İmtihan ve edebe riayet

uður1

Well-known member
İmtihan ve edebe riayet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bu dünya imtihan yeridir. Allahü teâlâ çok mal veya fakirlik vererek yahut hep sıhhat veya hastalık vererek imtihan eder. Her işimiz imtihandır. İmtihana karşı uyanık olmaya çalışmalıyız. Hepimiz mutlaka her an, (Kulum ben sana şu nimetleri verdim, nasıl kullanıyorsun?) diye Allahü teâlâ tarafından imtihana tâbiyiz. Onun için varlıkta, darlıkta, hastalıkta, sağlıkta olsun, başarıda veya başarısızlıkta olsun, bunların birer imtihan olduğunu unutmamak gerekir.
Büyükler de talebelerini çeşitli vesilelerle imtihan ederlerdi. İmtihanı kazanan da kaybeden de olurdu. (Şu talebemi otuz senedir imtihan ediyorum. Beni ilk tanıdığındaki edebinden ve tevazuundan hiçbir şey kaybetmemiş) diyen zatların, imtihanı kazanan talebeleri de olmuştur. O hâlde edebimizi hiç bozmamalıyız. Her an korku içinde yaşamalıyız. Allah korusun, büyüklere karşı bir saygısızlığa bir edepsizliğe düşmemeliyiz. İmam-ı Rabbani hazretlerinin torunu, büyük İslam âlimi Abdülehad Efendi hazretleri Mektubat’ında buyuruyor ki:
Bu büyüklere, hayatında veya vefatından sonra saygısız davrananlar, edebe riayet etmeyenler, Allahü teâlâya karşı harp ilan etmiş sayılırlar. Çünkü Allahü teâlâ hadis-i kudside, (Benim evliya kuluma edepsiz davranan, düşmanlık eden, bana harp ilan etmiş gibi olur) buyuruyor.Bu hâl üzere olan kimselerin kurtulmaları nasıl mümkün olur?
Onun için büyükler, (Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bilmelidir) buyurmuşlardır. Her Müslümanın, diğer Müslümanlar için, (Ben bu kardeşime nasıl iyilik ederim, onun duasını nasıl alabilirim? Benim kurtuluşum ancak onun duasını almakla mümkün olur) inancı içinde olması lazımdır. Yoksa bunu nasıl atlatırım, nasıl başımdan savarım veya bundan nasıl maddî menfaat sağlarım gibi bir düşüncede olmak çok yanlıştır. Bu fırsatı kaçırmamalı, duasını almak için bütün sebeplere yapışmalıdır.
Bir diğer önemli husus da, kovamız sağlam olmalı, dibinde çok küçük de olsa, bir delik olmamalı. Kovaya ne kadar su konsa, o delikten akar gider. Sevab kazanmak nasıl önemli ise, onları kaybetmemek de o kadar önemlidir. Hatta kaybetmemek kazanmaktan daha zordur. Mesela bir kalb kıranın, kazandığı sevablar bir anda gider, belki onun günahını da yüklenir.
 

uður1

Well-known member
Hayzlının seferi olması

Sual: Yanında kocası veya mahremi bulunmayan hayzlı kadın, sefere çıksa, sonra henüz seferdeyken hayzı bitse, seferi olduğu için namazlarını kısaltabilir mi?
CEVAP
Böyle bir kadının seferiliği geçersizdir. Temizlendikten sonra, seferi uzaklıktaki yere gitmeye karar verip yola çıkarsa, o zaman seferi olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Yanında kocası veya mahremi olmayan hayzlı kadın, uzun yola çıksa, seferi olamaz. Hayz bitince, bulunduğu yerden üç günlük yola giderse, ancak o zaman seferi olur. (S. Ebediyye)
Sefere çıkan hayzlı kadın, temizlenince, varmak istediği yere üç günden az bir mesafe kalmış olursa, bu kadın, sahih kavle göre namazlarını tamam kılar. (Halebi)
Halebi kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadının, gideceği yere üç günden az kalırsa seferilik hükmü geçerli olmuyor, namazlarını tam kılar deniyor.
Hayzlı bir kadın, temizlenir de varacağı yere iki günlük mesafe kalırsa, sahih kavle göre, büluğa eren çocuk gibi namazlarını tamam kılar. (Dürr-ül muhtar)
Dürr-ül muhtar kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadın, gideceği yere üç günden az kalırsa seferi sayılmadığı için, namazlarını tam kılar deniyor. Seferde iken büluğa eren çocuk da, üç günlük yola gitmeden seferi olmaz deniyor.

Abdestin bozulması
Sual: Avret yerine dokunmakla Şâfiî ile Mâlikî’de abdestin bozulması farklı mıdır?
CEVAP
Evet, farklıdır. Mâlikî'de sadece erkek, kendi ön avret yerine dokununca abdest bozulur, başkalarının avret yerine dokunsa bozulmaz. Şâfiî'de ise, kendinin, başkalarının, hattâ altını temizlediği erkek veya kız bebeğin ön veya arkasına dokunmakla abdest bozulur. Mâlikî'de bozmaz.
Şâfiî'de parmak uçları ve aralarıyla dokunulsa abdest bozulmaz. Sadece çıplak olarak parmakların içiyle ve avuç içiyle dokunmak bozar.
Mâlikî'de ise, avuç içi veya elin yan tarafları veya parmakların alt ve yan kısımları veya baş taraflarıyla ön avret yerine çıplak olarak dokunursa abdesti bozulur. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea)

Bayram günü
Sual: Bu sene Kurban bayramı, takvimlerde yazılan gün müdür?
CEVAP
Evet, takvimlerde yazılan gündür, yani 6 Kasım Pazar günü Kurban bayramının birinci günüdür.
Ama biz her sene olduğu gibi, kurbanları yine ikinci gün kesiyoruz.



Dervişlik​

Bu dervişlik yoluna,
Sıdk ile gelen gelsin!
Ne varsa Haktan başka,
Gönlünden silen gelsin!

Dervişlik ne biliniz!
Uçsuz bucaksız deniz,
Denizi isterseniz,
Yüzmeyi bilen gelsin!

Derviş dolu nur doğar,
Her an göklere ağar,
Dervişlik onu boğar,
Canına kıyan gelsin!

Olmaz Hakka uymadan,
Derviş anlar duymadan,
Dil dudak oynamadan,
Sözümü duyan gelsin!

Dervişin gözü açık,
Gece gündüz uyanık,
Sözüme Rabbim tanık,
Bakmadan gören gelsin!

Bu Eşrefoğlu Rumi,
Hoşlandı dervişliği,
Nefsindendir çektiği,
Nefsini boğan gelsin!
 
Üst