Gül Kokusu..

pendüender

Well-known member
Yine sordum çiçeğe
Gül sizin neniz olur,
Çiçek eydür Ey derviş,
Gül Muhammed teridir...



Üç komşu
Rasulullah s.a.v Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar:
“Komşuluk üçe ayrılır;
Kimi komşunun üç, kiminin iki, kiminin bir hakkı vardır. Üç hakkı olan, müslüman ve yakın akraba olan komşudur. İki hakkı olan müslüman olan ama yakın akraba olmayan komşudur. Bir hakkı olan farklı bir dinden olan komşudur.”
(Heysemî)
 
Son düzenleme:

pendüender

Well-known member
Mirasçı gibi
Peygamber Efendimiz s.a.v., Cebrail Aleyhisselam’ın kendisine komşu haklarından çok bahsettiğini ve bunun üzerine komşuların birbirine mirasçı olacağını sandığını söylemiştir. (Buharî)
Bir gün Rasulullah s.a.v.’e komşu haklarının neler olduğu sorulmuş ve Rahmet Peygamberi şöyle cevap vermişlerdir:
“Senden borç istediği zaman (imkânın varsa) vermendir. Davet ettiğinde davetine gitmendir. Hastalandığı zaman ziyaret etmendir. Yardım istediği zaman yardımına koşmandır. Bunaldığında teselli etmendir. Sevindiğinde sevincini paylaşmandır. Öldüğünde cenazesine katılmandır. Uzak bir yere gittiğinde (evini, malını ve ailesini) korumandır. Mutfağından çıkan yemek kokusuyla ona eziyet etmemen veya pişirdiğinden ona da ikram etmendir. Rızasını almadıkça evini (güneşi veya rüzgârı engellememesi için) onun evinden yüksek yapmamandır.” (Münzirî)
Bu haklar sadece kapı komşuları için geçerli değildir. Nitekim bir gün Rasulullah s.a.v’in yanına komşusundan şikâyet eden biri gelmiş ve konuşmadan sonra Efendimiz s.a.v. mescidin kapısında şu sözün herkese ilan edilmesini emretmiştir:
“Dikkat edin! Kırk haneye kadar komşu hakkı vardır.”
(Taberanî)
 

pendüender

Well-known member
Müslüman eminliği
Peygamber Efendimiz s.a.v bir hadis-i şeriflerinde, komşusu kendisinden emin olmayan kişinin gerçek manada iman etmiş sayılamayacağını belirtmiştir. (Buharî)
Acaba emin bir kişi nasıl davranır da komşuları ona güvenirler? Bu konuda Ebul-Leys Semerkandî rh.a. hazretleri şunları söylüyor:
“Kişinin komşusuna üç konuda güven vermesi gerekir. Dil, el ve namus.
Dil ile güven vermenin şartı, kendisinden bahsederken komşusu bir anda odaya girse sözünü kesmesine gerek kalmamasıdır. Ya da komşusu söylediklerini duysa utanmamasıdır.
El ile güven vermenin şartı, komşusu cüzdanını evinde unutsa, sonra hatırlasa, hiçbir korkuya kapılmaması ve orası nasılsa benim de evimdir diyebilmesidir.
Namus konusunda güven vermenin şartı ise, kendisi yolculuktayken komşusunun onun evine gittiğini duysa içinin rahat etmesi ve şüphelenmemesidir.”
 

salihanur

Yeni Üye
komsu hakki elbette cok buyuk kul hakki nihayetinde. yabanci dinden olan komsularimizla munasebetimiz nasil olmalidir acaba bu konuda bilgi sahibi olanlar bilgilendirebilirler mi?
 

pendüender

Well-known member
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz , şöyle buyurmaktadır:

“Kıyâmet günü bir adam getirilir ve cehenneme atılır.

(Ateşin harâretiyle)

karın bölgesinde bulunan bütün muhteviyât

(bağırsaklar, böbrekler vs.)

dışarı çıkar. Bu adam eşeğin değirmen etrafında döndüğü gibi dönmeye başlar. Cehennem ehli toplanarak:

«–Ey falan, sana ne oluyor? Sen bize iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırmaz mıydın?» derler.

Adam şöyle cevap verir:

«–Evet, ben size iyiliği emrederdim, fakat kendim yapmazdım. Sizi kötülüklerden sakındırırdım, ancak onları kendim yapardım.»” (Müslim, Zühd, 51/2989)
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
komsu hakki elbette cok buyuk kul hakki nihayetinde. yabanci dinden olan komsularimizla munasebetimiz nasil olmalidir acaba bu konuda bilgi sahibi olanlar bilgilendirebilirler mi?

Efendimiz Komsu hakkindan bahsederken sadece kendi dinimizden olan komsularla olan munasebetimizden bahsetmiyorki salihanur kardesim.

Din kardesinizle olan muhabbetiniz elbette bambaska olur, lakin insanlik adina, dini dili irki ne olursa olsun komsuluk hakkini gozetmek gerekir.

Soyle bi ornek vereyim: Annem 7 sene boyunca dilini bile bilmedigi hristiyan bi komsusuyla komsuluk yapti. 7 sene boyunca yemekler, ikramlar, selam sabah, birbirlerinin dilini bilmeden devam etti. Sonunda bu komsu butun dini bayramlarda gelip annemin elini operdi, Noelde kendi ailesine gitmez, gelip noeli bizle gecirmek isterdi. Son konustugumuzda muslumanlara olan bakisinin tamamen degistigini, eskiden muslumanlari cok yadirgadigini hatta korktugunu dile getirdi. Komsuluk hakki o kadar onemliki boyle guzel seylerede vesile olabiliyor elhamdlillah :)

dua ile kardesim
 

pendüender

Well-known member
Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- buyurur:

Rabbim bana gizli ve açık her durumda havf hâlinde bulunup kendisinden korkmamı emir buyurdu, (sizlere de tavsiye ederim.)

Rabbimizin her emri gibi bu emrine de büyük bir titizlikle tâbî olan Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Allâh’a yemin ederim ki, ben sizin, Allâh’tan en çok korkanınız ve O’na en çok huşû ve tâzîm hâlinde bulunanızım.” (Buhârî, Nikâh, 1) buyurmuş, herhangi bir meclisten kalkacağı zaman da dâimâ:

“Allâh’ım! Bize, günahlarla aramıza mâni olacak kadar korkundan hisse nasîb et!...” diye niyazda bulunmuştur. (Tirmizî, Deavât, 79)
 

pendüender

Well-known member
komsu hakki elbette cok buyuk kul hakki nihayetinde. yabanci dinden olan komsularimizla munasebetimiz nasil olmalidir acaba bu konuda bilgi sahibi olanlar bilgilendirebilirler mi?


KOMŞUYU ÜZMEK YOK

Mâlik bin Dînâr hazretlerinin yahûdî bir komşusu vardı. Yahûdî evinin helâ çukurunu düşmanlık olsun diye Mâlik hazretlerinin evinin yanına yaptı. Zamanla sızıntı ve pis koku Mâlik hazretlerinin evine sirâyet etti. O her gün sızıntıyı temizler ve pis kokuyu gidermek için güzel kokulu şeyler yakardı. Yahûdî, Mâlik hazretlerinin rahatsız olduğunu anladı. Fakat beklediği şikâyet gelmeyince, çok hayret etti. Bir gün Mâlik hazretlerinin evine gitti. Pis kokuyu duyunca; "Bu ne?" dedi. O; "Kokulu şeyler yakıyorum." dedi. Yahûdî; "Hayır bu lağım kokusu. Bak duvardan sızıyor. Niye bana söylemiyorsun?" dedi. Mâlik hazretleri; "Eğer söyleseydim, üzülebilirdin. Bizim dînimizde komşuyu üzmek ve eziyet yoktur. Kavga ve gürültü de olmaz." buyurdu. Yahûdî, bu sözler karşısında sarsıldı ve; "Bugüne kadar size düşmandım. Şimdi Dîninize hayran oldum. Böyle hükümler ancak İslâm dîninde olur. Ey Mâlik! Îmân etmek istiyorum." dedi ve Kelime-i şehâdet getirip müslüman oldu.
 

salihanur

Yeni Üye
Allah sizden razi olsun benimde suan ki durumum annenizin durumu gibi yaklasik 2.5 yildir yabanci bir ülkedeyim ve diger dinlerden komsularimiz var herkesle irtibat kurmak mümkün degil ama kapi komsumuz iyi bir insan bizde elimizden geldigi kadar onunla ilgilenip kendimizi ve dinimizi tanitmaya calisiyoruz bu sebeple böyle bi soru sormak istemistim cok tesekkür ederim
 

pendüender

Well-known member
‎" O, bir tane idi...
O, Şahane idi...
O, Güzel idi...

O, Güzeller güzeli idi...
O, ...Mükemmel idi...
O, Eşsiz idi...
O, "Nûr" idi...
O, "Duâ" idi...
O,"Müjde"
idi...
O, "Rüyâ" idi...
O, "Muhammed" idi...
O,"Ahmed"
idi...
O, "el-Emîn" idi...
O, "Kul" idi...
O, "Rasûl" idi...
...
...O, "Habîb" idi...
O "Halîl" idi...
O, "Rahmet" idi...
O, Hasret... idi...
O, Vuslat idi...
O, Cân idi...
O, Cânân idi..
O, Aşk idi...
O, Bir başkaydı...
O,
Bambaşkaydı..
O, Gönüller Sultanı Muhammet Mustafa idi...S.AV.
 
Üst