Hadis Sohbetleri 68:...İlim ve Rahmet

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


besmele-arapca1.jpg



Selamünaleyküm Degerli Kardeslerim;

avatar.jpg


Bu haftaki Hadis Sohbetleri dersimiz basladi.

avatar.jpg

Buyrun beraber mütaala edelim anladiklarimizi paylasalim insallah..



Sahabe-i Kiram’ın en fazla hadis rivayet edeni, Resul-i Ekrem (aleyhissalatü vesselam)’ın hususi duasına mazhar hafıza dahisi Hz. Ebu Hureyre (radıyallâhu anh), iki cihan saadetinin vesilesi Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:


[BILGI]
“Kim ilim talebi maksadıyla bir yola girerse Allah (c.c) ona bu sebeple cennete giden yolu kolaylaştırır. Herhangi bir topluluk Allah evlerinden birinde bir araya gelirler de Allah Teâlâ’nın kitabını okur ve onu aralarında müzakere ederlerse muhakkak surette onların üzerine sekine iner, Allah’ın rahmeti onları bürür, melekler onları çepeçevre kuşatır ve Allah (celle celâluhû), kendi katındakilere onlardan takdirle bahseder. Bir insanı da ameli yavaşlatıp geri bırakırsa nesebi onu hızlandırıp öne geçiremez.”
(Sahih-i Müslim, Zikir, 38)​
[/BILGI]
 

pendüender

Well-known member
Emek verilen tüm ilim tahsilleri Allah cc nun aşkı ve ve O'nun varlığının bilinci ile yapılmalıdır. Nitekim bütün ilimlerin menbaı, Cenâb-ı Hak’tır. Eğer ilimler, kulu Cenâb-ı Hakk’a güzel bir kulluğa götüremiyorsa, o ilim, kulun yalnız ziyânını artırır.

İlim, dünya ve âhirete ait olmak üzere iki kısımdır. Mâneviyattan uzak, dünyevî bilgiler, kişiyle beraber mezar kenarına kadar gider, lâkin oradan sonrasına geçemez. Mâneviyatla mezcedilmiş bilgiler ise ebedî bir saâdet kandili olur.
 

pendüender

Well-known member
İlmin nihâî gâyesi, mârifetullahʼtır. Yani bizi yoktan var eden Allâh’ı kalben tanımak ve bilmektir.
Mârifetullâh’ın refâkat etmediği nefesler, ölüm ötesi istikbâldeki felâketlerin ayak sesleridir.
İnsanın gerçek servet ve saadeti, Cenâb-ı Hakk’a olan muhabbetidir. Rabbine muhabbet eden O’nu bilir ve O’na kulluk eder.
Hak katında makbûl olan bilmek, öncelikle dünyaya geliş ve gidişin sırrını kavramaktır. Bilmek, ihtiyaca cevap vereni bulmaktır. İnsanın asıl ihtiyacı ise, âyet-i kerîmede bildirildiği üzere “müslüman olarak can verebilmek”tir.
Bunun içindir ki gerçek mânâda bilen, mahlûkâtın ve mülkün gerçek sahibini tanır; Yaratan’dan ötürü yaratılanlara karşı engin bir şefkat ve merhamet kucağı olur.
 

Livza

Well-known member
İlim öğrenmek aklın Allah‘a olan kulluğudur. Nasıl ki bedenin, ruhun gıdaya ihtiyacı varsa aklında ilme ihtiyacı vardır. Bize lazım olan asgari dini bilgiyi edinmek/öğrenmek farzdır. Bu dini bilgiyi edinerek kulluğumuzu yerine getirelim. Allah‘ın bize bahşettiği akıl nimetini kulluğundan mahrum etmeyelim. İlmin yaşı yoktur. Bu yaştan sonra diye başlayan her cümle bizi yenilgiye götüren bir tuzaktır. İslam‘da ilim amelden önce gelir.İlmi olmayan insan eninde sonunda şeytanın maskarası olur. Bakın Kur’an-ı Kerim de Allah Azze ve Celle ilimle alâkalı bizlere neler söylüyor: “ De ki: “ Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Zümer Suresi : 9, ”Aklınızı kullanmıyor musunuz?” Bakara Suresi : 44

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi 162) Rabbimiz Teala Hazretleri buyuruyorlar ki;”Kulları içinde, Allah’tan ancak âlimler / bilginler korkarlar.” (Fatır Suresi 28)

Hikmeti (ilmi) dilediğine verir. Hikmet verilen kimseye çok hayır verilmiştir. Bunu ancak sağduyu sahipleri düşünüp anlarlar.” Bakara Suresi: 269

Hadisi Şeriflerde ise Peygamberimiz Sallallahü alezhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır

Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma; (bunların dışında kalırsan) helâk olursun.

“İlminden menfaat görülen bir âlim, bin abidden hayırlıdır.”

“İlmi öğreniniz.Çünkü onun öğrenilmesi, Allah’a karşı haşyettir Talebi ibâdettir. Müzâkeresi tesbihtir. Ondan bahsetmek ise cihaddır.”

Bununla beraber öğrendiğimiz ilim bizim tevazuumuzu artırmalı, ilimde derinleştikçe Allaha olan saygımız artmalıdır. Alimde gurur ve kibir olmamalı- ilimde derinleştikce tevayuu artmalıdır.Kibir her ameli iptal ettiği gibi ilimden hasıl olacak sevaplarıda yer bitirir.

Darbı mesel olarak anlatılan şu hikaye ilimde kibirin afetlerini ne ğüzel anlatmaktadır.

Bir Arapça dil bilgini bindiği geminin kaptanına küçümseyen gözlerle bakarak,

-Sen, hiç gramer okudun mu? diye alaycı bir ifade ile sordu. Kaptandan “Hayır” cevabını alan kendini beğenmiş adam:

- Eyvah! Gitti ömrünün yarısı, dedi.

Kaptan, bu kendini beğenmiş adama kızdı, alındı, gönlü kırıldı, fakat karşılık vermedi.

Yola çıktıktan bir süre sonra rüzgar gemiyi bir girdaba düşürdü. Kaptan, kendini beğenmiş dil bilginine seslendi:

- Sen yüzme bilir misin?

Bilgin; telaşlı bir şekilde: -Hayır! Bende yüzücülük arama, dedi.

O zaman kaptan:

-Eyvah! Gitti ömrünün hepsi… Çünkü gemi bu girdaptan kurtulamayacak, dedi..

Yaşamadıklarımızı- yapmadıklarımızı söylemek Allah katında büyük günahtır. Sahip olduğumuz nimetlerle gurur ve kibirlenmek zehirli bir oktur. Allahın zerre miktar gurur ve kibirli olanı cennete koymayacağını hadislerden öğreniyoruz.

Bu noktada konumuzla alakalı yine Peygamberimiz Hz.Muhammed Sallallahü aleyhi ve sellemden bir hadis aktaralım; İnsanlar helâk oldu, ancak alimler kurtuldu. Alimler de helâk oldu ancak, ilmiyle amel edenler kurtuldu. İlmiyle amel edenler de helâk oldu, ancak ihlâs sahibi olanlar kurtuldu. İhlâs sahibi olanlar da büyük bir tehlike içindedirler. (Aclunî, Keşfü’l-Hafa, 2/280 no: 2795)

O zaman aklımızın kulluğu olan ilim öğrenmeyi bir ibadet bilinci ve şuuru içinde tahsil etmeliyiz. Bu yolda atacağımız her adım bizi Allah‘a yaklaştıracak ve kulluğumuzda bize kılavuz olacaktır.
Mehmet HIRKA
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
İlim ve Rahmet


Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerim’de Tâhâ Suresinde Resulullah (aleyhissalatü vesselam)’a

“Rabbim! İlmimi artır.” şeklinde dua etmesini emretmiş ve Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi vesellem) de bu emir gereği Allah Teâlâ’dan faydalı ilim istemiş, saptıran ilimden de Allah’a sığınmıştır.


Hadislerde geçtiği üzere faydalı ilmi elde etmenin en güzel yolu kamil, salih bir mürşidin önünde diz çökmek ve ondan iki cihan mutluluğuna götüren hayırlı ilim ve hikmeti tahsil etmektir. Bu, o kamil zâtların eserlerini okumak veya sesli olarak onların sohbet ve nasihatlerini dinlemek suretiyle de hasıl olmaktadır.


Yukarıdaki hadis-i şerifte geçtiği üzere Yüce Rabbimizin rahmetine mazhar olmanın bir vesilesi de kendisine, insanlara ve diğer mahlukata faydalı olacak ilim dallarına talib olmak ve bu ilimleri, Allah’ın Kitabı Kur’ân-ı Kerim ışığında yorumlamaktır.
Allah’ın rahmetine götürecek hayırlı ilmi elde etmenin yolu, Kurân’ın yüceliğine ve onun ayetlerinin enginliğine çok ciddi inanmış bir toplulukla Allah’ın ayetleri üzerinde tefekkür etmek ve bunları birlikte müzakere ederek yeni yeni ufuklara açılmaktır.


Hadiste son olarak değinilen husus ise, böyle hayırlı insanlarla birlikte olmayan, faydalı ilim ve amellerle iştigal etmeyip de mal-makam ve soyuna güvenerek kendisini hayırlı birisi gören kimselerin büyük bir yanlış tavır ve gidişat içinde olduklarıdır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de Hucurât Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:


“Allah katında en hayırlılarınız, dünyevi makam olarak üstlerde bulunanlarınız değil, Allah’a karşı en çok saygı duyan ve O’nun emirlerine karşı gelmekten en çok sakınanlarınızdır. Muhakkak Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her zerreden hakkıyla haberdardır.”
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
İlmin başı

Peygamber efendimiz, ilmin inceliklerini, acayipliklerini soran köylüye buyurdu ki:
- İlmin başını öğrendin mi?
- İlmin başı nedir ki?
- İlmin başı, Allahü teâlâyı hakkıyla tanımaktır. Bu da Onun, misli, benzeri, zıddı, dengi, eşi olmadığını, vahid, evvel, ahir, zahir ve bâtın olduğunu bilmektir. (Şir'a)
Görüldüğü gibi ilmin aslı marifetullahtır, yani Allahü teâlâyı tanımaktır.

İlmin veya başarının başı sabır denebilir. İbadet için de böyledir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İbadetin başı sabırdır.) [Hakim]
Sabrın önemi birçok işten büyüktür. Bu bakımdan, (Her işin başı sabırdır) denebilir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlimden bir şey öğrenmek, dünya ve içindeki her şeyden daha iyidir.) [Taberani]

(Öğretmek için ilimden bir mesele öğrenen 70 sıddık sevabı alır.) [Deylemi]

(İlim öğrenmek amelden kıymetlidir.) [Hatib]

İlimden zarar gelmez. Ölünceye kadar ilim öğrenmeye çalışmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hiç kimse cahillikle aziz, ilim ile de zelil olmaz.) [Askeri]

İlmin faydalısını öğrenmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan faydalı ilim isteyin ve fayda vermeyen ilimden Allahü teâlâya sığının!) [İbni Mace
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
İlim öğrenirken nelere dikkat etmeli?


İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
İlim talebesinin bazı vazifeleri şunlardır:


a- Kalbini bütün fena hâllerden temizlemelidir. Hadis-i şerifte, (Din, temizlik üzerine kurulmuştur) buyuruldu. Buradaki temizlik, sadece dış temizliği değil, aynı zamanda bâtın temizliğidir. Başka bir hadis-i şerifte de, (Köpek bulunan eve rahmet melekleri girmez) buyuruldu. Kalbi bir eve benzetelim. Bu eve melekler gelir. Gazap, kin, haset, kibir gibi kötü huyları havlayan köpek kabul edelim! Böyle azgın köpeklerle dolu eve rahmet melekleri girmez. Allahü teâlâ ilim nurunu kalbe melekler vasıtası ile akıtır. Rahmet meleklerinin girmediği kalb ilimden mahrum kalır.



b-
Bütün gücünü ilme bağlamalıdır! Başka şeylerden alakayı kesmelidir! Dağınık fikir, suyu bölünen ırmağa benzer. Sağa sola aktığından bahçeyi sulayamaz.



c-
İlmiyle kibirlenmemelidir! Hiçbir İslam âlimini küçük görmemelidir! Cahil ve aciz bir hastanın, mütehassıs bir doktoru kabul etmesi gibi İslam âlimlerini kabul etmelidir. Talebe, şahsi fikrini bir tarafa atmalı, İslam âlimlerinin öğüdüne kulak vermelidir! İslam âlimlerinin hata gibi görünen işini, kendi doğrusuna tercih etmelidir!



d-
Faydalı ilimleri öğrenmeye çalışmalıdır! İlimden gaye, kalbi kötü huylardan temizleyip, faziletlerle süslemektir.



e-
Zorluklara karşı sabırla göğüs germelidir. İlim ve diğer nimetleri acı ilaçlarla kaplamışlardır. Akıllı olan, bunların içine yerleştirilmiş tatlıları görür. Üzerindeki acı örtüleri de tatlı gibi çiğner. Acılardan tat alır. Hasta olan onun tadını duyamaz. Hastalık, Allahü teâlâdan başkasına gönül vermektir.



İlimden istifade edebilmek için:

1-
Önce niyetini düzeltmeli, cahillikten kurtulmayı düşünmelidir! Allahü teâlâ, (Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu) buyurdu.


2-
İnsanlara faydalı olmayı düşünmelidir! Hadis-i şerifte, (İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır) buyurulmaktadır.


3-
Öğrendikleri ile amel etmeye çalışmalıdır. Çünkü, (Amelsiz ilim vebal, ilimsiz amel sapıklıktır) buyurulmuştur.


4-
İlim öğrenmekten maksat, Cenab-ı Hakkın rızasını talep olmalıdır. Allahü teâlâ, ihlâsı, salih ameli övmektedir.


5-
Üstüne lazım olmayan şeye karışmamalıdır. Hazret-i Lokman'a, (Bu dereceye ne ile kavuştun?) diye sual ettiler. (Doğruluk, emanete riayet ve bana lazım olmayanı bırakmakla) diye cevap verdi.


6-
Biri ile münakaşa ederse, ona karşı insaflı olmalı, yumuşak davranmalıdır ki kendisi ile cahil arasındaki fark belli olsun. Hadis-i şerifte,

(Allah refiktir, yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri ve başka hiçbir şeye vermediğini, yumuşak davranana ihsan eder) buyuruldu.



7-
Sabırlı olmalıdır. İbni Abbas hazretlerine, (Bu ilmi ne ile elde ettin?) diye sual ettiler. Cevabında, (Darlıkta, genişlikte sabretmekle, sual sormakla ve yorulmayan bir azimle) buyurdu. Yine büyük bir zat aynı suale, (Erken kalkmakla, son derece alçak gönüllü olmakla, kuvvetli azim ve sabırla) diye cevap verdi.


8-
İlim talebesi, herkesle iyi geçinmelidir! (İnsanların hayırlısı onlarla iyi geçinen, insanların şerlisi de onlarla çekişen) buyurulmuştur.

9-
Çok edepli olmalıdır.


10-
Büyük bir âlime, ilmi ne ile elde ettiği soruldu. Cevabında, (Hocamın her sözünü dinlemekle) buyurdu. Âlimler buyuruyor ki:
(İlim talebesi, ilme ve ilim öğreten hocasına hürmet etmedikçe, öğrendiği ilmin faydasını göremez.) [Bu yüzden, mezhep ve itikad imamlarımıza ve ehl-i sünnet âlimlerine saygı ve hürmette kusur etmemelidir.]
 
Üst