Üstadın Bu Sözü Demesinin Hikmetleri Nedir?Ne Manada Söylemiştir?

nisa-inur

Member
Cevap: Üstad nasıl söyler bu sözü???

mesela üniversitelerde baörtüsü yasağı ile kardeşlerimizin üniversite hayatları engellenmeye çalışılıyor.başını açarak oku diye kimse fetva veremez belki ama sen ben okumazsak okuyup başımıza gelen kişiler sadece bizi sevmeyenler olur.bu niyetle başını açmak belki birr fedakarlıktır ve ahretini tehlkeye atmaktır.ama netice itibariyle milletimizin imanının selameti adına buna katlanmaktır.

Açıkçası bugün bu konu altındaki bütün yazıları dikkatle okurken yukarıda belirtilen cümleler beni ziyadesiyle üzdü. Hatta üniversite yıllarımdaki başörtüsü problemimi hatırlattı:(. Aslında o zamanda bazı kişilerce yayılan yukarıdaki anlatılana benzeyen düşünce tarzıyla maalesef ki tek tek zincirin halkaları kopmaya başladı:(. Aslında birlikte bir güç olabilecek iken halkadan kopanların tavizleri ile taviz tavizi getirdi yıllarca süren tahribat oluştu.

İman hizmetinde bulunmak elbetteki fedakarlık gerektirir, belki nafile olarak şahsi yapılacak ibadetlerden alı konulabilir. Ancak benim zannımca, bunların yapılması esnasında İslamın şiarlarına tersdüşecek davranışlara girilmeden, farzları terk etmeden yapılmasıdır.

Bu vesile ile bu noktada gereken hassasiyeti göstererek cevap veren Adem abidende Allah ebeden razı olsun... Allah rahmet eylesin inş...
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Cevap: Üstad nasıl söyler bu sözü???

Bu sorunun cevabı yine Tarihçe-i Hayatı kitabında geçmektedir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi "İslam, bugün öyle mücahitler ister ki, dünyasını değil,ahiretini dahi feda etmeye hazır olacak." Burada ahiretini feda edecek demiyor, ahiretini dahi feda etmeye hazır olacak diyor. Yani burada meseleyi anlayabilmemiz için fedakarlığın en zirve noktasını beyan etmiştir ki Hazret-i Ebubekir (RA)'in de meşhur bu meyanda meşhur sözü vardır.
Peki üstad ahiretini feda etmiş mi? Ahiretini feda etmek demek, cemiyetin imanının kurtulması için her türlü fedakarlığı göze alıp, ne cenneti, ne de cehennemi düşünecek vakit bulamamak demektir ki Bediüzzamanın kastettiği mana bence budur. Yani öyle bir fedakarlık hissi taşımış ki değil cehennemden kendini kurtarmayı düşünmeyi, belki cennetin nice nimetlerini dahi gayesi uğrunda unutarak sırf cemiyetin, İslam cemiyetinin imanının kurtulmasına cehennemden kurtulup cennete girmeleri için bütün füyuzat hislerini, bütün rahatlarını, bütün vakitlerini feda etmiştir. Buna dair Eşref Edip'in mektubunda şu ibareler vardır.
"...bencemiyetin iman selameti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin değil, yüzlerce milyon bütün İslam cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selamette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistan olur."
İşte bu cümleler fedakarlığın nihayet zirvesindeki ifadeler ve kesinlikle mübalağa değildir.
Yani öyle bir gaye için çalışmış ki cemiyetin imanını kurtarabilmek için ne cehennemi ne de cenneti düşünmeye fırsat bulamayacak kadar fedakarlık hissi taşımıştır. Hatta bu fedakarlıklar için şu ifadeleri kullanmaktadır. "Ben maddi ve manevi her şeyimi feda ettim, her musibete katlandım. Her işkenceye sabrettim."
"Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helal olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkum etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helal ettim... Bizim vazifemiz onlar için yalnız hidayet temennisinden ibarettir."
 
Üst