1 üyeden 1 kişi bu mesajı faydalı buldu.
Cevap: İstidraç ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiil
ve aleyküm selam..
Sual: Harika ne demektir? Fâsık ve kâfirlerde de harika görülür mü?
CEVAP
Harika, enbiyadan meydana gelirse mucize, evliyadan hasıl olursa keramet, müminlerde olursa firaset, fâsıklarda görülürse istidraç, kâfirlerde olana da sihir denir. Birer örnek verelim:
Sihir:
Iraklı bazı kimselerin ağızlarına ateş almalarına, avurtlarına şiş sokmalarına keramet diyenler çıkıyor. Allahü teâlâ, böyle kimselerin Hazret-i Musa zamanında da bulunduğunu, bunların sihir olduğunu bildiriyor. Böyle göz boyamak haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kişinin havada uçtuğunu, denizde yürüdüğünü veya ağzına ateş koyup yuttuğunu görseniz, fakat dine uymayan bir iş yapsa, keramet ehliyim dese de, onu büyücü, yalancı, sapık ve doğru yoldan saptırıcı bilin!) [El-Münire]
İstidraç:
İbrahim Edhem hazretlerine, vecde gelip kendinden geçen bir gençten bahsettiler. Gence üç gün misafir oldu. Gerçekten çok acayip haller gördü. Gencin yediğine baktı. Helal değildi. Onu evine davet edip yemek yedirdi. Gençteki eski aşk ve vecd kalmadı. Genç, (Sen bana ne yaptın?) deyince, o gence, “Sendeki haller şeytandandı, istidraçtı, helal yiyince şeytan giremedi ve esas halin meydana çıktı” buyurdu. (T. Evliya)
Firaset:
Hazret-i Osman, yanına gelen birine, (Gözünde zina eseri var. Bir kadına bakmışsın) buyurdu. O kimse (Nereden bildin?) dedi. Hazret-i Osman da, (Müminin firasetinden korkun, o Allah’ın nuru ile bakar) hadis-i şerifini bildirdi. (Buhari)
Keramet:
Hazret-i Ömer, Medine’de hutbe okurken, İran’a gönderdiği ordunun mağlup olmak üzere olduğunu görüp, camide herkesin yanında, (Ya Sariye arkanı dağa ver) diye seslendi. O da, dağa yanaştı ve zafere kavuştu. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Geçmiş ümmetler içinde vukuundan önce bazı şeyleri haber veren keramet ehli zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır.) [Buhari, Müslim, Tirmizi]
Kâfir bir hükümdar, kendine ilah demeyen müminleri ateşe atardı. Sıra kucağı çocuklu bir kadına geldi. Kadın, ateşe girmek istemeyince, bebeği, (Anne sabret, sen hak din üzeresin) dedi. (Müslim)
Mucize:
Resulullah efendimiz, miracda, Cenneti, Cehennemi ve daha başka yerleri gördü. (Mevahib)
[Linkleri Görebilmek için Üye olmanız Gerekmektedir.Üye olmak için Tıklayınız.]
Bu kısa açıklamalardan sonra şunu da ilave edelim ki; İslamiyet sadece kerametle doğruluğu ispat edilmiş bir din değildir. Mucizeler, akli ve mantıki deliller, alimlerin yazdığı sayısız Kur'an tefsirleri ve dahi tebaiyet edenlerinin sadakati nisbetinde maddeten ve manen terakkiyatını netice vermesi gibi daha bir çok şekilde İslam dininin doğruluğu sabittir. Diğer hangi batıl dini getirirseniz getirin bunların çoğundan mahrumdur. Mesela hristiyanların genel anlamda yaşam tarzlarına bakın, ahlaken çok fazla bir şey kazandırmadığı belli bunun haricinde dinlerine temessük ettikleri nisbette tedenni ettiklerine şahit oluyoruz. Ne zaman batı kiliselerin yönetiminden çıkmış ise terakkiyata mazhar olmuştur. Biz de ise bunun aksidir. Dinimizden uzaklaştığımızda tedenni, ona yapıştığımızda ise maddeten ve manen terakki ettiğimiz tarihteki örnekleriyle de sabittir...
Sultan Mehmed Fatih’in zamanında hikâye edilen meşhûr ve mânidar Cibali Baba kıssası nevinden olarak, bir kısım ehl–i velâyet, zâhiren muhakemeli ve âkıl (akıllı) görünürken, meczupturlar. ...Meczup olduklarından, mânen "mübarek mecnun" hükmünde oluyorlar.
Zübeyir Ağabey, İstanbul’un Fethi sırasında meydana gelen Cibali Baba kıssasını, Üstadımız'dan dinlediği şekliyle şöyle anlatmıştır:
“İstanbul’un fethi için muhasara sırasında atılan toplar, bir türlü hedefini bulmuyormuş. Bu sırada büyük maneviyat sahibi, Fatih’in hocası Akşemseddin, bunun sebebini araştırıyor ve buluyor. İstanbul surları içinde bulunan meczup evliyadan Cibali Baba Hazretleri, manen Cenab-ı Hakk'ın bir ismine mazhar olmuş. ‘Ya Rabbi! Gâvurcuklarımı koru.’ diye o isimle dua edince toplar tesir etmiyor..."
"Bunun üzerine Akşemseddin kırk gün çalışıyor. Cibali Baba’nın mazhar olduğu o isme kendi de mazhar oluyor. Hatta onu geçiyor. O isme mazhariyetle gelmiş olduğu makamdan onu azlediyor. Bundan sonra atılan toplar hedefi vuruyor. Böylece uzun ve yorucu bir muhasaradan sonra İstanbul fethediliyor.”
Zübeyir Ağabey bunu naklettikten sonra şunu ilâve etti:
“Bazen böyle meczup veliler, birçok şuurlu velinin dualarının önüne geçiyor. Meselâ, Medine’de bulunan Kambur Kutbun, Üstadımız'ın dualarının önüne geçmesi gibi...”
Yazar : Risale Forum
Halbuki, en ziyade hasta sensin.
Sen, evvel kendine tabib ara, şifa bul;
sonra başkasının şifasına çalış.
........
Sosyal İmleme