Kelime Analizi 3: Mağrib

kenz-i mahfi

Sorumlu
Mağrib: Batı taraf, garb, güneşin battığı cihet, akşam vakti, Afrika'nın şimal tarafı, Türkiye'ye nisbetle garbda bulunan Fas, Tunus, Cezayir ve İspanya tarafı.manalarına gelmektedir.

"Maşrık" kelimesi doğu için, "mağrib" kelimesi batı için kullanılmaktadır.

"mağrib" kelimesi Arapça "ğurûb ="batma, batış, batıda görünmez olmak, gözden kaybolmak" kökünden gelmektedir.

"garb" kelimesi güneşin battığı taraf, batı.manasına gelmektedir.


"mağrib" kelimesinin kullanılış şekilleri şöyledir.
1- Batı taraf yani bize nisbeten Avrupa ki buna "garb" denilmektedir. Garb denilince bizde Avrupa anlaşılmaktadır.
2- Güneşin batma vaktine denilmektedir. "mağrib vakti = güneşin batma zamanı"
3. Mısır dışındaki Kuzey Afrika ülkeleri olan Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya'ya verilen isim.
4. Fas Devletinin ismi (El-Memleket-ül Mağribiyye)
5. Mağrib namazı yani akşam namazı manasında kullanılmaktadır.

"Mağrib" kelimesi ve türevleri Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir. Genelde güneşin batışı ve battığı yer kastedilmektedir. Bunlardan:
"garabet" kelimesi Kehf Suresi 17.ayette,
"teğrubu" kelimesi Kehf Suresi 86.ayette,
"ğurûb" kelimesi Kâf Suresi 39.ayet ve Tâ-hâ Suresi 130.ayette,
"mağrib" kelimesi Bakara Suresi 115, 142, 177 ve 258.ayetler, Kehf Suresi 86.ayet, Şuara Suresi 28.ayet ve Müzzemmil Suresi 9.ayette,
"mağribeyn" kelimesi Rahman Suresi 17.ayette,
"meğârib" kelimesi Mearic Suresi 40.ayette,
"ğarbiyy" kelimesi Kasas Suresi 44.ayet ve Nur Suresi 35.ayetlerde geçmektedir.

Araplar, güneşin batış zamanını parçalara ayırıp, her batışında güneşin bir parçasının gittiğini belirtmişlerdir. Gurûb da göz yaşının aktığı yerdir. Göz yaşı kesilmeyip aktığı zaman, göze de ğarb denilir. Garb kelimesinin türevlerinde yaygın olan manalardan birisi de vatanı terk etmek, gurbete gitmektir. Güneş de mağrib yahut ğurub ile gurbet yapmış olmaktadır. Müslümanlar, güneşin batışını, yani batış zamanı olan gurûb vaktini mecazen gurbet ve gözyaşının aktığı yer olarak kabul ederler. Bu noktada gurbet ile garb ve gurub kelimeleri arasında bir bağ vardır. Güneş batmak için hedefine yöneldiğinde parçaları eksilerek, hedefine doğru yol alıp vatanını terk etmektedir. Dolayısıyla güneşin batışı tedricen bir plan dahilinde gerçekleşmektedir.

Risale-i Nur'da "mağrib" kelimesi Sözler'de 3 yerde "akşam namazı vakti" manasında kullanılmıştır.
Bunlar:
- "Mağrib zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pekçok mahlûkatın gurûbunu, hem insanın vefâtını, hem dünyanın Kıyâmet ibtidâsındaki harâbiyetini ihtar ile, tecelliyât-ı Celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder"

- "Mağrib vaktinde - ki, o zaman - hem kışın başlamasından, yaz ve güz âleminin nâzenin ve güzel mahlûkatının vedâ-i hazinânesi içinde gurûb etmesinin zamanını andırır."

- "...Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın risâletine şehâdet etmek demek olan mağrib namazını kılmak..."


Burada nazar-ı dikkati celbeden husus ise "mağrib zamanı", "mağrib vakti" ve "mağrib namazı"dır. "Vakit" ve "zaman" kelimelerinin aynı manada olduğu gibi "mağrib namazı" için bir öncesinde "akşam namazı" ifadesi kullanılarak tam karşılığı verilmiştir. 9. Sözde "mağrib namazı" ifadesi 1 defa zikredildiği gibi karşılığı olan "akşam namazı" ifadesi de yine 1 defa zikredilmiştir. Külliyatta "akşam namazı" ifadesi 10 yerde geçmektedir.

Bunlardan başka 15. Söz'de "biri maşrıkta biri mağribde" ifadesinde "batı" manasında kullanılmıştır.

Mektubat'da 4 yerde "Allame-i Mağrib" ünvanıyla meşhur Kadı İyaz (RA)'dan bahsedilmektedir. Kadı İyaz hakkında kısaca bilgi verelim.

Kadı İyaz: 1083 yılında Sebte'de doğmuştur. 1149 yılında Merakeş'te vefat etmiştir. Asıl adı Ebü’l-Fazl Kadı İyaz ibni Mûsâ el-Yahsebî’dir. Maliki Mezhebi hadis ve fıkıh alimidir. Mağrib ve Endülüs'te yaşamış devrinin en mühim hadis alimidir. 38 yaşında kadılık görevine getirilmiş ve ölünceye kadar bu görevi yerine getirmiştir. Allame-i Mağrib olarak şöhret bulmuştur. Doğuya yani şark alemine hiç gitmemiş, oradan gelen alimler vasıtasıyla Şark'ı tanımıştır. Kadı İyaz'ın en meşhur eseri şüphesiz ismini en çok duyuran "Şifa" ismindeki eseridir. Bu eserin esas amacı Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (ASM)'in nübüvvetine delil olan güzel ahlakını, şemail-i şerifini ve güzel ahlakını beyan etmektir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi bu allame-i meşhur şahsın "Şifa-i Şerif" eseri hakkında 19. Mektubun 17. İşareti'nde şöyle demiştir: "Şu mucize-i ekberi Allâme-i Mağrib Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif'ine havale ediyoruz. Elhak, o zat, o mucize-i ahlâk-ı hamîdeyi pek güzel beyan edip ispat etmiştir." Risale-i Nur'da bu büyük zatın "Şifa-i Şerif" eserinden rivayet edilen 150'den fazla hadis vardır.

19. Mektubda "Ricalullahtan ve İmam-ı Müslim ve ulema-i mağribin mutemedi ve makbulü olan Hammad ibni Seleme haber veriyor ki:" denilerek "Mağrib" ulemasına nazar-ı dikkat celbedilmiştir.

Yine 19. Mektubta: "Velâdet-i Nebevî gecesinde, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibni Âs'ın annesi, hem Abdurrahman ibni Avf'ın annesinin gördükleri azîm bir nurdur ki, üçü de demişler: "Velâdeti ânında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi bize aydınlattırdı." Bu mucizede "batı" tarafı kastedilmiştir.

26. Mektubda: "biri maşrıkta, biri mağripte.." ifadesiyle "batı" taraf kastedilmiştir.

Lem'alar'da:
- "her zaman, hususan mağrib ve işa ortasında otuzüçer defa okunması çok faziletli bulunan..." ifadesinde "mağrib" kelimesinden "akşam namazı vakti" kastedilmektedir.
- "...feyluledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe kadardır" ifadesinde yine akşam namazı vakti kastedilmiştir.
16. Lem'a'da: "Zülkarneyn'in mağrip tarafına seyahati.." bahsinde yine batı tarafı kastedilmiştir.

Şualar'da:
- "...birden ihtiyarsız mağripten sonra kalbe ihtar edilen.." ifadesinde akşam namazı vakti kastedilmiştir.
- 5. Şua'da 3 yerde Kıyamet Alametlerinden olan güneşin batıdan doğması "güneşin mağripten çıkması" şeklinde ifade edilmiştir.
- 1. Şua'da: "bu ayet Risaletü'n-Nur müellifinin ve sonra has şakirtlerinin mağripten sonra bir vird-i hususileridir." ifadesiyle akşam namazı vakti kastedilmiştir. Aynı ifade Sikke-i Tasdik-i Gaybi eserinde de zikredilmiştir.

Asa-yı Musa'da:
- "birden ihtiyarsız, mağripten sonra kalbe ihtar edilen..." ifadesinde akşam namazı vakti kastedilmiştir.
Emirdağ Lahikası'nda ve Tarihçe-i Hayatı'nda:
- "kendilerine umumî merkezleri olan Mısır'da, Suriye'de, Lübnan'da, Filistin'de, Ürdün'de, Sudan'da, Mağrib'de ve Bağdat'ta çok şubeler açmışlar." ifadesinde yukarıda anlatıldığı gibi hem Kuzey Afrika hem de Fas Devleti kastedilmiştir.
- "mağrip namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acip bir zulmetmişler." ifadesinde akşam namazı manasında kullanılmıştır.
Yukarıdaki tahlillerimizin hülasası "mağrib" ve "mağrip" kelimeleri "akşam namazı", "akşam vakti", "Kuzey Afrika Ülkeleri" ve "batı" manalarında kullanılmıştır. Külliyatta toplam olarak 24 defa zikredilmişlerdir.

Külliyatta daha çok "mağrib" kelimesinin kökü olan "gurub" kelimesi zikredilmiştir. "gurub" kelimesi, hem güneşin batması, hem vefat, hem de sona ermek manalarında kullanılmıştır.
Bunlara misal:
- "...mahlukatın gurubunu, hem insanın vefatını.."
- "...güneşin tulu ve gurubu..."
- "...zeval ve guruba gider..."
- "...hayat-ı dünyeviyenin gurubuna..."
- "...zevalde gurub eden..."


"garb" kelimesi Külliyatta genellikle "batı" ve "Avrupa" manalarında kullanılmıştır.

Risale-i Nur Külliyatı'nda "garb-garp", "gurub-gurup" ve "mağrib-mağrip" kelimelerinin geçme oranları şöyledir.
garb-garpgurub-gurupmağrib-mağrip
Sözler6214
Mektubat1157
Lem'alar2073
Şualar1745
Mesnevi-i Nuriye54-
İşarat'ül-İ'caz21-
Asa-yı Musa211
Barla Lahikası3--
Kastamonu Lahikası3--
Emirdağ Lahikası2712
Sikke-i Tasdik-i Gaybi511
Tarihçe-i Hayatı39-1
TOPLAM1404324
 
Son düzenleme:

Hak-endiþ

Member
Risale-i Nur eserleri hakkında bahsedilen iltifatların boşa olmadığının birkez daha farkına vardım.Sadece bir kelimesi bu kadar izah edilebiliyorsa eserlerin tamamını anlamak için bir ömür bile yetersiz olacaktır elbet.İstifade ettiğimiz bu çalışmaların devamını diliyorum. Selam ve dua ile..
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Risale-i Nur eserleri hakkında bahsedilen iltifatların boşa olmadığının birkez daha farkına vardım.Sadece bir kelimesi bu kadar izah edilebiliyorsa eserlerin tamamını anlamak için bir ömür bile yetersiz olacaktır elbet.İstifade ettiğimiz bu çalışmaların devamını diliyorum. Selam ve dua ile..

Değerli kardeşim,
Size çok hak veriyorum, Risalelerin kelimeleri dahi öyle rast gele seçilmiş, dizilmiş kelimeler değil, altında ne kadar hikmetler ve gayeler bulunan lü'lü misal, elmas, cevher dükkanının değerli madenleridir.
Gerçi bizim çalışmamız sadece amiyane basit bir çalışma,
Ehl-i ilim olan değerli kardeşlerimizin bu konuda yardımlarını ve konulara iştirak etmelerini istirham ederim.
 
Üst