TÜrk’Ün vİcdani: Mehmet akİf ersoy

kasif1

Well-known member
Türkün Vicdanı: Mehmet Akif Ersoy

Milletler, maddi değerler etrafında meydana gelmiş mekanik topluluklar yığını değildir. Millet, şuurlu, manevi, insanî millî değerler etrafında bir araya gelen canlı bir organizmadır. Millet denilen yapı, tarihe karşı tek bir kalp çarpması halinde yaşama iradesi beyanın somut bir karşılığıdır. Milletleri tarihsel akış içinde asil bir ruh sürükler. Millet olabilmek, çok yüksek bir insanlık katına ulaşmak demektir.

İnsan olanlar, millet olabilme hakkına sahiptir. İnsan olabilmek ancak ruh, kalp, gönül, maneviyat alanlarında var olma iradesini ortaya koymakla mümkündür. Soyut değerler adına yaşama emelinde birleşen insanlar, gerçek manada millet olabilme katına yükselebilirler ancak.

Bu manada Türk milleti, tarih boyunca dünyayı nizama sokma, dünya insanlığına hak, medeniyet, adalet, insanlık götürme, Allah’ın yüce davasını yükseltme, hak dini, gerçek yolu gösterme amacıyla ilâ-yı kelimetullah uğruna yaşamış serdengeçti fedailer topluluğudur. Biz, bir kutlu rüyanın peşinde koşan deliler, veliler milletiyiz. Devlet-i ebed-müddet, nizam-ı âlem fikri uğruna tarih boyunca akıp geliyoruz.

Türk milleti, büyüklüğünü bağrından çıkardığı büyük fikir, sanat, maneviyat erlerine borçludur. Özellikle II. Meşrutiyet’ten sonra Türk milletinin temel sorunlarına, hastalıklarına, zaaflarına, engellerine ve düşmanlarına karşı millet mistiği pek çok aydınımız ortaya çıktı. Bunlardan biri Mehmet Akif Ersoy’dur.

Akif, hem alim, hem şair, hem hoca, hem devlet memuru, hem arif, hem gazeteci, hem milletvekili, hem daha pek çok sıfata sahiptir. Ama bütün bu sıfatlardan ürettiği bir sentezle o bilinçli, uyanık bir Türk aydınıdır.

Gerçek münevver aydın olmanın gereklerini harfiyyen yerine getirmiş, sorumluluğunun gereğine uygun şerefli, haysiyetli bir hayat yaşamış ve alnının akıyla Rabbinin huzuruna çıkmıştır. Bir aydının en büyük sınavı, Hâlıkına ve halkına karşı alnının akıyla hesap verebilmesidir. Akif bu konuda sınavı başarıyla geçmiş nadir şanslılardan biridir.
Türk’ün uyanık vicdanlarından biri olan Akif, mensup olduğu milletinin derdiyle dertlenmiş, bütün cahilliklerine, tembelliklerine, ayrılıklarına, ümitsizliklerine, geriliklerine karşı canhıraş bir gayretle savaş açmıştır.

Akif, dışarıdan ve içerden gelen bütün tehlikelerin farkına varmış, milletini anında uyarmış bir ufuk adamdır.

Akif’in gerek Safahat’ında, gerek diğer eserlerinde gündeme getirdiği bütün meseleler bugün de geçerliliğini ve güncelliğini korumaktadır.

Türk milleti, Akif’in eserleriyle kendini bulacak, yeniden derlenip toparlanacak, kendinin, değerlerinin, tarihinin, kültürünün, dininin, dilinin farkına varacaktır. Millet, kendi kendini farkına varmazsa yok olur gider. Akif’e dönmek demek, bir bilinç yenilenmesi demektir.

Türk milletini bilinç tazelemeye, kendine dönmeye, Akif’le yolunu aydınlatmaya davet ediyoruz.
Prof.Dr.Nurullah Çetin
 
Üst