Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
besmele-arapca1.jpg



Selamünaleyküm Degerli Kardeslerim;

avatar.jpg


Bu haftaki Hadis Sohbetleri dersimiz basladi.

avatar.jpg

Buyrun beraber mütaala edelim anladiklarimizi paylasalim insallah..





Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır."


[BILGI]Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular:

"Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır."


(Ebu Davud, libas 4)
[/BILGI]

 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır.”

“Kim bir topluluğun karartısını çoğaltırsa o da, onlardandır.”




2013 yılının sonuna geldiğimiz şu günlerde her kesim insanımızda bir takım hazırlıklar var. Hıristiyanlar; Noel adı altında Hz. İsa (a.s)’nın doğum gününü kutlamak amacıyla yılbaşı gecesi sabahlara kadar süren partilerle, içki, kumar, zina vs fuhşiyatlarla eğlenerek güya ulül azim Peygamberlerden Hz. İsa’nın doğum gününü kutluyorlar. Acaba Hz. İsa (a.s) bugün yaşasaydı bu yapılanları nasıl karşılardı. Böyle büyük bir peygamberin doğum günü böyle mi kutlanır? Bu yapılan ahlaksızlıkların hiçbir türlü dinde bir dayanağı yoktur ve herkes yaptıklarından mesul olacaktır.

Yılbaşı gecesi özel hindi kesenler, normal bir zamanda hindi eti yemek caizdir ama sadece Hıristiyan âdeti olduğu için o geceye özel olarak hindi kesmek ve yemek caiz değildir. Acaba hayvan haklarını savunucular konu Müslümanlar olunca mübarek Kurban Bayramında meydanlara çıkıp böyle bir teknoloji çağında bu barbarlıklar, bu adetler nereden kalma diyerek kurban kesimiyle alay ederler, karşı çıkarlar, acaba yılbaşı gecesi binlerce hindinin kesilmesine niye ses çıkaramıyorlar?

Elhamdülillah Müslümanım deyip te Yahudi ve Hıristiyanların adetlerine özenerek onlar gibi yaşamaya çalışan, onlar gibi yılbaşı kutlayan ve hatta onlardan daha ileriye gidecek kadar hazin duruma düşen kardeşlerimize de bir hadis-i şerifi hatırlatmak isterim; “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır.” “Kim bir topluluğun karartısını çoğaltırsa o da, onlardandır.” Bu hadisi şeriflerden anlaşılacağı üzere kime benzediğimizi, kimin meclislerinde bulunduğumuzu, hangi safta olduğumuza kendimiz karar vereceğiz.

Burada bir kıssa anlatmak istiyorum; “Kuşun biri kiliseye girer, papazın elindeki şaraptan içer ve haç’ın üzerine pisleyerek kiliseden çıkar. Buna dikkat eden papaz şöyle der; “Eğer Müslüman kuş isen kiliseye girmez şarap içmezdin, eğer Hıristiyan kuş isen haç’a pislemezdin.” Acaba sen necisin. Bizlerde safımızı belli etmeliyiz Müslüman isek, İslam hayatını güzel yaşamalıyız. Haram ve helallere dikkat etmeliyiz.

Hangi Hıristiyan veya Yahudi’nin, biz Müslümanların hicri yılbaşımızı tebrik ettiklerini, kutladıklarını gördük mü acaba? Hangi Hıristiyan veya Yahudi’yi Müslüman ameli yaparken gördük? Onlar her işlerinde kendilerine göre hareket etmekteler ama bizler maalesef onların peşinden koşmaktayız.

Her akşam haberlerde görmekteyiz. Emniyet teşkilatı yılbaşına hazırlanıyor. O gece polislere izin verilmeyerek sabaha kadar Taksim meydanı vesair yerlerde insanlar rahatça eğlenip, alkol ve çeşit çeşit etkinliklerle bu geceyi kutlasınlar. Bari her meyhaneye, gazinoya, gece kulüplerine birer ekip dikinde millet rahat rahat içsin. Kavga gürültü taciz ve fuhuş gibi olaylar rahat rahat gerçekleşsin! Ne kadar üzücü bir durum Mevla’m bütün gençlerimizi bu hallere düşmekten muhafaza eylesin.

Son olarak malum her sene yılbaşında insanların akın akın büyük ikramiyeyi kazanabilmek için kuyruklarda beklediği büyük çekiliş var. Talih kuşu bu sene kimin başına konacak. Kadın-erkek, yaşlı-genç, herkes paralarını biletlere yatırıp çekiliş saatini beklemeye başladılar. Ve bu sene çok büyük rağbet varmış ve biletlerin % 95’i erkenden tükenmiş. Daha önceki senelerde hep beraber gördük büyük ikramiyeyi kazanıp ta iflah olan var mı hiç? Hatta o kadar ki eski hayatlarını mumla arar oldular fakat haram para yiyen iflah olmaz. Olmayacak ta.

Devletin vazifesi insanlarımızı eğitmek, haramı helali öğretmek, insanları ve özellikle gençleri böyle şans oyunlarıyla boş bir hayata karşı şuurlandırmak iken, her akşam talih kuşu rüyaları gören, acaba bana da çıkar mı çıkarsa neler neler yaparım gibi boş hayallere düşmelerini engelleyerek onları helal yoldan çalışarak rızık kazanmayı öğretmesi gerekirken maalesef akşama kadar tv kanallarında bu olaylar özendiriliyor ve bunu devletimiz kendi eliyle yapıyor adını da milli piyango yapmışlar.

Milli piyango, sayısal loto-toto, iddaa, ganyan bayileri vs daha ismini sayamayacağımız bütün bu şans oyunları devletin gözetimi altında yapılıyor maalesef. Yetkililerden isteğimiz Allah ve Resulünün razı olmayacağı bu ve bunun gibi olaylara çözüm bulmalarıdır.
İnsanlarımızı eğiterek bu gibi durumların önüne geçebiliriz. Bu konularda özellikle tabana inecek, halkı eğitecek, şuurlandıracak hakiki dertli dava ehli hocalara ihtiyaç vardır. Yoksa yarın Allah ve Resulünün huzuruna çıktığımızda Resulüllah’ın yüzüne nasıl bakarız? Ne cevap verebiliriz? Bir hadisi şerifte; “Hepiniz çobansızınız. Elinizin altındakilerden mesulsünüz.” Mevla Teala cümlemizi böyle durumlara düşmekten muhafaza eylesin. Ailesine ve ehline sahip çıkanlardan olmayı bizlere ikram eylesin.

Bu yeni seneyi azgınlıkla değil de ömrümden bir sene daha gidiyor, ahirete biraz daha yaklaştık, her geçen gün geri gelmiyor diyerek dertlenmeli ve Allah’ı memnun edecek ameller yapmalıyız.

Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz. Mevla Teala hayatımızı da ölümümüzü de kendi rızasına uygun eylesin.

alinti
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

Gayri Müslimlere Benzemek




Gayr-ı müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek dinimizce bid'at kabul edilir. Nitekim cahil müslümanlardan bir çoğu hıristiyanların en büyük bayramı olan Paskalya'da ve Noel (yılbaşı)de ateş yakmak, kadayıf ve mum gibi şeyler hazırlamak suretiyle hıristiyanlara katılır, yaptıklarını yapmaya özenirler.
Paskalya töreninde yumurta boyamak, çörek yapmak, tütsü satın almak, bebek, kadın ve çocukların kına yakınması, yeni giysiler satın alınması ve buna benzer hıristiyanların kendilerince kutsal addedilen günlerde yapılan diğer şeyler...

Gayr-ı Müslimlerin kutsal addettiği gün ve bayramların adedi pek çoktur. Bunları araştırmak ve tanımaya çalışmak müslümana vazife değildir. Onlar tarafından hürmet gösterilmesi sebebiyle yaptıklarından her hangi birini veya böyle günlerden bir günü veya bir yeri tanıması ona kafidir. Çünkü bunların İslam dininde yeri yoktur.

Böyle günlerde Allah'a ve Rasûlüne inanan kimsenin almaşı gereken tavır İslamın tasvip etmediği herhangi bir davranışta bulunmaması, aksine normal günlerden biriymiş gibi değerlendirmesidir.
Çoğu insanlar tarafından Hz. İsa (a.s.)ın doğum günü zannıyla yılbaşına yakın günlerde yapılan ateş yakmak (hususi) yemekler hazırlamak, mum satın almak v.b. şeyler... İşte böyle günlerde (bu günler için) yapılanların tamamı dinen nahoş kabul edilmiş adetlerdendir. Zira bu nevi doğum zamanlarının bir eğlence vakti olarak tayin edilmesi hıristiyanların geleneği, onların ibadetidir. Böylesi hareketlerin İslam dininde bir yeri olmadığı gibi, selef devrinde yaşanmış milad'la ilgili bir olaya da tesadüf edilememiştir. Bunun kaynağı hıristiyanlara dayanır.

İsa (a.s.)nın doğumunu (noel) kutlamak maksadıyla ortaya konan, söz konusu bu hareketlerin adet haline gelmesindeki tabiî sebeplerin kalkışı da dikkate alınması gereken bir husustur.

Mesela milad'ın tesadüf ettiği kış mevsiminin, esasen ateş yakmaya uygun bir zaman olduğu düşünülürse, ateş yakma işleminin gelenek haline gelmesindeki tabiî sebep ortaya çıkmış olur.

Diğer yandan hıristiyanlar inanırlar ki Yahya (a.s.). İsa (a.s.)yı doğumundan bir müddet sonra vaftiz suyunda vaftiz etmiştir. Bundan dolayı onlar, yani hıristiyanlar bu vakitte vaftiz olunurlar ve bunu vaftiz töreni diye isimlendirirler.
Müslüman cahillerden bir çoğu bu vakitte çocuklarını hamama sokarak bunun çocuğa faydalı olacağını sanırlar. Halbuki bu tür davranışlar haram kılınmış, en çirkin münkerattan olup, hıristiyanlara has adetlerdir.

Allah teala mevzu ile ilgili olarak Rasulüne şöyle hitap buyurur:

"Sonra seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma. Çünkü onlar Allah'a karşı sana hiç bir fayda veremezler. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah da takva sahiplerinin dostudur." (1)

Bilmeyenlerin, hakiki ilimden yoksun kalmış olanların arzu ve istekleri boş şeylerden ibarettir. Nefsinin heva ve heveslerine uyduğu yerde alimin cahile tabi olması, onun yaptığını yapması doğru olmaz.

Allah c.c. yine Peygamberine hitaben şunları buyurur:
"Sana gelen ilimden sonra bilfarz onların arzulama uyacak olursan, an dolsun ki, Allah'dan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır." (2)

Bu ayetle Peygambere bu şekilde hitap edilirse, ya peki cahillerin peşinden yürüyenlerin, kafirlerin izinden gidenlerin, Allah ve Resulünün müsaade buyurmadığı konularda küffarın yaptığını yapanların, kendilerinin bile üzerinde çekişme içerisinde oldukları dinleri ve dindaşlarıyla ilgili hususlarda onlara tabi olanların halleri nice olur.

Manevi ilimlerden nasipsiz kalmış bir çok müslümanın kafirlere ait gün ve bayramlardaki onlara benzeme gayretlerine günümüzde -üzülerek- şahit olmaktayız. Oysa Nebi (s.a.) efendimizin mevzu ile ilgili bir çok açıklama ve tavsiyeleri mevcuttur.
O (s.a.) bir had işlemde şöyle buyururlar:


"Kıyamet günü insanların azab bakımından en şiddetlisi, Allah'ın kendisini ilmiyle faydalandırmadığı alimdir." (3)

Onlarla aynı gayeyi, aynı amacı paylaşmasa bile müslümanın onlara benzemesi özenmesi İbn Ömer'in Rasûlullah (s.a.)dan naklettiği delille haramdır.
"Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır." (4)

Amr b. Şuaybin babasından, onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Rasulullah (s.a.) efendimiz.
"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" (5) buyururlar.

Dolayısıyla yahudi ve hıristiyanlar bizden olmadıklarına göre onlara benzemeye özenmemeliyiz.

Ebu Hureyre'nin naklettiği bir hadiste Peygamber (s.a.) şu şekilde buyurur:
"Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye özenmeyiniz." (6)

Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği başka bir hadiste de Nebi (s.a.) şöyle buyurmuşlardır:
"Ağarmış saçı (boyamak suretiyle rengini) değiştirin ve yahudilere benzemeyin!" (7)

Buhari ve Müslimin İbn Ömer'den ortaklaşa naklettikleri bir hadiste ise Peygamber (s.a.) şunları buyurur:
"Müşriklere muhalefet ediniz. Bıyıkları kazıyınız, sakalları koyuveriniz." (8)

Görüldüğü gibi Peygamber (s.a.) mutlak olarak müşriklere benzememeyi, onlara muhalefeti emretmektedir.

Ömer b. el-Hattab bu meydanda müminlere şöyle tavsiyede bulunur:
"Müşriklerle sıkı ilişkiler içersine girmekten ve kiliselerindeyken yanlarına gitmekten sakinin."
Rivayetlere göre Hz. Ömer müslüman beldelerinde törenlerim açıktan yapmamalarını onlara şart koşmuştur. Müşriklere tören ve geleneklerini (başkalarını etkileyecek şekilde) açıktan icra etmeleri yasaklanmışken müslüman nasıl olur da onların yaptıklarını yapar? Diğer taraftan müslümanların onlara benzeme gayretleri, tören ve bayramların açıktan yapılması konusundaki onların arzu ve cesaretlerini arttırmıştır. Halbuki müşriklerin söz konuşu törenlerini alenen yürütmekten men edilişlerindeki sebep, bunların bozulmaya yol açabileceği, yani müslümanlar üzerinde kötü tesir bırakabileceği endişesinden kaynaklanmıştır. Çünkü bu tip adet ve gelenekler ya bir masiyet ya da bir küfrün sembolü mesabesindedir. Müslümansa bu hareketlerin tamamından men edilmiştir.


Ömer b. el-Hattab şunları söyler:
"Dinleriyle ilgili konularda Allah düşmanlarından uzak dürün. Zira Allah'ın gazabı onların üzerine iner."

Kutsal günlerinde (onların yaptıklarını yaparak) onlara refakat etmek gazabullaha sebep olur. Çünkü böylesi adet ve hareketler ya onlarca sonradan icad edilmiş (uydurulmuş) ya da işlerliği kaldırılmış (mensuh) hükümlerden ibarettir. Hakiki ilimse bunların hiç birini benimsemez. Nitekim onlarca kutsal gün ve zamanlarındaki yaptıklarını yaparak onlara benzemek helal değildir. Diğer yandan böyle konularda onlara benzeyen müslüman yardım ve tasvip görmez, bilakis ondan nehyedilir. Nitekim suyunu sıkarak şarap yapan kimseye üzüm satmak helal olmaz. Törenler için davet alan kimse davete icabet etmez. Adet olmadığı halde böyle günlerde hediye veren müslümanın, bu çeşit davranışında kafirlere benzeme söz konusu olduğu için hediyesi kabul edilmez.

Bilinmelidir ki küffara benzememe konusunda hassasiyet göstermek Allah'ın bir emridir. Zira küfür demek kalbin hasta düşmesi demektir. Belki daha da kötüdür. Kalp sıhhatini yitirdiği zaman, hiç bir organ huzur bulmaz. Her şeyin sıhhat ve dirliği ancak o şey için kalp vazifesi gören unsurun sıhhat ve salahıyla mümkün olur.

Kafirin bütün işleri ya bozuktur (hakikatten uzak) ya da noksandır. Rabbımızın hoşnut ve razı olduğu nimetlerin en yücesi, her hayrın esası, özü olan İslam nimetine karşı Allah'a hamdü senalar olsun. Durum böyle iken, dinimize göre hükmü yürürlükten kaldırılmış (mensuh) olan hususlarda onlarla beraber olmak (ayrı düşünüp aynı hareket etmek) hemen ifade etmek gerekir ki çok çirkin bir şeydir. Bundan da çirkin olanı ibadet ve adet nevinden uydurdukları asılsız şeylerdir.

Müslümanların dinde olmayan bir şeyi ortaya çıkarmaları mutlak bir çirkinlik olarak değerlendirilirken, Allah ve Rasûlünün emretmediği bilakis küffarın kafalarından uydurduğu konularda onlarla beraber olmak, onlara muvafakat etmek...
Bu akılların almayacağı, zihinlerin kabullenemeyeceği en büyük çirkinlik ve kötülüklerdendir. Müslümanın ibadet ve adet adına onlara benzeterek yaptığı her şey bidattir ve münkerattandır.

Allah Teala hazretleri onların bayram ve törenlerine iştirak etmeyen ve bu günlerde yaptıklarını yapmayanları şu kelamıyla methetmiş ve övmüştür.

"Onlar ki, yalana şahitlik etmezler..." (9)

İslam alimlerinden Mücahid, ed-Dahhak ve er-Rebi b. Enes ayette geçen "ezzür yalan" kelimesinden murad, müşriklerin kendilerince kutsal addettikleri gün ve bayramlar törenlerdir, derler.

İbn Şirin de "zür" den kastedilen şeyin Paskalya'dan önceki pazar günü (hıristiyan bayramı) olduğunu söyler.
Konuyla ilgili olarak Rasûlullah (s.a.)ın daha önce geçen şu iki hadisini tekrar edelim.
"Müşriklere muhalefet ediniz." "Kim bir kavme benzerse, onlardan olur."

Bilinmelidir ki selef-i sabıkin (salihin) devrinde Müslümanlardan bu tür rezaletlerden herhangi birini yapan veya bunlar gibi hareket eden kimse olmamıştır.

Zaten hakiki mümin selef-i salihinin yoluna sülük eden, Peygamberlerin efendisi Hz. Muhammed (s.a.)in izinden yürüyen, nebilerden, siddîklardan şehidlerden, salihlerden Allah'ın kendilerine in'amda bulunduğu kimselere uyan kişidir. İhsan ve keremiyle Allah bizi o müminlerden kılsın. Zira O, cömerttir, kerem sahibidir.
Kişi kafirlere benzeme konusunda hataya düşen cahillerin çokluğuna, gafil alimlere ve hareketlerine bakıp aldanmasın.

Büyük alim el-Fudayl b. lyaz (r.a.) şunları söylemiş:

"Yolcuları az da olsa sen hak yoldan ayrılma.
Rağbet edeni çok da olsa kötü yola sapma."

Ya Rab sen cömertsin ve kerem sahibisin. İhsanın ve kereminle bizleri hidayete ermiş ve salih kullarının yoluna girmiş kimselerden kıl.
Bizleri helak olmuş, küffarın yoluna dalmış kullarından eyleme.

Dipnotlar: (1) el-Casiye (45), 18-19 (2) el-Bakara (2), 120 (3) Taberani, el-Mucemu's-Sağîr, c.l, babu't-ta, Medine 1388/1968 (4) Ebu Davud, libas 4 (5) Tirmizi, istizan 7 (6) Tirmizi, istizan 7,edep 41 (7) Tirmizi, libas 20; Nesaî, zine 14 (8) Buhari, libas 64; Müslim, lahare 54 (9) el-Furkan (25), 72
* * * Not: Yukarda tercümesi verilen yazının aslı Suyutî'nin "Hakikatu's-Sünne ve'1-Bldil (48-53)" isimli eserinden alınmıştır.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

ylba5ui8.jpg





Cenâb-ı Hak Celle Celaluhü buyuruyor:


“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.

De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur.

Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki,

Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.”

(Bakara, 120)

 

Livza

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

İnsan; ancak sevdiğini, takdir ettiğini ve değer verip büyük gördüğünü taklit eder. Şekil taklitçiliği neticede itikadi taklitçiliğe götürür. Peygamberimiz (s.a.v.):

“Kim (şekil ve amelde) bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır”. (Cami-us Sağir: 104) Buyurur.

Söz açık ve nettir. “Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil.” (Risale-i Nur Külliyatı) Fetva kitaplarının birçoğunda yer alan ve bizi dikkatle üzerinde durmaya davet eden şu sözlere dikkatinizi çekerim.

“Bir Müslüman, Yahudi, Hıristiyan ve Mecusilerin bayramlarını kutlar, ona ta’zim eder veya o günlerde yaptıkları yemeği pişirirse mürted olur yani dinden çıkar.”

Allah’û Teâlâ, biz ümmeti Muhammedi, yılbaşı eğlencelerinin ve yılbaşında eğlenenlerin şerlerinden muhafaza eylesin

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Hayatımızdan bir yıl daha geçti. ……………. yeni bir hicri yıla girmiştik. Şimdi de yeni bir miladi yıla girmeye hazırlanıyoruz.

Yılın son günlerini yaşadığımız şu günlerde kimimiz hararetle yılbaşı gecesini beklerken kimimiz de yeni hicri yılın ilk ayı olan Mübarek Muharrem ayını oruç ile idrak ediyor.

Sahi yılbaşı nedir? Bir yıla veda edip yeni bir yıla girerken yüce yaratıcımıza isyan ile mi girilir. Yoksa geçen bir yılın muhasebesi yapılarak mı girilir. Tabi Müslümanca düşünüp Müslümanca yaşanacaksa elbette 31 Aralık gecesi muhasebe gecesi olacaktır. Nitekim Hz. Ömer (R.A.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:

“Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. Hesaba çekilmek üzere, kıyamet günündeki en büyük arz, huzura alınma için gerekli güzel hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura alınırsınız, öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurur: ‘Ey insanlar! O gün hesap ve sorgu-sual için huzura alınırsınız. Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak’ Buna binaen her gün, muhasebemizi şu şekilde yapmalıyız.”

Muhasebe iyi yapılmalı. Yanlış hesap iflasa sürükler. Ve hesap ölmeden önce yapılmalı. Öldükten sonra telafi etmeye fırsat da olmayacak. Yarın tövbe ederim, yarın ibadete başlarım türünden düşünceler boş safsatalardır. Zira tövbe etmeye bile fırsat bulamayabilirsin. Kur’an’ın “O sizin apaçık düşmanınızdır” (Bakara 2/208) buyurduğu şeytan insanı Allah ile aldatır. Kur’an’ın şu ayetine kulak verelim: “Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah’ın va’di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın” (Lokman 33)

Gerçekten de öyle değil mi? Amaaan boş ver? Nasıl olsa Allah affeder, Allah’ın rahmeti geniştir denilerek her türlü günah mubah görülür. Hâlbuki o kul şeytanın dolduruşuna gelmiştir ama farkında değildir.

Şimdi muhasebe zamanı. 20….’un bir muhasebesi yapılmalı. Acaba 20….’u karda mı kapatıyorum zararda mı? Diye oturup bir muhasebe yapılmalı. Herkes bir yıl içinde neler yaptığını pekâlâ bilir. Mesela 5 vakit namazları ele alalım.365 günx5 =1825 vakit namaz,52 Cuma,30 gün oruç… vs.

Diğer taraftan Rabbimizin yasakladığı şeylere riayet ediyor muyuz etmiyor muyuz. Bir kez daha düşünelim. İçki içmek, kumar oynamak, yetim malına el uzatmak, faiz alıp vermek, ölçü ver tartıda hile yapmak..vs Bu ve buna benzer günah fillerden uzak mıyız değil miyiz?

İşte bir yılı daha geride bırakırken geride kalan yılın muhasebesi yapılarak yeni yıla girilirse yarın büyük hesap gününde hesabımız kolay olur.

Alinti
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

Onlar Gibi Olmayın!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara, 120)


Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır." (Ebu Davud, libas 4)


Gayr-ı müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek dinimizce bid'at kabul edilir. Nitekim cahil müslümanlardan birçoğu hıristiyanların en büyük bayramı olan Paskalya'da ve Noel (yılbaşı)de ateş yakmak, kadayıf ve mum gibi şeyler hazırlamak suretiyle hıristiyanlara katılır, yaptıklarını yapmaya özenirler.

Amr b. Şuaybin babasından, onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Rasulullah (sav) efendimiz.
"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir"(Tirmizi, istizan 7)buyururlar.
Dolayısıyla yahudi ve hıristiyanlar bizden olmadıklarına göre onlara benzemeye özenmemeliyiz.
Ebu Hureyre'nin naklettiği bir hadiste Peygamber (sav) şu şekilde buyurur:

"Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye özenmeyiniz." (Tirmizi, istizan 7, edep 41)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.


Kısa Günün Kârı

Müslümanların dinde olmayan bir şeyi ortaya çıkarmaları mutlak bir çirkinlik olarak değerlendirilir. Allah ve Rasûlü’nün emretmediği bilakis küffarın kafalarından uydurduğu konularda onlarla beraber olunmamalıdır.
 

hatice-

Yeni Üye
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

Selamünaleyküm , yaptığınız çalışmalar için Allah razı olsun.ben peygamberimizin(asm)mucizelerine gözümle görmüş gibi inanmak istiyorum.bu yüzden mucizeleri araştırıyorum. mucizelerin büyük bir kısmı manevi mütevatirdir biliyoruz. bunu daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki hadisin tetkikini yapmak istiyorum. böylelikle manevi mütevatir hadisleri de iyice anlamış olurum.hadis şu:Hazret-i Câbir dedi ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: ناَدِ بِالْوُضُوءِ “Abdest almak için nida et” dediler. “Su yok” denildi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dedi: “Bir parça su bulunuz.” Gayet az su getirdik. Sonra, o az su üstüne elini kapadı, birşeyler okudu, bilmedim ne idi. Sonra ferman etti: رِدْنَا بِجَفْنَةِ الرَّكْبِ Yani, “Kàfilenin büyük teştini (tekne) getir.” Bana getirildi; ben de Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın önüne koydum. O da elini içine koydu, parmaklarını açtı. Ben de o az suyu, mübarek eli üzerine döküyordum. Gördüm ki, mübarek parmaklarından kesretle su aktı, sonra teşt doldu. Suya muhtaç olanları çağırdım. Bütün geldiler, o sudan abdest alıp içtiler. Ben dedim: “Daha kimse kalmadı.” Elini kaldırdı; o cefne (yani tekne) lebâleb dolu kaldı.1 Hocam, bu hadisin bize kadar kaç tarikla geldiğini, bu tarikları senetleriyle yazarak anlatabilir misiniz? vereceğiniz cevap bizim için çok önemli.Allah razı olsun.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: Hadis Sohbetleri 86- "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

[BILGI]
Gayr-ı meşru tarîk, zıdd-ı maksuda gider


اَلْقَاتِلُ لاَ يَرِثُ bir düstur-u azîmdir: "Gayr-ı meşru tarîk ile bir maksada giden zât, galiben maksudunun zıddıyla görür mücazat."


Avrupa muhabbeti, gayr-ı meşru muhabbet, hem taklid ve hem ülfet. Akibeti mükâfat: Mahbubun gaddarane adaveti, cinayat...


Fâsık-ı mahrum bulmaz, ne lezzet ve ne necat.


* * *

Sözler ( 709 - 710 )[/BILGI]
 
Üst