Nur suresi 31.ayet ve yaşar nuri öztürk'ün büyük hatası!..

iLtERiÞ

Member
[FONT=&quot]Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.(Nur suresi-31/diyanet meali)[/FONT]
Ayetteki"humur (baş örtüleri)"sözcüğünün tekili "hımar" olup, sözlükte; kadının kendisi ile başını örttüğü şey, demektir. Saîd b. Cübeyr (Ö. 95/713), baş örtüsünün kadının boyun ve göğüs kısımlarını örtecek ve bunlardan hiçbir şey göstermeyecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI


Nur suresi 31.ayette
Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar.(1)buyurulmaktadır.

DİPNOTU;
1. Yani, kadınlar saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyunlarını, gerdanlarını, sînelerini açık tutmayıp bu suretle iyice örtsünler ve o halde bu emri yerine getirebilecek baş örtüsü kullansınlar. Buna Arapça’da “hımar” çoğuluna “humur” denir ve bu bilinen baş örtüsüdür.

Türban ise Fransızca’dan alınmış olup boyun kökünden alnın üstündeki kıl bitimine kadar saçları örten kulağı göğsü ve boynu açıkta bırakan bir örtüdür.

Bu âyetten önce câhiliye kadınları, baş örtülerini boyunlarına bağlarlar, uçlarını arkaya bırakırlar, gerdan ve gerdanlıklarını açık tutarlardı. İşte bu âyet-i kerîme ile câhiliye dönemi örtünme şekli kalktı.

Elmalılı’nın da dediği üzere, anlatılan ölçüler dâhilinde müslüman kadınların başlarını örtmesi farzdır (Elmalılı, IV, 3507). Hz. Peygamber’den beri de uygulama böyledir. Bunun aksini düşünmek, yüce Kur’an’ın emrini, menfaate ve arzuya uydurmaktır. Allah’ın hükmü ve müslümanların uygulaması böyledir.

Buna karşılık “başını isteyen açsın, isteyen örtsün” ve benzeri söylemler Allah’ın emrine aykırıdır. İslâm, kadını bir bütün kabul eder. Bunun için de izin verilen yerlerin dışında kadının her yeri ziynettir, fıtraten güzeldir; erkeğin dikkatini çeker ve hislerinin uyanmasına sebep olur.

Böylece İslâm, kadınlara hem şehvetle bakışı, eliyle, diliyle onları rahatsız edişi, hem de kadınların şehveti tahrike sebep olan açılışlarını, cilveli konuşma ve davranışlarını, cinsel bir taciz olarak haram kılmıştır. Bu da temiz bir aile ve cemiyet kurulmasını temin içindir.

Örtünmenin şekli ise 33/59’da ve (Müslim (Davudoğlu), II, “Libas” 125, hadis no: 2128) gibi hadislerde belirtilmiştir.

TC Diyânet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da 03.02.1993 tarih ve 6 nolu karar ile bu belirtilen ölçülere uygun olarak kadınların tesettürlerinin ve başlarını örtmelerinin farz olduğunu yayınlamıştır.

FEYZÜL FURKAN K.KERİM MEALİ.(HASAN TAHSİN FEYİZLİ)


YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ÜN BÜYÜK HATASI
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]- [/FONT][FONT=&quot]Buharî, Ebu Dâvud, Nesaî'den gelen bazı hadislere göre Peygamber Efendimizin zamanında, kadın ve erkek müslümanlar ayni su kapından abdest almaktaydılar. Ebu Dâvud'un eserinde : Kadın ve erkek, ellerimizi aynı kaba sarkıtıp daldırarak toplu halde abdest alırdık. denmektedir. Bu da gösteriyor ki Asrısaadet'te kadınlar erkekler yanında abdest uzuvlarını açabiliyorlardı. O halde dirseklere kadar kollar, ayaklar, yüz ve başın abdeste, meshe esas olacak kısmı serbesttir. Bu yerleri de abdest dışındaki zamanlarda kapatmak hassasiyetini gösterenlere saygı duyulur, ancak bunu yapmayanlar hor görülmez.
(Bkz. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk - Kur'an'daki İslâm - Say: 615-616)[/FONT]



[FONT=&quot]Öztürk, ayrıca Ebu Davut’da geçen ‘Biz kadın ve erkek, eİİerimizi aynı kaba sarkıtıp daldırarak toplu halde abdest alırdık” hadisini delil göstererek kadının namahremlerle birlikte abdest alabileceğini, dolayısıyla abdest azalarını (baş dahil) açabileceğini ifade etmektedir. Sözü edilen Ebu Davut hadisine gelince: “Artık su ile abdest almak” başlığı altında dört hadisi şerif, hemen devamında da bunun yasaklandığını bildiren iki hadisi şerif yer almaktadır. [/FONT]
[FONT=&quot]Sırasıyla bu hadisi şerifler şunlardır: [/FONT]
[FONT=&quot]1. Hz. Aişe’den şöyle rivayet edilmiştir: Ben ve Rasülullah (sav), cünüp iken bir kaptan yıkandık. [/FONT]
[FONT=&quot]2. Ümmü Sabiyye’den şöyle rivayet edilmiştir (Bu, Peygamberimizin amcası Hz. Hamza’nın eşi, Havle binti Kays el Cüheniyyedir): Benim ve Raslullah’ın eli bir kaptan abdest alırken karıştı (yani birbirine dokundu). [/FONT]
[FONT=&quot]Bu iki hadisi şeriften, birincisinin gusül abdesti, ikincisinin namaz abdesti ve her iki hadiste de abdest alan kimselerin mahrem şahıslar olduğu açıkça anlaşılmaktadır. [/FONT]
[FONT=&quot]3. İbni Ömer’den şöyle rivayet edilmiştir: Rasülullah (sav) zamanında kadınlar ve erkekler bir kaptan abdest alıyorlardı. [/FONT]
[FONT=&quot]4. İbni Ömer’den şöyle rivayet edilmiştir: Biz Resülullah (sav) zamanında ellerimizi bir kaba salar, birlikte abdest alırdık. [/FONT]
[FONT=&quot]Bu iki hadisi şerifte ise zikredilen özneler (birlikte abdest alan şahıslar) mahrem olanlar mı yoksa namahrem olanlar mı belli edilmemiştir. Namaz abdesti mi yoksa gusül abdesti mi o da belli değildir. [/FONT]
[FONT=&quot]5. Ebu Hureyre’den şöyle rivayet edilmiştir: Rasülullah (sav) erkeğin artık suyu ile kadının, kadının artık suyu ile de erkeğin yıkanmasını yasakladı. [/FONT]
[FONT=&quot]6. lbni Amr’dan şöyle rivayet edilmiştir: Resulüllah (sav), kadının temizlendiği suyun artığı ile erkeklerin abdest almalarını yasakladı.. [/FONT]
[FONT=&quot]Görüldüğü gibi bu hadis-i şeriflerde namahrem kadın ve erkeklerin birlikte aynı yerden abdest aldıklarına dair bir işaret yoktur. Mahrem kadın ve erkeklerin birlikte abdest almalarına da mani bir sebep yoktur. Aşağıdaki hadisi şerifler de dikkate alındığında; ‘namahrem erkeklerin ve hele Hz. Peygamberin namahrem kadınlarla birlikte abdest aldığını söylemek’ ve yukarıdaki hadisi şerifleri öyle yorumlamak mümkün değildir. [/FONT]
[FONT=&quot]Hz. Aişe, Hz. Peygamber’in (sav) elinin hiçbir namahrem kadının eline değmediğini yeminle şöyle haber vermektedir: “Hayır Allah’a yemin ederim ki Resulüllah’ın eli, namahrem hiçbir kadının eline değmemiştir.”Yine Akabe biatleri yapılırken de kadınların ellerini tutmamış, Ben kadınlarla musafaha etmem, benim bir kadına olan sözüm, yüz kadına olan sözüm gibidir’ buyurmuştur. Bunu bilen ve gören sahabenin namahrem kadınlarla birlikte abdest almasını düşünmek doğru değildir. [/FONT]
[FONT=&quot]Netice olara açıkça ortaya çıkan şu ki; hımar kelimesini asli anlamından çıkararak te’vil yoluna sapanlar, vahyin nüzulüne şahit olan ve kastedilen manayı ilk ağızdan alan sahabe topluluğu ile onları takip edenlerin uygulamalarını göz ardı etmişlerdir. Dolayısıyla Kur’an ayetlerini anlamada önyargısız bir bakış açısının ve iyi niyetin son derece önemli olduğunu burada belirtmenin faydalı olacağını düşünüyoruz.[/FONT]
[FONT=&quot]KAYNAK: ZEHRA DAVARCI-YÜKSEK LİSANS TEZİ[/FONT]
[FONT=&quot]http://www.belgeler.com/blg/1b4o/hak-dini-kur-an-dili-ve-kur-an-yolu-tefsirlerinde-kadinin-sosyal-statusu-social-statutes-of-women-in-interpretations-of-hak-dini-kur-an-dili-and-kur-an-yolu[/FONT]



Sonuç olarak Nur suresi 31. Ayet gayet açık olmasına rağmen kasıtlı olarak, eksik ve aldatmaca bilgilerle başörtüsünün olsada olur olmasada olura lafı getirmek ve açıklığı medeniyet alameti, kapanmayı çirkinlik-gericilik diye yaftalamak çok büyük bir zulümdür..
[FONT=&quot]Kur’an-ı Mu’ciz’ül Beyan’dan dağdaki çobanda üst seviyedeki ilim ehli bir insanda keyfiyeti nisbetinde istifade eder..Anlayam[/FONT][FONT=&quot]ıyor ve anlamamakta da diretiyorsan bak Burhan[/FONT][FONT=&quot]-ı natık olan Zat s.a.v ne diyor; [/FONT]
[FONT=&quot]Peygamber (s.a.v) Hz. Esma'ya[/FONT][FONT=&quot]"Ya Esma, kadın bülûğa erince ondan görülebilecek olan ancak şudur."[/FONT][FONT=&quot] buyurmuş ve kendi mübarek yüzüne ve avuç içlerine işaret etmişlerdir..[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]SLAM[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]YET G[/FONT][FONT=&quot]Ü[/FONT][FONT=&quot]NE[/FONT][FONT=&quot]Ş[/FONT][FONT=&quot] G[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]B[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]D[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]R, ÜFLEMEKLE SÖNMEZ..GÜNDÜZ G[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]B[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]D[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]R GÖZÜNÜ KAPAMAKLA GECE OLMAZ..GÖZÜNÜ KAPAYAN YANLIZCA KEND[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]NE GECE EDER..(BED[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]Z[/FONT][FONT=&quot]Ü[/FONT][FONT=&quot]ZZAMAN SA[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot]D NURS[/FONT][FONT=&quot]İ[/FONT][FONT=&quot])[/FONT]
 

teblið

Vefasýz
Yazıklar olsun..

Ayetle sabit olan ve sahih hadislerle net olan böyle bir hakikati evirip çevirip kendi nefislerine hoş etmeleri ne kadar büyük bedbahtlık yazık;

Üzücü bir yanıda böylesi bir ilim sahibinin hakikatlerin üstünü örtmesi

elbett yaptıklarının hesabını vercekler hemde acı bir şekilde..
büyük bir vebaldir..
 
Üst