyip tahminen belirlenmesi gerekir. Taraflardan birinin miktarı bilip gizlemesi durumunda bu malın götürü usulle satışı Maliki ve Hanbeliler'e göre mümkün değildir. Çünkü genel kurala aykırı olan bu satış zaruret sebebiyle geçerli sayılmıştır. Taraflardan birinin miktarı bilmesi halinde zaruret ortadan kalkmaktadır. Hem bu durumda miktarı bilmeyen kişinin aldanma ihtimali vardır. Hanefiler ve Şafiiler'de ise hakim görüşe göre taraflardan birinin miktarı bilmesi götürü satışın geçerliliğini ortadan kaldırmaz.
Satılan malın tane, ölçek veya tartı ile belirlenebilir olması, akdin gerçekleşmesine mani teşkil etmez. Ancak faize konu olan ribevi malların, kendi cinsleriyle götürü olarak değişimi caiz değildir. Zira bu tür malların kendi cinsleriyle değişiminde eşit ve peşin olarak mübadelesi gerekir, fazlalık faiz olarak kabul edilir. Götürü usulle satışta malın tahmin edilen miktardan az veya fazla olması ihtimali bulunduğundan, bu malların götürüsatımı caiz değildir. Bu nedenle altının altın ile, gümüşün gümüş ile götürü usulle değişimi caiz değildir.
Meyl-ül mücazefe ibaresi gerçek maksadı gizleyerek iyi yönlerini göstermekle karşısındakini kandırma meyli demektir.
Mücazefe kelimesi ile mübalağa kelimeleri arasında şöyle bir fark vardır. Mübalağada hem iyi yönlerini hem de kötü yönlerini göstermek yani çok eksik veya çok fazla göstermek olduğu halde mücazefede ise sadece iyi yönü gösterip aldatmak vardır.