Kelime Analizi 44: Adese

kenz-i mahfi

Sorumlu
ADESE (Arapça) (عدس) Mercimek, Mercek, uzağı yakın veya yakını uzakta görmeye yarayan dürbün veya mikroskop, teleskop.

Latince'de "mercimek" manasına gelen "lens" kelimesinden türetilen terimlere karşılık olarak Osmanlıcaya girmiştir. Osmanlıcada kullanım şekli genellikle "lens" manasından olarak "görüş derecesi, bakış açısı, bakış inceliği" gibi manalarda kullanılmaktadır. "nokta-i nazar" manasında da kullanılmaktadır. Mercimek manasına gelen "adese" kelimesinin "lens" ile irtibatı ise lensin mercimek tanesi gibi ortası kalın ve kenarları ince cam olmasındandır ki gözlük ve dürbünlerde kullanılmaktadır.

Mercimek manasına gelen "adese" (عدس) kelimesinin İngilizcesi "lentil", Fransızcası "lentilles", Almancası "linsen", İtalyancası "lenticchie", Latincesi "lentem" kelimeleridir.

"adese" (عدس) kelimesi müsbet ve objektif manalarında kullanılmaktadır.

"Adesiye" kelimesi "mercek şeklinde" demektir.

"Adese" kelimesi Kur'an-ı Kerim'de sadece Bakara Suresi'nin 61.ayetinde geçmektedir. Bu ayette mealen: ""Ey Musa! Bir çeşit yemeğe dayanamayacağız, bizim için Rabbine yalvar, bize, yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin" demiştiniz de, "Hayırlı olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, şüphesiz orada istediğiniz vardır" demişti. Onlara yoksulluk ve düşkünlük damgası vuruldu, Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendi; bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı." denilmektedir. Ayette "adese" kelimesi çok iyi bildiğimiz "mercimek"tir. Bu ayette bir çeşit yemekten murat "cennet helvası ve bıldırcın eti"dir.
"Adese" (عدس) kelimesi Risale-i Nur'da 3 farklı cümlede zikredilmiştir. Bu cümleler:
"Nev-i beşerin ağlanacak gülmelerine, endişe-i istikbal ve âkıbetbînlik adesesiyle, gayet şâşaalı bir gece bayramında, hapishane penceresinden bakarken, nazar-ı hayalime inkişaf eden bir vaziyeti beyan ediyorum." (28.Lem'a)
"Bir hiss-i kablelvukû ile Risâle-i Nur'un istikbâlde, dehşetli bir zamanda çok ehl-i îmânın îmanlarını takviye edip kurtarmasını hissedip, o adese ile hürriyet inkılâbındaki siyaset dairelerine bakmış, tâbirsiz, tevilsiz tatbike çalışmış." (Kastamonu Lahikası) Aynı cümle Tarihçe-i Hayatı'nda geçmektedir.
"Fakat efkâr-ı âmmede, hayatperest insanların nazarında zahiren geniş ve hâkimiyet noktasında cazibedar olan hayat-ı içtimaiye-i İslamiye ve siyaset-i diniye cihetleri daha ziyade ehemmiyetli göründüğü için, o adese ile, o nokta-i nazardan bakıyorlar, mana veriyorlar." (Kastamonu Lahikası) Aynı mektup Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de mevcuttur. Bütün bu cümlelerde "bakış açısı, nokta-i nazar" manalarında kullanılmıştır. Bu noktadan bakıldığında;
Lem'alar: 1
Kastamonu Lahikası: 2
Sikke-i Tasdik-i Gaybi: 1 ve
Tarihçe-i Hayatı: 2 olmak üzere 5 defa zikredilmiştir.
"Adese" (عدس) kelimesinin Ebced Değeri: 134'tür.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
"Mercimek" Farsça bir kelimedir. Yine Farsça "mardumak" kelimesi "göz bebeği" demektir. Mercimek kelimesinin Risale-i Nur'daki kullanımına baktığımızda 4 cümlede geçmektedir. Bunlar:
"...kuvve-i hafıza ve kuvve-i hayaliye, mercimek küçüklüğünde iken..." (13.Söz)
"...bir mercimek tanesi kadar mevki tutan kuvve-i hafıza-i insaniyede bir kütüphane kadar yazı yazdırmak..." (22.Söz)
"...kalbin mercimek kadar bir sandukçası olan kuvve-i hafıza..." (11.Lem'a)
"kuvve-i hafıza ve kuvve-i hayaliye, mercimek küçüklüğünde iken, bir büyük kütüphane kadar, hiç karıştırmayarak kemal-i intizamla içlerinde yazılması..." (Emirdağ Lahikası) Aynı mektup Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de geçmektedir. Bu cümle 13.Söz'deki cümleye çok yakın bir cümledir. Bu meyanda olarak "mercimek" kelimesi de aynen "adese" kelimesi gibi Risale-i Nur'da 5 defa zikredilmiştir.
Bunlar;
Sözler:2
Lem'alar:1
Emirdağ Lahikası:1 ve
Sikke-i Tasdik-i Gaybi:1 olmak üzere 5 adettir. "Mercimek" manasına gelen "adese" kelimesiyle aynı oranda zikredilmesi gerçekten medar-ı nazardır.
 
Üst