Hadis Sohbetleri 30: Ölümü düşünmek

Muvahhid1

Well-known member
سْمِاللَّهِالرَّحْمَنِالرَّحِيم

Bu haftaki Hadis-i Şerifimiz;

[BILGI]Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz. (Tirmizi) [/BILGI]


1-Ölümü zikretmenın yararları ne olabılır .. ?
2-Ölümün lezzetleri acılaştırdığını düşünmek,ölümün kendisini sevimsizleştiriyor olabilir mi ?



[TAVSIYE]Önceki Hadis Sohbetlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ.[/TAVSIYE]​
 

teblið

Vefasýz
1-Ölümü zikretmenın yararları ne olabılır .. ?

ölümü düşünmek, insana hem gayesini hatırlatan, hem de onu yaşadığı asrın gündelik dertlerine kapılmaktan koruyan çelik bir zırh gibidir. Günahın kalabalık süvari orduları gibi üzerimize akın ettiği bir dönemde bu zırhı giyinmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu açık değil mi?
 

Muvahhid1

Well-known member
Rebi bin Haysem (RA) Ashab-ı Kiram’dandır. Bu zat evinin altına bir mezar kazmıştı. Hergün o mezara birkaç defa girip yatardı. Böylece kalbinde ölüm endişesini tazelerdi. Sonra da: “Bir saat ölümü unutsam, kalbim kararıp bir çeşit oluyorum” derdi.

Ömer bin Abdulaziz (RA) bir kimseye: “Ölümü çok hatırla. Çünkü sıkıntıda olursan, o sana teselli olur, nimet içinde olursan o nimetin şükrünü edâ eder, dalâlete düşmezsin” derdi.

Hz. Ömer (RA) mührüne: “Ölüm sana nasihatçı olarak yeter” diye kazıtmıştı. Hatta ücret vererek kendisine ölümü hatırlatacak birini vazifelendirmişti.
 

Muvahhid1

Well-known member
Ölüm kimlere acıdır ?..ve son bir şey daha Ölüm kötü bir şeymidir?

Ölüm Allah'ı unutana , dünyada nefsani duygularına esir olana, ölümü unutan , ölümü kendısıne uzak görene acıdır.. Unutmak öldürmüyor ölümü, biz ölümü unuttukça kalplerımız oluyor aslında ... Bir genç ölümü hatırlasa Cehennem ateşınden korkar günaha meyletmez, ihtıyar ölümü hatırlasa ibadete iştiyakı artar..
Ölümü unuttukça , Allah'a dönüp hesap vereceğimizi unutuyoruz.. Bu yüzden de günah üstüne günah, gaflete dalıyoruz ..

Ölümü hatırlamak, insanda bulunan hırs ateşini söndürür, kötülük yapmaya karşı bir frendir.Yani koşan insanı, yuvarlanan taşı durduran ve insana düşünme payı veren ancak ölümdür.Ölüm, Müslümanın tesellisidir ve dünyanın kahrına, sıkıntısına, bu teselli ile sabreder.Bunun için Müslümanın ölümü, hayattır, hem de sonsuz hayattır

Kimlere ŞEB-İ ARUS dur..?

Ölmeden önce ölen ve aşk sırrına erenlere , nefsıne değilde Allah'a kul olana Şebi Arusdur ..










 

Muvahhid1

Well-known member
"Ölümü gerçekten tanımış bir kimseye, dünya bela ve musibetleri, dert ve sıkıntıları çok hafif gelir" Ka’b-ül-Ahbar hazretleri)

"Ölüm, ahiret kapılarından bir kapıdır..Bu kapıdan geçmeyen Allahü teâlâya kavuşamaz"(Ebu Bekir Tamistani hazretleri)

"Ölümü bir tabağa koyup çarşıda satsalardı, ahiret ehli, başka bir şeye bakmayıp onu satın alırdı (Yahya bin Muaz-ı Razi hazretleri)​
 

Muvahhid1

Well-known member
“Herkesi korkutan, en korkunç tevehhüm edilen ölümün yüzüne baktım. Nur-i Kur’an ile gördüm ki, ölümün peçesi gerçi karanlık, siyah, çirkin ise de, fakat mü’min için asıl siması nuranidir, güzeldir gördüm.”

“ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil. Çok risalelerde gayet kat’i, şeksiz, şüphesiz bir surette, Kur’an-ı Hâkimin verdiği nurla ispat etmişiz ki, ehl-i iman için ölüm, vazife-i hayat külfetinden bir terhistir. Hem dünya meydanındaki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyetten bir paydostur. Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir. Hem hakiki vatanına ve ebedi makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır. Zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinana bir davettir. Hem Halık-ı Rahim’in fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir. Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur; ona dehşetli bakmak değil, bilakis rahmet ve saadetin bir mukaddimesi nazarıyla bakmak gerektir.”

“Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedi değil, adem (yokluk) değil, tesadüf değil, failsiz bir in’idam değil; belki (bilakis), bir Fail-i Hakim-i Rahim tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır, saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır, yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”

“Kabir ise zulümatlı bir kuyu ağzı değil, nuraniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla, ahirete nispeten bir zindan hükmündedir. Elbette, zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana çıkmak ve müz’iç dağdağa-i hayat-ı cismaniyeden âlem-i rahata ve meydan-ı tayeran-ı ervaha (ruhların uçuştuğu meydan) geçmek ve mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzur-u Rahmana gitmek, bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir.”
“ihtiyarlık gibi, şerait-i hayatiyeyi ağırlaştıran birçok esbap vardır ki mevti hayatın pek fevkinde nimet olarak gösterir. Hem musibetzedelere ve intihara sevkeden belalarla müptela olanlar için de ayn-ı nimet ve rahmettir.”
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz. (Tirmizi)
Dünya Ahiretin tarlasıdır.Sizin hayırlınız ahiret için dünyasını dünyası için ahireti terk etmeyip har ikisindende nasibini alandir.(hadis)
dünya hayatının lezzetlerinin ;ölüm gerçeğini bize unutturmaması için dünyayı ,ebed yurdunun bir tarlası gibi görmek ve ölüm rabıtası ile dünya sevgisini kalbden atmak gerek yoksa beklenmedik anda gelen ölüm bizi isyana sürükleyebilir.hiç bir insan ölümle yüzleşmek için hazırım diyemez ama her canlı tadacak kaçış yok
.Allah dostlarında birine ,hocam bize biraz nasihat etsenizde kalbimiz nurlansa demişler o mubarek tam söze başlayacakken bir cenaze geçer işte bakın en güzel nasihatçi gidiyor !..buyurmuş..
ne güzel bir söz.
İllede bir tokatmı yemelisin ensene ölüm sana gelmeden sen kendine gelsene!..
 
Üst