Soru 1:İbadet Nedir ?
İbâdetin mânâsı şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp, kemâl-i Rubûbiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.
Yani, Rubûbiyetin saltanatı, nasıl ki ubûdiyeti ve itaati ister; Rubûbiyetin kudsiyeti, pâklığı dahi ister ki, abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekâisten pâk ve müberrâ ve ehl-i dalâletin efkâr-ı bâtılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusurâtından mukaddes ve muarrâ olduğunu tesbih ile, "SübhanAllah" -1- ile ilân etsin.
Hem de, Rubûbiyetin kemâl-i kudreti dahi ister ki, abd, kendi zaafını ve mahlûkatın aczini görmekle, kudret-i Samedâniyenin azamet-i âsârına karşı istihsan ve hayret içinde " Allahu Ekber" -2- deyip, huzû ile rükûa gidip, Ona ilticâ ve tevekkül etsin.
Hem, Rubûbiyetin nihayetsiz hazîne-i rahmeti de ister ki, abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlûkatın fakr ve ihtiyacâtını suâl ve duâ lisâniyle izhâr ve Rabbinin ihsan ve in'âmâtını şükür ve senâ ile ve "Elhamdulillah" -3- ile ilân etsin.
Demek, namazın ef'âl ve akvâli, bu mânâları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı İlâhîden vaz' edilmişler.
Sözler - Dokuzuncu Söz
Ustadımız Bediüzzaman sair risalede bu hususu Allah'a asker olmak olarak anlamamızı sağlıyor. Askerliğin hassası ve gerekliliği ne ise ki Asker ancak kendisine verilen vazifeyi yerine getirmek ile mükelleftir ve bunun dışındaki hiçbir icraat ve iş ile meşgul olmaz..
Birinci Lema da ise müsbet ve menfi olmak üzere ibadeti iki çeşit olduğunu müsbet ibadetin beden ve mal ile yapılan ibadet olduğu, dini olmamak şartıyla hastalık ve müsibetlerin, iyi niyet ve mübah dünyevi amellerin ise menfi ibadet olacağını bildirmekte..