Risale-i Nur Soru Cevap 5 : İman

Esselamun Aleykum,


Risalelerde geçen ve anlayamadığımız sözlerin mana ve ehemmiyetini anlamak ve analiz edebilmek niyetiyle 5.Ders konumuzu sizlerle bu haftada payalaşıyoruz ..;

Bu hafta cevabını ve anlamını aradığımız sorumuz şu manidar sözdür;


Feraizi ifa eden ve kebairi terk eden bir ami adam mı Allah katında efdaldir, yoksa feraizi yerine getirmekle birlikte öncekine göre daha günahkar ve kusurlu olmakla birlikte, düzenli olarak Kur'an ilmi öğrenen bir ehl-i ilim mi?

Evet kıymetli müslümanlar günahınlarımızdan kurtulmak için bizlerin bu ahir zamanda en çok ihtiyaç duyduğumuz ibadet sizce ne olabilir?

Kuran-ı Kerime gereken önemi veriyormuyuz?

Kuran-ı Kerim hayatımızın ne kadarını kapsamalıdır;Onu okumak mı yoksa yaşamak mı daha efdaldir?

Kul farzları yerine getirerek kurtuluşa erermi?

Sünnetler olmadan olur mu ?

Günahlara ve tahribatlara karşı en büyük kalkanımız ne olabilir sizce?

Manevi mücahadede ilk sırayı ne almalıdır?

Evet dostlar bu sorularla derse bismillah diyip girelim inşl...

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.

Kuran-ı Kerime gereken önemi veriyormuyuz?

Üstad bediuzzaman sunuhat eserinde
“Müctehidînin kitapları vesile gibi, cam gibi Kur’ân’ı göstermeli, yoksa vekil, gölge olmamalı” der.
Halbuki kurana dair yazılmış eserlere baktığımızda o eser bizi kurana goturememistir.

“Şeriat kitapları, birer şeffaf cam mahiyetinde olmak lâzım gelirken, mürur-u zamanla mukallidlerin hatası yüzünden paslanıp hicab olmuşlardır. Evet bu kitaplar, Kur’ân’a tefsir olmak lâzım iken başlıbaşına tasnifat hükmüne geçmişlerdir…”


Bizim asıl sorunumuz olan iman ve amelimizdeki zaafları yine üstad bediuzzaman soyle ifade etmektedir:
“hâcât-ı diniyede cumhurun enzarını doğrudan doğruya cazibe-i i’caz ile revnekdar ve kudsiyetle hâledar ve daima iman vasıtasıyla vicdanı ihtizaza getiren Hitab-ı Ezelînin timsali bulunan Kur’ân’a çevirmek.”

Mahiyetini bilmediğimiz bir şeye nasıl gereken ehemmiyeti verebiliriz ? Ki risalei nur gibi bizi kurana hazırlayan bir hazırlık okulundan yoksunsak..

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.

Manevi mücahadede ilk sırayı ne almalıdır?


Şeksiz ve şüphesiz ilk sırayı Kadir-i Mutlak olan yüce Allah'ın (c.c) kitabına teslim olmak ve onunla yaşamak almalıdır..Üstadımız Kuran-ı Kerimin önemini bakın nasıl anlatıyor.
.
Üstad hz'lerine göre asır hasta, millet hasta, fert hasta. "Hasta bir asrın, hasta bir milletin, hasta bir ferdin reçetesi Kur’an'a uymaktır." Bunun sebeplerini de şu şekilde açıklıyor: Çünkü Kur'an:

a- Etkili ve tam bir adaleti emrediyor.,

b- İnsana sarsılmaz bir dayanak noktası sağlıyor. O dayanak noktasının Allah olduğunu söylüyor.

c- İnsanı evham ve şüphelerden kurtarıyor.

ç- Geleceğimizi ve âhiretimizi garanti ediyor.

d- Umumî menfaatlar demek olan Allah'ın haklarını izinsiz kullanmaktan insanı kurtarıyor, o hakları izinli kullanır hale getiriyor.

e- Millî hayatımızı koruyor, yabancılara karşı metanetimizi, kemalimizi ve mevcudiyetimizi gösteriyor.

f- İnsanı dünya ve ahiret rüsvalığından kurtarıyor, dünya ve ahiret saadetine kavuşturuyor.

g- Düşünceleri intizam altına alıyor, birleştiriyor, istikamet veriyor.

ğ- Medeniyetin kötülüklerini ve günahlarını hürriyetimizin ve medeniyetimizin sınırlarına sokmuyor.

h- Bizi hukukta Avrupa dilenciliğinden kurtarıyor.

i- Hükümetin mânevi şahsiyetini Müslüman gösteriyor.

ı- Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın peygamberlerin sonuncusu ve şeriatının ebedî olduğunu tasdik ettiriyor.

j- Medeniyeti tahrip eden ve anarşiye yol açan dinsizliğe karşı set çekiyor.

k- Alimlerin ve vaizlerin düşüncelerini belli esaslarda birleştiriyor.

l- Medeniyet yıkıcısı olan ahlaksızlıktan ve israflardan kurtarıyor.

m- Ahiret düşüncesini unutturmadan dünyayı imara yönlendiriyor ve çalışmayı teşvik ediyor.

n- Medeniyet hayatı olan güzel ahlakı ve yüksek duyguları öğretiyor

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.





Günahlara ve tahribatlara karşı en büyük kalkanımız ne olabilir sizce?


Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takvâ bu tahribata karşı en büyük esastır.

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.


"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’ân okumaktır." (Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44)

Bir adam:

- "Ya Resülallah! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir?" diye sordu. Hz. Peygamber:
- "Konup göçendir." cevabını verdi. Adam:
- "Konup göçen kimdir?" diye sorunca,
- "Kur’ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır." cevabını aldı. (Tirmizî, "Kur’ân," 11)

[DIKKAT]"Gerçekten bu Kur'ân, insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir.." (İsrâ, 17/9)
[/DIKKAT]

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.

Kuran-ı Kerime gereken önemi veriyormuyuz?

Asrın ümmeti olarak gereken önemi vermiş olsaydık bu durumlarda olmazdık zaten..Hep özenmişimdir Ashab dönemindeki Kur'ana olan ilgi ve alakalarına bağlılık ve teslimiyetlerine..

Gelen vahiyi en evvel Efendiler Efendilerinden dinler sonra o emri ezber ederler akabinde ivedikle o emri hayatlarına tatbik ederlerdi..;

Ya biz ?

Korkum şu ki hz Ebubekrin söylediği meseleyimi yaşıyoruz asrın ümmeti olarak;

.............Bir zaman gelecek ki insanlar Kur'anı okuyacak ama okudukları boğazlarından aşağı inmeyecek..................

(Allah muhafaza)

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.

Sünnetler olmadan olur mu ?


Bir peygamberin görevi getirdiği kitabı anlatmak tebliğ etmektir ve tabi ki tatbik etmektir. Kuran'ı Kerimi daha iyi anlamak istiyorsak Efendimizin yaşantısını ve sünnetlerini bilmemiz gerekir çünkü tatbik etmeye geldiğinde neyi nasıl yapmamız gerektiğini ondan öğrebiliriz ancak. Mesela Kuran'da "namaz kılın" diyor ama nasıl kılacağız, "kıyam edin" diyor ama nasıl yapacağız ayrıntı yok. Peygamberimiz "Ben nasıl namaz kılarsam öyle kılın" diyor ve o ayeti kerimeyi sadece anlamakla kalmıyoruz şekil ve muhtevasınıda öğrenip tatbik edebiliyoruz bu sayede. Bütün herşey yani namaz, hac, oruç, zekat ve sair hayatta önümüze çıkacak bütün meselelerde peygamberimizin sünneti bize yol gösterici mahiyettedir.


[DIKKAT]"Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Kim bundan yüz çevirirse, seni öylelerinin üzerine muhâfız olarak göndermedik; sen ancak doğru yolu gösterip tebliğ etmekle mükellefsin."(Nisa, 4-80)[/DIKKAT]

Aksi olduğunu düşünelim misal namazı ele alalım sünnet olmadan sadece Kuran'a göre hareket etsek her ülkenin, şehrin hatta köylerin farklı namaz kılma şekilleri ortaya çıkacaktı bu da elbetteki karmaşaya sebeb olacaktı. oysa İslamiyet birlik, beraberlik dinidir Tevhid dinidir. Bu beraberlik içerisinde hayatımızı nasıl yaşamamız gerektiğini gerek bireysel gerek içtimai hayatta nasıl davranmamaız gerektiğini Efendimizin sünnetleriyle öğreniyoruz. Bunlar peki neden Kuran'da açıklanmamış diye düşünülebilir. Şayet bütün ayrıntılar tek tek verilse bütün bir hayatı nasıl yaşamamız gerektiği en ince detaya girilerek anlatılsa ciltler dolusu bir kitap olurdu Kuran. işte burada peygamberimizin şâri yönü ortaya çıkıyor yani kuran'da olmayan hükümleri koyma yetkisi.


[DIKKAT]Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar, aralarındaki anlaşmazlıklar için senin hükmüne müracaat edip, sonra da verdiğin hükme gönüllerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle râzı olup uymadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa Sûresi, 4-65)[/DIKKAT]

Başka birsürü faideleri vardır sünnetlerin. Sünnetleri bize ulaştıran kaynak nedir hadisler. zaman içerisinde bazı hadisler zayıf görülmüş işte bu zayıf hadislerle amelde ihtilafa sebeb olmuştur. İhtilaf ümmet için rahmettir.ihtilaf zamana ve toplumsal duruma göre esnekliği getirir. Dinimizin en üstün yönlerinden biri zamana ve zemine uygun yorumlanabilmesidir. peki bu nasıl oluyor? Kurani hükümleri değiştirerek mi haşa elbette hayır. Kuran'da hükümler kesindir değiştirilemez ve herşeyin detaylı şekilde anlatılmamasının hikmeti burada ortaya çıkıyor. Önce peygamberimizin sünneti daha sonrasında efendimizin alimlere araladığı içtihad kapısı sayesinde. alimler zaman ve zemine göre kuran ve sünnetten hareketle o dönem ve o zaman için en uygun olana hükmedebilmişler ve binlerce yıl soraki meselelere yorum getirebilmişlerdir. içtihad için birinci kaynak Kuran'ı Kerim ikinci kaynak sünneti seniyyedir.


[DIKKAT]Peygamberimiz Hz. Muaz'ı Yemen'e gönderiyor. "Orada ne ile amel edeceksin" diyor. Hz. Muaz "Kur'ân'la amel edeceğim" diyor. "Kur'ân'da bulamazsan?" diye soruyor Peygamberimiz. "Sizin sünnetinizle," diyor Hz. Muaz. "Sizin sünnetinizde bulamazsam, içtihadımla" diyor. Peygamberimiz bundan çok memnun kalıyor.[/DIKKAT]

Cevap: Soru Cevap Risale-i Nur Dersleri:5.

Manevi mücahadede ilk sırayı ne almalıdır?


Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır: Vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır…”

Cevap: Risale Soru Cevap 5 : İman

Kul farzları yerine getirerek kurtuluşa erermi?


Şayet ruhen hidayete ermediyse sadece farzları yerine getirmekle kurtuluşa eremez. "Ölmeden önce ölünüz" diyen Peygamber efendimizin bu sözü çok düşünülmesi araştırılması gereken bir söz. Ruh bedenimi hayatta tutuyor ve ruhum bedenimden çıktığında Allaha ulaşacak ve ben öleceğim genel yaygın kanı bu. Oysa tam zıddı ruh Allah'ın "Ruhumuzdan üfürdük" dediği yani ölümsüz olandır ruhu olmadanda insan yaşardı ve Allah dilediğinde ölürdü. Kişi bedenen ne kadar ibadet ederse etsin Ruhen hidayete ermediyse kurtuluşa ereceğini söyleyebilmek zordur. En doğruyu bilen şüphesiz Allah'tır..


[DIKKAT]"Rabbine dön (Allah'tan) razı olarak ve Allah'ın rızasını kazanmış olarak!" (Fecr)[/DIKKAT]


Hidayet olmadan sadece fiiliyatla cennet kazanılabilir mi? cennet ucuz değil. Cehennem lüzümsuz değil.
Bir insan bütün farzları yerine getirse eksiksiz amma velakin başka insanları kıskanan onların kusurlarını sayan onlar hakkında dedikodu yapan onların iyilikleriyle değil aksine fenalıklarıyla mutlu olan bir ruha sahipse adalet kavramından uzaksa yani ruhu Allah'a ulaşmadıysa... Nasıl hidayete ermişlerden olabilir ve hidayete ermeyen nasıl kurtulabilir?

[DIKKAT]"Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır." (Al-i İmran)[/DIKKAT]


Fâniyim fâni olanı istemem
Acizim aciz olanı istemem
Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim
Gayrısını istemem.

Cevap: Risale Soru Cevap 5 : İman




Kul farzları yerine getirerek kurtuluşa erer mi?

''Farzlarını yapan, kebireleri işlemeyen, kurtulur.'' diyor Üstad.
Demek sadece farzları ifa etmek yeterli değil. Aynı zamanda kebirelerden de kaçınmak gerek.

Bu zamanda,dünyada en önemli vazife imanı kurtarmak, yani imanla kabre girmektir.
İmanı taklidden tahkikiye çıkardıktan sonra farzları yapan ve büyük günahları işlemeyen kurtulur inşallah.