Sadeleştirmeyi savunanlardan bir kısmı diyorlar ki:

Huseyni

Müdavim
Sadeleştirme ile ilgili bazı yazıların altında, sadeleştirmeyi savunanlardan bir kısmının şu şekilde bir iddiaları var.

Diyorlar ki:

"Risale-i Nur'lar Avrupa'da yaşayan Türk kardeşlerimize kolaylık olsun diye sadeleştirildi."

Soruyla cevap verelim: Risale-i Nurlar benim bildiğim 40 tan fazla dile çevrildi. Özellikle Avrupa ülkelerinden çevrilmeyen herhalde hiçbir dil yok. Şimdi soruyorum bu kardeşlerimiz Avrupanın bizim duymadığımız hangi ülkesinde yaşıyorlar ? Orada yeni iseler, Türkçeyi bildiklerinden, orjinalini okuyamama gibi bir mazeretleri olamaz. Yok eskilerse ve dillerini unutmuşlarsa, zaten bulundukları ülkenin diline çevrilmiş eserler mevcut. O zaman sadeleştirilmişi okumak için mazereti olanlar kimler ? Bizim bilmediğimiz bir insan grubu mu türedi ?
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Dilleri farklı birçok insan risale-i nur'ları okumakta zorluk çekmedikleri gibi bazıları manen dünyalarının değiştiğini ifade ediyorlar.

Türkçe konuşup da anlamayan avrupadaki kardeşlerimiz de en az onlar kadar gayret gösterebilecek bir anlayış ile onlardan daha avantajlıdır.Eğer bu avantajlı durumda bile anlayamıyorlarsa artık hastanın şifa talebi yok demektir veya giderek kendi değerlerinden bilerek ya da bilmeyerek sıyrılmaktadır.Bize düşen aslı korumak ve anlamaktır.Aslı kendimize uydurmak değil, kendimizi asıl olana benzetmektir.İnşaAllah..
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Demek Avrupada yaşayan Türkler hem Türkçe'yi hem de Avrupa dillerini iyi bilmiyorlar anlaşılan. Acaba bunlar hangi Türkler merak ettim şimdi.

Madem ki öyle o zaman bu neşriyatı niçin Avrupa ülkelerinde değil de memleketimizde yapıyorlar sorabilir miyim?

Sadeleştirme akımının pek çok sebeplerinden birisi "Türkçülük" akımı olduğundan dolayı Türkçülüğün esasında yatan şey, yabancı kelimelerin dilden ihracı düsturuyla hareket edildiğinden yabancı kelimeleei bilhassa KUR'ANÎ ve imani kelimelere tahammülleri olmadığından böyle bir tecavüzde bulunmuşlardır.
 
Üst