Kelime Analizi 49: Savlet

kenz-i mahfi

Sorumlu
SAVLET (Arapça) Saldırmak, ani ve şiddetli saldırış manalarına gelmektedir.
Arapça "Savl" (sıçramak, atlamak, atılmak, hamle yapmak, saldırmak, atakta bulunmak" kökünden gelmektedir. Savlet kelimesi aynı zamanda hücum etmek, saldırı, nüfuz, güç, kuvvet, zor, despotluk, istibdat, tiranlık gibi manalarda da kullanılmaktadır. Çoğulu "Savelât" kelimesidir.
Savlet kelimesi bazen de "tesir" manasında kullanılmaktadır. Mesela: "Batılın savleti olur, devleti olmaz." Nice söz vardır ki savlden daha kuvvetlidir. Arapça'da hücum ve hamleyi ifade eden bir kelime olarak kullanılmaktadır.


Savlet kelimesinin Risale-i Nur'daki kullanımına baktığımızda;
Mektubatta:
- "hem bu âhirzamanın fitnesinden eski zamandan beri bütün ümmet istiaze etmesi cihetinden, hem o fitnelerin savletinden
mü'minlerin imanlarını kurtarması noktasından Risale-i Nur öyle bir ehemmiyet kesbetmiş ki: Kur'an ona kuvvetli işaretle iltifat etmiş ve
Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anhü üç kerametle ona beşaret vermiş." cümlesinde zikredilmiştir. Risale-i Nur'da "savlet" kelimesi daha ziyade fitneler, bid'alar, dalaletlerin şiddetli hücumunda kullanılmıştır. Burada da aynen "fitnelerin savleti" ifadesi kullanılmıştır. İslam cemiyeti arasında yaygınlaştırılmak istenilen ve zındıka komiteleri tarafından ortaya atılan ve bir kısım ulema-üs su tarafından desteklenen manevi hastalıklar, marazlar, bid'alar, fitneler, hurafeler alem-i İslam'ın bünyesinde derin yaralar açmıştır. Öyle fitneler ki -ahirzaman fitneleri olarak tabir ediliyor- o fitnelerin savletinden kimse kurtulamaz. Ahirzamanın fitnesi isabet eden bir kişi mutlaka bu fitnelere bulaşır ve bu fitnelerden kendisini kurtarması bir hayli müşkildir. İşte Risale-i Nur bu fitnelerin savletinden yani şiddetli saldırısından müminlerin imanını kurtarmıştır.

Lem'alar'da 2 ihlas risalesi olan 20. ve 21.Lem'alar'da 1'er kez kullanılmıştır. Cümleler şöyledir:
- "Ve hakkı, batılın savletinden kurtarmak için..."
- "...savletli bid'alar, dalaletler içerisinde bizler gayet az ve zaîf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde..." Yine burada da Mektubatta zikredildiği manasında batılın ve bid'aların şiddetli hücumunda ihlası muhafaza etmenin yolları gösterilmiştir. Bid'aların savletli olması herhalde bu zamana yani ahirzamana mahsus bir ifade olsa gerektir. Sanki bid'alar bin seneden beri birikmiş de bir anda bu asrın üzerine boşalmış gibi "savletli" kelimesi kullanılmasıyla, hem Kur'an'ın etrafındaki surlar kırılmasıyla doğrudan doğruya Kur'ana hücum edilmesi sırrıyla bu şiddetli saldırı daha da tesirli olmuştur. Zaten "savlet" kelimesinin karşılığında "tesir" de yatmaktadır.
Şualar'da Merhum Hasan Feyzi'nin mektubunun hülasasını beyan eden mektupta denilmiş: "Her divan-ı adalette en büyük dehşet ve savletini azamet ve izzetini parlak ve şa'şaalı bir surette gösterdin. Onları da iman ve Kur'an suyiyle yıkadın" cümlesinde "savlet" kelimesi "dehşet" ve "azamet" kelimeleri arasında zikredilmekle sanki bu iki sıfatın memzucu bir kelimedir.

Hüsrev Altınbaşak'ın mektubunda: "...imhanıza susayan insafsız düşmanlarınızın en dehşetli savletleri karşısında zahiri kimsesizliğinize şefkat etmiş, maddeten aczinize merhamet etmiş, imdadınıza yetişmiş, titreyen zemin ile davanızın doğruluğunu tasdik etmiş." cümlesinde "insafsız düşmanlarınızın en dehşetli savletleri" ifadesi kullanılarak "savlet" kelimesinin nasıl bir manayı yüklendiği gayet güzel gösterilmiştir.

Birinci Şua'da "...Arabi tarihiyle bin üçyüz ellidokuz edip o tuğyanlı taifenin savletli zamanını göstererek tam tevafukla bakar" denilmiştir. Arabi 1359 tarihi, Miladi 1940'a tekabül etmektedir. Eğer Rumi tarih olsa 1943 tarihini göstermektedir. Evet o tuğyanlı taifenin öyle bir hususiyeti var ki kendi halleriyle durmayıp tecavüz etmeleridir. Bilhassa dine ve ecdada şiddetli bir adavet beslemekle, tecavüz ediyorlar. Dinin menbalarını kurutmak, kapılarını kapatmak istiyorlar. Bu tarihe bir kaç yerde de işaret bulunmaktadır. 1940 tarihi hepimizin bildiği gibi 2. Dünya Savaşı'nın başlangıç tarihidir. Bu savaş dünya tarihinin en dehşetli ve kanlı savaşıdır.

Birinci Şua'daki ifadenin sanki devamı niteliğinde olan Kastamonu Lahikası'ndaki: "hem çoktanberi sukut-u ahlaka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevkeden dehşetli esbab altında Risale-i Nur'un şimdiye kadar fütuhatı ve ve zındıkların ve dalaletlerin savletini kırması..." cümlesinde Risale-i Nur'un nasıl bir zamanın mahsulü olduğu ve savletli dalaletler içerisinde nasıl muvaffak olduğu bahsedilmiştir.

Emirdağ Lahikası'nda;
- "...dalaletin savletinden gelen vesvese ve zafiyetine karşı..."
- "...sair dinleri felsefe-i tabiiyenin savletinden ve galebesinden kurtarıp onlara bir nokta-i istinad oldu...", "...Risale-i Nur dahi felsefe-i maddiyeden gelen dehşetli dalalet-i ilmiyeye karşı avam-ı ehl-i imanın taklidi olan imanlarını o dalalet-i ilmiyenin savletinden kurtarıp..." cümlelerinde taklidi olan imanları müthiş dalaletlerin hücumundan bu zamanda Kur'an'ın muavenetiyle kurtaran en başta Risale-i Nur olduğu beyan edilmiştir.

Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de; "Risalet-ün-Nurun şimdiye kadar fütuhatı ve zındıkaların ve dalâletlerin savletlerinin kırılması ve yüzbinler bîçârelerin îmanlarını kurtarması ve herbiri yüze mukabil binler hakikî mü'min talebeleri yetiştirmesi..." cümlesinde geçmektedir.
Hasan Feyzi'nin mektubundaki şiirde; "Eyleyeler nurun ile hep savlet" mısraında geçmektedir.

Tarihçe-i Hayatı kitabının başında Yavuz Sultan Selim'in meşhur şiirinde böyle denilmiş:
"İttihadken savlet-i a'dayı def'e çaremiz
İttihad etmezse millet, dağıdar eyler beni..."

"Savlet" kelimesi çok kullanılan bir kelime olmamakla birlikte kullanıldığı yerler itibariyle makamıyla tam muvafık olarak kullanılmşıtır. Bilhassa İhlas Lemalarında ve Şualardaki tabirlerde tam isabetli kelime kullanılmıştır.

Risale-i Nur'da "savlet" kelimesi;
Mektubat'ta; 1 defa
Lem'alar'da; 3 defa,
Şualar'da; 4 defa,
Kastamonu Lahikası'nda; 1 defa,
Emirdağ Lahikası'nda; 3 defa,
Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de, 5 defa,
Tarihçe-i Hayatı'nda; 3 defa olmak üzere toplam: 20 defa zikredilmiştir.
 

Bahtiyar

Active member
Bu kelime analizleri kelimelere daha fazla , daha net bir anlam yüklememize vesile oluyor. Sizlerden Allah ededen razı olsun.
Savlet manası bana şu misali hatırlattı şuna benzettimki. Masum ,kadın,çocuk,demeden yapılan terörist saldırılar gibi, gerilla taktiği diyede bilinen vur kaç taktiği gibi haince haksız insafsız canavarcasaına saldırılar..
Savlet'ten anladığım ,hakka saldırmaktır. Nasıl saldırıyor, Batıl yalan uydurma ile, fitne bozgunculuk ile, Bid'a islamda varmış gibisince saldır (durumun dehşeti şu kelimeye yakın olduğumuz için daha iyi anlaşılıyor terör gibi.terörde haktan söz edilemeyeceği gibi, savlettede haktan söz edemeyiz.Hatırlayın " Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o gemi hiç bir kanun-u adaletle batırılmaz. " )
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Bu kelime analizleri kelimelere daha fazla , daha net bir anlam yüklememize vesile oluyor. Sizlerden Allah ededen razı olsun.

İnşaallah kardeşim cümlemizden...
Bu analizler bizim için de gayet faydalı oluyor. Risale-i Nur'un kudsi kelimelerini analiz etmek bize mutluluk ve sürur veriyor. Risale-i Nur, müthiş bir kelime hazinesidir. Bir müellifin bu kadar kelimeyi yerli yerinde kullanabilmesi zaten başlı başına bir harikadır.
İnsan bildiği kelime kadar düşünebileceği için kelimelerin hangi manalarda nerelerde kullanıldığını bilmek insanın fikrine inkişaf veriyor. Onun için gayet lüzumlu çalışmalar olduğu kanaatindeyiz.
Allah'a emanet olun..
 
Üst