Risale-i Nur'da Üç Aylar (Şuhur-u Selâse)

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bugün manevî bir ihtar ile sizin hesabınıza bir telaş, bir hüzün bana geldi. Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği aynı dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevablı ibadet ayları olan şuhur-u selâse gelecekler.
Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise,
Receb-i Şerifte yüzden geçer,
Şaban-ı Muazzamda üçyüzden ziyade ve
Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve
cuma gecelerinde binlere ve
Leyle-i Kadir'de otuzbine çıkar.

Bu pekçok uhrevî faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhur-u selâseyi böyle bire on kâr veren Medrese-i Yusufiye'de geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir. İbadet cihetinde böyle olduğu gibi, Nur hizmeti dahi nisbeten -kemmiyet değilse de keyfiyet itibariyle- bire beştir. Çünki bu misafirhanede mütemadiyen giren ve çıkanlar, Nur'un derslerinin intişarına bir vasıtadır. Bazan bir adamın ihlası, yirmi adam kadar faide verir. Hem Nur'un sırr-ı ihlası; siyasetkârane kahramanlık damarını taşıyan, Nur'un tesellilerine pekçok muhtaç bulunan mahpus bîçareler içinde intişarı için bir parça zahmet ve sıkıntı olsa da, ehemmiyeti yok. Derd-i maişet ciheti ise: Zâten bu üç ay âhiret pazarı olmasından herbiriniz çok şakirdlerin bedeline, hattâ bazınız bin adamın yerinde buraya girdiğinden, elbette sizin haricî işlerinize yardımları olur diye tamamıyla ferahlandım ve bayrama kadar burada bulunmak büyük bir nimettir bildim.

Said Nursî


Evet Arkadaşlar Ustad Bediüzzaman ne güzel sölemiş Rabbim Ondan ve Talebelerinden telif ettiği Risale-i Nurun her bir harfine bedel milyonlarca kez razı olsun...

Resülü zişan a.s.v Efendimiz bir hadis-i şerifinde demiyor mu : "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır" diye ve yine dualarında da : " Âllahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kı!! Bizi Ramazana ulaştır" diye dua etmiyor muydu ?

Madem O Fahri Kainat Efendimiz a.s.v. bize bu müjdeyi veriyor neden kendimizi o mübarek ayların sevablarından bereketlerinden mahrum edelim ?

Şayet öle de değilmidir: en basitinden bir yarışma programını izlediğimizde mesela kim beşyüz milyar ister programı bazen bir soruya bedel bir milyar veriliyor bazende bir soruya bedel beş yüz milyar veriliyor işde bu dünya sınavımızda üc aylarda yapılan amelllerin mukafatıda öledir...

O yarışma programları en iyi ihtimal dünya hayatımızı kurtarır halbuki bu mübarek üc aylara gereken özeni ve gayreti gösterir isek inşallah hem dünya hayatımızı hemde ahiret hayatımızı kurtaranlardan oluruz...Böle karlı bir ticarete neden girmiyelim? Girmemek için sebeb nedir ? Madem bir güvencemiz yok madem senediimiz yok öle ise bu ticaret kacmaz; kaçmamalı...

Bizlerde inşallah bu mübarek ayları bir fırsat bilerek gecmişde gaflette ve dalalette gecirmiş olduğumuz zamanları bu mübarek gün ve gecelerle tabiri caiz ise inşallah fit edip hatta kâra gecip baki hayatımızı kurtaranlardan oluruz...

Şâban ve Ramazan aylarının dakikalarının âşireleri adedince Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
 
Üst