üç mühim husus

sinang

Member
1-Hasan el Benna bir Ehl-i Sünnet âlimidir: Allame merhum Said Havva bu konuda şunları yazmakta: “Müslüman Kardeşlerin kurdukları cemiyetin temel esasları Ehl-i Sünnet vel Cemaat mezhebine dayalıdır. Bu sebepten dolayı Üstad el Benna, İhvan-ı Müslimin cemiyetinin her üyesine Ehl-i sünnet vel cemaat mezhebinin itikadi görüşünü yansıtan bir eserini okumasını emir buyurmuştur. Hak mezheplerden birini seçip ona göre amel edilmesini tavsiye etmiştir. Yazdığı ve söylediği her sözde daima Ehl-i Sünnet vel cemaat mezhebi üzerine hareket edilmesini söylemiş; söz, iş, davranış, ahlak, inanç ve fıkıh olarak ona aykırı davranmaktan sakındırmıştır.”

2-Mutasavvıftır: Tasavvufu İslam’ın ruhi hayatı olarak kabul edersek Hasan el Benna asrımızın en büyük mutasavvıflarından biri olarak karşımıza çıkar. Onun Hasafiyye tarikatına intisabı olduğunu da söylemiştik. Her ne kadar İhvan bir tarikat değilse de, tasavvuftan çok etkilenmiş bir Sünni harekettir. Tunuslu ideolog Reşid El Gannuşi bu hususta şunları demekte; “İhvan-ı Müsliminin yapısını inceleyen bir araştırmacının ilk tanık olacağı şey; ruhi derinlik ve disiplindir. Çünkü İmam Benna eşsiz bir teşkilatçı olduğu kadar her şeyden önce bir İslam davetçisi ve mürşididir.”

Kongre Risalesinde bizzat Benna bu durumu şöyle açıklıyor; “İhvan hareketi Allah’ın kitabı ve Resulün sünnetinde yer alan saf haldeki İslam’a dönüşe çağırdığından selefi bir harekettir. Her konuda sünnet-i seniyyeye uygun hareket etmeyi zorunlu kabul ettiğinden dolayı Sünni bir harekettir. Hayırlar üzerinde birleşme bağlılığı içinde Allah için sevmeyi ve gerektiğinde Allah için insanlardan yüz çevirmeyi esas kabul ettiği ve amel, kalp ve kişi arınmasını önemli gördüğünden sufi bir harekettir.”

3-İhtilalci ve Devrimci değildir: Hasan el Benna yıllar yılı bu ülke insanlarına yanlış tanıtılmıştır. Bunda Batı haber ağlarının payı olduğu kadar, İhvanın ondan sonra sivri bir çizgiye çekilmesinin de rolü vardır. Bu yanlış fikirlerden birisi de; onun tepeden inme bir devrim modeline yeşil ışık yaktığıdır.

Hâlbuki Benna 5. Kongre Risalesinde açıkça şöyle demekte; “İhvan teşkilatı herhangi bir devrime kalkışmayı düşünmediği gibi böyle bir hareketin olumlu sonuçlar vereceğine inanmamaktadır.”

İhvan’ın ilk kuşak öncülerinden Ömer Tilmisani de bir yazısında şunları ifade etmekte; “İhvan cemaati şiddetten en uzak bir cemaattir. Selef-i Salihin fasık ve zalim de olsa ülkeyi yönetenlere karşı silahlı mücadele etmeyi uygun görmemektedir. İhvan’ın hiçbir saldırganlığına, rastlanmamıştır. Ve biz hiç kimseyle kavga halinde değiliz. Teşkilatın kurucusu Hasan el Benna ve halefi el Hudeybi de şiddet olaylarını tasvip etmemekteydiler.” (El Mecelletüs Sudediyye-29-12.1984-Sayı:225)

Üstad unutamayacağım şu cümleleri söylüyordu: “Muhammed, ben ahirete yolcuyum, Allah'ıma şükürler olsun bugüne kadar hep söylediğimi tekrarlayacağım: gayemiz Allah’tır, liderimiz Peygamberimizdir ve kitabımız Kur'an'dır. Şehid olmak emelimdi. Kardeşlerime selam söyle, üzülmesinler; insan ne kadar uzun yaşasa da fânidir, Allah ise bakîdir.” Bunlar son kelimeleri oldu ve ruhunu teslim etti.


modify_inline.gif
 
Üst