Münâcat-I Ebubekir-I Sıddîk

ASHAB-I BEDR

Well-known member
184184_10150276983814672_696779671_7341402_1802149_n.jpg


İlahi, Lütfunu arttır bu kuluna ki, azığı pek kalîl,
İflas etmiş olsa da sadakatle yine kapına geldi ey Celîl!
Günahı pek büyük; Sen o günahları yarlığa ne olur,
Hali de pek acip, hem günahkar bir abd-i zelîl.

Onun ki isyan üstüne isyan, hata üstüne hata,
Senden ihsan üstüne ihsan, hem de atâ-yı cezîl,
Kum taneleri sayısınca günahlarından Sana sığınıyor,
N’olur müsamahanı göster de sil onları ey Cemîl!

Nice olur halim, yok defterde işe yarar bir fiil,
Düşmüşlüğüm çok, taate gelince pek kalîl,
Ruhumun yaralarını sar da, hâcâtıma kıl bir çare,
Sen Şâfî-i Hakikî, ben de kalbi sakîm bir alîl.
Beni yakan ateşe de ‘berd ü selam ol’ de ey Allah”ım,
Bir zaman dediğin gibi fî hakk-ı Halîl,

Sensin Şâfî, Sensin Kâfî, evvel-âhir her işte,
Ente Rabbî, Ente hasbî, Ente lî ni’me’l-Vekîl.
Cömertliğine yoktur sınır, fazlınla bu kulunu sevindir,
Gönlümü şâd eyle, göster de en güzel bir delil,

Saç rahmetini üzerimize, hem emin kıl korktuğumuzdan,
Ya İlahî! Sensin yegane hüküm sahibi, münadin de Cebraîl.
Nerde Musa, nerde İsa, nerde Yahya, nerde Nuh,
Sen ey âsî nefis, dön de ara bul bir Mevla-yı Celîl…

 
Üst