3. Bölüm - 15. FASIL: Bütün Ashabın Eziyetlere Göğüs Germesi

Huseyni

Müdavim

15. FASIL: BÜTÜN ASHABIN EZİYETLERE GÖĞÜS GERMESİ


Ashabın Müşriklerden Çektiği Eziyetler


- Said b. Cübeyr şöyle anlatıyor: Abdullah b. Abbas’a

“Sahabe dinini bırakmak için mâzur sayılacak derecede müşriklerden eza görürler miydi?” diye sordum. Bana


“Evet, andolsun, onlar bir sahabeyi o kadar döverler, o kadar aç ve susuz bırakırlardı ki, başına gelenin dehşetinden onun ayakta durmaya gücü kalmazdı” dedi. Böylece onların istediği sözü söylemek zorunda kalıyordu. Ona

“Lat ve Uzza, Allah’tan başka iki ilah değil mi?” derlerdi. O da


“Evet” derdi. Hattâ onların elinden kurtulmak için, yanlarından geçen bir böceği gösterip


“Bu böcek senin ilahın değil mi?” dediklerinde, o da

“Evet” demek zorunda kalırdı.
[1]

_______________________________

[1] Bidaye, III/59 (İbn İshak, Sa’id b. Cübeyr’den)
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/295.
 

Huseyni

Müdavim

Hz. Peygamber İle Ashabının Hicretten Sonraki Durumları


- Hz. Peygamber ve ashabı Medine’ye hicret ettiğinde, ensar onları bağırlarına bastı. Arapların hepsi onlara düşman oldu. Bu yüzden onlar da gece gündüz silahlarını yanlarında taşımaya başladılar. Bundan dolayı ruhları sıkılmaya başladı ve


“Ne zaman korkusuz ve güvenli bir hayata kavuşacağız?” dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ “Allah sizden iman edenlere ve salih amel işleyenlere vaadetti ki, onları yeryüzünde halife kılacaktır”
[1] ayetini indirdi.[2]

______________________________


[1] Kenzü’l-Ummal, I/259; Heysemi, VII/83
[2] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/295.
 

Huseyni

Müdavim

Zatu’r-Rika’ Savaşı ve Hz. Peygamber ile Ashabının Çektiği Eziyetler


Ebu Mûsa el-Eş’ari şöyle anlatıyor: Peygamber’le beraber savaşa çıktık. Altı kişiydik. Bizim bir devemiz vardı. Ona sıra ile biniyorduk. Ayaklarımız delindi. Benim her iki ayağım hem şişti, hem de tırnaklarım düştü. Bu yüzden ayaklarımıza çaputlar bağlıyorduk. İşte o gazveye bundan dolayı ‘Zatu’r-Rika’ denilmiştir.
[1]

___________________________

[1] Kenzü’l-Ummal, V/310; Ebu Nuaym, Hilye, I/260, (Burada ayrıca şu ek vardır: Ebu Bürde, Ebu Musa bu savaşı bize anlatırken “Her şeyi anlatmak istemiyorum. Allah emeğimizi boşa çıkarmasın” dedi. Bundan, Ebu Musa’nın, başından geçen her şeyi anlatmak istemediğini tahmin ettim.)
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/295.
 

teblið

Vefasýz

Zatu’r-Rika’ Savaşı ve Hz. Peygamber ile Ashabının Çektiği Eziyetler


Ebu Mûsa el-Eş’ari şöyle anlatıyor: Peygamber’le beraber savaşa çıktık. Altı kişiydik. Bizim bir devemiz vardı. Ona sıra ile biniyorduk. Ayaklarımız delindi. Benim her iki ayağım hem şişti, hem de tırnaklarım düştü. Bu yüzden ayaklarımıza çaputlar bağlıyorduk. İşte o gazveye bundan dolayı ‘Zatu’r-Rika’ denilmiştir.
[1]

___________________________

[1] Kenzü’l-Ummal, V/310; Ebu Nuaym, Hilye, I/260, (Burada ayrıca şu ek vardır: Ebu Bürde, Ebu Musa bu savaşı bize anlatırken “Her şeyi anlatmak istemiyorum. Allah emeğimizi boşa çıkarmasın” dedi. Bundan, Ebu Musa’nın, başından geçen her şeyi anlatmak istemediğini tahmin ettim.)
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/295.

Bu kıssayı ilk defa okdum..;

Okuyuncada yine sorguluyorum kendimi;Ne kadar zavallı ,ne kadar biçare ve zayıf olduğumu bir kez daha anlıyorum;Hafv ve reca dairesinde olmamız gerektiğini bilmeme rağmen ben bu mubarek ashabın yanında kendimi çok günahkar hissediyorum,günahkar ve ameli çok az ..
 

Huseyni

Müdavim
Havf ve reca dairesinde onlar kadar olamasakta dengeyi kurmak mümkün. Onların imanı mal, mülk, can, evlat gibi tüm varlıklarını feda etmeyi gerektiriyordu. Yanılmıyorsam Efendimiz aleyhissalatü vesselam Hazreti Ömere diyordu bunu: “Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki sizden biriniz emrolunduğu şeylerin onda birini terk etse helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki sizden kim emrolunduğu şeyin onda birini yapsa kurtulur.” (Tirmizî, Fiten, 79/2267)

Ve yine Üstad hazretleri: "Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takvâ bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzlarını yapan, kebireleri işlemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azîme içinde amel-i salihin ihlâsla muvaffakiyeti pek azdır.

Hem, az bir amel-i salih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir."

Kastamonu Lahikası

Böyle bir fırsatı iyi değerlendirmek lazım.
 
Üst