Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının hikmeti

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmanirrahim



Altıncı Şuâ


Yalnız İki Nüktedir.

Namazdaki teşehhüdde bulunan

اَلتَّحِيَّاتُ اَلْمُبَارَكَاتُاَلصَّلَوَاتُ اَلطَّيِّبَاتُ ِللهِ
(Bütün tahiyyeler, bütün mübarek şeyler,

bütün salâvat ve duâlar ve bütün kelimat-ı tayyibe Allah’a mahsustur.)
ilâ âhirenin iki noktasına gelen iki suâle iki cevaptır.
Teşehhüdün sâir hakikatlerinin beyanı başka vakte tâlik edilerek
bu Altıncı Şuâda yüzer nüktesinden
yalnız İki Nüktesi muhtasar bir sûrette beyan edilecek.




elhamdulillah hepimiz müslümanız
ve islamın şartlarını
müslüman olabilmenin gereklerini
yerine getirmeye çabalıyoruz
farz ibadetlerimizin içeriklerini anlamak
içlerinde söylenen sözlerin
edilen duaların anlamlarını öğrenmek
değerlerini ve hikmetlerini anlamaya çalışmak
bizi ibadetlerimizi daha doğru yapmaya
daha ciddi yapmaya
hakkını vererek yerine getirmemize sevk edecektir
ve hem de ibadetlerimizden daha çok zevk alabileceğiz
devamlılığımızı ve şevkimiz artacak
ve yaptığımız ibadetin de değeri artacaktır
bu emirlerden birisi de namaz kılmaktır
namaz esnasında farklı farklı sureler, dualar okur
tesbihler tahmidler yapar
şükrümüzü dile getiririz
ve yine namazın bir bölümü olan teşehhüdde
ettahiyatü okunur
üstadımız bu lafzın ne anlama geldiğini
neden namazda bu kelimeleri söylediğimizi açıklamıştır
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Birinci Sual:

Teşehhüdün mübarek kelimâtı,
Mirac gecesinde Cenâb-ı Hak ile Resulünün bir mükâlemeleri olduğu halde,
namazda okunmasının hikmeti nedir?


peygamberimiz Rasulu Ekrem Aleyhisselâtu Vesselâm
hepimizin malumu
mekke döneminde
miraca yükselmiştir ve
kabı kavseyn denilen makamda
Cenab-ı Hak ile perdesiz görüşmüştür
aralarında konuşmuşma vuku bulur
bu konuşma sırasında söylenmiş olan kelimeleri
biz namazlarımızda tekrarlıyoruz
bunun hikmeti nedir?

Elcevap:

Her mü’minin namazı,
onun bir nevi miracı hükmündedir.

ilk cümlede tahkiki bir cevap veriliyor
ve artık sonrasında açıklama yapmaya devam ediliyor
hadis te zikredildiği gibi
namaz müminin miracıdır


Ve o huzura lâyık olan kelimeler ise
Mirac-ı Ekber-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmda
söylenen sözlerdir.

hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm hangi kelimleri okuduysa
elbette bir muminin Allah ın huzuurna çıkarken
söyleyebileceği en mükemmel kelimeler
Cenab-ı Hakkın
peygamber efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm ‘a öğrettiği, söylettiği kelimeleri olacaktır.

bu iş bize bırakılsa;
mesela her birimizin namazdan sonra ettiği duaları gözden geçirsek
genel olarak isteklerimiz hep cüz’i şahsi şeylerdir,
ama hz peygamber Aleyhisselâtu Vesselâm
bütün kâinatın vekili olması hasebiyle
Cenab-ı Hakk’tan çok daha farklı şeyler istemiş
çok daha farklı keyfiyetli kemiyetli hediyleri sunmuş
takdim etmiştir.



Onları zikretmekle
o kudsî sohbet tahattur edilir.


biz küçük miracımız olan namazımızda,
Cenab-ı Hakk’ın huzurunda
Hz Peygamber Aleyhisselâtu Vesselâmın miracında söylediği kelimleri hatırlayıp
ona göre söylerken,

bu söylediğimiz kelimeler
bizi hayalen bir yere götürüyor
götürdüğü yer neresi?
miraç;

bir anda o vukuu gözümüzde canlanınca
biz de o durumu hatırlayıp tahattur ederken
kendimizi de o sohbete dahil etmek suretiyle
söylenmesi buyurulan kelimeleri söylemeye başlıyoruz.


O tahatturla o mübarek kelimelerin mânâları
cüz’iyetten külliyete çıkar
ve o kudsî ve ihâtalı mânâlar tasavvur edilir
veya edilebilir.

demek ki bu kelimeler
Ahmedin mehmedin ağzından çıkan
cüzi kelimler değil
Hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm’ın
bütün kainat namına söylediği
mübarek ve külli kelimeler hükmüne geçmiş oluyor,
külliyet kesbediyor
bir insanın dar havsalasından çıkıp söylediği kelimler değil
bütün kainatın vekili namına
Hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm efendimizin
söylediği mübarek sözler oluyor.
ve hem mükaddes kelimelerdir bunlar,
hem de ihatalıdırlar, içerikleri tüm kainatı kapsar

Ve o tasavvur ile kıymeti ve nuru teâlî edip genişlenir.
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Ve o tasavvur ile kıymeti ve nuru teâlî edip genişlenir.


Meselâ:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,
o gecede Cenâb-ı Hakka karşı selâm yerinde
“ettahiyyatu lillah” demiş.


Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm gibi bir mübarek zatın ulviyyetini
bizim gibi insanların tartması anlaması mümkün değil
üstadımız güzel bir ifadeyle bunu dillendiiyor; “sinek seyretmez asumanı”
yani küçük bir sinek
koca asumanı, gökyüzünü ihata edip seyredemez
sinek hükmündeki insanların
asuman hükmündeki hz. Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâmı ihata edip seyretmesi
mümkün değil
ama biz inşallah burada anlayacağız ki
hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm
bizim bildiğimiz şahsi ve cüzi bir insan değil;
bütün kainatı ihata edebilecek bir kabiliyette
bir ulviyyet
bir genişlikte olan
bir zat-ı kudsidir.
cenab-ı hak ona hakiki ümmet eylesin ..

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm miraca yükseliyor,
miraca yükseldiğinde bütün kainat arkasında
her şey geride kalmış,
doğrudan doğruya Cenab-ı Hakka müteveccih..

şimdi biz kendimizi onun yerine koyalım;
mesela biz bir valinin karşısına çıksak
heyacandan tedirginlikten ..vs.
bazı şeyleri unuturuz
bide bir cumhurbaşkanının karşısına çıksak
daha fazla heyecan
bir de yavuz selim gibi bir zatın huzuruna çıksın
artık kimiz neyin nesiyiz baya bi şaşırabiliriz

Hz Muhammed Aleyhisselam, kainatın sultanı olan
kainatyı yaratan
ve kendisini de yaratan
Allah’ın huzuruna çıkıyor
ve şaşırmıyor
gözü şaşırmıyor
ayağı şaşırmıyor
dili şaşırmıyor
kalbi şaşırmıyor
ruhu şaşırmıyor …

Allah’a selam vermek caiz değildir,

çünkü Allah’ın bir ismi ‘selam’
selam ne demek?
esselamu aleyke diyoruz;
yani karşıdaki insana diyoruz ki
Allah ın selamı senin üzerinde olsun
Allah’ın bereketi senin üzerine olsun
sen benden zarar görmezsin
sen menden menfaat bulursun,

şimdi bunlardan hangisini alırsanız
hangi anlamı alırsanız
bunlar Cenab-I Hakk’a söylenmez !

Hz peygamber Aleyhisselâtu Vesselâm
şu ince hassas farkı bile anlayabilecek şekilde
bütün zihni
bütün kuvveti orada çalışıyor
selam yerine
orada farklı kelimeler kullanıyor
her gün müminlere insanlara selam veren o zat
Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkıyor
ve dili şaşırıpta
Allah’a selam söylemiyor;
selam yerine başka kelimler kullanıyor.

ama öyle kelimeler ki..
ezelden ebede kadar
maddi ve manevi
küçük ve büyük
ne kadar mahluk varsa,
hepsinin Cenab-ı Hakka sunduğu tesbihatı,
hediyeleri içeren mübarek külli keyfiyetli kelimeler ..

o akşam selam yerinde
ettehiyyatu lillah demiş

ettahiyyat ne demek?
evet Ceneb-ı Hakkın emrettiği bir duadır
peki neyi ihata ediyor mübarek kelime?

Yani,
“Bütün zîhayatların, hayatlarıyla gösterdikleri
tesbihat-ı hayatiye ve Sânilerine
takdim ettikleri fıtrî hediyeler ey Rabbim,
Sana mahsustur.

Ben dahi
bütün onları tasavvurumla
ve imanımla Sana takdim ediyorum.”


üstadımız 15.şua da bunu biraz açıyor;
mesela bir bilgisayar olsun
bu bilgisayarı yapan mühendis
bilgisayarı gören herkes tarafından takdir edilmez mi?
edilir

bu bilgisayarın bir aklı olsa
bilgisayar o kadar insanın içinde kimi takdir edecek?
kendi mühendisini değil mi?
ey mühendisim sen nekadar mükemmel bir mühendissin diyecek,
üstadımız ettahiyyat ı buradan açıklıyor;

her bir hayat sahibi
mükemmel bir makinadır
her bir hayat sahibi harikulade bir sanat eseridir
o hayat sahibini gören şuur sahipleri,
o mühendisi alkışlayacak.
subhanallah diyoruz
elhamdulillah diyoruz
allahu ekber diyoruz
şu insanları
hayvanları bitkileri ne kadar güzel yaratmışsın diyoruz

aynı o mahluklarında aklı olsa
şuuru olsa
bitkilerin şuuru olsa,
onlar da kendilerini yaratan Cenab-ı Hakkı
böyle alkışlayacak, tesbih edecek
işte biz buna ettahiyyatu diyoruz

hayat sahiplerinin kendi hayatlarıyla
kendi sanii leri ustaları olan cenabı hakka
takdim ettikleri bütün fıtri ubudiyetler
tahiyyeler
takdirlerve alkışlamalar
ya rabbi bütün bunlar sana mahsustur.

peki sen neden takdim ediyorsun onları ?
ben dahi bütün bunları
tasavvurumla
ve imanımla
kendi namıma sana takdim etmeye geldim
demektir ..

Cenab-ı Hak insanı, arzın halifesi ilan etmiş
yani bir ordunun bütün çalışmalarını
brifing şeklinde veren bir kumandan oluyor insan,

şu kadar asker
şu kadar manga
şu kadar takım
şu kadar bölük
emrinize amadedir komutanım diye
bir komutan
kendi üstüne bir brifing veriyor

aynı şekilde
Hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm
bütün kainatın sanki bir usta başısı
bir kumandanı gibi
bütün bu mahlukatın Allah a yaptıkları uybudiyeti
ibadetleri
tesbihatı
sunduğu hediyeleri
kendi namına gidiyor
Cenabı Hakka takdim ediyor

ve aynı kapıyı
ümmetine açık bırakıyor
dolayısıyla biz namazımızda
ettahiyyatü derken o kapı açık
ne kadar mahlukatın ubudiyetini Cenabı Hakka takdime etmeye niyet edersek
onları biz bizzat kendimiz yapmışız gibi
Allah bizden kabul ediyor
ve onun için bunları namazımızda
söylememizi emretmiştir.

açık çek
ne kadar doldurursak
o kadar bize verecek
sevap o kadardır
ne kadar hissedersek
hissemiz o kadardır

bazen bunu şuursuz söylüyoruz
yine sevabından istifade ederiz
yine feyzinden istifade eder
ama o nisbette ..

bazılarımız daha küçük bir çapta onu düşünüyor
o kadar hisse alıyor

Hz Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm gibi ulvi insanlar,
şimdiki kainatın,
geçmişteki bütün kainatların,
gelecekteki bütün kainatların, ubudiyetlerini niyet ederek
Allah’a takdim ediyor
ve takdim ettiği için de
hepsinin sevabını alabiliyor
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Ve mübarekâtın hülâsası olan “essalavat” kelimesiyle de,
zîhayatın hülâsası olan bütün zîruhun
ibâdât-ı mahsusalarını tasavvur edip
dergâh-ı İlâhîye o ihâtalı mânasıyla arzediyor.


ruh
cenabı hakkın yarattığı en mükemmel mahluktur desek
akla da kurana da sünnetede aykırı değildir

ruh öyle birşeydir ki;
ne zamana bağlıdır
ne mekana bağlıdır
ama cenabı hakk onu bir bedene sıkıştırmış
bütün bedeni bütün hertarafını
Allahın izniyle idare ediyor

gözdede gören ruhtur
kulakta da duyan ruhtur
dildede tadan konuşan ruhtur
kalpte çalrpıntıyı hissttiren de ruhtur
ruh 70trilyonluk hücrenin hepsinde iş yapıyor

üstadımız
esselavat kelimesiyle ruhun ilişkisini kuruyor
burada ruh sahiplerinin
ruhlarının özelliğiyle kabiliyetiyle istidadıyla mükemmeliyetiyle
bu ruhun
Cenabı Hakka sunduğu tebriklerini, takdirlerdirini,
bütün bu ruh sahiplerinin ubudiyetlerini
esselavat lafzı ile Cenabı Hakka sunumuş oluyoruz.
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Ve “ettayyibat” kelimesiyle de,
zîruhun hülâsaları olan kâmil insanların
ve melâike-i mukarrebînin,
salâvatın hülâsası olan tayyibat ile
nuranî ve yüksek ibadetlerini irade ederek
Mâbuduna tahsis ve takdim eder.


Hz Peygamber Aleyhisselâtu Vesselâm miracında,
124bin enbiyı ilzamın
melaikei mukarrebin dediğimiz büyük melaikelerin sunduğu
keyfiyetli ve külliyetli ubudiyetlerin hepsi
sahabe-i kiramın
evliyayı ilzamın
bütün asfiyayı kiramın
ve bütün müminlerin ubudiyetini
ben yapmışım gibi kabul et ya Rabbi diye sunmuş

ve Cenabı Hakk onu ondan kabul etmiştir

ve aynı yol

herbir mümin ümmetine de

Cenabı Hakkın izni ile

açık olmuş

yani her bir mümin
ettayibat kelimesini söylemekle
başta hz muhammed Aleyhisselâtu Vesselâmın yaptığı bütün ubudiyet
bütün enbiya-ı ilzamın ubudiyeti
bütün sahabelerin
bütün evliyanın
bütün ulemanın
bütün asfiyanın
ve melaike-i mukarrebin dediğimiz sana yakın olan bütün meleklerin
ubudiyetlerini
ben geldim ve sana sunuyorum
onların herbirisinin yapmış olduğu ubudiyeti
ben yapmışım gibi benden kabul buyur
ve bunu namazda söylememizi
bizzat Allah emrediyor
ve ne kadar hissedersek
o kadar sevabı o sevapları Allah bize verecek
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Hem nasıl ki o gecede Cenâb-ı Hak tarafından
“esselamu aleyke ya eyyühennebiyyu” demesi,
istikbâlde yüzer milyon insanların her biri,
her gün, hiç olmazsa on defa
“esselamu aleyke ya eyyühennebiyyu” demelerini
âmirâne iş’ar eder
bizim teşehhüdümüze bu selam neden girmiş?
Cenab-ı Hakk kendi nebisine verdiği selamı,
her bir müminin takdim etmesini,
amirane istiyor.

ve o selâm-ı İlâhî, o kelimeye geniş bir nur
ve yüksek bir mânâ verir.
bu selamı sıradan biri mi vermiş?
haşa
bizzat Cenab-ı Hakkın kendisi vermiş
işte bizim de bu selamı öyle tartmamız
düşünmemiz gerekiyor.
Hz.Muhammed Aleyhisselâtu Vesselâm’a
bütün insanlar selam getirse
veya getirmese
hiçbirşey değişmez

Cenabı Hakk selam vermiş;

innallahe ve melaiketehu yusellune ya eyyunnebi
Allah ve melaikeleri o nebiye selam ediyor
ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima
işte madem öyledir
ey iman edenler
siz de ona
selam getirmelisiniz
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Öyle de,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın,
o selâma mukàbil “esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihiyn” demesi
istikbalde muazzam ümmeti
ve ümmetinin salihleri,
selâm-ı İlâhîyi temsil eden İslâmiyete mazhar olmasını
ve İslâmiyetin umumî bir şiarı olan mü’minler ortasındaki
“esselamu aleyke ve aleykum selam” umum ümmet demesini
râciyâne,
dâîyâne Hâlıkından istediğini ifade ve ihtar eder.


peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
selamı Cenabı Allah’tan alıp bırakmıyor,

peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
daha bu dünyaya geldiği ilk gün
daha ilk anlarında
“ümmeti ümmeti” diye bağırdığı duyuluyor,
daha bebek iken ümmetini dileyen bir zat

gidelim haşre;

herkesin ya rabbi beni kurtar beni muhafaza et dediği o dehşetli hengamda
yine bir tek zat
secdeye kapanıyor
“ümmeti ümmeti” diye bağırıyor

bebek iken bile,
mahşerde bile, ümmetini dileyen,
ümmetini isyteyen bir peygamber
miraçtaki haline bakalım;

Cenab-ı Hakk ona selam ediyor
o selam Allah ın vereceği tüm nimetleri içeriyor
biz olsak aleykum selam deriz, tamam eyvallah selamı aldım,

ama peygamberimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
ya Rabbi selamını aldım,
ama bütün salih kullarının hissesine de o selamı aldım demek suretiyle
bizi hissesiz bırakmıyor
o selamda bizi yalnız bırakmıyor




Ve o sohbette hissedâr olan Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm,
emr-i İlâhî ile o gece “eşheduenlailahe ilallah ve eşhedunne muhammeden resulullah” demesi,
bütün ümmet kıyamete kadar böyle şehadet edeceğini
ve böyle diyeceklerini mübeşşirâne haber verir.
Ve bu mükâleme-i kudsiyeyi tahattur ile kelimelerin mânâları parlar, genişlenir.



Cenab-ı Hakk hakkıyla anlamayı
anladıklarımızla amel etmeyi nasip etsin




subhaneke la ilme lena illa maallemtena inneke entel alimul hakim ve ahuru davahum enilhamdulillahi rabbul alemin, el fatiha ma salavat
 

Ruh

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Cok az bir zaman kalabilmiş olsam da fazlasıyla istifade ettigim bir sohbet oldu...

Allah razı olsun abi...
 
H

hatve

Misafir
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

ALLAH RAZI OLSUN çok istifadeli bir ders....Rabbim azami istifade ve istifaza nasib etsin. :)


[marq][highlight]Ve bu mükâleme-i kudsiyeyi tahattur ile kelimelerin mânâları parlar, genişlenir.[/highlight][/marq]
 

Zuhr

Talebe
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

teveccüh edip okuyan, istifade uman bütün kardeşlerimden Rabbim razı olsun

hikmetleri en güzel şekilde anlayıp Hakk'a yakışır kullar, peygamberimiz aleyhisselatu vesselama yakışır ümmet, üstadımıza yakışır talebeler olmayı nasip etsin

amin .. amin .. amin ..

inşallah okumaya ve tevekkül etmeye devam edersek,
inayet-i İlahi o gerçek namazlarla, gerçek ibadetlerle aramızdaki perdeleri kaldıracaktır umudundayız ..
 

ESRA1

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Allah razı olsun kardeşim çok sağol Allah hepimize bolca istifade etmemizi sağlasın,namazlarımızı anlayarak kılmayı nasib etsin..Amin..
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının


peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
selamı Cenabı Allah’tan alıp bırakmıyor,

peygamber Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
daha bu dünyaya geldiği ilk gün
daha ilk anlarında
“ümmeti ümmeti” diye bağırdığı duyuluyor,
daha bebek iken ümmetini dileyen bir zat

gidelim haşre;

herkesin ya rabbi beni kurtar beni muhafaza et dediği o dehşetli hengamda
yine bir tek zat
secdeye kapanıyor
“ümmeti ümmeti” diye bağırıyor

bebek iken bile,
mahşerde bile, ümmetini dileyen,
ümmetini isyteyen bir peygamber
miraçtaki haline bakalım;

Cenab-ı Hakk ona selam ediyor
o selam Allah ın vereceği tüm nimetleri içeriyor
biz olsak aleykum selam deriz, tamam eyvallah selamı aldım,

ama peygamberimiz Aleyhisselâtu Vesselâm
ya Rabbi selamını aldım,
ama bütün salih kullarının hissesine de o selamı aldım demek suretiyle
bizi hissesiz bırakmıyor
o selamda bizi yalnız bırakmıyor


Nasıl bir Peygamberin ümmetiyiz?
Acaba nasıl bir ümmetiz......

Elfü elfi saletin ve elfü elfi selemin aleyke Ya Rasulallah
Elfü elfi saletin ve elfü elfi selemin aleyke Ya Habiballah
Elfü elfi saletin ve elfü elfi selemin aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin...

Allah razı olsun abim
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Yani,
“Bütün zîhayatların, hayatlarıyla gösterdikleri
tesbihat-ı hayatiye ve Sânilerine
takdim ettikleri fıtrî hediyeler ey Rabbim,
Sana mahsustur.


Ben dahi
bütün onları tasavvurumla
ve imanımla Sana takdim ediyorum.”


Topraktan çıkan, bulanık bir çamurdan olan, 200 bin çeşit nebatat,bitkileri akla getirir...Demekki cansız tohum ve çamurdan çıkan ve hayattar bir macun olan nebatat yani bitkilerin Hayy ismiyle şükür ve zikirleri hamdleri Allah'adır...

Çok gelişmiş bir labaratuvarda bir yumurtanın tüm elementleriyle oluşturulduğunu düşünün...O yumurta eğer bir tavuğun altına konulsa o yumurtadan civciv çıkmayacaktır..Demekki hayatı veren Allah'dır...Et tahiyyatu ile hayattar zîhayat varlıkların hayatları ve fıtri hediyeleri yani meyveleriyle tüm şükürleri Allah'a aittir...Et tahiyyatu akla bunu getirir...


Yani Hayy olan Allah a bakıyor...Bitkilerin dil ve halleriyle ve topraktan çıkan camidken zîhayat olan varlıkların şükrüdürler...​
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

Ve mübarekâtın hülâsası olan “essalavat” kelimesiyle de,
zîhayatın hülâsası olan bütün zîruhun
ibâdât-ı mahsusalarını tasavvur edip
dergâh-ı İlâhîye o ihâtalı mânasıyla arzediyor.



El-Mübarakat: Sudan çıkan, suyun canlılık verdiği nimetleri ve canlıları tahattur ettirir akla getirir...Nutfe gibi bir tek sudan...Binlerce hayvanların oluşması gibi..Yada bir nutfeden bir insanın teşekkül etmesi gibi...Fettah olan açıp genişleten...Ve Hallak-ı kainat..Gibi onlarca esması el mübarakata bakıyor... o zaman El-mübarekatü lillah diyeceğiz..


Mu'minûn Süresinde:

Bismillah.

12. Andolsun ki Biz, insanı süzülmüş bir çamurdan yarattık.

13. Sonra ona sağlam bir karargahta yerleşen bir nutfe kıldık.

14. Sonra o nutfeyi alaka kıldık(kan pıhtısı), sonra o alakayı bir parça et ve o bir parça eti kemik yaptık(kıkırdak); kemiğe de et giydirdik. Sonra onu bam­başka bir hilkat olarak varettik. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!


Bu buyruğa dair açıklamalarımızı beş başlık halinde sunacağız:
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

1- İnsanın Yaratılışı:

Yüce Allah'ın: "Andolsun kî Biz insanı" buyruğunda kastedilen insan Âdem -salat ve selam ona-dır.

Bu açıklamayı Katade ve başkaları yapmıştır. Çünkü o çamurdan süzülerek yaratılmıştır. Buna göre yüce Allah'ın: "Sonra ona sağlam bir karargahta yerleşen bir nutfe kıldık." buyruğundaki zamir de Âdemoğluna ait olur.


Her ne ka­dar burada ondan söz edilmiyorsa da durumun herkesçe bilinmesi dolayısıy­la bu uygun düşmüştür.

Çünkü buyruğun anlamı bu zamirin ondan başka­sına gitmesine elverişli değildir.

Bunun (bu açıdan) bir benzeri de yüce Allah'ın: "Nihayet o perdenin arkasına girince..." (Sâd, 38/32) buyruğudur. Bu­rada zamir kendisinden söz edilmeyen güneşe aittir.
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

2- Nutfe:

Yüce Allah'ın: "Sonra ona sağlam bir karargahta yerleşen bir nutfe kıldık" buyruğuna gelince, nutfe, alaka(kan pıhtısı), mudğa(et parçası) ve bunun ile ilgili hükümlere dair açıklamalar el-Hac Sûresi'­nin baş taraflarında (22/5. âyet, 1. başlık ve devamında) geçmiş bulunmak­tadır.
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

3- "Bambaşka Bir Yaratılış":


Yüce Allah'ın: "Sonra onu bambaşka bir hilkat olarak varettik" buyru­ğunda sözü edilen bu bambaşka hilkatin ne olduğu hususunda ilim adam­ları farklı görüşlere sahiptirler.

İbn Abbas, eş-Şa'bî, Ebu'l-Âliye, ed-Dahhâk ve İbn Zeyd dedi ki: Bundan kasıt önceleri cansız bir varlık iken daha son­ra ona ruhun üflenmesidir.

Yine İbn Abbas'tan, dünyaya gelişidir, diye açık­ladığı rivayet edilmiştir.

Katâde de bir kesimden naklen: Saçlarının bitmesi­dir, diye açıklarken,

ed-Dahhak ta: Dişlerin çıkması ve saçların bitmesidir, üye açıklamıştır,

Mücahid de; Gençliğinin kemale ermesidir, demiştir.

Yine bu açıklama İbn Ömer'den de rivayet edilmiştir.

Doğru olan, bunun hem bu hususları, hem de bunların dışında kalan ko­nuşmak, idrâk, güzel çabalamalar, makul olan şeyleri elde etmek ve ölün­ceye kadar hayatında görülen gelişmeleri kapsayan umumî bir ifade olduğu­dur...
 

Müekked

Well-known member
Cevap: Açıklamalı - Altıncı Şua dersleri - Namazda ettahiyyatu okunmasının

4- Yaratanların En Güzeli:

"Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir" buyruğuna ge­lince, rivayet edildiğine göre Ömer b. el-Hattab bu âyet-i kerimenin baş ta­rafından itibaren "sonra onu bambaşka bir hilkat olarak varettik" buyruğuna kadar dinledikten sonra:

"Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir" demiştir.

Rasûlullah (sav) bunun üzerine: "Evet, bu böylece (bana) indirilmiştir" diye buyurdu.




Ebû Dâvûd et-Tayatisî'nin, Müsned'inde kaydedilen rivayete göre:

"An-dolsun ki Biz, insanı süzülmüş bir çamurdan yarattık" âyeti nazil oldu. Bu âyet nazil olunca, ben de:

"Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yü­cedir." dedim.

Bunun üzerine: "Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı yücedir" buyruğu nazil oldu.

Bu sözleri söyleyenin Muaz b. Cebel oldu­ğu da rivayet edilmektedir.

Yine bu sözleri Abdullah b. Ebi Serh'in söyledi­ği de rivayet edilmiştir;

o bu sebeble irtidad etmiş ve: Muhammed'in getir­diğinin bir benzerini ben de getiriyorum demişti. İşte yüce Allah'ınr "Allah'a yalan iftira edenden, yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken: 'Bana da vahyolundu' diye söyleyenden, bir de: 'Allah'ın indirdiği gibi ben de in­diririm 'diyenden daha zalim kim olabilir" (el-En'âm, 6/93)

buyruğu el-En'âm Sûresi'nde açıklandığı gibi, onun hakkında nazil olmuştur.
 
Üst