Hafızlığınızı nasıl koruyorsunuz ?

kasif1

Well-known member
Uygulamakta olduğunuz yöntemlere örnekler verelim...

1-Her gün düzenli olarak birkaç cüz okumak suretiyle sürekli hatim yaparak devam ediyorum ve faydasını görüyorum. reyyan

2-Selamün aleyküm kardeşim.
Beş beş kavilemeye başla.5.10.15.20.gibi ezberden.
Bunuda yapamazsan mutlaka birgünde 2 cüz yüzünden oku,böylelikle 15 günde bir hatim yaparsın,daha sağlam kalır inş.
Eğer imkanın olursa kardeşim,ramazanlarda cemaatin karşısında mukabele oku,hiç unutmazsın.


3-slmn alykm şimdi hızlı hatimler var bunların hiçbirini yapamıyorsan bile ondan en az bir cüz dinle o bile zamanla sayfalarını hatırlamana yardımcı olur. ama şunuda unutma hafızlık yaparken farzı kifayedir bittikten sonra farz-ı ayndır. yani hergün tekrar etmemiz mecburi oluyor bi namaza nasıl dikkat ediyorsak ezberede aynı özeni göstermemiz lazım.bide unuttum demek hoş değil unutturuldu demek daha uygun olur.selametle inş

4- ...hocam hergün bir cüz veya iki cüz yüzüne okumalısın..veya sabahları namazdan sonra 5 sayfa veya 10 sayfa ezber yapabilirsin..

5- Ben her sayfayı cep tlf okudum. Tlf dan ilk önce haslayacağım sayfayı 20-30 defa dinliyorum. Sonra biraz çalışıp sayfayı haslıyorum.Eğer bunu da yapamıyorum dersen kardeşim o zaman cüz cüz tlf dan dinlersen unutmazsın inşaallah.

6-Selamunaleyküm arkadaşlar..
Ben bir aralar hafızlık çalışırken ezberleyeceğim sayfanın mp3 formatıdaki ses kaydının, o sayfasınıa ait ses bölümünü kesip, mp3 çalara atıyordum.. (Sayfa sayfa hazırlanmış bir arşivimde mevcuttu aslında, şu an bulamıyorum).. O gün boyunca okumaya fırsatımın olmadığı ortam ve zamanlarda mp3 çalardan o sayfayı sürekli dinliyordum.. oldukça faydasını göreceksiniz..
Bunun için netten ''mp3 cutting'' gibi bir arama yaparsanız, elinizdeki ses dosyalarını sayfa sayfa kesebileceğiniz programı bulabilirsiniz..

Bu arada yeniden niyetlendim, malum evli ve çocuklu olunca zor oluyor..
Allah cümlemizi muvaffak eylesin..

7-mukabele.comdan sayfa sayfa indirme imkanı var..ben ordan indirmiştim

 

kasif1

Well-known member
1hafiz.gif
Unutanlar çok kınanıyor. “Bir insanın hiç günahı olmasa, hafızlıktan sonra onu (Kur’an’ı) unutması ona yeter” deniliyor. Hafızlık deli bir deveye benzer, tekrar edilmezse, firar eder.
Altı ayda hafız olan Yeni Camii İmam-Hatibi Hafız Osman Aydın:

Hafızlığı yaşatmak hepimizin görevi

Hafızlık yapacak çocuklara Kur’an’ı sevdirmek lazım. Çocuğun kabiliyetine ve ezberleme yeteneğine bakmak lazım. Zenginlerimiz şayet bu müesseselere sahip çıkmazsa, sokaklarda tinerciler çoğalır. Şikayet etmeye bile fırsat vermez, canınıza kıyarlar.

Altı ayda hafız olan ve şu anda Dülgerzade Kur’an Kursu’nda aşere, takrib, tayyibe okutan Erzurumlu Osman Aydın Hafız Hoca Efendi ile halen görev yaptığı Yeni Camii’nin imam odasında konuştuk. Hafızlığın önemli bir değer ifade ettiğini belirten Osman Aydın Hoca: “Hafızlığı yaşatmak her Müslüman’ın görevidir” dedi. Osman Aydın Hoca ile yaptığımız sohbeti sunuyoruz.


Kur’an okumaya nerede, kaç yaşında ve kimden başladınız?

1957 yılında Erzurum’un Pasinler İlçesi’nin Yeniköyü’nde dünyaya geldim. Kur’an okumayı, halk tarafından tutulan köyümüzün imamı olan Osman Ayvaz Hoca’dan öğrendim. Hafızlığa da ondan başladım ve bitirdim. Oniki kardeşin beşincisiydim. Dedem babama “Osman’ımı hafız yetiştirmezsen elim yakanda olsun” demiş. Zaten ben de hafızlığa istekliydim. Kışları camide okuyorduk. Henüz ilk okula gitmemiştim. Hocamız ‘Hafız olmak isteyenler parmak kaldırsın’ dedi. İlk parmak kaldıranlardan birisi ben oldum.

Hafız olduğunuzda neler hissettiniz?

Hafız olduğumda sanki dünyalar benim olmuştu. Çünkü Allah(celle celalüh) kelamını ezberlemişim. Kur’an hoş tutar boş tutmaz. Cenab-ı Allah(celle celalüh) hafızlığı herkese nasip etmez. Kur’an’ı ezberlemenin mutluluğunu yaşadım.

Dinleyenler gözyaşına boğuldu

Hafız olunca neler hediye edildiğini hatırlıyor musunuz?

Hafız olduğumda ekonomik sıkıntılar vardı. O zaman babam bize köyden tereyağı, bal ve yumurta getirmişti. Erzurum’da tereyağı çok önemliydi. “Erinmiş yağı içerse boğazı yumuşar. Sesi güzel olur. Bal yerse zekası açılır” diye düşünmüş. Bunlar beni çok mutlu eden şeylerdi.

Hafızlık cemiyeti yapıldı mı?

Hem de Hasankale’nin en büyük Camii’nde hafızlık cemiyetimiz yapıldı. İlçe Müftüsü, hoca efendiler ve cemaatin iştirakiyle yapıldı. Daha ilkokula gitmemiş bir çocuğun altı ayda (kendisini kast ediyor) Kur’an’ı ezberlemesi cemaati hem sevindirmiş hem de duygulandırmış olmalı ki gözyaşlarını tutamadılar.

Hafızlık küçük yaşta daha kolay

Biraz önce ilk okula gitmeden tam altı ayda hafız olduğunuzu söylediniz. Hafızlık için bu yaş önemli mi?


İlmin yaşı yoktur. Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) “Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz” buyuruyor, ama hafızlıkta yaş önemlidir. Yine Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) buyuruyor ki, “Çocukken Kur’an ezberlemek, taş üstüne yazı yazmaya benzer. Yaşlılıkta ezberlenen de buz üzerine yazı yazmak gibidir. Güneş vurunca buz nasıl erirse, yaşlılıkta ezberlenen Kur’an da işte öyle tez unutulur.”

Bundan dolayı hafızlıkta yaşın küçük olması çok önemlidir. Bugün dünya literatürüne baktığınız zaman hafızlıkta birinci gelen kişilerin, küçük yaşta hafız olduklarını görürsünüz. Ben de Erzurum’da yapılan yarışmalarda birinci olmuştum.

Hafızlığa çalışırken dayak yediniz mi?


Dersimi yapamadığımdan değil, bir keresinde hocamız “şımarmasınlar” düşüncesiyle bizi aşırı şekilde dövmüştü. O dayak az da olsa şevkimizi kırdı. Çünkü ben hayatta dersimi yapmadan yattığımı bilmiyorum. Zaten hocamdan önce her akşam babama dersimi dinletir öyle yatardım. Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) çocuğun yüzüne vurulmasını men ediyor. Hafızlığa çalışan çocuklar tenkid değil, takdir edilmeli. Dayak yerine teşvik edilmeli.

Sayın Hocam, siz hafızlık yapan çocuklara yanlış yapıldığını gördünüz mü?

Gördüm tabi. Bir keresinde hafızlık imtihanına giren çocukların başında gittim. Jürinin başında gelen şahıs (İsmi önemli değil) çocuklara bağırıp çağırıyordu. Bu durumdan etkilenen hafızlardan Fatih Camii’nde tek başına mukabele okuyan bile imtihanı kazanamadı. Çocuğun birisi Arap makamında Kur’an okuduğundan o jüri başkanı çocukları öyle azarladı ki, ben de sinirlendim ve çocuklara: “Çıkın, gidiyoruz, imtihana girmiyoruz” dedim.

Bu sefer aynı zat bana bağırmaya başladı. “Sen ne diyorsun. Böyle nasıl davranırsın?” Ona dedim ki: “Beyefendi bu çocukların suçu Kur’an okumak mı? Bunlar tinerci olsaydı, ayyaş olsaydı, bu hakaretleri yapabilir miydiniz? Elbette yapamazdınız. O halde bu çocuklara hakaret ve azar yerine iltifat etmeniz gerekir. Onlara önce hafızlığı, yani Kur’an’ı sevdirmek lazım.

Hafızlık müessesesi kayboluyor

Eskiden yazarımız sayın Mehmed Şevket Eygi’nin çıkardığı gazetelerde sizin gibi altı yedi ayda, ya da 7-8 yaşında hafız olanların fotoğrafları yayınlanırdı. Sizce şimdi öyle hafızlar mı yetişmiyor, yoksa medya mı bu tür haberleri vermiyor?


Şimdi neredeyse hafızlık müessesesi yavaş yavaş ortadan kaldırılıyor. Yetkililerin bu konuya ciddi bir şekilde eğilmesi lazım. Kur’an, Ümmeti Muhammed için, hatta bütün insanlık için şifa ve rahmet olarak indirilmiştir. Bundan dolayı hafızlık müessesesine önem verilmesi ve yeniden canlandırılması lazım. Sekiz yıllık zorunlu ilköğretimden sonra hafızlığa başlanması hafızların sayısını azalttı. Bu hafızlık için geç bir yaştır. Bu hususun tekrar gözden geçirilmesi gerekir.

Mest olduğum iki şey:

Misafire ikramda bulunmak ve Kur’an öğretmek

Hafız yetiştirmeye ne zaman başladınız? Yetiştirdikleriniz arasında ünlü olanlar var mı?


Doğrusu benim en çok sevdiğim 2 şey vardı. Misafire ikramda bulunmak ve Kur’an Kursu öğretmeni olmak. Kur’an Kursu öğretmeni değil de biz bugün imamız. Ancak imamlıkla beraber 1983 yılından beri Dülgerzade Kur’an Kursu’nda hem orada aşere, takrib okudum hem Hoca Efendiyle birlikte hafız yetiştirdik. Hâlâ aynı kursta (Yani şu anda) hafızlık yapmış, tashihi hurufu bitirmiş kişilere (İmam ve müezzinlere) aşere, takrib ve tayyibe okutuyorum. Bundan da büyük zevk alıyorum. Tek başıma hafız yetiştirmedim. Ancak Hoca Efendiyle birlikte hafızlıkla aşere takrib, tayyibe okuttuklarımızın sayısı binlerin üzerindedir. Mikdat Temiztürk Hocamızla birlikte okuttuklarımız arasında müftü ve vaiz olan hocalar var. Bizim de yetiştirdiklerimiz arasında ülke ve dünya çapında Kur’an okumada dereceye giren Naim Katmer ve Sebahattin Turan gibi hafızlar var.

Ümmetimin en şereflisi hamele-i Kur’an’ dır”

Çocuklarınızdan da hafız yetiştirdiniz mi? Hafızlık müessesesinin ayakta durması için neler yapmalıyız?


Hafız olan bir oğlum var. Şu anda asker. Aralık’ta inşaallah terhis olacak. Cenab-ı Allah(celle celalüh) bütün Ümmet-i Muhammed’in evlatlarını kaza ve belalardan korusun. Onun sesi de güzel, bu işte yeteneği de var. Kabiliyeti yoksa çocukları zorlamamak gerekir. Aksi tesir yapar. Hafız yetiştiren müesseselere (Kur’an Kurslarına) her Müslümanın maddi ve manevi yardımda bulunması gerekir. Maddesiz mana, manasız da madde bir işe yaramaz. Zenginlerimiz şayet bu müesseselere sahip çıkmazsa, sokaklarda tinerciler çoğalır. Sarhoşlar ve ayyaşlar çoğalır. Şikayet etmeye bile fırsat vermez, canınıza kıyarlar. Hafızlık müesseselerine parasını kıymayanlar, zamanını ayırmayanlar, üzerlerine düşen görevi yerine getirmiyorlar demektir.

Hafızlığı öven hadis-i şerifleri hatırlıyor musunuz?

Birçok hadis-i şerifi hatırlıyorum. İşte bunlardan sadece birkaçı: 1- “Ümmetimin en şereflisi hamele-i Kur’an’ dır (yani Kur’an hafızlarıdır)” 2-“Cenab-ı Allah(celle celalüh), Kur’an ezberleyenleri kendisine dost olarak seçer. Cenab-ı Allah(celle celalüh) diğer insanlara karşı o hafızlarla övünür.”, 3- “Hafızlar ile anne babalarına Cenab-ı Allah(celle celalüh) mahşerde cennet elbiselerinden libaslar giydirir” 4-“Cenab-ı Allah(celle celalüh), hafızlarla birlikte anne ve babalarına cennette özel mekanlar ve köşkler hazırlar”

Digital Kur’anların keşfi, saatte yüzlerce Kur’an-ı Kerim tab eden matbaa makinalarının oluşu hafızlık müessesesini gereksiz kılar mı?

Teknoloji hafızlığa yardımcı olur, ancak, çok kolay ezberlenen ayetler ve sureler, yine çok kolay unutulurlar. Teknoloji bir anda yok olmaya mahkumdur. İmam Şafii ilim tahsil ederken, öğrendiklerini bir deftere kaydediyormuş. Memleketine giderken, öğrendiklerini kaydettiği defterleri bir merkebe yüklemiş. Merkep, sırtındaki defterlerle birlikte kaçmış. İmam Şafii tekrar dönüp, yeniden o ilimleri öğrenmiş. Ancak bu sefer deftere değil, kafaya yazmaya başlamış. Hafızlığın aleyhinde kimse uğraşmasın. Bu müesseseyi bizi yoktan var eden Allah(celle celalüh) kurmuş. Kimse yok edemez ya da gereksiz göremez.

Hafız olmak için heves şart

Tam altı ay içinde hafızlığımı dinlettim. Bir kere hafız adayının hafızlığı sevmesi, sesinin güzel olması, ezberleme yeteneği ve heseli olması şart. Hafızlığı köyümde bitirdikten sonra Erzurum’un Pasinler ilçesindeki Kur’an Kursu’na gittim. Burada İstanbul Dülgerzade Camii Kur’an Kursu’nda bacakları kesik İsmail Efendi’den okudum. Mehmet Ali Özdemir Hoca Efendi’den ders okumaya başladım. Bir yandan hafızlığımı kuvvetlendirirken, bir yandan da talim, tecvid ve tashih-i huruf dersleri aldım. Bu arada Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamak maksadıyla Arapça okumaya da başladım. 1974 yılında İstanbul’a geldim. Hırka-i Şerif Camii’nde tam bir yıl Ziya Atik Hoca Efendi’den ders okudum. Aynı zamanda orta okul ve İmam-Hatip Lisesi’ne devam ettim. Dülgerzade Kur’an Kursu’na gider ve bacakları kesik İsmail Efendi’nin ekolünü devam ettiren Mikdat Temiztürk Hoca Efendi’den tashih-i huruf, meharic-i huruf, aşere, takrib, tayyibe okudum. Şu anda Diyanet’in kadrosunda hem aynı kursta aşere, takrib, tayyibe kursu veriyorum, hem de Yeni Cami’de İmam-Hatiplik yapıyorum.

Hafız yetiştirenlere tavsiyeleriniz var mı?

Hafız yetiştirenler, önce hafız adaylarına Kur’an’ı sevdirsinler. Hafızlık yapılacak mekanları çocukların çağına göre düzenlesinler. Yani çocuklar hafızlığa çalışırken, çocukluklarını da yaşayabilsinler. Yani çocuğun gözü dışarda, kafası oyunda olmamalı.

Hafız adaylarına neler yapılmamalı?

Kesinlikle uykusuz bırakılmamalı. Mutlaka dersler arasında teneffüs verilmeli. Çocuğun beslenmesine dikkat edilmeli. Mesela sadece peynir ekmek değil, etli yemekler ve kaliteli gıda maddeleri yedirilmeli. Bol bol tatlı ve meyve yedirilmeli.

Dayak olayına nasıl bakıyorsunuz?

Ben çocukların dövülmesine ve azarlanmasına karşı olan biriyim. Hafız yetiştiren hocalar çocuk psikolojisini bilen insanlardan seçilmeli. Yani çocuk psikolojisinin kaldıramayacağı bir takım ceza-i müeyyidelerin uygulanmaması gerekir. Çocuğun şevk ve hevesini kıracak cezalar verirseniz hocanın, ya da ailesinin zoruyla hafızlık yapmış olur ki, ileride onu terk eder. Yani ezberlediklerini de unutur.

Hafız olduktan sonra unutanların durumu nedir?

Unutanlar çok kınanıyor. “Bir insanın hiç günahı olmasa, hafızlıktan sonra onu (Kur’an’ı) unutması ona yeter” deniliyor. Hafızlık deli bir deveye benzer, tekrar edilmezse, firar eder.
 

kasif1

Well-known member
Kuşkusuz Hafız olmak kadar hafızlığı korumakta çok önemli ve zor bir iştir.
Başarılı Hafız Olma ve yetiştirme Metotları isimli kitabımızdaki HAFIZLIĞI KORUMA METOTLARINI okumak için haberin devamına gidin.




HAFIZLIĞI KORUMA METODLARI
“Muhakkak Kuran’ı biz indirdik ve elbette onu biz muha­faza edeceğiz.”
(Hicr suresi 9.ayet)


Hafızlığı korumanın ilk yöntemi, sizin hafızlığınızı korumak istemenizdir!


1. Hafızlığı Koruma Planı Yapın
Her şeyden önce hafızlığı nasıl koruyabileceğinizle ilgili plan yapın. Örneğin günde bir cüz tekrar etmek zor gelirse bir hatim boyunca günde 5 sayfayı tekrar edin. Böylece 4 ayda bir hatim indirmiş olursun.
İkinci hatimde bu sefer 10 sayfa tekrar yaparak 2 ayda bir hatim yapmış olursunuz.
Ve üçüncü hatmi ise her gün bir cüz yaparak ayda bir ha­tim bitirmiş olursunuz. Böylece hafızlığınızı yedi ayda 3 hatimle kuvvetleştirmiş olursunuz.


2. Takvime Göre Cüz Çalışın
Ayın kaçı ise o gün o cüzü okuyun. Her gün bir cüz tekrar etmezseniz, yani Kuran’a vefakârlık göstermezseniz bedelini ağır ödersiniz. Bu yüzden mutlaka her gün takvime göre ayın kaçı ise o cüze çalışıp tekrar edin.
Aslında Kuran’ı Kerim’i haftada bir hatmetmek hafızlığı korumanın en sağlıklı yoludur. Fakat günümüzde bir hafızın yedi günde hatmetmesi hele hafızlık hocalığı yapmıyorsa ger­çekten çok zordur. Fakat 30 günde bir hatim bitirmek hafızlığı sağlıklı bir şekilde korumanın en iyi yollarındandır. Yani hafız­lığını kuvvetlendirmek isteyen kişiler, isteseler ayda bir hatim indirecek vakti (ne kadar yoğun olurlarsa olsunlar) bulurlar. Hafızlar hafızlığın vebalini düşünerek ayda en az bir hatim indirmeyi kendilerine ilke edinmelidirler.


3. Zihnin Açık Olduğu Zamanları Tercih Edin
Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Kuran sa­hibi kalkar, gece ve gündüz Kuran okursa onu hatırlamaya de­vam eder; oku­mazsa unutur.” (Müslim) hadisinde olduğu gi­bi gece sakinli­ğinde ya da sabahın ilk saatlerinde zihin açık­ken okunan ya da tekrar edilen Kuran daha kalıcı olur. Çünkü sa­bah vücut dinç olur. Hafızayı bir noktaya toplamak çok daha kolay olur. Oysa akşam saatlerinde tekrar etmeye çalışırsan günün verdiği yor­gunluk, ağırlık üzerinize çöker sonra da Kuran’ı eline alıp da tekrar etmek sizlere zor gelir. Bu yüzden sabahın erken saatle­rinde hafızlığı kuvvetleştirmeye çalışın.


4. Mukabele Okuyun ve Dinleyin
Hafızlık bittikten hemen sonraki yıllarda mukabele okur­sanız hafızlığınız iyice pekişir.
Halkın içerisinde, toplumun huzurunda okunduğuz için hafızada Kuran daha kalıcı oluyor. Bu yüzden özellikle hafızlı­ğınızı yeni bitirdiğiniz yıllarda mutlaka mukabele okuyun. Fay­dasını gerçekten fazlasıyla göreceksiniz.
Ayrıca mukabele okumasını bildiğiniz gibi dinle­mesini de bilin. Mukabele dinlerken de başkasından dinledi­ğin için senin yanlış (galat) ezberlediğin yer varsa onu da öğ­renmiş olursun. Böylece hem yanlışlarını düzeltmiş, hem de hafızlığını kuvvetlendirmiş olursun.


5.Hem Cüz Okuyun, Hem de Cüz Dinleyin
Toplumun huzurunda mukabele okuyacak kadar hafızlığı­nızı güçlü hissetmiyorsanız hafızlığınızı kuvvetlendirmek için her gün başkasına, özellikle hafız birisine bir cüz okuyun ve başkasının da cüzünü dinleyin. Bu yolla da hem okumuş hem de dinlemiş olduğun için hafızlığını güçlendirmiş olursunuz.
Ayrıca başkasını dinlerken ezberden ziyade yüzünden Ku­ran’a bakarak dinle ki gözlerinle de sayfanın resmini çekmiş olasın. Hem kulak hem de gözleriyle Kuran’a yoğunlaşmış olan bir hafız Kuran-ı Kerim’i hafızasında çok daha iyi muha­faza eder.


6.Hatimle Namaz Kıldırın Veya Kılın
İşte size süper bir öneri! Bu öneriyi gerçekleştirirseniz ha­fızlığı unutmayacağınızı garanti ediyorum. Fakat bu kadar süper öneri içinde ciddi bir bedel ödemeniz, yani sıkı bir şe­kilde çalışmanız gerekiyor. Ramazan ayında hatimle Tera­vih namazı kıldırın! Ya da teravih namazı kılınan camilere gidin.
Ramazanda hatimle namaz kıldıranların kıldırmayanlara oranla hafızlığı çok daha sağlam olur. O zaman şimdiden Ra­mazan ayına hazırlanmaya ne dersiniz? Siz değil misiniz hafız­lığını kuvvetlendirmeyi isteyip de yol arayan? Bundan daha iyi yol, öneri olur mu?
Ayrıca beş vakit namazlarda, farzlarda veya sünnetlerde zammı süre olarak Kuran’ın sadece son sürelerini değil de sürekli farklı sürelerden okuyarak da hafızlığınızın güçlendiğini göreceksiniz.


7. Hafızlık Hocalığı, İmamlık veya Müezzinlik Ya­pın
Din hizmetleri bağlı alanlarda özellikle imam, müezzin veya hafızlık hocası olursanız hafızlığı korumanız daha kolay olur. Kuran kursu hocası olduğunuzda hafızlığı unutmanız imkânsızlaşır. Çünkü günde yüzlerce sayfa dinlediğiniz için siz başkasına okumasanız dahi sürekli dinleye dinleye Kuran iyice hafızaya yerleşir. Fakat ben başka bir meslek sahibiyim diyen erkek kardeşlerimize tavsiyemiz ise bulunduğunuz mekânlarda namaz kılarken siz imamlık ya da müezzinlik yapın ki beyniniz Kuran okuma sürekliliğini kaybetmesin.


8. Teknolojinin Faydalarından Yararlanın
Televizyonda seyrederek veya radyodan dinleyerek hafız­lık kuvvetlendirilebilir. Bazı kanallarda yayınlanan sabah mu­kabelelerini de dinlemek, takip etmek hafızlığınızı kuvvetlendi­rir.
Ayrıca cep telefonu, kaset, CD, DVD, MP3 gibi dijital ci­hazlarla yolda yürürken, otobüste giderken Kuran dinleyerek hafızlığınızı kuvvetlendirebilirsiniz.
Bu cihazları hafızlık yaparken değil de hafızlığı muhafaza ederken kullanırsak daha sağlıklı olur. Hafızlık yaparken bizzat ham (ezberlenmemiş) sayfaları mutlaka hocalarımıza okumalı­yız ki nereyi hatalı okuyorsak anında hocamız hatalarımızı düzeltsin.


9. Peygamberimize Hazreti Ali Gibi Kulak Verin
Kuran-ı Kerim’i korumanın bir yolu da manevi yardım is­temektir. Hazreti Ali’nin Peygamber Efendimize, Kuran’ı ez­berliyorum ama aklımda kalmıyor, koruyamıyorum, gibi şikâ­yeti üzerine Peygamber Efendimiz de ona "Bir rekâtta Yasin diğerinde Tebareke suresini okuyarak iki rekât namaz kıl." buyuruyor.
Hazreti Ali diyor ki: ‘Efendimizin tavsiyesine uyduktan sonra hem Kuran surelerini ezberlemem kolaylaştı, hem de ezberlediğim Kur’an surelerini hiçbir zaman unutmadım.’


10. Meal Okuyun
Meal okuyarak da hafızlığı kuvvetleştirebilirsiniz. Çünkü sayfayı manasından hatırlayarak da çıkartabilirsiniz. Ayrıca Kuran’ı kimin huzurunda okuduğunuzu düşünürseniz işte o zaman “Kuran’ı unutmak” imkansızlaşır.
Aşağıdaki okuma parçası, Kuran-ı Kerimi kimin huzu­runda nasıl okumamız gerektiği daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.

KUR'AN OKUYAN GENCİN İLGİNÇ ANISI
Bir genç hafızlığını tamamlarken her gün sabaha kadar Kuran'ı hatmeder. Bundan dolayı da sabah derslerine yorgun ve bitkin olarak çıkar.
Durumu öğrenen hocası Kuran'ı bu şekilde okumasını arzu etmediği için bir gün onu karşısına alır ve:
''Evladım! Biliyorsun Kuran, indiği gibi okunmalıdır. Bu gece sen Kuran'ı, karşın da ben varmışım gibi oku.'' Genç gider ve Kuran'ı hocasına okuyormuş gibi okur. Sabah huzura geldiğinde :
''Efendim, bu gece yarısına kadar Kuran'ın ancak yarısını okuyabildim.''der. Bunun üzerine hocası :
''Pekala bu gecede Efendimize okuyor gibi oku!'' emrini verir. Talebe şaşkınlık ve heyecan içinde Nebiler Serverı’nın huzurun da olduğu düşüncesiyle o gece daha dik­katli okur. Ertesi gün de üstadına Kuran'ın ancak dörtte birini okuyabildiğini söyler. Üstadı talebesindeki manevi yükselişi görünce :
''Bugün de o emin melek Cebrail'in, Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tebliğ ettiği anda dinliyor gibi oku!'' der.
Talebesi ertesi gün :
''Vallahi üstadım, bugün ancak bir sure okuyabildim.'' der. Üstadı son adımı atar:
''Evladım! Şimdide onu binlerce hicabın verasında bulu­nan Yüce Rabbimizin huzurunda okuyor gibi oku! Dü­şün ki o seni dinliyor ve Kuran’ı seninle mukabele ediyor!''
Talebe ertesi gün gözyaşları içinde üstadına gelir ve şöyle der :
''Üstadım! Fatiha'dan başladım ilk ayetleri okudum; ama 'İyyake na'budu' demeye bir türlü dilim varmadı. Çünkü 'Sadece sana kulluk yaparım!' diyemedim.''


11. Konuşmalarınızda Kuran-ı Kerim’i İhmal Et­meyin
Hafızlığınızı korumanın bir yolu da günlük konuşmalarda ezberlenen ayetleri kullanmaktır. Aşağıdaki öyküde bir kadının günlük konuşmalarında karşılaştığı her durumda bir ayet oku­yabilmesi onun günlük hayatına Kuran’ın ne kadar girdiğinin en güzel örneğidir.
Ezberlediği her ayeti günlük hayatında kullanan bir kadınla ilgili Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri bakın neler anlatıyor:
Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yalnız bir kadına rastladım. Selâm verdim; selâmımı "Söz ola­rak Rahîm bir rabden selâm sözüdür onların duyacağı" (Yâsîn:58 ) âyetiyle aldı.
"Buralarda ne yapıyorsun?" diye sordum.
"Allah kimi yoldan çıkarmışsa, ona yol bulduracak yoktur." (A'râf: 186) âyetini okudu. Anladım ki, yolunu kay­betmiş. Nereye gittiği soruma
"Bir gece kulunu Mescid-i Haram'dan alıp Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ı tesbih ederim." (İsrâ: 1) ayetiyle karşılık verdi. Anladım ki, geçtiğimiz hac mevsiminde haccını tamamlamış, Kudüs'e gidiyor.
"Ne zamandan beri böyle yolunu kaybettin?" dedim.
"Tam üç gece (yani üç gündür)" (Meryem: 10) dedi.
Yiyecek verme teklifinde bulundum.
"Sonra orucunuzu gün batıncaya kadar tamamla­yın." (Bakara: 187) ayetini okudu.
"İyi de Ramazan'da değiliz" dedim.
"Kim Allah için nafile bir hayır yaparsa, Allah her hayrın karşılığını verendir, her şeyi hakkıyla bilendir" (Bakara: 158) ayetiyle cevap verdi. "Yolculukta oruç açılabilir." dedim.
"Ama orucu tutarsanız, bu hakkınızda daha hayır­lıdır." (Bakara: 184) ayetini okudu.
Niye benim gibi konuşmadığını sordum.
"Ağzından tek bir söz bile çıkmasın ki, yanında onu gözleyen ve o sözü kaydetmeye hazır bir gözcü bulunmamış olsun." (kâf: 18 ) dedi.
"Kimlerdensin?" diye sordum.
"Bu konuda bilgin yok (ailemi söylesem de tanı­mazsın). Sonra “Göz de, kalb de (görmeden, kesin bilgiye dayalı olmadan verdiğin her hükümden) sorum­ludur." (İsrâ: 36) ayetiyle cevap verdi.
"Hata ettim, hakkını helâl et!" dedim.
"Bugün size kınama yok. Allah, sizi bağışlasın." (Yusuf: 92) dedi. Deveme bindirip kafilesine ulaştırma tekli­finde bulundum.
"Hayır adına ne işlerseniz Allah onu bilir." (Bakara: 215) ayetiyle mukabele etti.
Devemi yanına getirdim. Binecekken:
”Mümin erkeklere söyle, bakışlarını sakınsınlar." (Nur: 30) ayetini okudu.
Gözlerimi çevirdim; binecekken deve ürküp kaçtı, bu arada elbisesi az yırtıldı.
"Başınıza musibet olarak ne gelirse, bu bizzat işle­yip, onu hak etmeniz sebebiyledir." (Şura: 30) ayetini mırıldandı.
"Sabret, deveyi bağlayayım!" dedim.
"Bu hususta Süleyman'ı anlayışlı ve daha isabetli davranır kıldık." (Enbiya: 79) ayetini okuyarak, devemi yönlendirme konusunda benim daha başarılı olduğumu kas­tetti. Deveye bindi ve
"Bunu bize baş eğdiren Allah'ı tesbih ederim; yoksa bunu biz başaramazdık. Ve sonunda şüphesiz Rabbimize döneceğiz!" (Zuhruf: 13- 14) ayetlerini okudu.
"Haydi!" diye deveyi hızlandırdım.
"Yürüyüşünde (ve davranışlarında) vakur ol ve se­sini yükseltme. Seslerin en çirkini, (bağıran) eşeğin sesidir!" (Lokman: 19) mukabelesinde bulundu.
Yürürken şiir okumaya başladım.
"Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun!" (Müzzemmil: 20) dedi.
"Şiir okumak haram değil ki!" dedim.
"Bu hususu ancak gerçek idrak ve basiret sahipleri düşünüp anlar!" (Bakara: 269) cevabını verdi. Bir süre gittik; sonra evli olup olmadığını sordum.
"Ey iman edenler! Cevabı verildiğinde sizi üzecek meselelerden sormayın!" (Mâide: 101) ayetini okudu. Der­ken kafilesine ulaştık ve "Kafile içinde kimsen var mı?" dedim.
"Mal ve evlât dünya hayatının süsüdür!" (Kehf: 46) dedi. Anladım ki, evlâdı var. İsimlerini sordum.
"Allah İbrahim'i dost edindi; Allah Musa ile ko­nuştu; Ey Yahya, Kitaba kuvvetle tutun!" (Nisa: 125, 164; Meryem: 12) ayetlerini okudu. Bunun üzerine"Ey İbrahim, ey Musa, ey İsa!" diye kafileye seslendim. Nur yüzlü üç genç "Buyur!" diye çıkageldi. Anneleri onlara para verdi ve çocuklarına:
"Bununla içinizden birini şehre yollayın! Yemekle­rin helâl ve temiz olanına baksın ve size bir yiyecek getirsin. Dikkatli davransın!" (Kehf: 19) dedi.
Yiyecek gelince bana,
"Geçmiş günlerinizde yaptıklarınızın karşılığında şimdi afiyetle yiyip için!" (Hâkka: 24) dedi.
Ben de çocuklara, "Annenizin bu durumunu bana söyle­mezseniz bu yemekten yemem!" dedim. Çocuklar bu soruma karşılık olarak:
"Annemiz, ağzından Cenab-ı Allah'ın gazabını çekecek yanlış bir söz çıkar korkusuyla 40 yıldır böyle sadece Kuran'la konuşur." dediler.
İbn Mübarek, bu hâdiseyi Kuran'da her şeyin bulundu­ğuna delil olarak anlatırdı.
Anlatılan bu kıssada olduğu gibi Kuranı hayatımızın bütün alanlarında kullanmaya çalışırsak o zaman sürekli tekrar etmiş olacağımızdan hafızlığımızı unutmayız. Biz bu kadar derin dü­şünemeyiz fakat konuştuğumuz cümlelere benzer ayetlerin olup olmadığını düşünebiliriz. Söylediğimiz ifadelerimizi Ku­ran’da geçen cümlelerle eşleştirmeye çalışıp Kuran-ı Kerim’i akılda daha kalıcı hale getirmeye çalışabi­liriz. Öyle değil mi?
 

munteha77

Yeni Üye
selamun alykum lutfen bana yardımcı olrmusnz hafzlık yapıyorm 5 cgle bıtırdım ve sımdı yapamıyorm lutfen bana bı yol gosterın
 

Kýrýk Testi

Well-known member
selamun alykum lutfen bana yardımcı olrmusnz hafzlık yapıyorm 5 cgle bıtırdım ve sımdı yapamıyorm lutfen bana bı yol gosterın

Aleykum selam kardeşim, bitirdiğiniz günden itibaren bu yana kadar hiç tekrar yapılmamışsa eğer çevrenizde mutlaka bir kuran kursu veya cami hocası vardır size destek olacak ve sizi hergün dinlebilecek birini bulun ve sayfaların tekrarı kolaylaşana kadar orda devam edin. Akabinde kolaylaşınca tek başına nefisle mücadele kalıyor eğer evde yapmak mümkün değilse en yakın camiye hergün giderek yapmanız gereken günlük tekrarları orda yapmanız daha büyük kolaylık olur inşaallah..

Allah c.c kolaylık versin.. Dua ile..

Allah c.c Kuranı okuyarak ve dinliyerek zevk alanlardan eylesin cümlemizi.. Amin
 
Son düzenleme:

kasif1

Well-known member
Ve aleykum selam munteha kardeşim sitemize hoşgeldiniz.
Korkuya kapılmanıza gerek yok . Bu her hafızda yaşanan fıtri bir durum.
Ama sizde erken yaşanan bir olay.
Genellikle 9,10, ve 11, ile gidenlerde yaşanan bir özellik.
Her faaliyet yerinde en güzel bir şekilde yapılır.
Evde tek başına namaz kılmak ile camide cemeatle namaz kılmak arasındaki fark gibi..
Hafızlığınızı eğer evde tek başına yapıyorsanız disiplinli ve kaliteli bir kuran kursu ve ve bir hoca bulmanız en öncelikli tavsiyemiz.
Siz bu ortamı bulursanız ezberlediğiniz sayfaları tekrarlayın.(Haslayın). Yine sağlam olmadığı inancında iseniz 2. defa tekrar ediniz.
Hafızlık uzun soluklu bir uğraş. Kendinize güvenerek arayı soğutmayarak inşaallah hafızlığınızı tamamlayacaksınız.
Hafızlık için azim ve kararlı olmak gerekir.
Zeki olmaktan daha çok ihlaslı ve sevgiyle bu ibadeti yapmak en güçlü motivasyon.
 
Son düzenleme:
Üst