LEMALAR NOTLARI ( İndex )

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
1035.jpg

•“Günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra ta nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.”sh:15

•Günahlar kalbi yaralıyor, o yaralar da zamanla vesvese ve şüphe mikropları üreterek kalbi öldürebiliyor.sh:15

•“Her bir günah içinde küfre gidecek yol vardır.”sh:15

• Vesvese ve şüpheler;
a. imanın sıhhatini zedeler.
b.Allah’ı anmaktan lisanı nefretkarane uzaklaştırıyor.sh:15

• İstiğfar cehenneme karşı bir siperdir.sh:15

• “Hayat musibetlerle ,hastalıklarla
a. Tasaffi eder.
b. Kemal bulur.
c. Kuvvet bulur.
d. Terakki eder.
e. Netice verir.
f. Tekemmül eder.
g. Vazife-i hayatiyeyi yapar.”sh:16

• “Zeval-i lezzet elemdir” sh:16
• “Asıl musibet ve muzır musibet dine gelen musibettir.”sh:18
• “Dini olmayan musibetler hakikat noktasında musibet değildirler.”sh:18
• Musibetlerin nev’ileri
• a.Bir kısmı ihtar-ı Rahmanidir.
• b.Keffaretüzunubtur.
• c.Bir kısmı acz ve zaafını hissettirerek samimi kullukla bir nevi huzur vermektir.sh:18
• “Kaderi tenkit eden başını örse vurur, kırar. Rahmet-i ittiham eden rahmetten mahrum kalır.”sh:18
• “Maddi musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür. “Sh:18
• “Musibete giriftar olan adam itirazkarane şekva ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor.” Sh:18
• “Her zamanın bir hükmü var.” Sh:19
• “Baki yoluna sarf olunan her şey bir nevi bekaya mahzar olur.” Sh:22
• “Baki-i hakikinin muhabbet, marifet, rızası yolunda bir saniye bir senedir.”Sh:22
• Sinetül firak senetün, ve seetül visal sinetün. (firakın bir saniyesi bir sene kadar uzundur Ve visalin bir senesi bir saniye kadar kısadır) sh:22
• Ardül felati maal adai fincan semmül hıyati maal ahbabi meydan. (sahra düşmanla beraber bir fincan kadar dar iğne deliği dostlarla beraber bir meydan kadar geniştir.)
• “Maddi ve süfli muhabbetler için bütün mazi ve müstakbel firakla doludur.sh:23
• “Bakiye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mahzar olur.sh:23
• “Allah için işleyiniz
Allah için görüşünüz
Allah için çalışınız.” Sh:23
• “Sünnet-i seniyyeye ittibaı terk eden hakiki ehl-i beytten olmadığı gibi âl-i beyte hakiki dost da olamaz.”sh:28
• Üstad, ehl-i sünnetin hilafet sıralaması hususunda kanaatleri için ehl-i sünnet vel cemaatin davası haktır diyor. Sh:28
• Hz. Ali’ye iki cihette bakmak gerekiyor.
1-şahsi kemalat ve fazilet
2-ehl-i beyti temsil ciheti. Sh:29
• Hz. Ebubekir ve Ömer’in (ra) İslam’a hizmetleri sair ashabtan daha fazla. Sh:29
• Hz. Ali hakkında peygamberin senası ehl-i beytin mümessili olduğu cihettedir. Sh:29
• Ehl-i rivayet meslek itibariyle muhabbet ile mürşitlerine bakarlar.muhabbetin şe’ni ifrattır. Mahbubunu makamından fazla görmek arzu ediyor.
• Her şeyin ifrat ve tefriti iyi değildir. Sh:31
• Ehl-i sünnet ile şia arasında ihtilaf;
• manasız
• hakikatsız
• haksız
• zararlı olan nizaadır. Sh:32
• Üstada göre Uhudda halin sahabeleri istikbalin sahabelerine mağlup olmuşlardır. Sh:35
• Sahabeler peygamberlerden sonra insanlık içimde en mümtaz cemaattir.sh:36
• Hz. Ali’nin torunu Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelabidin günde. 1000 rekat namaz kılıyor sh:38
• “Her bir ayetin çok tabaka-i manaları var. Kur’an ilm-i muhitten geldiği için bütün manalar murad olabilir. İnsanın cüz’i fikri ve şahsi iradesiyle olan kelamlar gibi bir iki manaya inhisar etmez. Sh:40
• Makam sevgisi, şan ve şöhret gibi şeyler insanın ömrünü zehirliyor. Sh:46
• Bu zaman inatçı bir zaman. Sh:46
• Üstad, risalelere işaretleri yazmasına çok teşvike ve teselliye muhtaç oldukları için yazdıklarını söylüyor. Sh:46
• Üstadımız 1326 senesinde manevi mücahedeye atılmış. Sh:48
• Üstad ilklerden 4 ağabey hakkında şunları söylüyor.
- Hulusi ihlasıyla
- Sabri takdiriyle
- Süleyman sadakatıyla
- Bekir (ağa) hizmet ve gayretiyle, hizmet-i Kur’aniye de bulundular. Sh:52
• İşarat-ül icaz tefsirinin telif tarihi 1332(1916) .sh:53
• “Ehl-i dünyanın telsiz, telgraf, ve telefonları şarktan garba gittiği gibi işte ehl-i hakikatın da maziden dokuz yüz sene mesafe-i azimeden müstakbele böyle manevi telefonları işleyebilir ve manevi teleskopları görebilir.”sh:55
• Üstad, Abdülkadir Geylani (ks) için ;”Hazret-i Şeyh şimdiki Kur’an-ı Hakim’in şakirdlerine biiznillah üstadlık ediyor, bihavlillah şefkati altında himaye ediyor.”sh:55
• “Ulum-u İslamiyeyi mahvetmek niyetiyle kütüphaneleri Dicle ve Fırat nehrine atan Hülagü felaketi…”sh:61
• Üstad medreselerini kapanmasıyla ilgili şu yorumu yapıyor:”Ulum-u İslamiyeye perde çeken şakiler.”sh:61
• Üstadımız Ahirzaman fitnesinin başlangıç tarihinin 1293[1876m.] olduğunu bildiriyor.sh:66
• Üstadımız Ahirzaman fitnesinin maneviyat yönüyle en elim zamanın 1344-45[1928-29m] bu tarihlerin kendisinin esaret döneminin en elim ,en sıkıntılı bir devresine işaret ettiğini söylüyor.sh:66
• “Fitne-i ahirzamanın müddeti uzundur.Biz bir faslındayız.”sh:67
• Üstad 20. yy. için “asr-ı acib tabirini kullanıyor.sh:69
• Nakşibendi tarikatında İmam-ı Rabbani’den sonra en mühim isim Mevlana Halid-i Bağdadi’dir.sh:70
• Mevlana Halid-i Bağdadi, Hz. Osman(r.a)’ın soyundandır.sh:71
• Üstad’ın yağmur duası için ilginç bir yöntemi:61 adet Yasin bir kamışa okunup üflenerek , kamış suya konuluyor. Yasinler hürmetine yağmur talep ediliyor.sh:79
• Üstad 9.Lem’ada “Vahdet-i vücudun ince kusurlarını “anlatıyor.sh:84
• Üstad, Muhyiddin-i Arabi için “Muhyiddin gibi müthiş bir harika-i hakikat ,bir dahiye-i ilm-i esrar” olarak zikrediyor.sh:85
• “Hazret-i Muhyiddin-i aldatmaz fakat aldanır. Hadidir, fakat her kitabında mühdi olamıyor.”sh:85
• Vahdet-i vücud meşrebi varlığı hayal olarak görür.sh:85
• Muhyiddin-i Arabi zayıf tevillerle, tekellüflü bir surette, bazı ayetleri meşrebine ve meşhudatına tatbik ediyor, ayetlerin sarahatini incitiyor. sh:85
• Muhyiddin Arabinin kendine mahsus bir makamı var, hem makbulinden.Ama mizansız keşfiyatında hudutları çiğnemiş ve cumhur-u muhakkikine muhalefet etmiş.sh:85
• “Muhyiddin-i Arabi’nin eserlerinden istikametkarane istifade nadir oluyor. Hatta çok muhakkikin-i asfiya o kıymettar asarını mütalaa etmeye revaç göstermiyorlar, hatta bazıları men ediyor.sh:85
• “Eşyanın bir vücudu vardır ve sabittir.”sh:86
• “İlm-i Cifri meraklı ve zevkli bir meşgale olduğundan vazife-i hakikiyeden alıkoyup, meşgul ediyor.”sh:87
• Üstadımız cifr ilminin su-i istimale açık olduğunu bildiriyor:”Cifr gibi muhkem kaidelere merbut olmayan ulum-u hafiyede su-i istimal girip şarlatanların istifade etme ihtimalidir.”sh:87
• “Sarahat-i Kur’aniye tevil kaldırmaz.”sh:88
• “Memurat ve menhiyat-ı şer’iyede illet emr-i ilahidir.Maslahatlar ve hikmetler ise müteveccihtirler.”sh:89
• “İnsan beslendiği şeyle mizacı müteessir olduğuna delil “kırk günde her gün et yiyen kasavet-i kalbiyeye duçar olduğu” darb-ı mesel hükmüne geçmesidir.”sh:89
• Vahdet-i vücutçuların yanılmalarının sebepleri:
1. Mertebe-i Rububiyetin hallakiyetini zihinlerine sığıştıramadıklarından ve sırr-ı ehadiyeti kavrayamadıklarından.
2. Aşk meşrebinin kainattaki korkunç firaklardan ürküp her şeyde bir beka araması sh:90
• Gavs-ı Azam Şeyh Abdülkadir Geylani bu hizmetin başında izn-i ilahi ile nezaret edip himmet ve duasıyla yardım etmekte.sh:93
• Hizmet ciddiyet isteyen bir mesele.sh:95
• “Kudsi safi bir hizmet-i Kur’aniye gayet temiz kendine mahsus parmakları başka bir işe karıştırmak istemiyor.”sh:96
• Hafız Tevfik ağabey nurlardan 8 ay istifade edemediği bir zaman olmuş.Bunun sebebini kendisi şöyle izah ediyor:”Hakaik-i Kur’aniye nurdur, ziyadır.Tasannu , temellük, tezellül zulmetleriyle birleşemiyor.”sh:97
• “Sünnet-i seniyyeyi esas tutan Habibullah’ın zılli altında makam-ı mahbubiyete mazhardır.”sh:102
• Maneviyat yolunda rehbersizlik nefsi gurura, aklı şaşkınlığa, ef’ali ise sapmaya götürüyor.sh:102
• Eğer Allah’a muhabbetiniz varsa Habibullah’a ittiba edilecek. ittiba edilmezse netice veriyor ki muhabbetiniz yoktur.
• Sünnet-i Seniyyenin kısımları
1-vacipler
2-nafileler
a)ibadete dair sünnetler
b)adaba dair sünnetler sh:105
• En küçük bir adabın müraatı dahi Resul-i Ekrem (ASM)’ ı hatıra getiriyor. Kalbe bir nur veriyor. sh:105
• Sünnetin en mühim kısmı şeaire taalluk eden sünnetlerdir. Sh:105
• Sünnet-i seniyye bir edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur, bir edep bulunmasın. Sh:105
• Edebin envaını Cenab-ı hak Habibinde cem etmiştir. Onun sünnet-i seniyyesini terk eden edebi terk eder. Sh:106
• “Şeriat-ı Muhammediye ve Sünnet-i Ahmediye’de hiçbir mesele yoktur ki, altında bir nur bir edeb bulunmasın.”sh:107
• “Sünnet-i seniyyenin her bir nevine tamamen bilfiil ittiba etmek ehass-ı havasa dahi ancak müyesser olur.”sh:108
• “Ahkam-ı ubudiyette yeni icadlar bidattır.”sh:108
• Üstad İmam-ı Rabbani hazretleri için “hakikat ve şeriatın bir kahramanı” diyor.sh:108
• “Sünnet-i seniyye saadet-i dareynin temel taşıdır ve kemalatın madeni ve menbaıdır.”sh:108
• “İnsan için en mühim, ãli maksad Cenab-ı Hakkın muhabbetine mahzar olmaktır.”sh:109
• “Sünnete ittiba etmeyen tembellik ederse hasaret-i azime, ehemmiyetsiz görürse cinayet-i azime, tekzibini işmam eden tenkit ise dalalet-i azimedir.”sh:111
• “Adetlerin terki helaketlerin sebeblerindendir.”sh:114
• Arz küresi semavatın kalbi hükmündedir.
• Kur’anı bilim ve felsefenin değişken hükümleriyle tefsir O’nun icazına perde olur.sh:117
• “Feza –yı alem nihayetsiz bir boşluk değil, belki “esir” dedikleri madde ile doludur.”sh:118
• Şeytan ve avanelerine karşı zırhımız: takva;siperimiz:Sünnet-i Resulullah(asm); silahlarımız: istiaze, istiğfar, hıfz-ı İlahiye’ye iltica”sh:123
• Belagatın tarifi:
• Halin gereklerine uygun söz söylemek. Sh:123
• Mübalağa kelam israfıdır.sh:123
• Üstadımız 6. desisede Usul-iddin ilminin iki meşhur kaidesini zikrediyor:
1. İnnel imkane zatilyünafi’l yakine’l ilmiye [muhakkak ki bir şeyin zatında mümkün olması, o şeyin öyle olmadığı hakkındaki yakini ilmimize zarar vermez.]
2. La ibrete lilihtimali gayri naşi an delil[bir emareden gelmeyen bir ihtimal-i zati ise, bir imkan-ı zihni olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun.] sh:126
• “Halk-ı şer şer değil, belki kesb-i şer şerdir.”sh:127
• “Nefs-i insaniye muaccel ve hazır bir dirhem lezzeti, müeccel gaib bir batman lezzete tercihe ettiği gibi, hazır bir tokat korkusundan ileride bir sene azaptan daha ziyade çekinir.”sh:127
• “İnsanda hissiyat galib olsa aklın muhakemesini dinlemez. Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz bir lezzet-i hazırayı ileride gayet büyük bir mükafata tercih eder.”Sh:127
• “Kebairi işlemek imansızlıktan gelmiyor. Belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir.”sh:127
• “Ehl-i sünnet velcemaat olan ehl-i hak mezhebini karargah yap.”sh:128
• “İblisin en mühim kendisine tabi olanları inkar ettirmektir.”sh:132
• Bu zamanda insanların çoğunun materyalist felsefelerle zihinleri bulanmış durumda.sh:132
• “İnsan küçük bir alem olduğu gibi alem dahi küçük bir insandır.”sh:133
• “İnsandaki kuvve-i hafızanın vücudu Levh-i Mahfuzun Vücuduna kat’i bir delildir.”sh:133
• “Hilkat-ı Kainatın bir netice-i azamı ubudiyet-i insaniyedir.”sh:133
• “Ehl-i imanla bütün Kainat alakadardır.”sh:136
• Allah’ın varlığı inkar edildiğinde geriye şöyle bir seçenek kalıyor:Her bir zerrede :Uluhiyet-i mutlaka ; İlm-i Muhit; Hadsiz Kudret sh:137
• “Şeytanın mühim bir desisesi insana kusurunu itiraf ettirmemektir. Ta ki istiğfar ve istiaze yolu kapansın.” Sh:138
• “Nefsini ittiham eden kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden istiğfar eder. İstiğfar eden istiaze eder, Şeytanın şerrinden kurtulur.”sh:138
• “Eğer bir adamın iyilikleri fenalıklarına kemmiyeten ve keyfiyeten ziyade gelse, o adam muhabbet ve hürmete layıktır.”sh:138
• “İnsan fıtratındaki zulüm damarıyla şeytanın telkiniyle bir zatın yüz hasenatını bir tek seyyie yüzünden unutur, mümin kardeşine adavet eder, günahlara girer.”sh:138
• Dini, şahsi sosyal hayatımız selameti, fikir sıhhati, bakış istikameti, kalb selametine sahib olmanın yegane çaresi amellerimizi kitap ve sünnet ölçü ve mizanlarıyla tartmaktır.sh:139
• Üstad Eski Said döneminde Astronomi [felekiyyun] ilmini de mütalaa etmiş. Zaman zaman eserlerinde ondan da misaller veriyor.sh:141
• “Mukadderat bazı şeraitle vukua gelirken geri kalır.”sh:
• Ehl-i keşifin müttali olduğu kader, kader-i muallak, şarta bağlı bir kader. O şartlar oluşmadığı zaman o kader de oluşmuyor. Gayet nadir olarak Levh-i mahfuza keşif çıkar.sh:154
• “Ekseriyetin halis duası dahi ferce-i umumiyeyi cezb eder.”sh:155
• “Bu zamanda ehl-i İslamın en mühim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalaletle kalplerin bozulması ve imanın zedelenmesidir.”sh:155
• Üstad İngiliz, İtalyan gibi hükümetleri “kafir” olarak tanımlıyor.sh:155
• Geveze, boşboğaz , sır tutamayan insanlara her şeyi söylememek lazım.sh:156
• “Telakkiyat-ı amme ve kabul-ü ümmet bir nevi hüccet hükmüne geçer.”sh:157
• Münakaşa inşikak ve iftirak’a sebeb . Fikir alışveriş şeklinde, münakaşasız sohbet etmeye insan kendini alıştırmalı.sh:157
• Zülkarneyn, Üstad’a göre Yemen Meliklerinden ve Hızır’dan ders almış bir zat. Afrika’yı feth etmiş. Atlas Okyanusu sahillerinde Güneşin gurubunu temaşa etmiş.sh:159
• “Tarih-i beşeri muntazam surette 3000 seneye kadar gidiyor.”sh:159
• Üstadın yorumuna göre Sedd-i Çin Sedd-i Zülkarneyndir(Sedd-i Zülkarneynin fertlerinden bir ferttir.).sh:160
• Zülkarneyn’den sonra da maddi cihette Salih hükümdarlar, zalim ve vahşi kavimlere karşı maddi sedler inşa ettikleri gibi, mananın padişahları olan Aktab-ı evliyadan toplum içine sızacak fesad ve anarşiye karşı manevi sedler oluşturdular.sh:160
• Üstad Hazretlerine göre Zülkarneyn ve sed külli bir meseledir. Her zaman onu temsil eden cüz’i misalleri olmuş.sh:160
• Üstad eski Pers krallarını “Zülkarneyn misal” tabir ediyor.sh:160
• Kainatta en mühim ve kıymettar 4 şey:
1. Vücud[varlık]
2. Hayat
3. Su
4. Nur[Işık]
• “Rasathanelerdeki aletle bir yağmurun mukaddematını hissedip, vaktini tayin etmek gaibi bilmek değil,belki gaibden çıkıp, alem-i şehadete tekarübü vaktinde bazı mukaddematına ıttıla suretinde bilmektir.”sh:162
• Alametleri ortaya çıkmış bir şey hakkında hüküm vermek gaybı bilmek değildir. Mesela yağmurun belirtileri ortaya çıkmış, meteoroloji bunları tesbitle hüküm veriyor. Sh:102
• Üstad Letaif-i Aşere hususunda fazlaca malumat isteyenlere “Tarık-ı Nakşi muhakkiklerinin” eserlerine müracaat etmelerini söylüyor.sh:163
• “İnsanın mahiyet-i camiasında ve istidat-ı hayatiyesinde çok letaif var. Onlardan on tanesi iştihar etmiş.”sh:164
• “Mahlukat mabudiyetten uzaklık noktasında müsavi oldukları gibi mahlukiyet nisbetinde de birdirler.”sh:166
• İnsan Hilkat şeceresinin en mühim meyvesi ; Mahlukatın en ehemmiyetlisi; mevcudatın en kıymettarı
• Batının dayattığı bilim ve fen insan ruhunda manevi hastalıklara sebebiyet veriyor. Ve Kur’an’a muhatap olmayı zorlaştırıyor. Üstad’ın hayat safahatında bunu müşahede ediyoruz. Sh:167
• Üstada toptan süpürmeci bir mantık yok. İnsafla yaklaşıyor. Avrupa’yı ikiye ve bir kısmını tenkit ediyor. Sh:167
• “Hidayet ve dalalet insanların dereceleri mütefavittir, gafletin mertebeleri de muhteliftir.”sh:172
• “Hassasiyet-i ilmiyenin tezayüdü ile ve her günde otuz bin cenazeyi gösteren mevtin ikazatıyla o gaflet perdesi parçalanıyor. Ecnebilerin tağutlarıyla ve fünun-u tabileriyle dalalete gidenlere ve onları körü körüne taklit edip ittiba edenlere binler nefrin ve tessüfler.”sh:172
• “Nefsül emirde nefiy ispat edilmez. Çünkü ihata lazımdır.”sh:173
• İrtidat vicdanı tefessüh ettirir.sh:174
• “Müminde hırs sebeb-i hasarettir ve sefalettir.”sh:174
• İnsanı dünyaya çağıranlar:
1. Nefis
2. Heva
3. İhtiyaçlar
4. Hisleri
5. Duyguları
6. Şeytanı
7. Dünyanın suri tatlılığı
8. Kötü arkadaşlar sh:174
• “Zaruri kuttan ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa Kafir Zalimleri veya Asya Münafıkları desiseleriyle ya çalar ya gasbediyor.”sh:174
• Üstad Batı medeniyeti için mimsiz medeniyet diyor ki, medeniyet kelimesinin başındaki mim kalkarsa geriye deniyyet[alçaklık] kalır. Sh:174
• “İtikadı sarsılmış ,ahlakı bozulmuş 100 fasıkın idaresi ve onlar içinde asayiş temini binler ehl-i salahatın idaresinden daha müşkildir.”sh:174
• “Cenab-ı Hakk kemal-i kereminden hizmetin mükafatını hizmet içinde dercetmiştir.”sh:175
• “Nev-i beşerde nübüvvet, beşerdeki hayır ve kemalatın fezlekesi ve esasıdır.”sh:178
• “Din-i hak saadetin fihristesidir.”sh:178
• “İman bir hüsn-ü münezzeh ve mücerreddir.”sh:178
• “Benim gibi, nefs-i emmareyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkardır. Bir lezzet verse, bin elem takar çektirir. Bir üzüm yedirse yüz tokat vurur.”sh:181
• “Tarık-ı hakta çalışan ve mücahede edenler yalnız kendi vazifelerini düşünmek lazım gelirken, Cenab-ı Hakk’a ait vazifeyi düşünüp harekatını ona bina ederek hataya düşerler.”sh:182
• Üstad-ı mutlak,Mukteda-yı külli, Rehber-i ekmel olan RESUL-U EKREM ALEYHİSSALATİ VESSELAM.sh:183
• “Ubudiyet emr-i ilahiye ve Rıza-yı ilahiye bakar.”sh:183
• “100 hasiyeti(özellik,tesir) bulunan Evrad-ı kudsiye
1000 hasiyeti bulunan Cevşen-i Kebir.” sh:183
• “Esma-i ilahi’nin cilvesinin tenevvülere göre meratib var.”sh:184
• Ubudiyetin esasları
1.Acz
2.Fakr
3.Kusur ve noksanı bilmek
4.Niyaz ve dergah-ı uluhiyete secde.”sh:184
• “Medar-ı necat ve halas yalnız ihlastır.”sh:184
• “Bir zerre ihlaslı amel batmanlarla halis olmayana müreccahtır.” Sh:184
• “Cemaatın sayleriyle hasıl olan bir neticeyi veya cemaatın haseneleriyle terettüp eden bir şerefi, bir fazileti o cemaatin reisine veya üstadına vermek hem cemaate, hem de üstad veya reis zulümdür.”sh:186
• “Üstad ve mürşid, masdar ve menba telakki edilmemek gerektir. Belki mahzar ve makes olduklarını bilmek lazımdır.”sh:186
• “Mürşidin ruhu ve kalbi bir ayinedir. Cenab-ı Hakk’tan gelen feyze makes olur. Müridine aksedilmesine de vesile olur. Vesilelikten fazla, feyiz noktasında makam verilmemek lazımdır.”sh:186
• “Hayvaniyetten çık, cismaniyeti bırak. Kalb ve ruhun derece-i hayatına gir.”sh:188
• Bu hayat ve bu vücud bizim temlikimiz değil, bize verilen bir emanet.sh:190
• Ecnebi harflerinin İslam içinde cebren kabül tarihi 1933’tür.sh:193
• Üstad, Sekine isimli meşhur virdi İmam-ı Gazali Hazretlerinin eserlerinden alarak, zamanla evradları değiştiği halde onu devamlı okumuş.sh:197
• “Vehhabilerin ecdadı olan Hariciler…”sh:197
• “Al-i beytine bir cihette düşman olan Vehhabiler…”sh:197
• Üstad, Yezid, Velid, Haccac-ı zalim ile birlikte Emevilere isyan eden Ebu Müslim Horasani’yi de zalemeden sayıyor.sh:199
• Üstad Osmanlı devletinin Maide 54 ayete mazhar olduklarını söylüyor.sh:199
• Osmanlı devleti son dönemlerinde ecnebilerin ve münafıkların müdaheleleri neticesi tam olarak istikameti muhafaza edemedi.sh:200
• İktisat:
1.Manevi şükür
2.Rahmete karşı bir hürmet
3.Bereket sebebi
4.Perhiz, sağlık sebebi
5.İzzet sebebi
6.Lezzeti tam hissetmenin medarı sh:201
• İnsanın RUHU cesedine; KALBİ nefsine; AKLI midesine hakim olmalı.sh:203
• “İktisat etmeyen
a.zillete
b.manen dilencilğe
c.sefalete düşmeye namzettir.sh:203
• “Böyle acib bir zamanda şüpheli mallarda zaruret derecesinde iktifa etmek lazımdır.”sh:204
• “Hayırda israf olmadığı gibi, israfta hayır yoktur”İmam Ebu Hanife. Sh:206
• “Teveccüh-ü nası müraat eden ihlas-ı tamı bulamaz.”sh:208
• “İsraf kanaatsizliği intac eder.”sh:208
• “Kanaat, izzeti intac eder.”sh.208
• “İktisatsız ve israf bereketin kalkmasının sebebi.sh:208
• Üstad, İbn-i Sina için
a. İslam hükemasının Eflatunu
b. Hekimlerin şeyhi
c. Feylesofların üstadı
d. Dahi-yi meşhur diyor.sh:208
• “Sözün güzelliği kısalığındadır.”İbn-i Sina sh:209
• İbn-i Sina der ki;
1. yediğin vakit az ye
2. Yedikten sonra 4-5 saat kadar daha yeme.sh:209
• “Teveccüh-ü nas istenilmez, belki verilir. Verilse de onunla hoşlanılmaz. Hoşlansa, ihlası kaybeder,riyaya girer.”sh:211
• “Hizmet-i diniyyenin mukabilinde dünyada bir şey istenilmemeli ki İHLAS KAÇMASIN.”sh:212
• “Samimi bir ihlas, Şerde dahi olsa neticesiz kalmaz.”sh:212
• Müsbet hareket:kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Sh:213
• Üstad ehl-i kitapla diyaloğun ölçüsünü veriyor:”Hristiyanların hakiki dindar ruhanileriyle dahi medar-ı ihtilaf noktaları MUVAKKATEN MEDAR-I MÜNAKAŞA VE NİZA ETMEYEREK, müşterek düşmanları olan MÜTECAVİZ DİNSİZLERE karşı ittifaka muhtaçtır.”sh:213
• Hırs-ı sevab bir ihtilaf sebebi…sh:213
• “Cenab-ı Hakkın rızası ihlas ile kazanılır, kesret-i etba ve fazla muvaffakiyetle değildir.”sh:214
• “Bazen bir tek kelime sebeb-i necat ve medar-ı rıza olur.”sh:214
• “Bazen bir tek adamın irşadı bin adamın irşadı kadar rıza-yı ilahiye medar olur.”sh:214
• Enaniyetten sıyrılamamak ihtilafın diğer bir sebebi…sh:215
• Şu zamanda ehl-i hakla ittifak ve ihtilafı terk en birinci ve mühim uhrevi bir vazife olmuştur.sh:217
• “Bu manevi cihada küçük mesele zannettiğimiz çok büyük olabilir.”sh:217
• “Hakka hizmet, büyük ve umumi ve kudsi bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’aniyye omzumuza İHSAN-I İLAHİ tarafından konulmuş.”sh:222
• İhlassız hizmet geçiçidir muvakkattır.sh:222
• “Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır manileri olur.”sh:222
• “Bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.”sh:222
• İhlasın dört düsturu:
1. Amelinizde Rıza-yı İlahi olmalı
2. Bu hizmet-i Kur’aniye’de bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemektir.
3. Bütün kuvvetinizi ihlasta ve hakta bilmelisiniz.
4. Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip onların şerefleriyle şakirane iftihar etmektir.sh:222-224
• “Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize; ŞEREFTE, MAKAMDA TEVECCÜHTE hatta MENFAAT-İ MADDİYE gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz.”sh:224
• Üstad “Ben sofi değilim” diyor.sh:224
• “Mesleğimizin esası uhuvvettir.”SH:224
• “Mesleğimiz haliliye olduğu için meşrebimiz hıllettir.”sh:224
• “Cadde-i Kübra-yı Kur’aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etme ihtimali var.”sh:225
• İhlası muhafaza ve kazanmanın yolları:
1. Rabıta-ı mevt
2. İman hakikatlerini okuyarak imanını kuvvetlendirmek.sh:225
• Tul-i emel ihlası zedeliyor, riyaya ve dünyaya sevk ediyor.sh:225
• “Mesleğimiz TARİKAT olmadığı belki HAKİKAT olduğu için…”sh:225
• İhlası kıran sebebler çok. Başlıcaları:
1. Maddi menfaatlerden gelen rekabet
2. Halkın teveccühünü arzulamak
3. Korku
4. Tamah sh:226-228
• “Evet bahtiyar odur ki, Kevser-i Kur’aniden süzülen tatlı büyük bir havuzu kazanmak için bir buz parçası nev’indeki şahsiyetini ve enaniyetini o havuz içinde eritendir.”sh:227
• İçine ihtilaf düşmüş bir cemaat ne kadar kemalata da sahip olsa zamanın bid’a rüzgarları karşısında dayanamaz.sh:228
• “Üstadımızın izahına göre bu zamanda hizmet eden bir şakird 100 şehid sevabını kazanabilir.”sh:229
• “Hayat-ı içtima-i beşeriyede bir çığır açan eğer kainattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz.”sh:232
• Üstad meşreben ve fikren eşitlik prensibini esas almış. Sh:232
• “Cenab-ı Hakk insan nev’ini binler nev’ileri sümbül verecek ve hayvanatın sair binler nev’ileri kadar tabakat gösterecek bir fıtratta yaratmıştır. Sh:232
• “Nev-i insanın tenevvüünün en mühim mayesi ve zembereği, müsabaka ile hakiki imanlı fazilettir.” Sh:232
• “Nev-i beşerin fıtratı ve sırr-ı hikmeti müsavat-ı mutlaka kanununa göre zıttır.”sh:232
• 20. yüzyıla hürriyetler asrı demişler. Ama aslında “Hürriyet perdesi altında müdhiş bir istibdadı taşıyan şu asrın gaddar yüzü…”sh:233
• “İmanlı fazilet medar-ı tahakküm olmadığı gibi sebeb-i istibdad da olamaz.” Sh:233
• “Kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal her ferdin en mühim meselesidir.”sh:234
• “Mütekebbirlere karşı tevazu, tezellül zannedildiğinden tevazu etmemek gerektir.” Sh:235
• “Üstad’ın talebeleri diyor ki: “Sinek gibi bir mahlukun üstadımızı taciz etmemesi neslinden olan Abdülkadir-i Geylani’den irsiyet almıştır.””sh:237
• Isparta kahramanlarına göre üstadımızın seyyidliği kat’idir. Sh:237
• “Risale-i Nur’un mesleği NEZİHANE, NAZİKANE, KAVL-İ LEYYİN’dir.” Sh:238
• Dil kalbte tüten manalara aynadır. İnsanlar düşündükleri ve hissettikleri şeyleri konuşurlar. Sh:239
• Ehl-i imanın bilmeyerek kulladığı üç dehşetli söz
1. Sebebler yapıyor.
2. Kendi kendine oluyor.
3. Tabiat yapıyor. Sh:239
• “Bir sineğin küçücük cismi, kainatın ekser anasır ve esbabıyla alakadardır. Belki bir hülasasıdır.”sh:241
• İbadet manevi yaralara ilaç hükmündedir.sh:250
• “İbadeti terk eden mevcudatın ibadetini görmez ve göremez.”sh:250
• “Nasıl ki, küfür mevcudata karşı bir tahkirdir; terk-i ibadet dahi, Kainatın kemalatını bir inkardır.”sh:251
• “Kadir-i Mutlak’ın iki tarzda hem ibda, hem inşa suretinde icadı var.” Sh:254
• “Bir baharda üçyüzbin enva-ı zihayat mahlukatın şekillerini sıfatlarını belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten var eden bir kudrete karşı “yoğu var edemez” diyen adam yok olmalı.” Sh:254
• “Tesettür kadınlar için fıtridir ve fıtratları iktiza ediyor.” Sh:255
• “Medeniyetin ref-i tesettürü hilaf-ı fıtrattır.”sh:256
• “Şer’an koca, karıya küfüv olmalı yani birbiriyle münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak en mühim diyanet noktasıdır.”sh:257
• Bir ailenin saadet-i hayatiyesi karı-koca arasında;
1. Karşılıklı emniyet
2. Samimi hürmet
3. Sevgi ile kaim sh:257
• Üstad hanımların şefkat kahramanı olduğunu söylüyor. Sh:259
• “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi onun validesidir.”sh:260
• “İnsanı hususan Müslümanın tahassüngahı ve bir nev’i cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır.”sh:261
• Bu zamanda ;
a. aile hayatının
b. dünya mutluluğunun
c. ahiret saadetinin
d. kadınlardaki ulvi hislerin gelişiminin şartı daire-i şeriattaki adab-ı İslamiyet’le olabilir. Sh:262
• Üstad hazretleri kadını bozmaya çalışan, ahlaksızlığı teşvik eden gizli bir komiteye beddua ediyor:”Bu mübarekleri ifsat eden komiteler kahrolsunlar.” Sh:262
• “Katiyen biliniz ki, bu hayat-ı dünyeviyede hakiki lezzet iman dairesindedir ve imandadır. Ve amel-i salihanın her birisinde bir manevi lezzet var.”sh:263
• “Dalalet ve sefahatte bu dünyada dahi gayet acı ve çirkin elemler bulunduğunu R.Nur yüzer kati delillerle ispat etmiştir.” Sh:263
• “Bazı sabir ve şakir hastaların bir dakikalık hastalığı bir saat ibadet hükmüne geçtiği ve bazı kamillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği rivayat-ı sahiha ve keşfiyat-ı sadıka ile sabittir.”sh:265
• “İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak için gelmediğine mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahittir.”sh:265
• “Elem ve musibetler Esma-i ilahinin bir kısım ahkamını izhar içindir. Sh:266
• “Hastalık, sabun gibi günahların kirlerini yıkar, temizler.”sh:268
• “Günahlar hayat-ı ebediyede daimi hastalıklardır” sh:268
• Allah’ı tanımayanın dünya dolusu bela başında vardır. Allah’ı tanıyanın dünyası, nurla ve manevi sürurla doludur, derecesine göre, iman kuvvetiyle hisseder.”sh:269
• Ölüm, nazar-ı gafletle ve zahiri cihetinden dehşetli görünür.”sh:269
• “Ecel birdir, tagayyür etmez.”sh:269
• “Ölüm zahiren göründüğü gibi dehşetli deil.”sh.269
• “Ehl-i iman için ölüm, rahmet kapısıdır, ehl-i dalalet için zulümat-ı ebediye kuyusudur.”sh:269
• “Merak, hastalığı ikileştirir.”sh:269
• “Madem her vakit ecel gelebilir. Eğer insanı gaflet içinde yakalarsa, ebedi hayatına çok zarar verebilir.”sh:271
• Manevi şehitliğe vesile olan hastalıklar;
a-Çocuk doğurmadan gelen hastalıklar
b-karın sancısından
c-Boğulmak
d-Yanmak
e-Veba gibi hastalıklar.sh: 273
• “Hastalık dünya aşkını ve alakasını hafifleştirdiğinden.”sh.273
• Hastanın halini sormak sünnettir.sh:273
• Hastalık duaların kabulüne mühim bir vesile.sh:273
• “Tedavi için ilaçları almak meşrududur, fakat tesiri ve şifayı Cenab-ı Haktan bilmek gerekir.”sh:276
• “Hazık, mütedeyyin hekimlerin tavsiyelerini tutmak ehemmiyetli bir ilaçtır.”sh.276
• Ekser hastalıklar; a- Sui istimalattan
b-Perhizsizlikten
c-İsraftan
d- Hatalardan
e-Sefahatten
f- Dikkatsizlikten ileri geliyor. Sh:276

• Evham hastalığın dozajını artırıyor. Sh.276
• “Mümin için nuzul mübarek sayılıyor. Bunu çoktan ehl-i velayetten işitiyordum.”sh:277
• Ehlullah; 1- Cenab-ı Hakka vasıl olmak
2-Dünyanın azim manevi tehlikelerinden kurtulmak
3-saadet-i ebediyyeyi temin etmek için iki yol bulmuşlar;
1-Rabıta-i Mevt
2-Çile ve Riyazet. Sh.277
• Çocukların hastalıkları: 1- O nazik vücutlara bir idman
2-Bir riyazat
3-İleride dünya sıkıntılarına mukavemet için bir şırınga
4-Bir Rabbani terbiye
5- Ahiretteki makamların artmasına bir vesile gibi hikmetleri var. Sh: 278

• “Bedbaht bir veled, eğer ebeveynini rencide etse, azab-ı uhreviden başka dünyada çok felaketlerle cezasını gördüğü çok vukuatla sabittir.”sh.278
• “İman ilacı ise, feraizi mümkün oldukça yerine getirmekle tesirini gösteriyor.”sh:279
• İmanın tesirsiz kalmasına 4 amil:
a-Gaflet
b-Sefahat
c-Nefsani arzulara tabi olmak
d-Levhiyat-ı gayr-i meşrua sh:279

• “Bir zaman, gençlik gecesinin uykusundan ihtiyarlık sabahıyla uyandığım vakit kendime baktım. Vücudum kabir tarafına bir inişten koşar gibi iniyor.” Sh:282
• Peygamber efendimiz(sav) Allah’ın sonsuz rahmetinin lisanı; misali; timsali; dellalı; mümessilidir. Sh:283
• “Biz gidiyoruz aldanmakta fayda yok. Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar. Sevkiyat var. “sh:283
• Ölümün bize korkunç görünen yüzü, gafletten ve dinsizlerin zehirli vehimlerinden öyle görünür. Sh:283
• Sünnete ittiba, berzah karanlığında aydınlatıyor. Sh:283
• Leyle-i Kadirde Kur’anın her bir harfine 30 bin sevap veriliyor. Sh:284
• Kur’an Allah’ın (cc)
a. Rububiyet-i mutlakası
b. Azamet-i Uluhiyeti
c. İhata-i rahmetinden gelen bir fermandır. Sh:284
• Kur’an hazinesinin anahtarı 4’tür:
1. İman
2. Teslim
3. Dinleyip kabül etmek
4. Okumaktır. Sh:284
• Üstad hazretleri 1921’de45 yaşında inziva arzusuyla Yuşa tepesine çekilmiş. Sh:284
• 45’li yaşlar ihtiyarlığın mebdei sh:284
• Üstadımız Ankara hükümetinin çağrısıyla 1922’nin sonbaharında oraya gidiyor. Ankara kalesine de çıkmış. Sh:287
• “Şanlı Osmanlı Devleti” sh:287
• Üstad o sırada Ankara da en kara bir halet-i ruhiye hissetmiş. Sh:287
• MEDAR-I EZVAK olan gençlik gidiyor. MENŞE-İ AHZAN olan ihtiyarlık yerine geliyor. Sh:290
• Ölümün peçesi gerçi karanlık, siyah, çirkin ise de fakat mümin için asıl siması nuranidir, güzeldir. Sh:290
• Üstada göre gençlik “Eğer istikamet, iffet, takva olmazsa çok tehlikeleri var. Taşkınlıklarıyla saadet-i ebediyyesini ve hayat-ı uhreviyesini zedeler. Belki hayat-ı uhreviyesini de berbad eder.” Sh:291
• Ekser insanlarda gençlik zararlı düşüyor. Sh:291
• Üstadımız birinci cihan harbini anlatma sadedinde “harb-i umumiyi gören ihtiyardır” der. Sh:292
• Üstad Rusya’da ed-sareten firarı için “Gayet hilaf-ı memul bir surette, yayan gidilse bir senelik mesafe de, tek başımla Rusça bilmediğim halde firar ettim. Zaaf ve aczime binaen gelen inayet-i ilahiye ile harika bir surette kurtuldum. Ta Varşova ve Avusturya’ya uğrayarak İstanbul’a kadar geldim ki, bu surette kolaylıkla kurtulmak pek harika olmuştu. Rusça bilen en cesur ve kurnaz adamların muvaffak olamadıkları çok teshilat ve kolaylıkla o uzun firari seyahatı bitirdim.”sh:293
• Masumiyet kesb eden imanlı ihtiyarların rızıkları da bereket suretinde gönderiliyor. Sh:293
• Eski Said’in on senelik gençliğini bana verseler, ben şimdi yeni Said’in bir senelik ihtiyarlığına vermeyeceğim. Sh:294
• Siyasi nazar, siyasetle uğraşma, enfusi tefekkürden, muhasebeden insanı alıkoyuyor, afaka dağıtıyor. Sh:295
• Üstad, Eyyüb Sultan camiinin mahfelindeki küçük odalara sık sık girer, tefekkür edermiş. Sh:295
• Üstad İstanbul’u çok sevdiğini dile getiriyor. Sh:295
• Üstad Eski Said döneminde ara sıra sinemaya ibret için gitmiş. Sh:295
• Dünya cenneti gibi İstanbul. Sh:295
• Üstada göre mevkice İstanbul’un en güzel yeri Çamlıcadır. Sh:296
• Avrupa felsefesi ruhu kirlenip, manevi terakkiye engel oluyor. Sh:296
• Namaz ve dua, imanı ışıklandırıp, inkişaf ettiriyor. Sh:301
• Üstad yeğeni Abdurrahman’ın “deha derecesinde zekaya malik” olduğunu söylüyor. Sh:301
• Üstad talebesi olacak zatta; zekavet, sadakat, vefa, cesaret gibi özellikler arıyor. Sh:302
• Abdurrahman abi üstaddan bir müddet ayrı kalmış, içtimai hayata karışmış ve dolayısıyla manevi yaralar almış. Daha sonra Üstadın gönderdiği bir risale on yaralarını tedavi etmiş. Sh:301
• Üstad Abdurrahman ağabeyin vefatıyla çok sarsılmış. “beş senedir o tesir
altındayım diyor” diyor. sh:302
• Üstad merhum validesinin vefatına da çok üzülmüş. “benim merhume validemin vefatıyla hususi dünyamın yarısı onun vefatıyla vefat etmiş diyordum”. Sh:302
• Üstad Abdurrahman ağabeyi kendisinden sonra yerine geçecek bir ‘hayrul halef’’görmüş.Sh:302
• Abdurrahman ağabey, Üstad 55 yaşındayken yani 1931’de vefat etmiş. Demek ki İhtiyarlar risalesinin yazılış tarihi 1936’dır. Sh:302
• Herkeste olduğu gibi Üstad’da da daüssıla tabir edilen sıla hasreti varmış.sh:302
• Büyüklerde hayal kuvveti güçlü. Sh:305
• “En ziyade insanı öldüren ahbabdan müfarakattır.”sh:306
• “Eskiden beri şairler şiirlerinde ahbaplarıyla görüştükleri menzillerin mürur-u zamanla harebegahlarına ağlamışlar” sh:306
• Üstad gibi büyüklerde şefkat ve acımak hissi çok gelişmiş oluyor. Sh:310
• “Bende fıtri olan ziyade acımaklık ve şefkat binler Müslüman evlatlarının hatta masum hayvanların teellümlerine karşı dahi bir rikkat, bir elem o sırr-ı şefkatle hissediyorum.”sh:311
• Üstad hazretlerinde bir çok hakikat bir ayetin çok tekrarı ve tefekkürü sonucu meydana gelmiştir. Mesela 14.ricadaki meseleler Âl-i İmran 173 ayeti günde beş yüz defa okurken meydana gelmiştir. Sh:311
• Üstad, Afyon hapsinde dondurucu soğukta, sobasız bir hücre hapsine kendisini gönderen zalimlerin ıslahı için dua ediyor.sh:316
• Üstad, sorgulaması sırasında “bin müdde-i umumi ve bin emniyet müdürü kadar bu memlekette emniyet-i umumiyeye hizmet etmemişsem-üç defa-Allah beni kahretsin dedim. Sh:316
• “Risale-i Nur gizlenir, fakat sönmez ve söndürülmez.” Sh:324
• Risale-i Nur; Bedi
Nur
Hakim isimlerinin mahzarı. Sh:326

• Üstad Üveysi olarak İmam Gazali’nin, İmam Gazali de Hz. Ali’nin talebesi. Sh:327
• “Ben de şimdiye kadar delilsiz davaları yazmak âdetim değildi. Sh:328
• “Tevafukun beş-altı nevi bize ve mesleğimize medar-ı imtiyaz ve vesile-i teşvik olarak verilmiş.”
• 1934 senesi Risale-i Nur talebeleri için en korkulu bir zaman olmuş sh:328
• Üstad, Cevşen için; “ Âl-i Beytin manevi gayet büyük bir mirası ve bir maden-i feyzi olan Cevşen-i Kebir” diyor. Sh:336
• Üstad, Cevşeni günde bir defa tamamen okumuş ve talebelerine tavsiye etmiş. Sh:336
• “Mesleğimiz şükürdür ve her şeyde bir vech-i Rahmeti görmektir.”sh:337
• “Hikmet-i beşeriyenin nazarı kasırdır.” Sh:338
• Üstad, hayvanların bile ahirette onlara münasip tarzda ceza ve mükafat alacaklarını söylüyor. sh:339
• Demir, insanoğlunun bütün sanatlarının madeni, terakkisinin menbaı ve kuvvetidir. Sh.342
• Kelam-ı ezeli, ilim, kudret gibi sıfat-ı ilahiye olduğu cihetle gayrı mütenahidir. Sh:344
• Bir zatın vücudunu ihsas eden en zahir, en kuvvetli eser tekellümüdür. Sh:344
• Üstad vahdet-i vücud meselesini bu zamanda gündeme getirmenin cidden zarar vereceğini söylüyor. sh:346
• Üstad, Muhyiddin İbn-i Arabi için “Ulum-u İslamiyenin bir mucizesi” tabirirni kullanıyor. Sh:347
• Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi merhum Muhyiddin Arabi’yi hafife alıyor. Küçük görüyor. Ve bu konuda yanılıyor. Sh:347
• Muhyiddin, kendisi hadi be makbuldür. Fakat her kitabında muhdi ve mürşid olamıyor. Sh:347
• Muhyiddin Arabi çok defa mizansız gitmiş, yanılmış. Sh:347
• Üstada göre fikirlerde isabet Ehl-i sünnet kaidelerine ittibayla mümkün.sh:347
• Hakikatte dahi olsa taassup bazen insanın gözünü kör eder. Sh:347
• Musa Carullah Bigiyef hakkında Üstadın yorumu “ziyade teceddüde taraftar ve asriliğe mümaşaatkar efkarıyla çok yanlış gidiyor. Bazı hakaik-i İslamiyeyi yanlış tevillerle tahrif ediyor”. Sh:347
• Bu zamanda Muhyiddin’in kitapları hususen Vahdetül Vücuda dair meselelerini okumak zararlıdır. Sh:347
• Üstad, evrad okurken Tefekkür ederek okuyor ve çeşitli hakikatler kalbine tuluu ediyor. Sh:348
• Sabah namazından sonra yatmak tenbellik ve rehavet veriyor. Sh:348
• Sabah namazının çıkışından güneş doğana kadar ki kerahet vaktinde uyumak rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine sebep. Sh:349
• İkindi sonrası yatmak ta iyi değil. Sh:349
• Bayramlarda gaflet istila edip gayr-i meşru daireye sapmamak için rivayetlerde zikrullaha ve şükre çok azim tergibât vardır. Sh:350
• Şükür nimeti ziyadeleştirir, gaflet ise kaçırır. Sh:350
• Risale-i Nur talebeleri Risale-i Nur’un haricinde nur aramamalı ve aramaz. Eğer ararsa, Risale-i Nur’un penceresinden ışık veren manevi güneşe bedel bir lambayı bulur, belki güneşi kaybeder. Sh:351
• Hem Risale-i Nur’un dairesi çok geniştir. Şakirdleri pek çoktur. Harice kaçanları aramaz. Ehemmiyet vermez, belki daha içine almaz. Sh:351
• Risale-i Nur sahabenin ali seciyesini ve peygamber (asm)’ın nurani meşrebini bu zamanda ders veriyor. Sh:352
• Üstad hazretleri bir Nur talebesinin Risalelere kanaat etmeyip tarikata heves etmesini manasız ve safdillik olarak görüyor. Sh:352
• Üstadımız Mevlana’nın mesnevisi için;
1. Kur’an güneşinden tezahür eden 7 renkten (hakikat) bir hakikatin aynası
olması.
2. Kudsi bir şeref kazanması
3. Bir çok Ehl-i Hakkın ölümsüz bir mürşidi olmasını nazara veriyor. Sh:353
• Mesnevi Kuran’ın 7 hakikatinden birisine ayna olmuşken, Risale-i Nur hepsini birden kendisinde topladığından ehl-i hakikate baki bir rehber ve bir mürşit olmuştur. Sh:353
• “Her şeyde Rahmetin; izini
yüzünü
özünü görmeye çalışmalıyız.” Sh:354

• Kardeşlerimize karşı kötü konuşmalarımız: a-sıkıntıdan
b-ruh darlığından
c-titizlikten
d-nefis veya şeytanın desiselerine kapılmaktan
e-şuursuzluktan ortaya çıkıyor. Sh.354
• Musibetler: 1-Nefis terbiyesi
2-Günahlara kefaret
3-Derecelerin artmasına sebep. Sh.355

• “Kudret hazineleri “kaf”, “nun” dadır. Sh:359
• “Şu asrın nazar-ı maddisi” sh:359
• Toprak Hafiz ve Muhyi isimlerinin mahzarı sh:359
• Su, Fazl ve rahmetin mahzarı, ışık; ilim ve hikmetin ayinesi, hava; emir ve iradenin arşı-sh: 359
• Birinci Meclis’te Üstadın Şark’ta kurmak istediği Üniversiteye 200 milletvekilinden 163 tanesi imza atmış ve 150 bin lira vermişler. Sh.361
• Üstadın Eskişehir tevkifi: 27 Nisan 1935, mahkemenin karar tarihi 19 Ağustos 1935-sh:361
• “Cenab-ı Hakk kemal-i kereminden ve merhametinden ve adaletinden iyilik içinde muaccel bir mükafat ve fenalıklar içinde muaccel bir mücazat derc etmiştir. Sh.362
• “Hürmet verilir, istenilmez.” Sh.363
• “Suizan eden suizanna maruz olur.” Sh:363
• “Bazen Kur’anın bir harfi bir hazine-i maneviyenin anahtarı olur.”sh:369
• “Tezkiyesiz nefsi emaresi olmak şartıyla kendi nefsini beğenen ve seven adam başkasını sevmez. Eğer zahiri sevse de samimi sevemez; belki ondaki menfaat ve lezzetini sever.”sh:369
• Üstadın tefekkür huzmeleri kalbine daha çok evrad-u ezkar ve tesbihat sırasında doğmuş. Sh.375
• Şafii mezhebinde namazda tesbih çekilip, dua edildikten sonra 33 kelime-i tevhid okunuyor. Sh:375
• Kainat sarayını tertemiz tutan bu ulvi, umumi tanzif İsm-i Kuddus’un cilvesi ve muktezasıdır. Sh.489
• İsm-i Hakimin cilve-i azamından olan hikmet-i amme-i kainat iktisad ve israfsızlık üzerinde hareket ediyor, iktisadı emrediyor. Sh.491
• “Beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla hiçbir şeyde hakiki nezafetsizlik ve çirkinlik görünmüyor.” Sh.492
• “Ahkam-ı Kur’aniye Kainatla alakadardır ve kainat içinde kök salmıştır.”sh.492
• “Bir harf kendi vücudunu bir harf kadar ifade ettiği halde katibini bir satır kadar ifade ediyor.” Sh.493
• “Nihayet kemalde bir cemal ve nihayet cemalde bir kemal elbette kendini görmek ve göstermek, teşhir etmek istemesi en esaslı bir kaidedir.”sh:494
• Kullukla insan kendisini rabbine sevdirir. Sh.494
• “İntizam;vahdeti ve hakimiyet infiradı gösterir.” Sh. 495
• “Bu kainat öyle bir tarzda yaratılmıştır ki, bir çekirdeği halk etmek için bir ağacı halk edebilir bir kudret lazımdır. Ve bir ağacı halk etmek için de kainatı halk edebilir bir kudret gereklidir.” Sh:495
• Üstadımız semadaki güneş gibi nurani kandillerin “nursuz bir hararet” ile Cehennem olduğunu söylüyor. sh.497
• İsraf İsm-i hakime zıttır. sh: 498
• Ekser esma-i hünsanın her biri Risalet-i Ahmediyeye parlak bir bürhandır.” Sh.499
• “Dünyadaki bütün suhulet, ucuzluk, bütün mebzuliyet vahdetten gelir ve ferdiyete şehadet eder.” Sh:503
• Mevcudatın 2 çeşit icadı:
• 1-İbda: Hiçten icat(ihtira)
2-İnşa: Mevcut lan unsurlardan halk.(terkip) sh:503
• Üstad, padişahların kardeşlerini ve evlatlarını siyaseten katletmeleri için; “ merhametsizce” tabirini kullanıyor. Sh:506
• “Bir zaman bir tek tesbihin, bir tek namazda sahabelerin tarz-ı telakkisine yakın bir surette bana inkişafı, bir ay kadar ibadet derecesinde ehemmiyetli göründü.Sahabelerin yüksek kıymetini onunla anladım. Sh: 509
• Resulullah(asm) bir tek tesbihten veya zikirden başka herhangi birinin bir senelik ibadeti kadar feyiz alabilir. Sh.509
• “Eğer kainattan Risalet-i Muhammediyenin nuru çıksa, gitse kainat vefat edecek. Eğer Kur’an gitse kainat divane olacak ve Küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek. Belki, şuursuz olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.” Sh.517
• Kader İlahi programdır. Sh: 517
• “İsm-i Azam herkes için bir olmaz, belki ayrı ayrı oluyor.” Sh:520
• Hz. Ali’nin ism-i azamı: Ferdun Hayyun, Kayyum, Hakemün,Adlun, Kuddus
• Ebu Hanife’nin Hakem, Adl
• Abdülkadir Geylani’nin Hayy
• İmam-ı Rabbani’nin Kayyum. Sh:520
• “Kainattan bir dakikacık nisbet-i kayyumiyet kesilse kainat mahvolur.”sh:522
 

KaLeM

Active member
Ynt: LEMALAR NOTLARI ( İndex )

“Eğer kainattan Risalet-i Muhammediyenin nuru çıksa, gitse kainat vefat edecek. Eğer Kur’an gitse kainat divane olacak ve Küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek. Belki, şuursuz olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.” Sh.517

Allah razı olsun abi, bayağı uğraşmışsındır
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ynt: LEMALAR NOTLARI ( İndex )

KaLeM ' Alıntı:
“Eğer kainattan Risalet-i Muhammediyenin nuru çıksa, gitse kainat vefat edecek. Eğer Kur’an gitse kainat divane olacak ve Küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek. Belki, şuursuz olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.” Sh.517

Allah razı olsun abi, bayağı uğraşmışsındır

Yok cevaplar.org sağolsun sözleride bu sekilde fihristlemişler :)
 
Üst