İslam ahlakında güzel huy olarak bildirilen hasletlerden biri. Büyüklük göstermemek, kibirlenmemek, alçak gönüllü olmak. Tevazu, makam ve rütbe itibariyle kendinden aşağıda olanlara büyüklük göstermemektir.
Tevazunun aşırı miktarına aşağılık, bayağılık denir. Dünyada ele geçen nimetler, mallar, rütbeler, mevkiler, insana Allahü tealanın lütfu ve ihsanıdır. Mevki ve servet sahiplerinin tevazu göstermeleri, onların olgunluklarını gösterir. Bir menfaata kavuşmak veya bir zarardan korunmak için tevazu göstermeye tabasbus, yaltaklanma denir. Dilencilerinki böyledir. Bu ise çirkin bir huydur. İnsanda bulunması güzel olan iyi huylardan bazısı vardır ki, az olunca iyi sayılır. Aşırı, çok olunca, kötülüğü belli olur. Tevazu böyledir. İnsanda kibrin, başkalarına büyüklük taslamanın bulunmaması demektir. Tevazunun zıddı, tersi kibirdir. Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir.
Dinimiz tevazuyu emretmekte, kibirlenmeyi yasaklamaktadır. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); ’Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet’e gitmez.’ buyurdu. Ve yine buyurdu ki: ’Allahü teala, tevazu üzere olmayı bana emr eyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmeyiniz, büyüklük taslamayınız’. Zımmi denilen gayri müslim vatandaşlara ve izinle, pasaportla gelmiş olan yabancı tüccarlara, ecnebi iş adamlarına ve turistlere de kibirlenmemek lazım olduğu bu hadis-i şeriften anlaşılmaktadır. Her insana tevazu yapmak lazım olunca, onlara hıyanet yapmak, incitmek hiç uygun değildir. Kibrin aksi olan tevazu, kendini başkalarıyla bir görmektir. Tevazu, insan için çok iyi bir huydur.
Hadis-i şerifte; ’Tevazu edene müjdeler olsun!’ buyuruldu. Tevazu sahibi, kendini başkalarından aşağı görmez. Zelil ve miskin olmaz. Fakirlere merhamet eder. Hadis-i şerifte; ’Tevazu eden, helal kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak olan ve kimseye kötülük yapmayan, çok iyi bir insandır.’ ve ’Allah için tevazu edeni, Allahü teala yükseltir.’ buyuruldu.
Tekebbür edene, yani kibir sahibi olana karşı tekebbür edilebilir. Kibir sahibine tekebbür etmek, sadaka vermek gibi sevaptır. Kibir sahibine karşı tevazu eden kimse, kendisine zulüm etmiş olur. Kendinden aşağı olanlara karşı tevazu göstermek iyi ise de, bunun ifrata kaçmaması, yani aşırı olmaması lazımdır. Harpte düşmanlara karşı, bozuk inançları yayanlara ve kibirli olan zenginlere karşı tevazu gösterilmez. İnsanın tevazu sahibi olabilmesi için, dünyaya nereden geldiğini, nereye gideceğini bilmesi lazımdır. Hiç yoktu. Önce birşey yapamayan, hareket edemeyen bebek oldu. Şimdi de, her an hasta olmak, ölmek korkusundadır. Nihayet ölecek, çürüyecek ve toprak olacaktır. Hayvanlara, böceklere gıda olacaktır. Kabir azabı çekecek, sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir. Bunu düşünen insana tekebbür değil, tevazu gerektiği kolayca anlaşılmaktadır. İnsanların yaratıcısı, yetiştiricisi, her an tehlikelerden koruyucusu olan ve kıyamette hesaba çekecek, sonsuz azap yapacak olan, sonsuz kuvvet, kudret sahibi, benzeri, ortağı olmayan tek hakim ve kadir, yüce Allah; ’Tekebbür edenleri sevmem, tevazu edenleri severim’. buyuruyor.
Tevazunun faziletini, üstünlüğünü bildiren hadis-i şerifler çoktur. Resulullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular ki: Tevazu edip de, Allahü tealanın, şerefini arttırmadığı kimse yoktur. Allahü teala iktisat edeni zengin eder, israf edeni de fakir düşürür. Tevazu göstereni yükseltir, kibirlenen kimseyi de alçaltır. Herkesin başının üzerinde tasma tutan iki melek vardır. Tevazu edince, tasmayı havaya doğru kaldırırlar ve ya Rabbi, bunu yükselt derler. Kibirlenirse, tasmayı aşağı indirirler ve ya Rabbi, onu alçalt derler. Acizlikten değil, bile bile tevazu yapana, topladığı malı ve parayı günaha harcamayana, düşkünlere acıyanlara, akıllı kimselerle ve alimlerle oturanlara saadetler, müjdeler olsun! Allahü teala tevazu edeni yükseltir, kibirleneni alçaltır. Bir zavallıya yardım edeni, kimseye muhtaç etmez. Fakirlere birşey vermeyeni, Allahü teala fakir eder. Allahü tealayı çok hatırlayanı, zikr edeni Allah sever. Allahü teala beni, kul olup, Resul olmak ve melik (sultan) olup, nebi olmak arasında serbest bıraktı. Durakladım. Meleklerden çok sevdiğim birisi olan Cebrail’e (aleyhisselam) baktım. (Allah’a tevazu eyle!) dedi. Kul olup Resul olmayı isterim dedim. Kerem takvada, şeref tevazuda ve zenginlik de hakkı iyi tanımaktadır. Allahü tealanın, İslam dinini nasib ettiği, güzel yüzlü yarattığı, halini başkalarından utanmayacağı şekilde yaptığı, bütün bunlarla beraber tevazu verdiği kimse, Allahü teala yanında yüksek kullardandır. Tevazu sahiplerini ne zaman görürseniz, onlara karşı mütevazi olunuz..