Hadis Sohbetleri 4: Salavat ve Hikmeti

La-Tahzen

Well-known member



Sual: Salâvatın bu kadar kesretle hikmeti ve salâtla beraber selâmı zikretmenin sırrı nedir?

Elcevap: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma salâvat getirmek, tek başıyla bir
tarik-i hakikattır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm nihayet derecede rahmete mazhar olduğu halde, nihayetsiz salâvata ihtiyaç göstermiştir.

Barla Lahikası, 151

Allah’ım, Senin kulun ve resulün olan efendimiz Muhammed’e ve onun bütün âl ve ashabına salât eyle...Amin..



Esselamü Aleyküm Kardeşler...

İçerisinde bulunduğumuz mübarek günlerde Salavatı Şerife'nin hakikatını ve önemin bir kez daha hatırlamak için başlattığımız Hadis Sohbetimize iştirak edelim inşallah...

selam ve dua ile..



Diğer dersler için tıklayın:

Hadis Sohbetleri 1 : En Hayırlı Genç

Hadis Sohbetleri 2 : İsraf ve Kibir

Hadis dersleri 3 : İhtiyarlarımıza verilen değer ne olmalı?
 

ayvazoðlugýda

Active member
[FONT=verdana,sans-serif]SALAVATIN EBEDİ HAYATIMIZ İÇİN ÖNEMİ
[/FONT]
"Şefaatime en layık olan,bana en çok salavat okuyandır." [Tirmizi]
"Kıyamette bana en yakın olan,bana en çok salavat getirendir." [Tirmizi]
"Sabah akşam bana 10(on) salavat getiren,kıyamette şefaatime kavuşur." [Taberani]
"Cuma günleri bana 80 salavat okuyanın 80 yıllık günahı affolur." [Şira]
"Cuma günü ve gecesi çok salavat getirene şefaat ederim." [Beyheki]
"Günde 100(yüz) salavat okuyan,kıyamette şehidlerle beraber olur." [Taberani]
"Bana günde bin salavat okuyan,Cennetteki yerini görmeden ölmez." [İbni Şahin]
"Dua perdelidir.Bana salavat getirilince,perdeler yırtılır,dua kabul olur." [Taberani]
"Bana çok salavat getirenin dertleri gider,günahları affolur." [Tirmizi]
"Söyleyeceğini unutan,hatırlamak için bana salat ü selam getirsin!" [İbni Sünni]
"Bana 1(bir) salavat getirene ALLAH u Teâlâ, 10(on) rahmet ihsan eder, 10(on) günahını yok eder ve derecesini 10(on) kat yükseltir." [Nesai]
"İsmim anılınca,bana salavat okumayan,cimrilerin cimrisidir." [Tirmizi]
"Salavat sizin için zekattır." [I.Hibban] [Burada zekat, temizlik, günahların affıdır.]
"Bana her gün 100(yüz) defa salavat getiren,münafıklıktan ve Cehennem ateşinden uzaklaşır ve kıyamette şehitlerle beraber olur." [Taberani]




Hz. Ukbe ibni Amr (R.A)'tan rivayetle Efendimiz Hz.Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Buyuruyorlar Ki:

"Gün içinde yapılan hiçbir amel yoktur ki, günün sonunda onun üzerine mühür vurulmasın."

Bir mü'min hasta olunca melekler derler ki: "Ey Rabbimiz! Kulun falancayı hastalıkla amelden hapsettin."

Rab şöyle buyurur:


"İyileşinceye veya ölünceye kadar, evvelce her gün yaptığının misli ile onun amellerini mühürleyin."

(Ahmet bin Hanbel)
 

ayvazoðlugýda

Active member
"Eğer (siz hiç) günah işlemeseydiniz Allah, sizin yerinize günah işledikten sonra bağışlanmak için tevbe eden bir topluluk getirirdi." (Müsned)



Hz. Ebu Said (R.A) tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem Buyuruyorlar Ki:

"İblis, Rabbine dedi ki: 'İzzetin ve Celalin hakkı için, canları bedenlerinde bulundukça Adem oğlunu iğfal edeceğim.

Allah (c.c.) de buyurdu ki: 'Onlar Benden mağfiret
istedikleri müddetçe, Ben de onları mağfiret edeceğim.'"
(Ebu Nuaym/Hilye)



Hz. Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem Buyuruyorlar Ki:

"Yanında ismim anıldığı halde, bana salavat getirmemesi, o kişiye cimrilik olarak yeter." (Said bin Mansur)


Hz. İbni Abbas (R.A) tan rivayetle Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem Buyuruyorlar Ki:

"Hüzne(gam,keder,sıkıntı) yapışın. Zira hüzün, kalbin anahtarıdır. (Gönlü, manevi feyizlere açar)." (Taberani/Kebir)


Hz. İbn-i Ömer (R.A) tan rivayetle Efendimiz Hz.Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem Buyuruyorlar Ki:

"Kim bu dünyada içki içer de tövbe etmeden ölürse, Ahirette Cennet şarabı(içecek,sıvı şey) içemez o kimse." (Müslim; Ebu Davud)

 

ayvazoðlugýda

Active member
Alem dolusu salavat

[FONT=verdana,sans-serif]Ümit Şimşek[/FONT]


Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin. (Ahzâb Sûresi,33:56)
Allah Resulünün büyüklüğünü muhteşem bir tablo içinde tasvir eden bu âyet, biz mü’minlere de bu tablonun içinde yer alma çağrısı yapıyor.
Âyetin ilk olarak verdiği haber, Yüce Allah’ın ona salât ettiği şeklindedir. Allah’ın salât etmesi, rahmet anlamını taşır. Ayetin ifadesinde, bir de süreklilik vardır. Bu ise, “Âlemlerin Rabbi, sürekli olarak ona rahmet ediyor, ona rahmetini indiriyor” demek olur. Bundan başka, Allah’ın meleklerinin de sürekli olarak Peygambere salât etmekte, yani rahmet duası etmekte oldukları haber veriliyor.


Şimdi, âyetin şu kısmının tasvir ettiği âlemleri bir düşünün:
Öyle bir âlem—yahut âlemler—ki, her an Rabbinden gelen bir rahmet yağmuru altındadır. Bir yandan Âlemlerin Rabbinden rahmet inerken, bir yandan da, o yüce âlemleri dolduran, hadde hesaba gelmez, tasavvurlara sığmaz melek ordularından Ona rahmet duaları yükselmektedir.
İnen rahmet yağmurlarının, yükselen rahmet dualarının odak noktasında ise bir sevgili kul var:
Âhirzaman Peygamberi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

Âyetin ikinci cümlesi, bizi de bu muhteşem tablonun içinde yer almaya çağırıyor:
“Ey iman edenler, siz de ona salât edin, tam bir teslimiyetle ona tâbi olun ve ona selâm verin” buyuruyor. Bu İlâhî buyruğun yeryüzünde nasıl yankılandığını hep beraber görüyoruz:
Âlemlere rahmet olarak gönderilen o Peygamber yeryüzüne ineli beri, bu gezegen, hiç durmadan ona salât ediyor.
Ona teslim olmuş gönüllerden her saniye milyonlarca salât ve selâm yükseliyor.
Hiç durmuyor salât ve selâmlar. Yeryüzü, bir nefes aralığı bile vermeksizin, geceli gündüzlü onu selâmlıyor, ona rahmet duaları ediyor.
Koca dünya, bir yandan da minarelerinin diliyle onu yad ediyor.
Henüz güneşin doğmadığı yerlerde onun adı yankılanmaya başlıyor.
Günün kapanışındaki ezanlarda yine onun yâdı var.
Gece ve gündüz birbirinin peşi sıra bu gezegeni dolaşıp dururken, ezanlar da dalga dalga birbirini izliyor. Ezansız bir an geçmiyor yeryüzünde.
Ve her ezanda onun elçiliği âlemlere bir kez daha ilân ediliyor.

Gece ve gündüz gibi, ezanlar ve salât ü selâmlar sarıp sarmalıyor bu şirin gezegeni. Ve dünyamız, yüz binlerce minaresinden ve milyarlarca gönülden yükselen nida ve dualarla uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde uçup giderken, geçtiği her yerde salât ve selâmlardan yankılar bırakıyor.
Şöyle bir manzaranın bir anlık bir kesitini bile bir fotoğraf karesi halinde gözlerimizin önünde canlandırmamız, bu dünya şartlarında elbette ki mümkün değildir.
Düşünün ki, bu hadise, asırlardır gece ve gündüz demeden sürüp gidiyor.
Üstelik artarak, büyüyerek, gittikçe gürleşen sadalarla yankılanıyor bu ezanlar, bu salât ve selâmlar.
Her an, ona rahmet duası eden ve selâm gönderen dillere yenileri ekleniyor.
Yeryüzü onu böylece milyarlarca dille yad ederken, yüce âlemlerin sakinleri de yine ona rahmet duaları ediyorlar—Rablerinin onlara öğrettiği şekilde.
Yeriyle, göğüyle, âlemler rahmet duaları içinde çalkalanıp dururken, bütün âlemlere böyle bir duayı ilham edenin sonsuz rahmeti de onun üzerine inmeye devam ediyor.
Âlemleri kuşatan bütün bu duaların ve İlâhî rahmetin tam odak noktasında bulunan bir kimsenin asırlar boyunca bu salât ve selâmlarla nasıl bir mertebeye yükseleceğini düşünün, düşünebilirseniz!
Veya, bu kadar uzun bir hesaba girişmek yerine, onun herhangi bir andaki yükselişini düşünmeye çalışın:
Siz bir soluk alıncaya kadar, göklerden ve yerden ona edilen salât ve selâmlar, Âlemlerin Rabbinden ona inen rahmetler nasıl bir yekûn tutar?

Çok şükür ki, âyet, bizden böyle ağır bir hesap istemiyor.
Onun yerine, bize bir çağrı yapıyor:
Allah’ın melekleriyle ve iman eden kullarıyla beraber, o muhteşem tablo içinde yer alarak, âlemlere rahmet olan zâta salât ve selâm gönderme çağrısı.Bir de bu salât ve selâmların hikmet ve sonuçları var ki, ona da bir sonraki bölümde değinilecektir.
 

ayvazoðlugýda

Active member
Ameller içinde bir tek salavat riyadan bile olsa kabul olur...
[FONT=verdana,sans-serif]Kim ezandan sonra ezan duasını okur ve bana salavat getirirse ona şefaatim vacip olur...[/FONT]

[FONT=verdana,sans-serif]* 1 salavat getirmenin güzelliği 10 günahın bağışlanması,10 derece mertebesinin yükselmesi ve Allahın 10 kere rahmet etmesine vesile oluyor...
* Duanın kabulü, salavat getirilene kadar tehir edilir..
* üzüntü ve keder gider dua etmesine bile gerek kalmaz..
* Kim salavat okursa melekler onlar için istiğfar ederler...
* İnsanların en cimrisi Efendimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve selleme) "salavat" getirmeyendir...
* Bir topluluk toplanır da bana salavat getirmeden ayrılırsa çok yazık olur..
* Efendimiz yolda bir arı görüyor nerden geliyorsun ey arı diyor.Arı da
[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]"-Bal yapmak için çiçeklerden hammadde topladım" diyor. Bunun üzerine efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem [/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]"-Peki bana o ham maddeden birazcık ver de tadayım" diyor biraz alıyor ağzına koyuyor bir de bakıyor ki zehir gibi acı ve arıya soruyor:[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]"-Bu zehir gibi hammadde nasıl oluyor da tatlanıyor ve bal gibi oluyor?" O küçücük arıcık o küçücük bal fabrikası diyor ki [/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]"-Ya Rasurullah evet hammaddesi çok acı fakat onu peteğe koyarken sana salavat getirerek koyuyorum. Allah bunu bal gibi tatlı yapıyor diyor."[/FONT]

[FONT=verdana,sans-serif]Öyleyse bizim çok sıkıntılı şu hayatımızı da bala çvirmesi için bolca peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme salavat getirmeliyiz.. [/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]
Hasan Basri hazretlerine bir kadın gelir ve der ki kızım vefaat etti ve öldükten sonra onu rüyamda hiç görmedim ahirette ne olduğunu çok merak ediyorum bana dua etsen ve dualar öğretsen de kızımı görmek nasip olsa demiş.Oda dua etmiş ve dualar öğretip yollamış. Kadın her gece dualarını okuyormuş.Bir gece rüyasında kızının ahiretteki halini gördü ateşten bir elbise giydirmişler ve eziyet ediyorlarmış. Kadın uyanınca Hasan Basri hazretlerine ağlayarak rüyasını anlatmış
"-Keşke kızımı görmeseydim şimdi onun o azaptan kurtarmak için ne yapacağım?" diye sormuş. Hasan Basri hazretleri ona bazı dualar öğretti
"-Eğer kızın imanlı ölmüşse tabi ki faydası olur." demiş.
Aradan bir zaman geçiyor Hasan Basri hazretleri bir gece rüyasında Cenneti geziyor bir tane kız altın bir tahtın üstüne oturmuş gayet neşeli mutlu keyifli... Daha önce azap gören bu kız Hasan Basri hazretlerini görünce hemen seslenmiş
"-Ey imam bakar mısın? Beni tanıdın mı?" Hasan basri hazretleri
"-Malesef tanıyamadım, kimsin?" diye sual edince
"-Hani kızını rüyada görmek isteyen bir kadın vardı ya ben onun kızıyım." Hasan Basri hazretleri bu hale çok şaşırdı.
"-Evladım,annen seni alevler içinde gördüğünü söylemişti... Oysa şimdi görüyorum ki altın tahlarda oturuyorsun..." deyince, kız da
"-Ey imam doğru söylüyorsun. Ben azap içerisindeydim. Allahın salih bir kulu bizim kabristanın yanından geçti.Geçerken de Peygamber efendimize sallallahu aleyhi ve selleme salavat getirdi ve bu salavatın sevabını da bu kabirdekilere hediye ediyorum dedi.işte bu sevaptan bana düşen hisseyle benden azap kalktı ve bu nimetlere kavuştum" dedi.

Bunun üzerine,Hasan Basri hazretleri
"-Hemen o kadına varın deyin ki kızı cennet bahçelerinde rahatta ağlamasın.. ."
Öyleyse hadi biz de geçmişlerimiz ve geleceğimiz ölmüşlerimiz ve yaşayanlarımız için çookça salavat getirelim....


ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMED....

HAYDİ BU SALAVAT HALKASINA SİZ DE KATILIN. EN AZ 10(ON) SALAVAT OKUYUN VE İLETEBİLDİĞİNİZ KADAR DA GÖNDERİN... ANLATABİLDİĞİNİZ KADAR DA ANLATIN... UNUTMAYINIZ Kİ DUYDUĞU,OKUDUĞU ve KULLARI ALLAH'a YAKLAŞTIEACAK HAYIRLI AMELLERİ ANLATMAK FARZ...RABBİM BİZLERİ DE BU SALAVATLARIN YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE AFFETSİN...AMİN... ALLAHA EMANET OLUN...

ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED...
[/FONT]
 

ayvazoðlugýda

Active member
BU MESAJI ALDIKTAN SONRA, ARTIK SİZ DE İNŞAALLAH SALAVAT ZİNCİRİNİN BİR PARÇASI OLMA NİYETİNİ TAŞIDIĞINIZA İNANIYORUM.

ŞİMDİ YAPILMASI GEREKEN ÇOK BASİT,SADECE ve SADECE 5 DEFA SALAVAT OKUMAK. YANİ " ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED " VE MÜMKÜNSE BU MAİLİ DE 10 DOSTUNUZA GÖNDERİRSENİZ BU SAYEDE HEM ZİNCİR GENİŞLEYECEK HEM DE EFENDİMİZİ (S.A.S.) ANDIĞIMIZ İÇİN BİZE İNŞAALLAH ŞEFAAT EDECEK HEM DE HERKESİN HAYIR YAPMASINA,SEVAB KAZANMASINA BU MÜBAREK CUMA GÜNÜ VESİLE OLURUZ. BU VESİLEYLE AŞAĞIDAKİ HADİS-İ ŞERİFLERİ DE BİLGİLERİNİZE ARZ EDERİM.

ASGARİ 10 TANE ARKADAŞ,DOSTUNA GÖNDERİRSEN "BİR ŞEYE SEBEB OLAN ONU YAPAN GİBİDİR" KAİDESİNCE SİZ DE " AYNI SEVABA" ORTAK OLACAKSINIZ İNŞAALLAH.


Allah ve melekleri, Peygamber`e çok salât ederler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahzab Suresi:33-56)

Allâh sends His Salât (Graces, Honours, Blessings, Mercy) on the Prophet (Muhammad SAW) and also His angels (ask Allâh to bless and forgive him).

O you who believe! Send your Salât[1] on (ask Allâh to bless) him (Muhammad SAW), and (you should) greet (salute) him with the Islâmic way of greeting (salutation i.e. As¬Salâmu 'Alaikum). ( Al-Ahzab Chapter:33, Verse:56,Dr.Mohsin's Traslation.)

Lo! Allah and His angels shower blessings on the Prophet. O ye who believe! Ask blessings on him and salute him with a worthy salutation. (Al-Ahzab Chapter:33, Verse:56, Pickthal's Traslation.)
Allah and His angels, send blessings on the Prophet: O ye that believe! send ye blessings on him and salute him, with all respect. (Al-Ahzab Chapter:33, Verse:56, Yusuf Ali's Traslation.)




1) Bana salavat getirene Allah 1(bir) kirat sevap yazar.Kirat ise Uhud Dağı kadardır.(s:1576=HN:3678)

2) Allah'a hamd ve bana salavat ile başlanmayan her önemli iş hayırlı sonuç vermez,neticesizdir ve her bereketten mahrumdur.(s:1332=HN:3004)

3) Herhangi bir topluluk bir mecliste oturur orada uzun süre bekler sonra da Allah'ı anmadan veya peygamberine salavat getirmeden dağılırlarsa Allah'a karşı bir kusur işlemiş olurlar.Allah dilerse azab eder,dilerse bağışlar.(s:759=HN:1615)

4) Namaz sırat köprüsü üzerinde nurdur.Kim ki Cuma günü bana 80(seksen) defa salavat getirirse 80(seksen) yıllık küçük günahlar affedilir.(s:1142=HN:2541)

5) Birinizin kulağı çınladığında beni hatırlayıp bana Salavat getirsin ve şöyle desin "Allahım beni hayırla ananı sen de (hayırla) an." (s:214=HN:403)

6) Bana Cuma günü ve gecesi (Miladi takvime göre Perşembe gününü gecesi) çok salavat getiriniz.Çünkü sizin salavatlarınız bana arz olunur.(Ebu Davut, Nrsai et-Tac:1-292)

7) Ameller Pazartesi ve Perşembe günleri Allaha arz edilir.Peygamberler,ölmüş olan anne ve babalara Cuma günü arz edilir.Onlar bu iyiliklerden dolayı sevinirler,yüzlerinin beyazlık ve parlaklığı artar.Öyle ise Allahtan korkun ve günah işlememek suretiyle ölülerinize eziyet etmeyin.(s:825=HN:1784)

8) Şu 3(şey) her Müslüman üzerinde yerine getirilmesi gereken bir haktır.Cuma günü yıkanmak,misvak kullanmak ve güzel koku sürünmek.(s:861=HN:1859)

9) Cuma günü yıkanınız.Kim böyle yaparsa 3(üç) gün fazlasıyla 2(iki) Cuma arasında işlediği günahlar affedilir.(s:338=HN:697)

10) Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktır….

11)Üzerime salavat getirirseniz, Allah da (c.c) sizin üzerinize salavat getirir…

12)Bana salavat getirin, nerede olursanız olun salavatınız bana ulaşır….

13)Allah teala (c.c) buyurdu; "1(bir) defa salavat getirene, Ben ve meleklerim 10(on) defa salavat getiririz…..

14)Cuma günü ve geceleri üzerime 100(yüz) defa salavat getirenin, Allah teala (c.c) 30(otuzu) dünyaya,yetmişi ahirete olmak üzere yüz hacetini kabul eder...
15)Dua ile sema arasında bir engel vardır,üzerime salavat getirince,engel açılır dua yerine ulaşılır...

16)Sünnetimi ihya eden,üzerime salavat getiren,darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardır…

17)Kıyamet günü büyük ecir almak isteyen üzerime salavat getirsin...

18)Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz….

19)Birbiriyle karşılaşan 2(iki) mü'min salavat getirerek musafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır…(İskenderun ve havalisinde bu güzel adet yaşanmakta ve yaşatılmaktadır.)

* * * * * * * * * * * * * * *

Ömrünü boş yere heba eden kişinin,kaybettigi zamanı telafi edebilmesi için, salavat ile meşgul olması lazımdır.
Eğer bütün ömrünü ibadet ile geçirmiş olsan sonra bir defa salavat getirsen, getirdigin salavat bütün ibadetlerden daha ağır gelirdi... Çünkü sen kendi gücün nispetinde salavat getirmektesin…
Allahu Tealanın (c.c) kuluna nazar-i rahmeti;cinnin ibadetinden dahada hayırlıdır..
Çünku Allah (c.c) bir kuluna rahmeti ile nazar edince o kul azaba düçar olmaz…
Ve şimdi….
Açalım ellerimizi ve yüreklerimizi, bütün samimiyetimizle O'na salat ve selam edelim….
Binlerce salat…… güller sayısınca selam…


Kaynak: 1)Camiü's-Sağir(s:Sayfa numarası HN:Hadis-i Şerifin Numarası) 2)Tirmizi-/(1025) Buhari-6+14
 

ayvazoðlugýda

Active member
Abdulvahid bin Zey "Hacda yanındaki bir gencin hiç durmadan Rasulullah'a SALAVAT okuduğunu,bazı yerlerdeki hususi duaları bile okumayıp yine SALAVAT-I ŞERİFE okuması kendisinin çok dikkatini çektiğini ve başka dua bilmiyorsa dua öğretmeyi teklif edince genç delikanlı şunları anlattı:"Babamla hacca gitmiştik.Yolda uykudayken rüyamda Kalk,baban öldü dediler.Kan ter içinde uyandığımda hakikaten babamın öldüğünü gördüm.Yüzü de kararmıştı...korktum ve üzüntüden tekrar uyuya kaldım.Tekrar bir rüya daha gördüm.Rüyamda kara suratlı 4 kişi ellerindeki demir kamçılarla babama yaklaştılar ki tam vuracaklarında Nur yüzlü bir başka zat "Vurmayın!" dedi.Adamlar vurmaktan vaz geçti.Nurani simalı zat ise mübarek eliyle babamın kara suratını sıvazladı.Babamın yüzü nurlandı.Uyan artık baban nurlandı dedi.Ben sevinçten heyecanla Siz kimsiniz?soruma;Ben Resulullahım(a.s.m.).Baban hayattayken bana çok SALAVAT okuduğu için ona şefaat ettim buyurdu.'Heyecan ve sevinçle ayağa kalktım hemen babamın yüzüne baktım.Siması hakikaten nurlanmıştı.Elhamdülillah dedim.Dünyalar benim olmuştu.O günden beri ben SALAVAT-I ŞERİFEYİ çok okuyorum.(Evliyalar Ansiklopedisi 2-14)

Ve hevâdan söz söylemez. 4) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir.(Necm Suresi-3,4),Ömer Nasuhi Bilmen-Kur'an Meali)
O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. 4) O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.(Necm Suresi:3,4Elmalılı Hamdi Yazır-Kur'an Meali)
O, arzusuna göre de konuşmaz. 4) O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.(Necm Suresi:3,4 Diyanet İşleri Başkanlığı-Kur'an Meali.)
3) O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. 4) O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.(Necm Suresi,Tefhimu'l-Kur'an Meali)
O(Muhammed) arzusuna göre de konuşmaz.O(nun bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.(Necm:53---3,4)
Nor doth he speak of (his own) desire. (3) It is naught save an inspiration that is inspired.(An-Najm:3,4)
Nor does he speak of (his own) desire. (3) It is only a Revelation revealed.(The Star-3,4)
Camiü's-Sağir isimli son derece güvenilir Hadis Külliyatında kayıtlı ,3 Hadisi-iŞerif;


1) Şu 3(şey) her Müslüman üzerinde yerine getirilmesi gereken bir haktır.Cuma günü yıkanmak,misvak kullanmak ve güzel koku sürünmek.(s:861=HN1859)
2) Cuma günü yıkanınız.Kim böyle yaparsa 3(üç) gün fazlasıyla 2(iki) Cuma arasında işlediği günahlar affedilir.(s:338=HN697)
3) Namaz Sırat Köprüsü üzerinde nurdur.Kim ki Cuma günü bana 80(seksen) defa salavat getirirse 80(seksen) senelik küçük günahları affedilir.(s:1142=HN2541)
 

teblið

Vefasýz
Allahumme salli ala seyidina muhammed;

Madem ki dersimizin adı salavatın hikmeti;bende önce salavat getirerek bir şeyler yazmak istedim;
salavat konusunda bir çok bilgiye sahiptir müslümanlar elh;Alemlere Rahmet olarak gönderilen Resüli enbiya;Ona her gün selam göndermek dünyanın en kıymetli hazinesi ,en nazenin selamı ,selamların en manidari ..Bir çok islam uleması bu konunun güzelliği ve ehemmiyeti konusunda müslümanlara ışık tuttullar asırlar boyu;Allah (c.c) onlarada Rahmet eylesin inşl;

Ben müsadenizle salavat konusunda şu kısacık cümeleyi yazmak isterim;Hani derlerya her müslümanın Kitabı kiramın meleklerin dışındada bazı melekleri vardır çeşitli görev icabı;

Bunlardan biride H Peygambere (sav) çekilen salavatları hızla Medineye ulaştırılar ..Filanca müslümanın size selamı var EY NEBİ;

bunu okurken çok duygulanmıştım..Daha sonra Mevlaya hamdu senalar olsun Medineye gitmek nasip oldu;Ravzayı mutaharraya girer girmez salavat getirmiştim;ve o anda beynimde heyecan ve duygu yoğunluğundan olsa gerek rad şimşekleri çaktı ;Salavat getirdim ama onu alıp götüren melek yoktu artık arada;direkt salavatı kendiniz takdim ediyorsunuz;ve müthiş bir heyecanla zangır zangır titriyorsunuz..Adeta diliniz dolanıyor ;

demem o ki ;anladım ki arada ki onurlu elçi melek ne zor ve ne kadar güzel bir görev üstlenmiş..

Rabbimden dileğim şu ki sekarata kadar o elçi melek daima bizden haberdar olsun ;selamlar virdimiz olsun ;
 

La-Tahzen

Well-known member
bir çok kıssadan bi tanesinde;

bir kadın Hasan Basriye gelerek,"genç bir kızım vardı,vefat etti.onu rüyamda görmek için bana bir dua öğretmen için geldim!der.
Hasan Basri duayı öğretir.kadın rüyasında kızını,katrandan elbiseler içinde,boynuna halatlar,ayağında prangalar takılmış şekilde görür.kadın kızının bu durumunu Hasan Basriye anlatır.Hasan Basri kızın durumuna üzülür.
aradan bir zaman geçtikten sonra Hasan Basri kızı "cennette başına taç giydirilmiş"olarak görür.

kız Hasan Basriye:

-beni tanıdın mı?ben sana gelen kadının kızıyım, der.

Hasan Basri:"senin bu durumun nedir?bu hale nasıl geldin?"

-adamın biri mezarlıktn geçerken peygambere salavat getirdi.oradaki beşyüz ölü salavatın hürmetine azaptan kurtuldu.bir kişi peygambere bir kere salavat getirdiğinde beşyüz kişi affolunuyorsa,50 yıl salavat getiren ahiret günü peygamberin şafaatine nail olmazmı?...Allahu teala şöyle buyurmaktadır;

"Allahı unutan (münafıklar gibi günah işleyenlerden)olmayınız.yani,allahın emirlerini terk ederek,onun buyruklarının aksine davranmayın,dünyanın lezzetlerinden haz almayın ..onun aldatıcı görüntülerine kanmayın..


yedinci meselede de izah edildiği gibi;

Her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semî ve Mucib perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir zîyahatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.

Elbette ve her halde hiçbir şüphe ihtimâli kalmaz ki: Mahlûkların en ehemmiyetlisi olan nev'i insanın en ehemmiyetli ve umumî ve umum kâinatı ve umum esmâ ve sıfât-ı İlâhiyyeyi alâkadar eden beka-i uhreviyeye ait dualarını içine alan ve nev'i insanın güneşleri ve yıldızları ve kumandanları olan bütün peygamberleri arkasına alıp onlara, duasına "âmin, âmin" dedirten ve ümmetinden her gün her ferd-i mütedeyyin hiç olmazsa kaç defa ona salâvat getirmekle onun duasına âmin âmin diyen ve belki bütün mahlûkat o duasına iştirâk ederek;

"Evet yâ Rabbenâ!..İstediğini ver; biz de onun istediğini istiyoruz ."diyorlar.

Bütün bu reddedilmez şerâit altında beka-i uhrevi ve saadeti ebediyye için Muhammed (A.S.M) haşrin esbab-ı mucibesinden yalnız tek duası, Cennet'in vücuduna ve baharın icadı kadar kudretine kolay olan âhiretin icadına kâfi bir sebeptir, diye Mucîb ve Semi' ve Rahîm isimleri bizim sualimize cevap veriyorlar..
 

La-Tahzen

Well-known member
Yedinci meselede ki bu kısmın kısacık izahını yapabilir misiniz?


Evet mahlûkların en ehemmiyetlisi insandır.İnsanların en ehemmiyetliside peygamberimizdir.On dört asırdır bütün Müslümanlar peygamberimize salat-ü selam getiriyorlar.Yani manen diyorlarki ‘’ya Rabbi o’nu(SAV)makamını yükselt bizde onun istediğini istiyoruz’’.Efendimiz ‘in cennet talep lerinden birkaç misal;

**İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Ey Allahım! Ey doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de senden cenneti istiyorum.

**İbnu Ömer hazretleri (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cemaatte oturduğu zaman, ashâbı için şu duayı okumadan nadiren kalkardı: "Allahım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu, sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun. İtaatinden öyle bir nasib ver ki, o bizi cennete ulaştırsın.


**Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir adama: "Namazda ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Teşehhüdü (Ettahiyyatu, Allahümme salli, Allahümme barik...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne senin okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu bilmiyorum" dedi. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (adama): "Biz de senin okudukların gibi okuyoruz" buyurdu."

Evet bütün inanlarla beraber insanlığın baş tacı olan efendimizin cennet talebi elbette karşılıksız kalmayacak ebedi huzur mekanı muhakkak olacaktır.Çünkü Allah Mucîb,Semi' ve Rahîmdir.


Başta peygamberimiz olmak üzere bütün peygamberler haşrin delilidir.şöyleki: Evet ehli tahkikin ittifakı ile şakkı kamer ve parmaklarından su akması gibi bini aşkın mucizeden had ve hesaba gelmez peygamberlik delili ile muhbir-i sadık haber veriyor:

“Hazırlanınız, başka daimi bir memlekete gideceksiniz: öyle bir memleket ki bu memleket ona nispeten bir zindan hükmündedir. Yüce yaratıcının fermanını dinleyip itaat ederseniz ihsanlara mazhar olacaksınız; yok isyan edip dinlemezseniz, müthiş zindanlara atılacaksınız.“

Mü’min kâfir O’nu tanıyan herkes tarafından Muhammedül Emin olarak bilinen ALLAH Rasulu hayatında hiç yalan söylememiş. Buna tarih şahittir. (Benden sonra hilafet 30 sene sürecektir. İstanbul mutlaka fethedilecek, bana ilk kavuşan Hz. Fatıma olacak demiş ve hepsi doğru çıkmıştır.) O’nun ahretin varlığından bahsetmesi ahretin olduğuna delil olarak yetmez mi?

İnsanlığın en seçkin simaları Peygamberlerdir. Zira onların yala konuşabileceklerini düşünmek bile küfürdür. Çünkü onlar kötülüklere karşı ALLAH tarafından korunmaktadır.

Evet Hz. Muhammed (sav) başta olmak üzere Hz.İsa, Hz.Musa, Hz. Davut gibi Kur’an da adı geçen 24 peygamber yine Kur’an da adı geçmese de gelmiş olduğu bildirilen 124.000 peygamber ahret vardır diye haber vermişlerdir.

Ayrı ayrı yerlerde ayrı ayrı ayrı zamanlarda bir-birlerinden haberdar olmaları imkansız olan sadık muhabirlerin bil ittifak aynı hakikati haber vermeleri delil olarak yetmez mi?
Hukukta bir iddianın kabul edilebilmesi için güvenilir iki şahidin olması yeterlidir. Yukarıda gördüğünüz gibi bütün peygamberler islam ve hristiyanlık aleminin bütün din alimleri ahiret vardır demişler. Bir konu üzerinde bu kadar şahidin ittifak etmesi aklen, mantıken ve vicdanen doğruluğunu göstermez mi?


(alıntı)
 

La-Tahzen

Well-known member
s.a arkadaslar hadis okumaya baslamak istiyorum hangi eserden faydalanmalıyım acaba görüşlerinizi sunarsanız memnun olurum!

elbette Kütübü Sitte

alternatif olarak Hadis günlüğü - Münib Engin Noyan
Muhtasar Hadis Tarihi -Prof.Dr.Muhammed Hamidullah kitap olarak bu kadar hatırladım şimdi

fakat;Hadis-i Şerif yazdığınızda googlea güzel hadis sitelerine ulaşmanız mümkün kardeş..
 

Huseyni

Müdavim
Her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semî ve Mucib perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir zîyahatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.

Elbette ve her halde hiçbir şüphe ihtimâli kalmaz ki: Mahlûkların en ehemmiyetlisi olan nev'i insanın en ehemmiyetli ve umumî ve umum kâinatı ve umum esmâ ve sıfât-ı İlâhiyyeyi alâkadar eden beka-i uhreviyeye ait dualarını içine alan ve nev'i insanın güneşleri ve yıldızları ve kumandanları olan bütün peygamberleri arkasına alıp onlara, duasına "âmin, âmin" dedirten ve ümmetinden her gün her ferd-i mütedeyyin hiç olmazsa kaç defa ona salâvat getirmekle onun duasına âmin âmin diyen ve belki bütün mahlûkat o duasına iştirâk ederek;

"Evet yâ Rabbenâ!..İstediğini ver; biz de onun istediğini istiyoruz ."diyorlar.

Bütün bu reddedilmez şerâit altında beka-i uhrevi ve saadeti ebediyye için Muhammed (A.S.M) haşrin esbab-ı mucibesinden yalnız tek duası, Cennet'in vücuduna ve baharın icadı kadar kudretine kolay olan âhiretin icadına kâfi bir sebeptir, diye Mucîb ve Semi' ve Rahîm isimleri bizim sualimize cevap veriyorlar..


Şuursuz bir sinek, bir elmanın içindeki elma kurdu ve göremediğimiz daha küçük nice canlılar vardır ki hepsi de ihtiyaç sahibidir. Bir sineğin midesinin ihtiyacının gözümüz önünde giderilişine şahit olmuşuzdur. Halbuki ne aklı var ne şuuru. Halini arzetmeye bizim gibi istidadı yok. Lisan-ı haliyle (hal diliyle) Rabbinden istiyor, ve Allah c.c. da onun bu ihtiyacını Semi (bütün herşeyi işiten), Mucib (icabet eden) isimleriyle o sineğin lisanı haliyle yaptığı talebini işitiyor, görüyor ve o duaya fiili olarak cevap veriyor, onu rızıklandırıyor.

Bir sineğin veya daha da küçük canlıların bu şekildeki ihtiyaçlarını karşılıksız bırakmayıp, dualarına icabet eden Rahim olan Rabbimiz; kainatın yaratılışına gaye olarak gösterdiği, varlıkların içinde dostunun ve düşmanının ittifakıyla en dürüst, en emin olan, kendinden önce gelen bütün peygamberlerin kendisinden haber verdiği, kendinden sonraki bütün evliya ve asfiyaların ancak Onun asm sünnetine ittiba ile, onun verdiği dersleri uygulayarak manevi makam ve mertebe sahibi olduğu, Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselamın en ehemmiyetli arzusu olan beka duasını kabul etmemesi mümkünmüdür ? Yani sineğin sesini işiten, en sevdiğinin, habibinin gök gürültüsü gibi ses getiren en ehemmiyetli bir niyazını ve nidasını işitmez mi ?

Onun (aleyhissalatü vesselam) tek bir duası haşrin gerçekleşmesi için kafidir. Ve Allahta bunu yapmaya muktedirdir.
 

teblið

Vefasýz
Salavatı şerifeyle ilgili çok beğendiğim bir kaç hadisi şerif ;buyrun;

“Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur.” “Ey Allah’ın Elçisi,” diye sordular. “Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah, peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.” (Ebû Davud, )

Übeyy ibni Kâ’b birgün Peygamberimize şöyle sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Peygamberimiz “Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu: “Dörtte birini ayırayım mı?” Peygamberimiz yine “Dilediğin kadarını,” buyurdu. “Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Yarısını?” “Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?” “İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” (Tirmizî,) “Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.”

“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir.
 
Üst